resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 34801
    galatasaray'ın içinde kendisinden nefret eden bir kesim olduğunu düşünmüyorum. varsa da çok küçük bir kitledir.
    kulüpten ayrılmasından sonra gerek sosyal medyada, gerek sosyal hayatta kendisini gözü kapalı şekilde savunan bir kitle ortaya çıktı. doğal biçimde her tezin bir antitezi oluştuğu için kendisini gözü kapalı eleştirenler de çoğaldı.

    hocanın kendisini gözü kapalı savunanlara ihtiyacı yok. aynı şekilde kendisini gözü kara şekilde eleştirecek bir durum da yok.

    arada yanan olaylara realistik bakan kitle oldu.

    edit: efsanemizi gözü kapalı şekilde savunan kitlenin, diğer insanların hocaya bakış açısını kötü anlamda etkilediğini de eklemeden geçmemek gerek.
  • 34802
    2021-2022 sezonu özelinde çok kötü bir orta saha planlaması yapıp bir çuval parayı kediye yüklemiş kulüp efsanesi.

    kendisinden nefret etmiyorum, beddua da etmiyorum lakin üç yıllık planlama, müthiş bir başarı hikayesi hayali kurup böyle vasat bir kadro nasıl oluşturdu aklım mantigim almıyor. takımda kerem dışında elle tutulur güven duyacağımız bir adam yok. mesele sadece orta saha da değil. aanholt denen adam mesela neden alındı? omer'den ne fazlası var demek tabiki de saçmalık ama neden başka bir oyuncu değil de aanholt? muslera'nın yedeği olarak neden ismail cipe'ye güvendi? mostafa mohammed geldigi günden beri neden düşük performans sergiliyor? ingiltere'de çılgın atan diagne neden galatasaray 'da kediye dönüşüyor ?

    kendisinden nefret ve biat etmeden bunları sormak hakkım diye düşünüyorum. neden hocam neden?
  • 34804
    galatasaray taraftarları içerisinde kendisinden net şekilde nefret eden en az %30-%35 civarında taraftar olan galatasaray efsanesidir. hoca ağzıyla kuş tutsa, ki 2000 yılında tutmuşluğu var, bunu değiştiremez. bunun en büyük sebebi adanalı topal talat'ın* oğlu olmasından dolayı sahip olduğu başarıları kendisine yakıştıramamalarıdır. hollanda/belçika'da doğup büyüyen, süslü cümleler kurabilen, duygularını içinde tutabilen ve kendini elit insan olarak pazarlamayı bilen birisi olsaydı eminim her şey çok farklı olurdu.

    türk toplumunun da en az %70-%75'i kendisinden nefret etmektedir. onlar da galatasaraylılarla benzer sebeplerin üstüne bir de başka takımlı olmalarından ve ömürlerinin bir bölümünü kudura kudura terim'in başarılarını izlemek zorunda kalmakla geçirmiş olmalarındandır.

    sebepler net ama sayılar tamamen benim kendi gözlemlerime dayalı düşüncelerimdir. pek tabi yanlış düşünüyor olabilirim. belki de benim çevremdekiler sevmiyordur orasını bilemem.
  • 34805
    kendisine bel altı vurulmasına bu sözlükte hiçbir zaman izin verilmemiş teknik adam. moderatörler saygısızlık ve hakaret içeren bütün girileri itinayla siliyorlar. mesela hocanın komisyonculuk yaptığına yönelik bir veya iki giriyi bizzat ihbar ettiğimi hatırlıyorum. hemen de silindiler.

    ancak burada sıkıntı, saygısızlığın ve bel altı vurmanın sınırlarını doğru çizememekten kaynaklı. mesela "idmanda ayak tenisi oynatıyor." tarzı bir giri direkt saygısızlık, hakaret, iftira kapsamına sokuluyor. oysa yine üst paragrafta bahsettiğim "komisyonculuk" vb. ithamlar ile bu tip ithamlar arasında fark var. bunlar en fazla boş konuşmak olarak nitelenebilir. "fatih terim futboldan anlamıyor." demek saygısızlık değildir. eksik düşünmedir, tarafgirliktir, farklı yorumdur, vs. bilemem. ama bunlar ne hakarettir ne saygısızlıktır.

    maalesef bizim kültürümüzde ağır eleştiri muhataplarına göre sınıflandırılıyor. "kutsalıma saygı duy" eşiği yüzünden herkes ikiyüzlü oldu. ağır ve sert eleştiriden bu kadar korkan bir toplumun ilerlemesi de mümkün değil zira herkes kendine kutsal belliyor sonra. mesela atatürk'ü koruma kanununu kaldıramıyorsunuz, onun yerine toplumun belli bir kesiminin inandığı değerleri koruma kanunu çıkarıyorsunuz. politik doğruculuk galip geliyor yani.

    öte yandan bir kişiye yapılacak eleştiriler eğer saygı sınırını aşıyorsa, bu muhatabın farklı oluşuna göre değerlendirilemez. buna düpedüz çelişki denir. neden bahsettiğimi herkes anlamıştır. galatasaray teknik direktörü domenec torrent'e burada her allah günü "yancı, çaycı" vb. aşağılayıcı ifadeler içeren giriler giriliyor. eğer fatih terim'e "futboldan anlamıyor" demek hakaretse, bu bahsettiğim şeyler hakaretin tillahı. yani fatih terim insan da domenec torrent insan değil mi? fatih terim'e iğne ucu değse ağır ceza da torrent'e kılıçla dalmak serbest mi? bu isimlerin ikisini de aynı sertlikte eleştirebilenleri tenzih ediyorum. hattâ bana kalsa bu tip giriler herkes için girilebilmeli. galatasaray'ın kurumsal kimliğine saldırılmadığı sürece isimlerin bence bir önemi yok. ama değil mi ki sözlüğün kurucuları bu tip kurallar belirlemiş, uymak mecburiyetindeyiz. sözlük babalarının malı mı? hayır, bizzat kendilerinin malı.

    demem o ki fatih terim eleştirilerinde çizilen sınırlar sorunlu. bir insan fatih terim'in futboldan anlamadığını düşünüyor olabilir. idmanlarda sadece ayak tenisi oynattığını düşünebilir. bunlar bir kişinin itibarını zedelemez. bir insanın bir işi beceremediğini düşünmek ve bunu ilan etmek saygısızlık, hakaret, aşağılama değildir. dediğim gibi, fatih terim'in cica ve morutan transferlerinde komisyonculuk yaptığını söyleyip kanıt sunamamak iftiraydı. muhammed'in her gece 10 kadınla birlikte olduğunu iddia edip kanıt sunmamak iftiraydı.

    bunu defalarca yazmışımdır, büyük ihtimalle yine boşluğa gidecek ama yine de yazayım dedim.
  • 34806
    gerçek galatasaraylıların asla nefret edemeyeceği efsanemizdir. bir kere bunu iyice ezberleyin.

    aslında sorun fatih terim'de değil, fatih terim'i kayıtsız şartsız destekleyen taraftardadır. sürekli aynı şeyleri tekrarlamak istemiyorum ama kendisi yönetiminde son 3 yılda hiçbir şey yapamadık. 2020'de ligi 6. sırada bitirdik, 2021'de averajla 2. olduk, 2022'de ise gönderildiği esnada 12. sırada yer alıyorduk. hocanın inatları, avrupa'daki hezimetler gibi sorunlarda eklenince iyice çıkılmaz bir yola girmiştik. buna rağmen sonuç ne olursa sürekli fatih terim'i öven taraftarlar ortaya çıktı. tamam, geçmişte elde ettiği başarılardan dolayı ne kadar övsek az kalır ama bugünden de kopmamalıyız. herhangi bir avrupa maçında orta sahayı bile geçemediğimiz maçlar olmuştu ama maç sonu bizim taraftarlar "fatih terim olmasa kale çizgisinden çıkamazdık" gibi savunmalar yapıyordu. türkiye kupasında karşılaştığımız bir alt ligin sonuncu takımına yeniliyoruz ama bazı taraftarlar "olsun çok fazla gol pozisyonuna girdik." şeklinde antitez üretiyordu. kendisi yönetiminde ligde son 10 maçta, sadece 1-2 galibiyet alabildiğimiz bir dönemeçte bile, yok gol pozisyonu, yok xg diyerek fatih terim'i haklamaya çalışıyorlardı. sadece bunlarda değil;

    "arda turan'a ne gerek vardı?"
    - "olsun fatih terim affetmişse bize laf düşmez."

    "hoca 4 yıldır bu takımda ama neden şimdi 3 yıllık planlama yapıldı?"
    - " fatih terim öyle istedi."

    "oyuncu tercihleri yüzünden puan kaybettik."
    - " fatih terim'den daha mı iyi bileceksin?"

    "fatih terim neden sürekli başkanlarla kavga ediyor?"
    - "başkanlar fatih terim'e uymak zorunda!"

    herhangi bir başlıkta hocayı eleştirdiğimiz bir entry görüldüğünde ise,
    -"fatih terim düşmanısın."

    gibi gibi bir sürü örnekler verilebilir. halbuki yenildiğimiz veya elendiğimiz bir maçtan sonra genel olarak bir eleştiri yapabilmiş olsaydık, belki de şu anda fatih terim galatasaray'ın başında yine başarıdan başarıya koşuyordu. çünkü hoca yaptığı her hatada şakşaklayan bir taraftar grubu görmezdi. tam tersine başarı için sürekli eleştiren bir taraftar grubu görürdü ve bu da onu bir şeyler yapmaya itebilirdi. böyle yapmadığımız içinde maalesef ki hocamız yaptığı her hatada haklı olduğunu düşündü ve bizde çıkmaz bir yola girdik. düşünün ya, milyon eurolar harcadığımız transfer döneminden birkaç ay sonra hoca dolaylı olarak şunları söyletti: "çalışarak gelişemiyorsak, değişerek gelişiriz." yani hoca sorunu her şeye rağmen yine kendinde bulmuyor!

    bu ve bunun gibi nedenlerden sonra bile halen daha fatih terim'i amansızca savunanlar çıktığı için, ben ve benim gibi taraftarlar da eleştiri dozajını bir hayli yükseltti. bu süreçte haklı olduğumu düşünüyorum çünkü fatih terim gibi birisi 3 yıl üst üste başarısız olamaz. 6. olduk pandemi dedik, 2. olduk averaj dedik ama 12. olmanın bahanesi maalesef ki yoktu arkadaşlar. bazı taraftarlar bunun da bahanesini buldu ama sadece kör göze parmak sokuyorlardı.

    velhasıl fatih terim, takım 12. sıradayken gönderildi. yeni teknik direktör torrent geldi ve daha çıktığı 2. maçın sonunda tribünlerden "imparator fatih terim" sesleri yükseldi. başarısız geçen onca yıldan sonra bile, ayrıldığı günün ertesinde bunları söyledik. bu koşullar altında sadece hoca değil, hiçbir insan kendini geliştirmek istemez çünkü kayıtsız şartsız destek görüyor niye uğraşsın?

    sözün özü, gerçek galatasaraylıların hocadan nefret etme gibi bir seçeneği yoktur. hocadan soğumuşlarsa da, hocanın yaptığı hatalardan çok, galatasaray'ın ne halde olduğunu düşünmeden fatih terim'i yarınlar yokmuşcasına savunan taraftarlardan dolayı soğumuşlardır. son olarak şunu da söyleyeyim, başarısız geçen sezonlarımızın sebeplerinden biri de, bu sözünü ettiğim taraftarlardır.
  • 34807
    fatih hoca'dan değil ama nolursa olsun onu tek adam ve galatasaray'ın üzerinde olarak gören, eleştirilmesine izin ve imkan vermeyen, yeniliğe kapalı, kendi gibi düşünmeyene sevimsiz ithamlarda, sosyal medya tacizlerinde bulunan toksik kitleden rahatsız oluyorum. galatasaray'dan ayrıldığında takım son 10 maç 1 galibiyet falan alabilmişti ve 12. pozisyondaydı. tarihin en iyi ve en kötü galatasaray ekibini kurmuş epik galatasaray karakteridir.
  • 34808
    yönetim hoca değişikliğine gidebilir.
    ama terim’i sezon ortasında gönderip yerine torrent’i getirmek büyük hata.
    yapılan transferlere ve düzelen hakemlere rağmen oynanan rezil futbol ve kötü sonuçlar alınan kararın hata olduğunu gösteriyor.

    bana göre sezon sonunu ve bilhassa avrupa maçlarını bekleyip ona göre karar alınmalı idi.

    zaten ben yönetimin hür iradesi ile bu kararı aldığına inanmıyorum. tff ve kurumlarının galatasaray’a karşı açtığı savaşla mücadele güçleri olmadığı için terim ile yollar ayrıldı.

    yani belli şahıslar istedi diye, zayıf ve yetersiz galatasaray yönetimi bu kararı aldı.

    bir başka deyişle galatasaray başkanı nihat’ın, tahir’in, servet’in vs. emrini uyguladı.

    benim de zoruma giden zaten bu.
  • 34809
    efsane teknik direktörümüz. işler kötü gidince tek suçlu kendisi değildir. işler iyi gidince de tek başarı tabiki sadece kendisine ait değildir.

    bu sezon özelinde baktığımızda fanatik fenerbahçeli yorumcular bile galatasaray 6-7 maçtır hakemlerce doğranıyor diyordu. bazıları 1 maç ceza alırken fatih hoca kaç maç alıyordu. galatasaray üzerinde bu sezon çok oyunlar döndü. yoksa bu yetersiz kadro bile şampiyonluğa oynardı belki. unutuluyor çok çabuk her şey. galatasaray müzesindeki 22 şampiyonluk kupasının 8'inde bir şekilde hadi eleştirenler için diyorum birazcık emeği vardır.

    o yüzden kendisini sabah akşam eleştirenler diyelim ki haklısınız, artık fatih terim yok. yanlışları ile doğruları ile gitti. mesele galatasaray'a hiç bir şey veremeyen burak elmas tarafından bu şekilde gönderilmesi. yerine mancini geldi de biz mi beğenmedik? bence salın artık fatih hocayı. zaten uefa avrupa ligindeki başarıyı da burak elmas başkanımız elde etmiştir. torrent son 5 maçı kazandırmış olsaydı hiç kimse fatih terimin kurduğu takım demeyecekti. torrent'in sihirli dokunuşları olacaktı.
  • 34810
    kurduğu vasat kadro lazio, marsilya ve lokomotif moskova'nın bulunduğu gruptan namağlup lider çıkan teknik direktör. yine aynı vasat kadro kendisinin yönetimindeyken ligin en çok pozisyona giren oyuncu grubudur. ayrıca 22 kasım 2021 galatasaray fenerbahçe maçını da içeren 6-7 hafta takımı doğrudan hakem kıyımına uğratacak bir kadro kurmuştur. bu nedenle görevinden alınmıştır. zaten galatasaray'ın top oynamadığı türküsü senelerdir bir kitlenin dilindedir, kendisinin savunucularının bu türküyü yalanlamak için başvurduğu xg istatistikleri, bizzat kendisi tarafından takımın başında kalabilmesi için uydurulan zırvalardır. kendisinin dördüncü döneminin bittiği günden beri de takım ışıl ışıl ışıldamaya, umut saçmaya başlamıştır.
  • 34811
    hakkında ortaya atılan uyduruk eleştirileri bertaraf etmek için başlığına sürekli entry girmek zorunda kaldığımız efsanemiz. 50 koca yılı galatasaray’a ve futbola adamış birini teknik/taktik olarak eleştirebilmek nasıl bir özgüven ben anlamlandıramıyorum. sizin yaptığınız eleştiriyi birisi kendi işiniz hakkında size yapsa “ulan senin kadar mı biliyoruz hödük” der sinirlenirsiniz.

    adam ve kriz yönetimi konusunda ne kadar iyi olduğunu, futbolu bu ülkedeki herkesten iyi bildiğini kaç kere kanıtlaması gerekecek ikna olmanız için bilemiyorum. her tartışmanın sonunda ligde şampiyon olamadığımız için “ne oynatıyor takıma belli değil”’e dönüyor işler. belki de takımın ne oynadığını anlayacak futbol görüşüne sahip değilizdir? birileri sevmiyor diye türk futbol tarihinin ikonlarından biri haline gelmiş hoca küçülecek değil. şu coğrafyadan sanki sürekli başat teknik direktör çıkarıyormuşuz gibi çıkardığımız tek hocayı da yerin dibine sokmak nasıl bir zihnin ürünü anlam veremiyorum. oysa toplum olarak iyi şeyler yapanı el üstünde tutsak gelecek nesillere de büyük bir motivasyon kaynağı yaratabiliriz.
  • 34812
    2021-2022 sezonunda kurduğu kadro bana göre kötü bir kadro değildir. hatta, avrupa ligi'nde tercih ettiği oyun için iyidir ama ligde oynattığı futbol için yetersizdir ve aynı oyun inadında devam ettiği sürece bir 25 milyon euro daha harcansaydı yine yetersiz olma ihtimali yüksekti.

    en basitinden berkan kutlu'yu transfer edip, guardiola tarzı futbol oynatmayı çalışmak bence yanlış bir planlamadır. domenec torrent de geldi ve hemen hemen aynı oyun planı ile berkan kutlu'dan verim alamadı. pep guardiola bile gelse bu kadroyla istediği oyunu oynatamazdı. halbuki, jürgen klopp olsa bu kadrodan da faydalanabilirdi ve berkan kutlu, klopp'un james milner'ı olabilirdi.

    sezon başında psv'nin oyunundan etkilenip, berkan kutlu tarzı oyuncular transfer edip, "1999-2000 yılındaki gibi pres yapan bir takım olacağız" tarzı açıklamalar yapıp, ligde yine yavaş tempolu pas futbolu tercih edilince başarısız olmamız çok da şaşırtıcı olmadı bana göre. ancak, nasip olur da okan buruk veya direkt oyun tercih eden başka başarılı bir teknik direktör gelirse bu kadronun aslında doğru kullanılamamış iyi bir kadro olduğunu o zaman anlayacağız ve fatih terim ile emeği geçenleri tebrik edeceğiz.
  • 34813
    türk futbol tarihinin en başarılı teknik direktörü ve galatasaray efsanesidir. artık kulüpten ayrılmıştır, bundan sonra da kazanılan her maç/kupa (avrupa ligi de kazanılabilir futbol sahada oynanıyor ve bu beğenmediğimiz teknik direktör/kadro bu seviyeye geldi) burak elmas ve torrent’in üstün başarıları olacaktır. o zaman her başarısızlıkta herkesi geçip adını anmak biraz haksızlık ve ayıp oluyor. kulübün başkanı orada, hocası orada hatta italyan sportif direktörü de var. herkes payına düşen başarının, başarısızlığın bedelini ödemelidir. hoca gönderildi, ödedi. hala itinayla fatih terim’e laf çarpmanın kendisini itibarsızlaştırmaya çalışmaktan başka hiçbir şeye yaramayacağı açıktır.
  • 34816
    rahmetli babam vefat etmeden önce her yaptığımız yanlışta önce yanlisimizi göğsünde yumuşatır sonra da telafi ederdi.

    komik adamdı babam , sokak jargonuna hakim ve bir o kadar da ilginç tekerleme bilir yeri geldiğinde bunlari söyler ve tabiri caizse önce güldürür sonra da düşündürürdü.

    neyse kısa kes aydın abası olsun dediğinizi duyar gibiyim. bugun (20 şubat 2022) ajanslara düşen bir haber bana önce şu sözünü hatırlattı "bulaşık bulaşığı bulaşık suyunda bulur."

    peşi sıra da şu sözünü hatırladım "beni mumla ararsınız."

    giden gitti. kalanlar gideni mumla aramak için hergun bir başka neden buluyor.
  • 34817
    yıldırım demirören‘le aynı masada oturmasını hiç unutmadım, kendisine tek kırgınlığım da budur ama demirören’in milli takım mevzu bahis olunca hocanın hayır diyemeyeceğini bildiği için ona teklif götürdüğünü de göz ardı etmemek lazım. hoca eski usül bir milliyetçilik anlayışına sahip olduğu için milli takımı reddedemezdi bunun ne kadar yanlış bir karar olduğunu da anladı zaten. prim mevzuları çıktığında hocanın evladı denilenler bile hocaya cephe alınca biz galatasaray taraftarı olarak yanındaydık o da kıymet gördüğü yere döndü iki kere de şampiyon yaptı bizi. terim-milli takım beraberliğini bülent korkmaz-rizespor’la eşitlemek büyük yanlış. hocanın ayağına dünyaları serseler gidip fenerbahçe’ye beşiktaş’a hoca olmazdı. para için galatasaray’ı yok sayacak bir karakter asla olmadı.
  • 34824
    konjonktürün kendisini istemediğinden ve sistemin dışına itmeye çalıştığından eminiz. bu uğurda çok da ceza verdiler hem terim'e hem kulübe.

    ancak hocamızın kulüpten gönderilmesini sadece bu nedene bağlamak bıkkınlık verdiği gibi asıl meseleyi de çarpıtmak oluyor.
    oynattığı oyun, kadro tercihleri, inadı, maç içi dokunuşları, maç sonu açıklamaları vs. kendi sonunu hazırladı.

    eğer pragmatik olup saha içi başarıları almış olsaydı veya futbolu umut vaat etseydi allame-i cihan gelse gönderemez, gönderme fikrini aklına dahi getiremezdi.
    kısacası, ayrılığındaki büyük pay kendisindedir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın