resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 8627
    kendimi bildim bileli iyi bir galatasaraylı olarak yaşadım, yaşıyorum. fatih terim için bu zamana kadar çok şey yazmak istedim ama yazamadım. aslında şimdide yazmak istediğim gibi bir şey yazamayacağım biliyorum ama şu son olan olaylardan sonra* artık daha fazla kendimi tutamayacağım.

    bende kendisini çok sevenler arasındaydım. o kulübümüz için bir sembol, bizim için aileden biri gibiydi. gel gelelim kendisi ileride olacakları bile bile bu takımı ve bu camiayı yüz üstü bıraktı:

    *kulübün başındayken bas bas bağırarak gelen yabancı kuralına karşılık gerekli önlemleri almadı. doğru düzgün oluşturmadığı kadro mühendisliğiyle takımın bu hale gelmesine sebep oldu.
    *kendisi ego sahibi olabilir doğrudur. fakat zaten milyonlarca galatasaray taraftarının gönlünde taht kurmuş, çoğu için baba sıfatına layık görülmüş biri olarak kulübün başkanının altında olmak, fatih terimin zoruna gitti. bu konuda da kendisi sonuna kadar hatalıdır. kendisinin futbol ile ilgili konularda sınırsız yetkiye sahip olduğu ve işine karışılmadığı bir ortamda artık başında bir başkanın olmasına da sorun çıkarmayacaktı. buna karşılık kendisi bile bile başkanla restleşerek tüpçü ile kader ortaklığı yapma konusunda alt yapısını hazırladı.
    *yine kulübün başındayken kulübümüzün ve kendisinin uğradığı haksızlıklarla ilgili konuşacağını defalarca dile getirdi ama sus pus oldu. aksine kader ortağıyla objektiflere gülücükler saçtı, bizi zıvanadan çıkardı.
    *takımımızın başındayken kendisiyle özel bağı olan futbolcularımızın bazıları ** fatih terim gittiğinden beri doğru düzgün top oynamıyor. bir nevi trip içerisindeler. kendisi madem bu camianın bir sevdalısı, o halde neden milli takımdan da öğrencileri olan bu isimleri arayıp " kendinize çeki düzen verin, formanız için, armanız için mücadele verin " demiyor? kulübün içine düştüğü durumdan zevk mi alıyor yoksa?
    *takımımızın uzun vadeli başarısının önünde engel olarak en büyük etken olan yabancı kuralıyla ilgili milli takımın başına geçtiğinden beri tek bir icraatı olmadı. kendisi madem milli takım ve türk futbolunun yapılanmasından sorumlu, o halde neden kulüpler bazında uluslararası başarısızlığın ya da daha doğrusu istikrarsızlığın en büyük sebebi olan yabancı kuralıyla ilgili bir çalışmada bulunmuyor?

    kimse kimseyi kandırmasın. fatih terim bu olacakları bile bile takımımızı yüzüstü bırakıp gitmiştir. gittikten sonra da kulübümüz adına yapabileceği şeyler olmasına rağmen yapmamıştır ve de yapmayacaktır. emeklilik öncesi bir piyango niteliğinde kazanımlarla teknik direktörlük anlamında son profesyonel sözleşmesine imza atmıştır ve ne yazık ki kendisi ilerleyen yıllarda kulübümüzün başkanlığı için aday olacaktır. umarım o vakit sağduyu sahibi ve bugünleri unutmayan galatasaray taraftarları ve kulüp üyeleri, kendisinin bu meşhur egosunun tatmini konusunda en üst mertebeye ulaşması anlamına gelen başkanlık sıfatını kendisine layık görmezler.

    çok üzgünüm imparator. bunların, tüm bu yaşananların, hakkında böyle şeyler yazmamızın tüm sebebi sensin. biz seni çok sevdik, bir baba gibi gördük ama ne yazık ki sen maneviyatı bırakıp maddiyata geçtin. ama unutma bu hayattan göçüp giderken yanında götüreceğin şeyler *şerefindir, haysiyetindir.
  • 8628
    eğer türk futbolunda tek yetkili kişisiyse ki öyle derhal yabancı sınırını serbest bıraktırması gerekiyor. eğer bıraktıramıyorsa o koltukta 1 dakika bile oturmamalı. hem onun karakterine yakışmaz hem de tek yetkili olduğu halde yaptırım gücünün olmadığı için.
    bugüne kadar hep yabancı sayısının serbest olmasını savunmuş birisi olarak yapacağı ilk icraatın yabancı sayısını serbest bırakmak olmalı. yoksa bağlı bulunduğu kişiler ölümü gösterip * sıtmaya razı edecekler bizi.

