resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 6726
    bizim ülkemizde meyve veren ağaç her zaman taşlanır. her şey güzel giderken milli takım olayını çıkardılar huzurlu ortamı bozdular, önümüzde real madrid maçı var, madrid maçından sonrada beşiktaş maçı var. bu 2 maçı da olur da kaybedersek herkes hocanın başına üşüşecek. inşallah 2maçı kaybetmek değilde kazanırız ama kaybetmek te ihtimaller dahilinde. zaten şu türkiyede ne zaman güzel şeyler olsa güzel şeyler yaşansa illa birileri çomak sokar.
    abicim 2 yıl şampiyon olduysak bizi bozmaya çalışmayın işte. bizle yarışmaya çalışın legal yoldan ne bok atıyosun ki ? inşallah hocam önümüzdeki 2 maçı da alırda bütün kargalar öyle * gibi kalır. işte o zaman ne dicekler hepimiz şahit olucaz hocam büyüksün diyenlere.
  • 6728
    fatih terim için galatasaray da milli takım da vazgeçilmezdir. ikisinin yeri de ayrıdır.
    takımı iki yıldan zirveye çıkardı, milli takımı da iki maçta diriltti. her ikisinde de söz söyleme hakkına da her zaman sahiptir.

    gelelim yönetim kanadına; "fatih terim'in sözleşmesinin iki yıl uzatılması kararı alındı" duyurusu yayınlandı sitemizde. bu tamamen samimiyetsizliktir. siz kimsiniz, fatih terim kim? yurt dışından bir adama transfer teklifi mi ediyorsun yahu? yoksa taraftara mesaj mı veriyorsun "bakın biz hocamızla olmak istiyoruz" diye. eğer yönetim milli takım isteğinin ilk aşamasında hocanın önüne 10 yıllık bir yapılanma koysaydı, hoca başka işlerim mi var diyecekti? diğer durumda, geç bile olsa hollanda maçından sonra böyle bir girişim karşısında hocanın bunu reddedeceğini düşünmek te saflıktır.

    diğer taraftan milli takımda hocanın önüne 5 yıllık bir plan getirileceği konuşuluyor. yıllık 5 milyonlardan bahsediyor. meselenin buralarını fatih hoca yine düşünmez. hocanın kafasındaki şey bence tamamen çalışma ortamı. hocanın abdurrahim albayrak veya ali dürüst gibi yöneticilerle uyumlu olduğunu bilmeyen galatasaraylı var mı? hocanın şu anda yönetimle ilişkisinin nasıl tasarlandığını ben bilmiyorum ama en makul görünen şey direk ünal aysal'la çalıştığı şeklinde. bu yaz transfer dönemindeki verimsizlikte bu etkenin olduğunu da hissettik. (hocanın milli takımdaki oyuncu seçimleri de bunu gösterdi.) ayrıca bülen tulun diye bir gerçek var, o da ayrı bir konu zaten.

    süreç konusunda şöyle bir şey var; bu istek federasyondan değil, daha da yukarlardan geldi. eyvallah. ilk aşamada aşılması gereken bir süreçti bu, hiç kolay değildi ama galatasaray fatih terim için vazgeçilmezdir, tıpkı milli takım gibi. ikisinin de yerde olmasına tahammül edemez hoca.

    fatih hoca işin bir taraflarında olduğu sürece güven duymaya devam etmek en doğrusudur.
  • 6730
    bugün beşiktaş maçını izlemişse ki %100 izlemiştir beşiktaş'ın mücadeleyi bırakmayıp 1 dakika bille durmayan gençlerini gördükten sonra emre ve amrabat denen manevi çocuklarını artık yedek kulübesine bile sokmaması lazım. inşallah artık inadı bırakıp formayı adaletli ve hakedene dağıtır. halainatla emre ve amrabat'a galatasaray forması giydirirse kimse imparatorun adaletinden felan söz etmesin. çünkü herşey ortadadır
  • 6731
    sıkıntılı zamanları yangına körükle koşma mottosu ile yöneten teknik direktörümüz.

    alttan alttan mesaj vermeye çalışmak yerine, medyaya malzeme çıkarmak yerine "atacağım" yada "atmayacağım " veya "şu anda önümüzdeki maçlara bakmamız lazım bunlar mühim şeyler değil ben galatasaray beni istediği sürece hep buradayım" diyebilirdi. röportajda başkana laf sokunca ligde birinci olmuyoruz. veya başka bir kazancımız olmuyor. bu tarz atraksiyonlara gireceğine başarıya odaklansak daha iyi olmaz mı?
  • 6733
    2 senedir ünal aysal ile ilişkisinden hiç mi hiç hoşnut olmadığım teknik adamımızdır.

    bakın bunu ünal aysal veya fatih terim özelinde söylemiyorum, ünal aysal fazla politik ve iki adım ötesini düşünen, fatih terim ise içine oturan ne varsa nerede olursa olsun lafını sokan bir adam... lakin karakterleri ne olursa olsun galatasaray gibi bir camianın teknik direktörü ve başkanı bu kadar didişmez be abi, 2 senedir sürekli o ona laf sokuyor, o ona giydiriyor üstü kapalı. biraz ağır olmamız lazım ya, ne konuşuluyorsa kapalı kapılar ardında konuşulur.

    "kol kırılır yen içinde kalır" düsturumuz git gide yerle yeksan oluyor.
  • 6734
    bazı sözlük yazarı arkadaşımın ısrarla anlamamak istediği bir şey var.

    günlerdir bu başlık altında kimse ama hiç kimse fatih terim'in galatasaraylılığını sorgulamadı. buna da kimsenin hakkı yok zaten.

    ama bariz bir durum var. o da şu anda takımın kötü gittiği ve her şeyin milli takım olayı gündeme geldiğinden beri başlamış olduğu.

    en kötüsü de bu durumun önüne geçilmesi için önüne koyulan sözleşmeyi ısrarla imzalamak istememesi. fatih terim'in ne kadar zeki bir adam olduğunu hepimiz biliyoruz. madem ki bu takımla gönül bağın var ve madem ki yazılı metinler senin için sadece birer kağıt parçası, o zaman sözleşmeyi imzalar ve arkandan konuşan herkesi susturur takım içinde bariz şekilde görünen soru işaretlerini ortadan kaldırırsın.

    o ise son yaptığı basın toplantısında herkesin kafasında daha fazla soru işareti oluşturmayı tercih etti.

    fatih terim'in milli takımın başında olmasının takımı etkilemediğini düşünenler içinse sadece şunu söyleyeyim. milli maç arasında tam 10 gün boyunca takımın başında yoktu ve antalyaspor maçına hazırlanmak için beraber sadece bir antrenman yapıldı. sadece bir. tamam her halükarda yenmemiz gereken bir takımdı belki ama takımın teknik direktörü takımını maça hazırlamadı. var mı ötesi?
  • 6735
    takım başarılı olur ya da olmaz, galatasaray'la sözleşme uzatır ya da uzatmaz ayrı mesele; galatasaray taraftarı'nın kendisine kızgın ve kırgın olmasının temel sebebi yıldırım demirören'le masaya oturmuş, anlaşma imzalamış, alt kadrosunda görev almış, başkan - hoca ilişkisine girmiş olmasıdır, hem de sebebplerini ve olası sonuçlarını bile bile. taraftar bunu imparator'a yakıştıramadı, öyle gözüküyor ki yakıştıramayacakta. yoksa; berabere kalmışız, o oynamış, şu oynamamış, bilmem kim transfer edilmemiş vs. bunlar hep küçük detay...
  • 6736
    milli takıma gitme nedeni vatanseverlik, milli duygular felan tamamen hikayedir. tabi ki imparatorun milliyetçiliğini, vatan sevgisini sorgulamak haddimiz değil ama herşey açıkça ortadadır. kimse kıvırmasın ve bahane aramasın. tamamen başbakanın emriyle iyice köşeye sıkışan tüp kafayı da biraz koltuğunda rahatlatmak için milli takım teknik direktörlüğüne rte tarafından atanmıştır. milli takım teknik direktörlüğünü kabul ederken de ne yazık ki hayatım dediği galatasaray futbol takımını istemese de boşlamıştır. zaten son basın toplantısın da çok fena saçmalaması kafasının futbol da,galatasaray da felan olmadığının kanıtıdır.

    biz seni seviyorduk, biz sana inanıyorduk, biz sana güveniyorduk be imparator. bir yazar arkadaşımız güzel yazmış "yoksa; berabere kalmışız, o oynamış, şu oynamamış, bilmem kim transfer edilmemiş vs. bunlar hep küçük detay..." doğru bunlar detay ama sen kalkıp yemediği bok kalmayan yıldırım demirören'in kadrosun da görev aldın. en acısı da bu işte...

    bence fatih terim geri dönüşü olmayan bir yola da girmiş bulunmaktadır. inşallah bu süreçte galatasaray'ımız büyük yara almaz. çünkü tek bir gerçek vardır o da aslolan galatasaray'dır.
  • 6737
    seneler önce uefa kupasını kazandığımızda dolu dizgin giden takımımızla şampiyonlar ligi'nin tepesine göz dikmiştik. fatih terim'in italya'ya gideceği dedikoduları çıktığında bütün stat "kal bu sene, kal bu sene alınacak çok kupa var bu sene" diye inliyordu. hoca giderken ve neticesinde kadro dağılırken arkasından kös kös bakakaldık. ama yaşattıklarından dolayı hiçbirimiz gıkımızı çıkaramadık, başarılı olmasını canı gönülden diledik. iki sene önce üçüncü kez takımın başına geldiğinde "galatasaray yerde kalmaz" demişti. ve sözünü yerine getirdiği için yine gıkımızı çıkaramıyoruz.

    imparatorsun, hayatında seçeneklerin var, milli takım milli vazife, adana kalbinde, ankaragücü ayrı bir yerde, fiorentina özel, milan güzel anlamına geliyor senin için.

    ama bil ki, asıl biz taraftarlar için "galatasaray bir tercih veya seçenek olamaz." ve bütün bu yaşananlar * * neticesinde kalbimizde açılan yarayla ve büyük hedeflere vurulan sekteyle bir kez daha başbaşa kalacak olan yine biz taraftarlarız.
  • 6738
    hakkinda milli takimi ve galatasaray'i birlikte calistiracak dedikodusu ilk kez 18 agustos 2013 tarihinde sansal buyuka tarafindan ortaya atildi ve 22 agustos itibariyle de resmen milli takim görevinin basina gecti. o tarihten bugune galatasaray 3 mac ust uste berabere kaldi ve ligde 6 puan kaybetti. burak küs, selcuk küs ve takimin inanci dusuk görunuyor.

    belki "benim adim fatih terim ben hem galatasaray'i hem de milli takimi götururum" özguvenine sahip bir hoca olabilir, ancak o gun bugundur ortada bir gercek var; o da hocanin iki takim olunca hem mental hem de fiziksel olarak yipraniyor olmasi. "lig uzun bir maraton biz bu kayiplari telafi ederiz" dese de icim rahat degil. galatasaray'i bok cukurundan cikarip iki yil ust uste sampiyon yapmis, sampiyonlar liginde ceyrek final oynatmis bir hoca kendisi ama fatih hocanin oldugu yerde kaos hic bitmiyor. söyle dertsiz tasasiz bir sezon gecirmedi bu taraftar. ortada hicbir sorun yokken, tas gibi bir takim kurmusken, catir catir top oynuyorken kendisine neler oluyorsa bu ortamdan rahatsiz oluyor ve sonucunda kaos olusuyor. bunu yer yer kendisi yaratiyor, cogu zaman da baskalari. ama derdi hic bitmiyor.

    yol yakinken dön hocam ne olur dön. takalim su 4ncu yildizi, sampiyonlar ligini alalim, herkese haddini bildir. bu buyuk taraftar sevgisi, dunya capinda sayginlik, basarilar ve buyuk galatasaray camiasi neyine yetmiyor?
  • 6741
    hiç bir galatasaraylı'nın kendisine "ne kadar galatasaraylısın?" diye sormadığı teknik direktörümüz. ama kendisi sürekli galatasaraylılığını öne çıkaran sözler söylüyor. "galatasaray benim için bir tercih veya seçenek değildir." , "galatasaray'a gönülden bağlıyım." , "galatasaray ile aramda sözleşme sadece bir kağıt parçasıdır, önemi yoktur." , "aslolan galatasaray'dır." gibi gibi.. bir sürü tüm galatasaraylıları mutlu edecek sözler. bunları biliyoruz hocam. her seferinde neden tekrar ediyorsun? biz galatasaray taraftarının bu düşüncelerinden bir şüphesi yok ki? ama kendisine son günlerde ne zaman "milli takım - galatasaray" ilişkili sorular sorulsa, sürekli aynı şeyleri söylüyor. birebir aynı şeyler olmasa da, aynı anlama çıkan cümleler kullanıyor. oysa kendisinin, ne galatasaraylılara ne de başkalarına bunu anlatmasına gerek yok ki? herkes biliyor. üzülerek görüyorum ki, hoca da maalesef bu sözleri bir kalkan olarak kullanıyor. açık bir şekilde tribüne oynuyor. ve bazılarını da gerçekten bu sözlerle yanına çekiyor. madem sabrın s.o.s veriyor, uzatma bu işi. "git derlerse direnirim." diyorsun ama sana iki yıllık sözleşme öneriliyor, "kal" deniliyor, "birileri rahat edecek diye imza atmam" deyip, kabul etmiyorsun. galatasaray taraftarı dışında olan, birilerinden bize ne? galatasaray taraftarı rahatlamak istiyor. biz rahatlamak istiyoruz. yetmez mi bu imzayı atman için? kim istemiyor seni? yönetim içinde istemeyenler olabilir, ama o yönetim kurulu çoğunluk bir karar alarak seninle sözleşme uzatma kararı almışlar. yani şu an seni yönetimden istemeyenlerin bir şey demeye hakkı yok. taraftar desen her platformdan senin için açıklamalar yapılmış "gitme, kal." diye. bükreş'te bir taraftar sana yalvarıyor, "hocam nolur bizi bırakma diye." şimdi bunca şey senin arkanda iken bu imza atma konusunda ki diretme, bu arkamda bir komplo var tarzında açıklamalar nedir? arkanda böylesine bir destek varken, seni istemeyenler ve komplo kuranlar, kuyunu kazanlar mı yollatacak seni? yapma hocam.

    televizyonlarda abuk sabuk konuşanlara cevap veriyorsun da, ha bire bir yerlere "biz fatih hoca ile 4 maçlığına anlaşmadık, uzun süreli bir anlaşma yaptık." diye beyenat verip galatasaray taraftarının canını sıkanlara neden cevap vermiyorsun hocam? neden çıkıp da bu açıklamalara "yalan" diyemiyorsun? sen buna yalan demeyip, kafalardaki diğer soru işaretlerini de silmeden, o ahlaksız dediğin insanların susacağını falan mı zannediyorsun hocam? gene konuşacaklar hakkında. al işte en basiti, salı günü real madrid gibi büyük bir maçımız var ama bütün programlar, bütün köşe yazarları bu maçı değilde "ünal aysal - fatih terim satrancı" diye başlık atıp, saatlerce bu konuyu konuşuyorlar. hakikaten çok güzel. haa çıkar real'i de yeneriz, beşiktaş'ı da yeneriz ard arda, belki herkes biraz rahatlar, ama ekim ayı geldiginde ve milli takım maçları tekrar başladığında hooop tekrar bu konu gündeme gelecek. yine başkan bir şey söyleyecek, fatih hoca bir cevap verecek uzayıp gidecek. yalvarıyorum artık, bitirin bu işi. iyi ya da kötü. fatih hocalı ya da fatih hocasız. bitirin. uzatmayın. insanların ağzına laf vermeyin, düzgun giden tekere çomak sokmayın. hadi soktunuz, bari uzatıp da daha da fazla sendeletmeyin şu takımı, camiayı, taraftarı.

    son olarak; sonuç ne olursa olsun, kalbimiz çok kötü kırıldı. umarım yakın zamanda da paramparça olmaz hocam. saygılar, sevgiler.
  • 6743
    antalya maç sonrası yaptığı basın toplantısıyla bütün konulara açıklık getirmiştir. artık her şey çok açık ve net. olan galatasaray taraftarına ve galatasaraya olmuştur. bunun da bir numaralı sorumlusu ünal aysal ve çevresindeki lisecilerdir. ne demiştir terim:

    --- alıntı ---

    "zaten bizim birer sene gidiyor imzalarımız, öyle değil mi ? ilk anlaşmam da bir seneydi. başkanımızın da beyanatı yok mu başarıya dayalı, her sene imzamızı devam edelim. başarı, başarı, başarı hatta hatırladığım kadarıyla böyle bir, çok da güzel devam ediyor işte birer senelik, ne oldu ? galatasaray'da ben 30 yıl kalırım, 40 yıl kalırım ve birer birer. ondan fazlası yok. bende bir değişme yok. ama dediğim gibi birileri rahat etsin, birileri etmesin diye imza atacak halde değilim."

    --- alıntı ---

    albayrakın sözleri:

    http://amkspor.com/...fye-musade-etti.html

    ama burada atladığı bir nokta var terimin. birileri rahat etsin diye imza atacak değilim derken o birilerinin 30 milyon galatasaray taraftarı olduğunu atlamıştır. gitme diye yalvaran, geceleri kabus gören, tekrar herşeyin 96-2000 arası gibi olmasını isteyen galatasaray taraftarını. tamam başkan, başkanın o über danışmanı, liseciler karşısında ezilmedin ama seni sevenleri üzdün terim. senin için taraftar mı daha önemli yoksa 3-5 dinazor kafalı mı? 2000'de gittiğinde neler olduğunu hatırlasana, resmen osmanlı imparatorluğu gibi önce duraklama sonra çöküş dönemine girmiştik. şimdi tekrar dünya devi olma yoluna girmişken neden bunlar bize tekrar reva görülüyor?

    başkan da terim de ben değil diğer taraf bitirdi diyebilmek için satranç oynuyor, olan bize oluyor. nerede ulan aslolan galatasaray? nerede başarı başarı başarı? biz sadece kupaları mı sevdik ki kupa gelmezse terimin gönderilmesine göz yumacağımızı düşünüyorsunuz? biz 10 sene çöküşü gördük, 14 sene şampiyonluk bekledik, iki sene şampiyon olamazsak mı desteklemeyeceğiz zannediyorsunuz galatasarayı? bırakın bu bizans oyunlarını da herkes işine odaklansın.

    öyle bir camiayız ki kimse bizi karıştıramıyor ama biz kendi içimizde ortalığı mahfedebiliyoruz. bu oyun kimin tezgahıysa helal olsun. süper kurgu. hedefine ulaştılar. eminim aziz yıldırım 3 temmuzdan beri ilk defa keyiflidir.

    biz senin arkandayız hocam. ama sende madem söz konusu galatasaraysa gerisi teferruattır diyorsun, uğraşma bu işlerle. çık açık açık 2 maç sonra milli takımı bırakıyorum, galatasarayla sözleşmemi iki yıl daha uzatıyorum, şimdi hedefim 5 sene üst üste şampiyonluk ve şampiyonlar liginde final de. ona göre yapılanmanı yap. bil ki bu taraftar seninle.
  • 6744
    bu sene şampiyon olamayabiliriz. seneye şampiyonlar ligine gidecek dereceyi de elde edemeyebiliriz. kötü bir sezon geçirebiliriz. mesela 3. olduk. haklı olarak ünal aysal'ın elinde hoca değişikliği kozu geçer. ancak kötü geçen bir sezonun ardından takımı tekrar fatih terim toparlayabilir. istediği kadar kariyerli olsun herhangi bir yerli yada yabancı hoca yönetiminden takımına kadar içinde bu kadar entrikalar dönen bir takımı yeni sezonda zirveye oynatamaz. futbolda kötü sezonlar her zaman oluyor. bir gerçek var ki gördüğümüz şampiyonluk sayısı < başkalarının şampiyonluğu. bana ünal aysal fatih terim ile yolları ayıracakmış gibi geliyor. bunu iki şey önleyebilir. ya şampiyonlar liginde bir mucize ya da lig şampiyonluğu. ancak fatih terim ile devam edip gelecek sezonları kurtarmak gerekir.
  • 6745
    üzülerek söylüyorum ki galatasaray'a zarar vermeye başlamış insan. şimdi şöyle söyleyelim. takımın durumu ortada. top oynadığımız falan yok ki bunu 4 senedir kombine alan biri olarak söylüyorum. o elmander'li, engin'li, ujfalusi'li takımdan eser yok şu anda. hatta bu top oynamama durumu geçen senenin başından beri var. önemli maçları iyi mücadele ederek kazanıyoruz, dortmund ya da bayern munih gibi iyi top oynayarak değil. rakipler de kalitesiz olduğu ve sürekli puan kaybettiği için göze çarpmıyoruz ama kazın ayağı bu sene öyle değil. özellikle drogba ve sneijder geldiğinden beri futbol kalitesi olarak çok aşağıdayız. sahaya nasıl dizildiğimz konusu kesin değil ve takımın organize oyunuyla değil çok kaliteli oyuncuların bireysel yetenekleriyle maç kazanıyoruz. hatırladığım tek iyi oyun schalke maçının ilk yarısı ki o maçın ikinci yarısına tekrar bakın, inanılmaz şanslı bir şekilde adamları elediğimizi görürsünüz.

    peki tüm bunlar olurken fatih terim n'yapıyor? yani 3'üncü senesinde diğer rakiplerinin çok çok önünde olması gereken takımın hocası? milli takım'ın başına geçmek için daha 5 ay evvel tabiri caizse 'sektirdiği' adamın evine kahvaltıya gidiyor. hocam, her şeyden evvel teklif karşı taraftan geldi. görüşmeye gidilecek bir yer varsa orası senin florya'daki ofisindir. bağlı olduğun kulübünün başkanı da senin yanında bulunur. çeşitli yerlerde 'vay efendim başkan bu görüşmeye nasıl izin verir' diye soruyorlar. yahu birincisi ünal aysal köle ticareti yapmıyor ki fatih terim gibi bir adama izin vermiyorum demez, adam diyalog adamı. ikincisi, bilerek bu görüşmeye izin verdi çünkü teklifi hocanın nazikçe reddedeceğini düşündü ama yanıldı. sonrasında hayal kırıklığına uğradı. şimdi çıkıp senin başkanın senin doğum gününde jest yapmış, 2 yıllık daha mukavele sunmuş önüne, sen çıkıp afedersiniz ergen gibi trip atıyorsun '1 sene 1 sene gidiyoruz işte' 'başkanımızın kendi lafı, başarı, başarı, başarı' diye. hocam allah'ın aşkına yapma. başkan bunu demişse demiş, sen ona ne bakıyorsun, sen sana sunulan teklife bak. sen ikinci galatasaray döneminde, villareal'e elendikten sonra istifa edip, takımın başından da olimpiyat'taki rize maçından ayrıldıktan sonra demedin mi "ben bu ülkede bir daha çalışmam" diye? edilen sözse senin baz aldığın, senin ettiğin çok daha büyük laf. ne oldu? niye yedin o zaman o lafını. geçeceksin hocam bunları.

    başbakan recep tayyip erdoğan'ın fatih terim'i takımın başına atadığı söyleniyor. eğer öyleyse durum çok daha vahim. sen nasıl olur da başbakan dahi olsa birisinin emriyle iş yaparsın? adam sonuçta "türk milleti"nin oyuyla oraya gelip bizi temsil eden bir politikacı. bizim hayatımıza karışma hakkı hiçbir şekilde olamaz. başbakan yani, peygamber de değil haşa allah da.

    bir de son dönemde ettiği laflara gelelim. ilk önce medya patronlarına "şu şu adamları ya kovun ya ek iş verin" diyor. yahu hocam, birincisi bundan sana ne diye, ikincisi de ek iş'in kralını sen yapıyorsun diye sormazlar mı sana? sana birilerini kovun deme hakkını kim veriyor?

    sonra 13 eylül 2013 galatasaray medical park antalyaspor maçı'dan sonra ettiği iki laf var, ilki "aydın'ın gezmesinden size ne", ikincisi de hemen akabinde "taraftara kime tepki vermesi gerektiğini söylerim" lafları. yahu hocam afedersin de, senin taraftarın gelecek, kombine alacak, bilet alacak, forma alacak, yağmur çamur demeyecek türk telekom arena'nın yol çilesini çekecek (ki yıl olmuş 2014 adamlar mars'a yerleşmeyi düşünüyor), sonra da sen 3 ay fellik fellik dolaşıp takım bulamayınca kürkçü dükkanına dönmüş oyuncunu kabul edeceksin. hem de yıllık o saydığım insanların ömrü billah kazanamayacağı paralara. ayıptır, haksızlıktır ki her şeyden evvel allah razı gelmez. ikincisi de şu tepki lafı. hocam, sen bunları düşünür olduğuna göre kafa olarak iyice kopmuşsun takımdan. afedersin ama sen kimsin de fikri hür vicdanı hür, özgür iradelere kime tepki vereceğini söyleyebilirsin? bizi tasmalı köpek mi sandın da tasmamızı salınca gösterdiğin adama saldıralım? güdümlü müyüz biz? ya da galatasaray taraftarını ultraslan'dan ibaret mi sanıyorsun? nedir hocam? anlat da bilelim.
  • 6746
    deli gibi seviyorum kendisini ama imza olayı sürüncemede kaldıkça bu işten zarar gören galatasaray oluyor.

    hayır ben izlemem, izleyeni de siklemem ama erman'dır, gökmen'dir, serhat ulueren'dir bu adamların ağzına ne kendini ne de galatasaray'ı sakız et hocam allah aşkına.

    sen sallantıda bıraktıkça mevzuyu konuşuyor birileri yav-şak yav-şak...
  • 6747
    sabah gazetesi yazarı ve galatasaray kongre üyesi levent tüzemen, fatih terim ile ünal aysal arasında yaşananları yazdı ve önemli iddialar ortaya attı.

    işte tüzemen'in yazısı ;

    --- alıntı ---

    terim, 2 yıllık kontratı neden imzalamaz?
    2011'de kap'a "3 yıllık anlaşma yaptık" denilen terim'e başkan aysal, refik arkan aracılığıyla "bir yıllık yapalım" dedi

    fatih terim, galatasaray taraftarının taktığı apolete göre "imparator terim" türkiye'nin en çok kupa ve en çok şampiyonluk kazanan teknik direktörü.. bu zaferleri terim sadece ve sadece galatasaray'da yaşadı ve galatasaraylılar'a yaşattı.. terim'in kazandığı zaferlere bakalım:

    altı lig şampiyonluğu.. iki türkiye kupası..
    iki cumhurbaşkanlığı kupası. iki süper kupa..
    ve en önemlisi 2000'de alınan uefa kupası.. avrupa'dan türkiye'ye ilk kez kupa getiren teknik adam unvanını elinde bulunduran fatih terim galatasaray'ın formasındaki 3 yıldızın birinde tek başına imzası olan bir imparator..

    ***

    fatih terim için "gelen ağam giden paşam" felsefesi olmamıştır.. çünkü 1974'te imza attığı g.saray'a ilk günkü gibi bağlıdır. galatasaray'ı yaşadığı gibi çalıştığı her dönemde yaşatmıştır. florya, terim'li dönemlerde buram buram galatasaray kokar.. yerli ya da yabancı olsun gelen her hoca florya'yı yuvası gibi görmemiş sadece çalıştığı tesis olarak kabullenmiştir. "konu galatasaray ise; gerisi tefarruattır" sözü terim'in başucunda yıllardır durur..

    ***

    galatasaray başkan ünal aysal göreve geldiği ilk günlerde florya'da kendi düzenlerini kurmaya çalışanların baskısıyla fatih terim ismine sıcak bakmıyordu.
    ancak camia, yönetim ve taraftar baskısı aysal-terim birlikteliğini yarattı. bu kararın ne kadar doğru olduğunu galatasaray'ın terim'le kazandığı başarılar kanıtlıyor..

    ***

    göreve atanmış (!) fatih terim'in galatasaray kongre ve divan üyesi olarak kulüpteki yılları seçilmiş başkan ünal aysal'dan kat kat fazladır. terim, galatasaray'ın içinden yetiştirdiği önemli bir evladıdır.

    ***

    ben, terim'e ve başkan aysal'a 4 ağustos'taki arsenal finalinden sonra milli takım gerçeğini söyledim.
    terim şaşırdı. aysal, "nasıl olur?" dedi. emrin nereden geldiğini başkan aysal'a söyleyince bana, "ülke menfaatleri söz konusuysa geri teferuattır" dedi.

    ***

    görsel medya, terim'in milli takım'daki görevini "galatasaray'ı bırakıyor, milli takım'ın başına temelli geçecek" şeklinde yorumlayıp bir de yargısız infaz yapınca; başkan ünal aysal 5 eylül'de, terim'e sözleşmesini iki yıl uzatmasını talep etti. bunu da görüşerek değil, sportif a.ş yoluyla yaptı..
    bilgi kirliliğini durdurmak ve yapılan ağır eleştirilerin önünü kesmek için terim, antalya maçı sonrası şunları söyledi: "galatasaray benim için seçenek değil. galatasaray yıpratılmaya çalışılmasın. ben ve başkan karşı karşıya getirilmesin. bu yaklaşım benim ahlak anlayışıma uygun değildir. ben attığım imzalara hep sahip çıktım. benim galatasaray'da bir yıllık imzam var. zaten bizim imzalarımız birer sene gidiyor.
    ilk anlaşmam da öyleydi.. başkanım 'başarıya dayalı imza' dememiş miydi?"

    ***

    fatih terim "bizim imzalarımız bir yıllık gidiyor. ilk anlaşmam da öyleydi" diyerek gerçeği söylemiyor. ben bir kongre üyesi ve ünal aysal'a oy atmış biri olarak gerçeği söyleyeceğim.
    belgesiz konuşmam, araştırmadan yazmam. tarih: 1 temmuz 2011.. yer: tt arena basın odası.. terim ile eski yönetici ali dürüst sözleşmeye imza atıyor. kalemi de abdürrahim albayrak veriyor.
    galatasaray sportif a.ş imza sonrası spk'ya şu bilgiyi geçiyor: "fatih terim'le 2011-2012 sezonundan başlamak üzere 3 sezon için kontrat imzalanmıştır.
    terim'e her sezon için 2 milyon euro ücret ödenecektir."

    ***

    demek ki terim'le yapılan sözleşme tek yıllık değil üç yıllıkmış değil mi?.. hayır değil.. terim imza atmadan önce başkan aysal-ali dürüst'le bir araya geliyor ve bu üçlü "üç yıllık sözleşme" üzerine anlaşıyor.
    sonra ne oluyor?
    başkan aysal, (teknesinde tatil yaparken telefonla konuşup teyit aldığım) refik arkan'ı elçi olarak terim'e gönderip, "üç yıllık sözleşmeyi bir yıllık yapalım" diyor. galatasaray'da "kol kırılır yen içinde" sözünden hareket eden terim bir yılı kabul ediyor.

    ***

    üç yılı kabul etmeyen sayın başkan ünal aysal şimdi nasıl oluyor da terim'e "gel sözleşmeni iki yıl uzatalım" diyor.. keşke aysal bu talebini ikinci başkanlık dönemine başlarken söyleseydi.
    başarı.. başarı.. başarı sloganıyla galatasaray'a başkan olan ve terim'le imza sözleşmelerini "başarı" üzerine yapan sayın ünal aysal'ın şimdi terim'i kaybetme korkusuyla "hoca gel sözleşmeni iki yıl uzatalım" talebi kendi doğrularıyla çelişmiyor mu?
    geldiği gün galatasaray'da üç yıllığına anlaşan ama sözleşmesi başkan aysal'ın isteğiyle tek yıla indirilen terim, sözleşmeyi iki yıl uzatma konusuna bu kadar duyarsız mı davranır? terim'i tanırım asla, "dün dündür bugün bugündür" demez. artık başkan aysal ve terim'in bu konuyu daha fazla gündemde tutmamaları polemiklerin önünü keser. g.saray da zarar görmez.

    --- alıntı ---
  • 6749
    içimden bir kendisinin 17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçı'na 3-5-2 ile çıkacağını söylüyor. bruma'nın hazır olmadığını ve farklı bir formasyonla sahada olabileceğimizi söylemiş.

    ----------muslera-----------
    ----semih--chedj--dany---
    -eboue-----------------riera
    ------melo----selçuk-------
    ----------sneijder-----------
    -------burak----drogba----
  • 6750
    2013/2014 sezonunun devre arasına bileti hazırlanan efsanedir. görülen köy kılavuz istemiyor. takımda belirgin olan isteksizlik, yönetimsel sıkıntılar ve milli takım zorlamaları bu koltukta fazla durmayacağının göstergesi.
    şenol güneş ve denizli hükümete ters isimler. onlar olmayınca ülkede tek isim kalıyor ve terim bu sonu gözüken yola itiliyor. milli takım eğer mucizeyi yaparsa dünya kupasına katılacak takıma odaklansın istenecek ve onu bizden alacaklar.
    taraftar sahip çıkar mı derseniz ben o çalınan beşiktaş 100. yılı şampiyonluğundan sonra bu taraftarın tek dersini başarı olduğunu gördüm. her yönetim kendisi ile zoraki çalışıyor. başarılar gelince susuyorlar ama ufak sarsıntıda ortalık dağılıyor. hemen kendisinin kellesi isteniyor. asilzadeler bu takıma mutlaka avrupa pasaportlu bir ismi istiyor. kendisine tahammül edemiyorlar. galatasaray taraftarı bile yemek yediği isimler nedeniyle kendisini yargılıyor. ben kendisini ailemin büyüğü olarak görüyor ve öyle seviyorum. giderse yine ağlarım, bu zorluklara rağmen başarılı olursa sevinçten ağlarım. yolun ve bahtın hep bizimle açık olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın