resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:72
Uyruk:Türkiye
  • 35351
    üzerinden çok büyük bir goygoyun döndüğü yaşayan efsanemiz. iyi eğlenilip güzel şakalar yapılıyor ama yapılanların bir çoğu ayıp. bu adam tekrar teknik direktör olarak dönse de dönmese de türk futbolunun en büyük mimarlarından, belki de en büyüğü.

    orta doğuda yaşadığının farkına varamayan arkadaşlar bunu tekrar tekrar düşünmesi gerekiyor. herkes ister en az onun kadar başarılı olabilecek hoca ile çalışmayı. tüm camia zaten bunu arıyor şuan.

    hocaya yapılan saygısızlığı artık kenara bırakıp başka şeyler hakkında konuşmak gerekiyor.

    fatih hoca başlığı özelinde demek isterim ki ben de çok istiyorum en az onun kadar başarılı bir hoca. umarım nuri şahin veya okan buruk galatasarayımızda en az efsanemiz kadar başarılı olur.

    hocama da ne zaman ihtiyaç duyulsa hiç tereddüt etmeden teklifi kabul edeceğine ve galatasarayı ait olduğu avrupada en büyük noktalara çıkarabileceğine inancım tam.

    allah sağlıklı sıhhatli huzurlu ömürler versin efsanemize.
  • 35352
    yıllar geçtikçe takımın efsanesinden takımın başının belasına evrildi. hiçbir hatasının sorumluluğunu tamamen üstüne almayan ama ortada bir başarı olduğunda bütün başarıyı kendisine yazan bir insan oldu çıktı ve bu büyük bir kesimde antipati oluşmasına sebep oldu bizzat kendimden biliyorum. bundan 6-7 yıl önce terim gelecek galatasaray'a deseler sevinirdim, bir şeyler yapar takımı canlandırır derdim ama artık o kadar sevimsiz geliyor ki gözüme tahammül bile edemiyorum ne ismine ne fotoğraflarını görmeye.
    hiçbir zaman galatasaray'da ki kaosu bitirmek için uğraşmadı (ayrıldıktan sonraki kaoslardan bahsediyorum) hepsinde çıkıp "benim dönemim burada sona erdi, gelen teknik adamı sonuna kadar desteklemeli taraftar" gibi bir açıklama yapsa kesinlikle taraftarın arasındaki ikiliği bile sona erdirebilecek güce sahipken asla bunu yapmadı bu da gösteriyor ki hiçbir zaman derdi galatasaray değil, galatasaray'da sahip olduğu güçmüş.

    egosunu, kibrini zaten konuşmaya bile gerek yok. hiçbir zaman yanına gerçekten işin ehli yardımcı almayan sadece evlatçılık kafası ile kulübü yöneten bir kafa yapısı ile galatasaray'ın yıllarını çaldı.

    bütün insanlar hep kazandırdığı başarıları söylüyor, bu kulüpte kimler kimler ne kupalar kazandı hiçbirine terime verilen destek (maddi, manevi) verilmediği için ve yeterince arkasında durulmadığı için diğer isimler bu kadar başarı kazanamadı.
    misal lucescu başarısız bir hoca mıydı? aksine bence terimden daha kaliteli bir isim ama sırf zamanında terim boşta diye içerideki lobisi lucescu'yu harcayıp kendisini getirdi.
    kaliteli, büyük isimleri yönetebiliyor mu? belki ama gerçekten takım kurma konusunda vasatında altında bir isim. artık kendisine kurtarıcı gözü ile bakılmamalı ve galatasaray terim defterini sonsuza dek kapamalı. sonuç itibari ile galatasaray'ı galatasaray yapan terim ismi değil, terim'i imparator yapan galatasaray'dır.
    ne bu kulüp, ne bu taraftar terime bir şey borçlu değildir. aslolan galatasaray'dır diyorsak öyle de davranmalıyız artık.
  • 35354
    sezon başı kesinlikle gelmeyecektir. çünkü mevcut yönetim yine bir maceraya atılacak. yeni hoca bulayım derken 1 ay geçecek ve gelen yeni hocayla bir süre gideriz. daha sonra başarısız olunca yine fatih hocama koşarız. ama daha büyük sorun hocamı hergün yıpratanlar. son döneminde 5 sezonda 2 şampiyonluk, 1 golle kaçmış bir şampiyonluk ve son sezonunda avrupada nağmalup devam ediyordu. evet eleştirelim iyi top oynatmıyordu diye de sen bu adama 2 sezon üst üste aynı takımı veremedin. her sene kiralık topçularla al baba kurtar dedin. hop diğer sezon yeni oyuncular. ya sen yarım sezon forvetsiz başarı bekledin. üstüne ağzını açsa tff 5 maç ceza verdi. çıkıp savunmadınız. hatta çıkıp galatasaray futbolcularına, hocasına sallandı.

    diğer taraftan hocayla çalışmaya devam ediyoruz hiçbir sorun yok diyip 1 hafta sonra kovdunuz. fatih hocamın yaşadıklarını istersen klopp, guardiola getir yarısına katlanamaz. çok iyi galatasaraylı olmasa şu yaşında torun severdi zaten. hala şu adamın o yaştaki çabasına hakaret edenler, ne yaptı ki diyecek kadar saygısızlık yapanlar var. fatih hocam bir kere daha döndüğünde en çok da bu ekip hocam hocam nerdesin diye ortalıkta gezecek. en komiği de bu. hocamın kıymetini umarım başarısız olmadan anlarlar. yarım kalan işini tamamlamak için umarım son bir kez daha gelir.
  • 35355
    başkanlara gereğinden fazla anlam yükleyen taraftarların hiç kimse galatasaray'dan büyük değildir diyerek saldırdığı efsane. elbette ki hiç kimse galatasaray'dan büyük değildir, ancak fatih terim çalıştığı başkanların alayının toplamından bile büyüktür, ali sami yen'in eşi fahriye yen'in evinin duvarına oğlum diyerek fotoğrafını asacağı kadar büyüktür. zaten başkanlarla sorun yaşamasının en önemli sebebi de budur. tribünleri peşinden sürükleyen insanlardan pek hoşlanılmaz. sergen yalçın gibi bir adamın arkasına tribün desteği alması bile müteahit başkanın hoşuna gitmediği için sonra 3 ayda ayağını kaydırdı. aziz yıldırım ersun yanal'ın tribünden aldığı destekten korktu ve nisanda şampiyonluk kutlayan hocayı cinsel hayatı olan ilk teknik direktör gibi davranarak kovdu. düşünün ersun iletişimi çok güçlü olmayan bir adam bile aziz yıldırım'ı korkuttu, biz bir de fatih terim gibi iletişimi son derece güçlü, lider özellikli bir isimden bahsediyoruz. kendisinin büyüklüğünün altında ezilmeyen tek başkan özhan canaydın'dı. o da hocayı geri getirirken vaadettiği galatasaray'ın %20'sini bile sunamamıştı.

    kendisi o kadar büyüktür ki, futbolcuların maaşlarını ödemezken stadyum maketine 10 milyon dolar ödeyen adamı, futbolun f sinden anlamam diyen adamı, bulduğu hazır takımı yastık altında tutulan altın gibi bozdurup bozdurum harcayan adamı bile efsane başkan yapmıştır. biri kendisi gidince başkanlığı bırakmış, diğeri kendisi gidince rezil rüsva olduğu gibi yerine getirdiği adamla da 5 ay sonra anlaşamayıp yolları ayırmış ve 6 ay geçmeden 4-4 lük rezil bir takım oluşturarak kendisi de bırakmak zorunda kalmıştı. takımı yastık altı altın gibi bozdurup bozdurup harcayan ise kendisini kovmaya cesaret dahi edememiştir. zaten kendisi ile çalışma imkanı bulamamış olsa muhtemelen 1.5 yılı doldurmadan istifa etmek zorunda kalacaktı. büyük büyük transfer komedilerinin, basiretsizlikleri üstü fatih terim'in şapkadan tavşan çıkartıp takımı şampiyon yapmasıyla örtülüyordu çünkü. kamptan kaçtı, gitmek istiyor diyerek sattığımız adamı 6 ay sonra geri kiralıyorduk.* ama bizim başkanları çok seven taraftarlar kerameti hep başkanlarda zannettiler. oysa bu takımı selçuk donk ikilisi ile şampiyon yapacak 3 tane hoca say desen hiç biri yürekten inanıp sayamaz, sorsan batıcıdırlar, karşı tarafa şeyh mürid benzetmesi yapar şeyhli müridli atasözleri içeren laflar sokarlar ama 20 yıl sonra gelen kadıköy galibiyetini bile hocaya ya da olağan üstü top oynayan jean michael seri'ye ya da o penaltıyı ayakları titremeden kullanacak tek topçu olan radamel falcao'ya değil fetih süresi okuyan başkana bağlamışlardır. oysa daha 7-8 sene önce cübbeli ahmet'in 9 puan fark varken hapishanede dua okudum puan farkı yarım puana kadar indi şeklinde açıklamalarıyla alay etmişlerdi*

    bir de kendisi mircea lucescu üzerinden gömülür ki en anlamadığım nokta da budur. bugün fatih terim'i 25 milyon euroya kadro kurup başarılı olamadı diye linç etti sözlük. lucescu hakan şükür dışındaki parçaları yerli yerinde duran efsane kadroda mario jardel, serkan aykut ve bülent akın gibi 3 takviye yaparak 27 milyon euro harcatmıştı. luce'nin 2001 de harcatıp borçlanmanın fitilini yaktığı parayı terim 2021 de harcayınca olay oldu. neden? çünkü biz başkansporluyuz. bu arada 2001'in 27 milyon eurosu bugünün 80 milyon eurosuna bedeldir. ve sadece 3 oyuncuya verdik...

    gün itibarı ile kendisini öven entryler ofsaytlanıyormuş. onur duyarım. umarım bir daha galatasaray'ın başına dönmez. sadece şartlar iyi iken değil, ya ölüm ya düğün kadrosu kurup düğünden ölüme doğru elim adımlarla gitmeye başlayınp kapısına gitmek zorunda kalırsak o zaman da dönmez. galatasaray taraftarı yemlenmiş sosyal medya trollerinin gazına gelip yaşayan en büyük efsanesine saygısızlığın her türlüsünü yapıyorsa artık başı sıkıştığında fatih terim'e gitmek yerine müthiş başkanları ile büyük avrupa kulübü olmayı öğrenmeli.

    galatasaraylılık bana babadan miras kalmadı. hatta ben küçükken yaşadığımız 4 katlı binada 1 tane bile galatasaraylı yoktu. biri fenerbahçeli olacaksın diyerek tehtid ediyordu, öbürü beşiktaşlı ol diyordu, biri trabzonsporlu olayım diye shota arveladze forması bile alıyordu. ben hiç birine bir gün bile sempati duymadım ve fatihin aslanlarını izleyerek galatasaraylı oldum. bir nesli etrafındaki galatasaraylı sayısı bir elin parmaklarından az olmasına rağmen galatasaraylı yapan adamdır fatih terim. evet kendisi galatasaray'dan büyük değil, ama peşine gittiğiniz adamların toplamından bile çok çok büyük.
  • 35356
    ben dış ticaret uzmanıyım. girdiğim bütün şirketlerde her zaman patron veya alakasız bir sorumluyla iş yüzünden mutlaka kavga etmişimdir. neden ? mesela cuma günü, saat 16:30'da halkalı'dan sabiha gökçen'e mal yetişir mi, yapmamız lazım diye bana baskı kurarsanız ben de size ''f-16 ile mal taşırsak olur'' cevabını veririm. gidip bir tarihçiye ''mustafa kemal ingiliz ajanıdır yalan yazan tarih utansın'' derseniz daha ağır şeyler duyarsınız. duymalısınız da zaten. neyse örnekler çoğaltılır...

    hayatı boyunca kahvedeki adamdan daha fazla futbol bilgisi olmayan başkanlarla uğraşmış bir teknik direktör. monchi, michael zorc, ralf rangnick gibi kalibresinde, futbol konusunda liyakat sahibi yöneticilerle çalışıp anlaşamasa ''hep bu adam mı haklı'' sorusunu ciddiye alabilirdim. ancak böyle bir durum yok...
  • 35357
    galatasaray'ın adam akıllı bir başkanı olsaydı 1996'dan beri takımın başından 5 dk bile ayrılmamış olurdu.

    çalıştığı bütün başkanları "büyük başkan" yapmıştır. o "büyük başkanlar" tarafından hocaya söylenen yalanların haddi hesabı yok. ozan'ı satmıyoruz, gedson'u aldık, 2 forvet geliyor... inşallah hoca bir gün kitap yazar da tek tek ifşalar bunları diyeceğim ama öyle çiğ bir karakter değil hoca. içerde olanları mezarına götüreceğini hepimiz iyi biliyoruz.

    o büyük başkanların hocayı kovma cüretini gösterdikten sonra borcu ikiye katlayıp galatasaray'ı baş altı takımı yapmaları ise ayrı bir araştırma konusu. hocayı her kovduğunuzda kulübün kasasındaki son metaliğe kadar harcayıp takımı ilk 4'e nasıl sokamıyorsunuz anlatın bize ey "büyük başkanlar".

    bir de son zamanlarda "gelsin küme düşürsüncüler" türedi. bu inanılmaz önermeyi sunanların kişisel nefretten başka hangi dayanağı var bilmek isterim.

    hakkında her yorumu yapabilirsiniz.

    - taktikleri modern futbola uymuyor dersiniz 6 ay kadar önce gisdol, sampaoli ve sarri'yi nasıl alt ettiğini ve oynattığı futbol ile avrupadaki otoritelerden nasıl tam puan aldığını diyebiliriz.

    - son 3 sezonda "başarısızdı" diyebilirsiniz ama 19/20 ve 20/21 nihat özdemir, servet yardımcı, mehmet baykan ve serdar tatlı tarafından şampiyonluklarının çalındığını eklemeniz şarttır. yardımcı anadolu takımları ile ilişkilerin/transferlerin önünü keserken, anadolu takımlarına bizim maçlarda "galibiyet primi" dağıtacak "hayırseverler" bulurken; baykan hocaya ve galatasaray'a kesilen anlamsız ve ölçüsüz cezaların mucidiyken; serdar tatlı koruyucu eliyle beşiktaş'ı şampiyon/ sergen'i hoca yaparken; nihat özdemir her alanda galatasaray'ı limit ile açık açık tehdit ederken bu beşeri başarısızlığın tamamını hocaya yazma girişimini anlatamazsınız.

    - 21/22 sezonu ise bambaşka bir hikaye. 9 hafta boyunca attığımız goller dahi verilmedi burada ne oynuyoruz ki yazıldı. rıdvan dilmen, ali koç ne bileyi rambo okan falan dememiştir şunu.

    daha önce de dediğim gibi galatasaray winner bir camia değildir, winner karakterleri vardır: fatih terim, ergin ataman, ekrem memnun, sedat incesu... yoksa ne genel kurul ne taraftar yapısı ile winner olma iddiası ve çabası yoktur.
  • 35361
    kaybettiği sezonlarda bile galatasaray'ı yarışta tutmuştur.

    2002-2003'te 77 puanla ikincidir. rakibine 34 haftalık lig tarihinin en yüksek puanı toplatıldı.

    2019-2020'de 7'de 7 ile giderken, liderle farkı 3 puana düşürmüşken pandemi, tff filan derken son 8 maç çökmüştür.

    2020-2021'de 8 puan fark sonrası bitti denilen sezonu bir anda gol averajıyla kaybedecek noktaya getirmiştir.

    2021-2022 ve 2003-04'te ise hakikaten kötüdür, ona sözümüz yok.

    ama terim varsa galatasaray her zaman iddialıdır, korkulandır.
  • 35362
    seri, leminalı kadroyla ligi alt üst ediyorken, bilmem kaç yıldır kazanılamayan kadıköy’de geri düşmesine rağmen güle oynaya, evire çevire feneri madara ettiği sezon belki tarihin en kolay şampiyonluklarından biri olacaktı belki şampiyon olamayacaktık ama o sezon benim izlediğim en iyi oynayan galatasaraylardan biriydi o takım. hakemlerin bize yaptıklarını hiç hesaba katmadan konuşuyorum. ligin 27. haftasında andone ve muslera’nın sezonu kapatmıştı. 28. hafta lig tarihinde bir ilk okan koçuk 8 saniyeden kart görmüştü. neyse fatih terim batırdı kulübü haklısınız.

    (bkz: süper lig 2019-2020 sezonu)

    edit:lemina yerine nzonzi yazmışım*
  • 35364
    2019-2020 sezonunda başarısız olması pandemi yüzünden deniliyor ki, pandemi olmasa oynattığı futbol ile kesinlikle daha üst noktada bitirirdi ama elinde ligin tartışmasız en iyi kadrosu varken, 17. haftayı 27 puan ile lider sivasspor'un 10 puan gerisinde kapatmak net bir başarısızlıktı ve fatih hocanın ilk devreyi ilk defa çöpe atışı değildi.

    2020-2021 sezonundaki başarısızlık o zamanki yönetimin* orta saha almamasına, 2021-2022 sezonundaki başarısızlık da yine başka bir yönetimin* elneny ve ghezzal gibi oyuncuları almamasına, arkasında duramamasına, federasyon ve rakiplere karşı pasif kalmasına bağlanıyor.

    eğer ki fatih hoca; orta saha oyuncusu alınmadı, yıldız transferler yapılmadı, arkasında durulmadı, federasyon ve rakiplere karşı pasif kalındı diye başarısız oluyorsa, gelmemesi daha iyi değil mi? çünkü, hatırlayanlar bilir ki bu sorunları dursun aydın özbek yönetimi ile yaşama ihtimali de oldukça yüksek.

    ayrıca, erden timur ve dursun özbek sürekli bir sevgi ortamından söz ediyor ama fatih terim görevde olduğu zaman böyle bir ortam değil, özellikle başarısız sonuçlar sonrası ayrışma ve kutuplaşmanın had safhaya çıktığı bir ortam görüyoruz ne yazık ki.

    ancak, fatih terim dördüncü dönemi için "nerede kalmıştık" twiti attığı gün çok mutlu olmuş, yorumlara bakmaktan neredeyse sabaha kadar uyumamıştım. 2019-2020 sezonundan bu yana özellikle oynattığı oyunu çokça eleştirmiş olsam da yine gelse yine benzer heyecan ve mutluluğu yaşarım muhtemelen.
  • 35368
    hala kendisinin istenmesi akıl almaz bir akıl tutulmasıdır.

    kulup efsanesidir, galatasaray'a çok şey katmış, büyük zaferler yaşatmıştır. lakin her insan gibi artık belli yaşa gelmiş köşeye çekilip dinlenmesi gerekmektedir. ne sportif direktör ne de teknik direktör olarak kulubün içinde görev almasını gerektirecek bir zemin oluşmamalıdır.

    var bir hayalimiz, hedef yeniden avrupa kupası şampiyonlukları ülküsü ile fatih terim'i bağdaştırmak için artık geç kalınmıştır. kendisine çok kez şans verilmiş, içinde ukte kalacak bir ortam bırakılmamıştır.
  • 35369
    coğrafya kaderdir…

    bu kaderi en derinden hisseden kişilerden birisi muhakkak kendisidir.

    önyargılı insanların ülkesiyiz.

    sıklıkla egolu olduğu ve bu yüzden başkanlarla anlaşamadığı öne sürülerek itham edilir.

    ben sulh ile teknik direktör gönderdiğimizi pek hatırlamıyorum. bizi geçtim fenerbahçe, beşiktaş ve trabzonspor’da mutlu mesut giden hoca hatırlamıyorum. uefa’da bizim ülkenin teknik direktör tazminatları için ilave departman bile kurulmuş olabilir. hocanın 1996 yılında büyük takımda başlamasından yola çıkalım 3 büyükler o yıldan bugüne kaç tane hoca göndermişler, kaçıyla mutlu ayrılmışlar veyahutta kaç tanesiyle mahkemelik olmuşlar. söz konusu fatih terim olunca geçimsiz oluyor da hikmet karaman 38’inci kulübünden kovulunca egolu olmuyor. yılmaz vural 1 saatte kovulunca sempatik oluyor. şenol güneş’in durumları için ayrı yazı lazım. vitor pareira iki ayrı fenerbahçe başkanıyla kavgalı olunca da problem olmuyor. del bosque 8 m euroyu cebe indirebiliyor mesela. ülkede başkanla problem yaşamayan teknik direktör sayısı yok denecek kadar azken sadece fatih terim bu problemi yaşıyor algısı hakim. maşallah bu algının bayraktarlığını da taraftarımız üstlenmiş durumda.

    evet coğrafya kaderdir.

    bu ülkede başarılıysan birileri sürekli paçandan aşağıya çeker. hani türk cehennemi fıkrasında olduğu gibi bizde zebaniye gerek yok zira herkes birer zebani olabiliyor. herkes açığını arar ve sana destek olmaz, rakip taraftarları bir kenara koydum kendi taraftarın bile destek olmaz açığını arar. işte hocanın zamanında kemik atmadığı bir eski futbolcu ya da gazeteci çıkar yalan yanlış veya yarım yamalak bir ithamda bulunur herkes yukarıda saydığım sebeplerden dolayı konunun üzerine atlar. kebapçı selo'dan dayak yedi diye algı çıkardılar (amaç karizmayı çizmek) sonra mahkemede anlaşıldı ki selo dayak yedim mağdurum demiş. hala kebapçı selo fotosu paylaşan renktaşlar var.

    fatih terim’e babam kadar saygı duyuyorum. her zaman takımın başında onu görmek istiyorum.

    ha bundan sonra takımın başına gelir ya da gelmez orası ayrı konu. ancak bu ülkenin ve de önemlisi kulübümüzün en önemli figürlerinde birisine saygılı olalım lütfen.

    teknik direktör olarak gelmesini istemeyebilirsiniz, katılmasamda kendinizce haklı sebepleriniz de olabilir ama lütfen dalga geçmeyelim ve saygısızlık yapmayalım.

    takımı küme düşürecek demek nedir allah aşkına hiç mi vicdanınız yok. şirazemizi kaybedersek bizi kimse kurtaramaz lütfen kendimize gelelim.
  • 35371
    kirlenmemiş bir ligimiz olsaydı 2021-2022 sezonunda da en kötü ihitimalle şampiyonluk yarışında olacağına emin olduğum hoca. ne yazık ki balık hafızalıyız, memleketin en büyük sorunu bu.

    fatih terim gönderilene kadar ayan beyan galatasaray'a çekilen operasyonları ne çabuk unutuyoruz? kamuoyunda fenerlisinden, beşiktaşlısına kadar galatasaray'a çekilen operasyonu kabul ediyorken, tff tarafından bizzat ilişkilerimizi hoca bozuyor denildiği bilinirken avrupa'da galibiyete hasret galatasaray'ı namağlup gruptan çıkaran adama küme düşürecek falan deniyor. hayret vallahi.
  • 35372
    hocanın yaptıklarını hiç kimse unutmuyor ama arsene wenger, mourinho gibi hocalar için nasıl ki artık büyük takım çalıştıramaz deniyorsa maalesef efsanemiz için de aynısı geçerli.

    geçmişte yaptıklarını baz alıp hareket edeceksek eğer selçuk inan ve arda turan gibi veteranlar oyuna girdiğinde de bu oyunculara ve aldıkları paralara küfür edilmemeli. çünkü bu iki oyuncu da bize kupa* ve para* kazandırdı.
  • 35373
    kendisini türk futbolundan çıkarsan makedonya falan oluyorsun. bakın bir romanya bile değil.
    ülke futbolunun kazandığı tüm başarıların altına imzası vardır. ilk ve tek avrupa kupası, kurduğu kadronun dünya üçüncüsü olması, avrupa şampiyonası üçüncülüğü, ulusal ligin açık ara en başarılı hocası olması… saymakla bitmez elbette. zaten konumuz da bu değil. konumuz, koskoca ülkenin başka bir fatih terim çıkaramaması. ama sanırım bizim kaderimiz de bu. böyle insanlar istisnai olarak 100 yılda bir çıkıyor.

    düşünün 12 sezonda 8 lig, 3 türkiye kupası, 4 süper kupa, 1 avrupa kupası. son 25 yılda avrupa’da kupa alan bizden daha düşük bütçeli bir tane bile takım yok. şunun çeyreğini bir yabancı yapsa kulübün tapusunu verecekler hocayı 2. kez avrupa şampiyonu olamadığı için suçluyor.

    fatih terim türk futbol tarihinin en başarılı ve en büyük efsanesidir. her ne kadar uzun süredir iktidar ve koç destekli bir itibarsızlaştırma operasyonu yapılsa da bu gerçeği değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

    zira itibar ne baskıyla ne de parayla satın alınabilir.
  • 35374
    birkac konu var aslinda ic ice gecmis. herkesin de hatalari var.

    oncelikle hocanin en buyuk hatasi dunya futbol trendine uymaya calismak oldu. dunyaya hukmeden pas futbolunu oynamaya calistigi 4 sene boyunca potansiyelinin cok asagisinda kaldi. gelen 2 sampiyonluk, son haftada 1 golle kacan bir sampiyonluk ve pandemi olmasa belki de sampiyon tamamlanabilecekken (9 maclik efsane seri) covid nedeniyle ritm kaybiyla biten kotu bir sezon sonu iceren bu 4 sene, aslinda gecmis dikkatli incelenip okundugunda kesinlikle basarisiz degildi. ben hocanin 3. doneminde basarili bir 4 sene gectigi kanaatindeyim, kaldi ki cok kucuk ayrintilar olmasa 4 yilda 3 sampiyonluk gibi muthis bir sekanstan soz edecektik.

    ancak tum bu basarilara ragmen hoca bir sekilde avrupadaki cagdas futbolu elindeki yetersiz takimla oynamaya calistigi icin keyif alinmakta zorlanilan bir futbol izledik. tabi bu donemde kiralik disinda bir oyuncu alamiyor olusumuz da bizi etkiledi. bonservisi elinde yasli topculara mahkum kaldik, yonetimin elindeki parayi yonetememesi nedeniyle forvetsiz uzun sureler gecirdik. butun bunlara ragmen 4 yillik surenin neredeyse tamami yarismaci ve sampiyonluk iddiasi suren bir takim olarak gecti. bu basari asla kucumsenmemeli.

    ama hocanin bir sekilde takimin konsantrasyonunu ozellikle icak ayina kadarki surecte yuksek tutamamasi, lakayit oynanan onlarca mac, temposuz bir takima donusmemiz, pres ve şuttan bihaber gecen yillar taraftari da yipratti. her ne kadar basari olsa da hepimiz 2011-2012 senesindeki gibi bir takim istedigimizden yakindik. son senede ise genclesme adi altinda zaten kirilgan olan takim iyice parcalandi.

    hocanin suçu bana kalirsa pas oyununda israrci olmakti evet. ama yonetimin sucu daha buyuktu. hoca yonetimin de istegiyle cok genc bir takim kurup onlari belirli bir seviyeye getirmeye calisirken en azindan 1 transfer sezonu daha gorebilmeliydi. saptadigi eksiklikleri giderecek zamani ve firsati olmaliydi. gecen 4 basarili senenin hatrina hocanin 1 senelik kredisi olmaliydi. bu kredinin saglanmamasi bizi bugune getirdi. bugun onumuzde bazi secenekler ve yeni baslangiclar var. yeni baslangiclarin icinde fatih hoca da bir opsiyon. ama ben artik bu kadar birbirini kirmis uzmus iki tarafin biraraya gelmesine karsiyim. ben eminim ki hoca bugun baslasa, giderken yine basarili bir sekans birakacaktir arkasinda. ama artik iyice birbirini yipratmak uzerinden ilerleyen ve toksikleameye baslayan bu iliski hem hocaya, hem takima, hem taraftara hem de tarihe zarar vermeye basladi. daha once de demistim. ben hocayla bir kez daha hayal kurup sonra onlarca basarinin yaninda olumsuz gececek bir dönem sonrasi bir kez daha ayrilik yasamayi kaldiramam artik. hocayi cok seviyorum ama bugun onumuze bakma zamani. hocadan ne alacagimizi, hocanin ne verecegini ve en sonunda basimiza ne gelecegini cok iyi bilirken bir kez daha bunlari yasayip sevinci de kizginligi da en uclarda yasadigimiz bir bipolar donemi daha kimseye cektirmeyelim.

    hocam artik heykelinin dikilip onunde poz verecegi guzel bir toreni hak ediyor. gonlunu alip, iade-i itibari yapilip her daim danisilacak bir akil hocasi olarak kulupte onursal bir goreve getirilip guzel bir son yazmaliyiz. ama hocaya tekrar esofmanlarini giydirirsek hikayenin sonunda herkes uzulecek. cunku biz severek ayrilmayi bilmeyen bir ortadogu toplumuyuz.

    o nedenle hocanin adi artik gundemden kalkmali. cunku seni cok seviyorum hocam.
  • 35375
    başarılarını falan geçtim, kendisini hep şu durumlarda hatırlayacağım;

    sezon 2011-2012; bir önceki sezonda rezalet bir sezon yaşamış galatasaray. her deplasman tribününde cimbom kümeye tezahüratının duyulduğu 2010-2011 sezonu. ne oynanan oyun, ne de elimizdeki kadro ümit verici. elimizde bir tek arda var, o da tüm seneyi hemen hemen sakat geçirmiş ve tribünlerle de arası iyi değil. sinema kapatması falan dillerde. yani nerden baksak kaotik bir takım. rakiplerinden biri 2008’den sonraki en dominant sezonunu oynamış ve yeni transferlerle lige ambargo koymanın peşinde. diğer rakibi de portekiz milli takımı kıvamında bir kadro yapılanmasına gidiyor. o sıralar lizbon sokaklarında beni görseler, apar topar beni de alıp getirecekler. tamam, fenerbahçe gibi efektif bir kadroları yok ama bizden her türlü iyiler. zaten bir önceki malum sezonda her iki maçta da yenmişler. değil derbi galibiyeti, doğru dürüst derbilerde gol bile atamayan, her yönüyle güçsüz, sahipsiz ve umutsuz bir galatasaray takımı var elimizde.

    bir geldi, pir geldi. yıllardır derbi galibiyeti görmeyen takım, tüm sezon sadece 1 kere, o da süper final’de yenildi. o maçta da sanırım yenildik diye üzülen olmamıştır. öyle bir futbol oynuyorduk ki parçalıyorduk her takımı resmen. tüm kadroyu baştan aşağı yenilemiş ve en gözde oyuncusunu transferin son günlerinde göndermiş ve yeni bir takım olmasına rağmen, kısa sürede tüm oyıncular birbirine alışmış ve son 20 senenin en iyi galatasaray’ının mimarı olmuştu.

    sonraki sezonlardaki başarıları saymıyorum bile ama şike sezonundan muzdarip olmasına rağmen devre arasında 10 milyon euro’ya sow’u getirebilen ezeli rakibine karşılık, asgari ücret + yol + yemek karşılığında geri getirilen necati ile şampiyonluk yaşattı, hem de ezeli rakibinin sahasında. bu olay 100 yılda bir yaşanırdı, ona nasip oldu, diğer başarıları gibi..

    2. kısım 2017-2018 sezonu;

    geçtiğimiz iki sezonda oynanan rezalet futbol, sayısız futbolcu ve teknik adam sirkülasyonu. taraftar yine takıma küsmüş, yönetim zaten tartışmalı, üstelik kadro yine kötü. üstelik rakiplerin sadece fenerbahçe ve beşiktaş değil artık, başakşehir de bangır bangır gelmiş. beşiktaş zaten son 2 sezonun şampiyonu, başlarında şenol güneş var, kadroları tarihin en iyi kadrosu olarak nitelendiriliyor. fenerbahçe yine bildiğimiz fenerbahçe. bir sürü yıldız ve yıldız adayını kadroya katmış, üstelik başlarında takımı daha önce şampiyon yapmış sir aykut kocaman var. başakşehir ise malum. hiç anlatmayayım verilen desteği.

    baştan aşağı yine kadroyu değiştirmişiz. alışık olmadığımız şekilde takımın başında bir önceki sezondan kalma tudor var. bu kez istikrar demişiz. meyvesini de almışız aslında. en azından ilk 7 8 hafta ): sonrası bildiğin çöküş. çöküş diyorum çünkü takım yine derbilerde gol bile atamıyor, alakasız şekilde fark yiyor ve bazı maçlarda 3-0 yenilmemize rağmen bu maç nasıl 10-0 bitmedi yav diye evreni sorguluyorduk. üstelik deplasmanlarda da varlık gösteremez olmuştuk. fırtına gibi başlanılan sezonda bir anda kendimizi üçüncü sırada bulmuşuz. gidişattan memnun değil taraftar. maçlara gelip tribünleri dolduruyor ama en ufak bir bocalamada teknik adam ve yönetimi istifaya davet ediyor. kazan yine kaynıyor yani.

    bu kez hiç alışık olmadığımız şekilde devre arası geliyor “nerede kalmıştık” tweet’i ile. ha küstü ha küsecek denilen taraftar bir anda birlik beraberlik mesajı vermeye başlıyor, bu birlik ve beraberlik en son kurtuluş savaşında görülmüştür. o derece yani. geldikten sonra ilk icraatini, haftalardır galip gelemediğimiz deplasman maçlarının birinde yapıyor. ard arda oyuncu değişiklikleri yapıp kayseri’yi 1-3 yeniyoruz mesela. başımızda tudor olsa 4-2 falan biterdi o maç sanırım neyse. sezon boyu gol bile atamadığımız derbiler bizim için korkulu rüya olmaktan çıkmış, bırak mağlup olmayı, gol bile yememişiz. bir tek trabzonspor maçında 90+ bilmem kaçta endirekt vuruş olması gereken yerde tek vuruşla andromeda galaksisinden gelen şutta kalemizde golü görmüşüz. öyle gol mü olur aq. o yüzden saymıyorum bile.

    kadıköy deplasmanından istediğimizi almış, trabzon’a 2 defa yağlamış, beşiktaş’a işte böyle her sene böyle tarifesini uygulamış ve son yıllarda 2 farklı yenilsek sevinecek duruma geldiğimiz başakşehirspor maçında, başakşehiri sami yen’in çimlere gömmüştür.

    takım kadrosu zaten diğer rakiplerine göre gerideydi ama ndiaye’nin de gitmesiyle daha da daralan bir kadroyla mücadele etmek zorunda kalmış, ndiaye’nin yerine, tudor’un fazla masraf çıkarıyor deyip neredeyse florya’da yemek bile vermediği donk’u monte etmiştir. fernando’nun da uzun süren sakatlığı sebebiyle çoğu maçta selçuk - donk orta sahasıyla takımı çıkarmıştır. o donk ikinci yarının yıldızlarından biri olmuştur her nasılsa.

    son yılların en çekişmeli geçen sezonunda rakiplerinin önünde kupayı kaldırmış, iki senelik beşiktaş’ı ait olduğu üçüncülüğe geri göndermiş, fenerbahçelilere “bizi terim’in hegolamaımshdjdından kurtar bizi başkanım” dedirtmiştir. psikolojik üstünlüğü tekrar lehimize döndürüp ivmelenen rakiplerini demotive etmiştir. mayıs’lar bizimdir sloganını taraftar tekrar hatırlamıştır.

    diğer başarılarını yazmaya gerek duymadım ama bu şampiyonluklar benim için çok önemli çünkü ikisinde de fecaat geçen sezonlardan sonra kazanılmış şampiyonluklar olması ve ivmelenen rakiplerini ait oldukları yere gönderilmesi açısından önemlidir.

    bazen kendisi hakkında saçma sapan, futbolun hiçbir ilkesine uymayan öyle şeyler söyleniyor ki, bunu yazmak istedim. rakip takımların başında imparator’un başarısının çeyreğini yapabilen bir hoca olsa istanbul’un dört bir tarafında heykeli dikilecekken, bir takım sosyal medya seyircisinin kendisine bu derece tavırlı olması çok üzücü. bu da bizim ayıbımız olsun ne diyeyim…
App Store'dan indirin Google Play'den alın