    hele hele bağlı bulunduğu kurumun başkanı olan zat, sırf seçim kazanmak için dünya yıldızlarını paraları savurarak transfer etmesiyle artan yabancı kontenjanı yüzünden yabancı sayısında artış isteyen ve istediğini alan kişiyse derhal yapmalı.
  • 8629
    2013-2014 sezonunun 30. haftasını geride bıraktığımız bugünlerde aynı sezonun 5. haftasının akabinde hem de deplasmanda beşiktaş jimnastik kulübünü yenmiş bir takımın antremandan kovulmuş bir teknik direktör iken her galatasaray mağlubiyeti sonrası ya da kötü futbol sonrası başlığına üşüşülmesi her şeyi açıklamasa da bir tek şeyi çok net açıklıyor ki o da; bugün burada kendisine çemkirenler dahil herkesin bildiği gibi mevcut teknik heyet yerine kendisi olsaydı şu anda galatasaray futbol takımının başında, bugün olduğumuz konumda olmayacaktık. bugün gelip de çeşitli nedenlerle kendisine kızılması o gün antremandan kovulmasının akabinde ünal aysal'ın bizatihi yürütmüş olduğu itibarsızlaştırma çabalarına benziyor. hatırlayalım galatasaray resmi televizyon kanalında hakkında takımdan kovulur kovulmaz yalan haber yapıldı milli takımla zaten 3 senelik anlaşmasının olduğu yönünde. aynı zamanda tüm galatasaray'ın tüm yayın organlarında kendisine sansür uygulandı. yönetim kurulu üyeleri hakkında konuştu. başkan rasim ozan kütahyalı gibi isimleri kullanarak medyaya bazı şeyleri servis etti. o gün bunlar yapıldı bazılarınca kabül gördü bazılarınca görmedi. bugün de bu tarz düşünceler dillendirilse de yine aynı sonuç alınacak. bu tek gerçeği değiştirmeyecek. ünal aysal en az fatih terim kadar ego sahibi. fatih terim'i kovmak için gerekli şartları itina ile yerine getirdi. o fırsatı bulunca da fatih terim'i gönderdi. fatih terim'i göndererek başarılı da olabilirdi. o zaman da benim için yapmış olduğu doğru olmayacaktı. şimdi o aldığı risk ile fenerbahçe'nin şampiyon olmasını sağladı. başarının kendisinin başarısı olmadığını ispatlamış oldu. muhtemelen mancini ile de yola devam etmeyecek. bir de tazminat ödeyerek maddi külfet doğuracak galatasaray'a. her halükarda galatasaray kaybetti. bu kadar sert konuşulmasının yegane sebebi de bu kaybediş. galatasaray iyi olmuş olsaydı eğer, gerçi onun oluru zaten yoktu ya neyse, kimsenin sesi bu kadar gür çıkmayacaktı.

    bir de bundan önceki şampiyon bitirilen 2 sezona bakmakta fayda var kendisinin etkisini anlayabilmek için. olayları tek tek hatırlayalım. 3 temmuz süreci herkesin malumu. zamanın futbol federasyonu fenerbahçe için her şeyi yaptı. onlar her şeyi yaparken galatasaray yönetiminden elle tutulur bir açıklama gelmedi. bu ateş üfleyerek sönmez dendi. ateşe üflediler. play off kurgulandı. fenerbahçe'nin galatasaray'ın önünde ligi azami puan farkı ile kapatacağı öngörülüp puan silme gerçekleştirilecekti. statü ona göre ayarlanmıştı. normal sezonda alınan puanlar yarıya bölünüp ligi ilk dörtte bitiren takımlar kendi aralarında oynayarak şampiyon belirlenecekti. saha dışında yönetimin ağırlığı yokken galatasaray bunu saha içi ağırlık ile kapatıyordu. bunu da şuradan anlıyoruz o dönemde federasyon seçimine galatasaray spor kulübü'nün etkisinin hiç olmadığı gerçeğiyle. federasyon başkanı yıldırım demirören olurken galatasaray buna yapacak bir şey bulamamıştı. tekrardan play offların son maçını hatırlayalım. karanlıklar içinde kutladığımız şampiyonluğu. federasyonun ne kadar da fenerbahçe şampiyonluğundan emin olduğunu hatırlayalım. şampiyonluk kupasını sahaya getirip galatasaray şampiyon olunca kupayı vermek istememelerini bir düşünün kurgunun fenerbahçe şampiyonluğu üzerine olduğunu anlarsınız. o gün "kupayı yarın aslantepe'de alsak da olur" diyenlerin olduğu bir ortamda "kupayı bu sahada kazandık bu sahada alacağız" diyen bir teknik heyet vardı. o duruşu yönetim göstermiyordu teknik heyet gösteriyordu.

    peki play off saçmalığının ertesi sene ne oldu. hatırlayalım tekrardan saha dışında nasıl da üzerimize gelindiğini. ben dahil bu platformda herkes tarafından türkiye ile avrupa'da farklı tarzda maç yönettiği kabul edilen eyyamcı cüneyt çakır'ın engin baytar ile olan münakaşasından engin baytar'a 12 maçlık ibretlik bir ceza geliyordu. yapılan itirazlar kabul görmüyor ceza aynen onanıyordu. peki ya meireles. hakeme tükürüp bir de üzerine hakeme eliyle top hareketi yapmasının karşılığı hem de tüm bunlar maçın hakemi halis özkahya'nın raporunda belirtilmesine rağmen 4 maçlık ceza ile geçiştiriliyordu televizyon görüntüleri öne sürülerek. aynı televizyon görüntüleri galatasaray- beşiktaş maçında melo ile tiyatrocu oğuzhan arasındaki olayda göz önüne alınmazken melo yine 4 maç ceza alıyordu. tüm bunların yanında mersin maçları orduspor maçlarında teknik heyetin tribüne gönderilmeleri yaşanırken galatasaray yönetimi tüm bu ikiyüzlü uygulamalara etki edemiyor tüm etki yine sahada gerçekleştiriliyordu. "ben bu takımı uzaydan yönetsem yine şampiyon yaparım." diyen bir teknik direktör vardı galatasaray'ın başında. dediğini yapıyordu yine sahada başardıklarıyla.

    ve malum bu sene. "ya yabancı kuralı değişir ya federasyon" söylemiyle başladık seneye. ne yabancı statüsü değişti ne federasyon. sezon başı statü değişmez diye savuşturuldu. ondan 2 sene öncesinde play off sistemi sanki 5 sene öncesinden tüm takımların mutabakatıyla kararlaştırılmışçasına. yönetimimizin ağırlığı mı? ne zaman oldu ki. peki sadece yabancı sınırlaması mı? bu sene galatasaray aleyhine çalınan düdükler. uygulamadaki farklılıklar yok mu? yönetim yine etkisiz. peki ya fark? geçen senelerde saha içinde o fark kapanıyordu. bu sene o saha içi etkiyi yapabilecek teknik heyet galatasaray'da maalesef yok. herkes her şeyin farkında. fatih terim'in öyle bir etkisi var türk futbolunda. ünal aysal'ın yok. geçen senelerle farkımız bu. onun için anlayışla karşılıyorum her mağlubiyet sonrası fatih terim başlığına gelinmesini. çünkü başka türlü ünal aysal savunulamaz. ünal aysal'ı savunmanın tek yolu fatih terim'e haklı ya da haksız eleştiride bulunmak. ne yazık ki galatasaray'ın şimdiki konusu o değil.
  • 8630
    kendisi ve ekibi takımın başında kalsaydı bence de bundan çok daha kötü bir durumda olacaktık. referansım da 2003-2004 sezonudur. bugün deli gibi fatih hoca diye sayıklayanlar o sezon sözlük var olsaydı yüzde yüz eminim ''luçesku takımın başında kalsaydı böyle olmazdı o 3 kuruşluk kadro ile takımı şampiyon yaptı'' diyeceklerdi. kurtlar vadisi repliği gibi olacak gerçi ama arkadaşlar küçük resme bakmayın biraz büyük resmi görmeye çalışın.
  • 8637
    başarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. o yüzden galatasaray'ın gelmiş geçmiş en iyi teknik direktörü.
    mesela melo, başka takımda olsa hepimiz söverdik kendisine. yok tükürdü, yok dilini çıkardı vs. en iyi yorumumuz yetenekli ama piç olurdu. ama şimdi başımızın tacı. o yüzden fatih terim'i tam olarak aydınlanmayan bir ayrılıştan sonra kişilik vs eleştirmek ne kadar doğru bilemiyorum. ha emre belözoğlu kadar aşırı olur onu eleştirirsin.
    kurumsallık kurumsallık diye ortada dolanıpta bir insanın başarıları önemli değil keşke o başarıları almasaydı vikvik demek saçma.
    zaten bana göre sebep karakteri falan değil. sözlükteki siyaseti her şeyin üstünde gören sözde galatasaray taraftarı tarafından saldırılıyor. oğlum gidin ekşide falan yazın ya.
    tayyip erdoğan'ın belgeselinde oynadı falan diyenler var. sanane ya sana mı soracak koskoca adam?
  • 8639
    kovulduğunun haberi geldiğinde bile kendisini florya'da ki odasına kilitleyip direnmesi lazımdı. güvenlik görevlileri gelip yaka paça dışarı atmalıydı, ancak o zaman direnmiş olurdu.

    kabul edin veya etmeyin o sevgili kurumsal başkanınız elinden gelen her şeyi yaptı fatih terim'den kurtulmak için; görevdeyken başka teknik direktörlerle görüşmeler, -ki mancini ile 24 eylül'den sonra anlaşılmadı- melo'nun transferinde bile zorluk çıkarmalar, derbi galibiyeti sonrası hocayı kutlamamalar, "4. yıldızı almak istiyorum" demesine rağmen manipüle etmeler, eleman lafları vs. resmen psikolojik savaş uygulandı fatih terim'e karşı.

    bütün bu olaylardan sonra bir de kendisi hain, kalleş, satıcı oluyor ya başka da bir şey demiyorum. galatasaray'a yaşattığı başarılar çok büyüktür. 14 sene şampiyon olamamış bir takımın şampiyonluk sayısında zirvede olmasının baş kahramanıdır.

    kendisine çamur atarken "kader ortağı" "demirören" gibi keyword'ler yasaklanırsa asıl o zaman çok görmek isterim bazı galatasaraylıların mantıklı eleştirilerini. tabi yapabilirlerse...

    tıpkı zamanında canaydın'a kazandırdığı gibi ünal aysal'a da seçim kazandırmıştır. galatasaray camiasındaki konumu burdan da anlaşılabilir. ismi bile bazılarının tırsmasına yeterlidir. fatih terim'in karşısında ersun yanal'ın şampiyon olabileceğine ihtimal bile vermezdim. mancini'ye rekor puan farkı attı adam.

    başkanlar kolay kolay efsane olmaz, ama imparator gibileri hagi gibileri efsane olur. keşke seçim kampanyalarına meze olmasaydın hocam. başkanlar, yönetimler değişse bile ölene kadar galatasaray'ın hocası olsaydın. şampiyonluklar da seninle olsaydı küme bile düşsek seninle düşseydik keşke.

    galatasaray maçlarında fatih terim'i o kulübede görmek bile çoğu kimse için mutluluk kaynağıydı.
  • 8640
    imparator çıkıp fenerbahçe şampiyonluğuna sevindim desin dişimi kırarım!

    saçma salak konuşmayın amk!

    lan bu adama bir sefer beyaz denen fenerli çıkıp sormuştu;

    "hocam milli takımı çalıştırıyorsunuz, her takıma eşit uzaklıktasınız. şimdi sizin hangi takımı desteklediğiniz de sorulmaz ama..." benzeri şeyler gevelemişti

    imparatorun cevabı net oldu!

    "ne demek hangi takım ben yıllarca formasını giydiğim çalıştırdığım galatasaraylıyım tabii ki, bunu söylemekten hiç bir zaman çekinmedim" dedi

    o sırada evde koptu kıyamet işte;

    imparatooooooooorrrrr imparatoooooorrrrrr imparatooooooorrrrr faaaaaatih teeeeeeeeerimmmmm!

    imparatooooooooorrrrr imparatoooooorrrrrr imparatooooooorrrrr faaaaaatih teeeeeeeeerimmmmm!

    o yüzden bu adam hakkında konuşurken üç kere, hatta beş kere düşünün...
  • 8643
    önünde bir düzine muz ile dani alves'e yapılan ırkçı hareketleri protesto etmiştir. harika bir hareket gerçekten. niye biliyor musunuz? çünkü aklıma drogba ve eboue'ye yapılanlar geldi. o zamanlar bizim takımın teknik direktörü iken bizim formamizi taşıyan oyunculara aynısı yapıldı. o zaman ülke sporunun bir numaralı ismi neredeydi?

    kendi oyuncusuna sahip çıkamayan bir teknik direktör ispanya ve dünyaya mesaj göndermiş. ne kadar güzel değil mi?

    fatih terim düşmanlığı değil bu arkadaşlar. federasyonun ve siyasetin fatih terim gibi birini ne hale getirdiğini siz düşünün. o zaman kimse dillendirmedi çünkü ülke futbolu zarar görecekti. yemişim boka batmış futbolunu.
  • 8648
    (bkz: ne dediler/#1475167)

    demek ki iki takımı da aynı anda götürme düşüncesinin palavra olduğunu biliyordu. demek ki ünal aysal kendisiyle yolları ayırmasaydı hamza hamzaoğlu'na söylediği şeyleri kendisi için söyleyecek ve bir karar vermek durumunda kalacaktı. vereceği kararın ne olduğunu da buradaki herkesin bildiğinden eminim. sadece kabul etmek istemiyor bazılarımız.
  • 8650
    ben mi yanlış biliyorum acaba ama kendisi milli takımın başına bu dünya kupası süresi sonuna kadar getirilmemiş miydi? milli takım yada galatasaray ile ilgili kararını sezon sonunda verilmeyecek miydi ? hamza hamzaoğlu ile yapılan ilk röportajta ayrılıp ayrılmayacağı sorulmuştu, kendisi de sezon sonunda buna hep beraber karar vereceklerini belirtmişti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın