resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 34376
    saha kenarında bittiğini kabullenmeme sebebi çok değil 1 ay önce sarri ve sampaoli gibi first class hocalara futbol dersi verip özellikle yurt dışındaki futbol otoritelerinden tam puan almış olması olabilecek teknik direktör. lehimize karar verdiği ve hakkımızı yemediği için haftalardır maç alamayan ali palabıyık’a hoca gider gitmez maç veren bir tff var. süper ligin kirli ve şikeli düzeninde hakemleri yenemediği için millete masal okumaya gerek yok. adil bir ligde trabzonun çok da arkasında olmazdı şu an tek eleştiri altıpastan kaçan goller yüzünden lider olamamamız olurdu.

    fatih terim organize ve profesyonel kötülük yüzünden gönderilmiştir başka bir neden aramaya gerek yok. bu sezon kıyım kıyım doğrandık ve tepeden uzak kaldık, geçen sezon hocanın da hataları olsa da beşiktaş şike yaparak şampiyonluğumuzu çaldı ondan önceki sene de pandemi sonrası çekilen operasyon ile fişimiz çekildi. süper lig için uzun uzun analiz kasmaya gerek yok; hoca sevenlerini üzüp “başkanlık referandumuna evet diyorum” videosu çekseydi şu an üst üste 5. şampiyonluğumuza gidiyorduk. hoca gençliğe ihanet etmedi ve bu durumdayız.
  • 34377
    kendisini en iyi tanimasi gerekenler tarafindan dahi tam anlamiyla anlasilmayan, kimi oyle yansitildigindan kimi oyle yansitilmasini istediginden kimi de oyle yansitilsin istedigi icin, kendisini tanimayan insanlarin arasinda omrunu gecirmis insan.

    egosu oldugu icin etrafini dinlemiyor zannediliyor. etrafindaki insanlar ise yemin billah ederek bu zamana kadar beni ondan daha cok dinleyen, goruslerime deger veren olmadi diye anlatiyor.

    yine baskin karakterinden dolayi tek basina calistigini, etrafinda sadece biatci biriktirdigini dusunuyor bir kesim. gercek ise icinden ciktigi ulkede cok gorulmeyecek sekilde alaninda uzman olanlarla cok saygili sekilde istisareler yapiyor hatta isi cogunlukla onlara birakiyor.

    bir kere bir yere geldi mi isine assla birisini karistirmaz, otoriteyle sorunludur diye yaftalaniyor. sonradan ortaya hic isi olmayanlarin isi olmayan mevzulara mudahil olma isteklerine galatasaray’in ve turk futbolunun lehine olaraktan karsi cikabilmek icin mucadele ettigi bilgisi cikiyor.

    benim dahil herkesin kafasinda bir fatih terim imgesi var. duyduklarimizla, gorduklerimizle, yasadiklarimizla sekillenen aslindan bagimsiz imgeler. ama bir tane fatih terim var. goz onunde olmasi, mucadeleci olmasi bunlarin hicbiri bu gercegi degistirmiyor.

    ve o bir fatih terimin bize, sonradan uydurulan ve adina super kupa denilen bicimsiz oyunun son macinda ve sonrasinda bir saniye icerisinde yasattigi duygulari bile bir daha kimse yasatamayacak. biricik fatih terim, biricik anilar birakarak gidiyor hayatimizdan. takimin basindayken de gidiyordu, zamana karsi kimse ayakta kalamiyor zaten. ancak zamanin belli belirsiz seylerle insani oyalayarak kendini unutturma gibi bir huyu var. onca hengamenin arasinda gelip gectigini bile algilayamadigimiz anlar, anilar, onlari ozellestiren o tek insanla beraber gelip geciyorlar hayatimizdan.

    ne ikincisi gelir hayatlarimiza, ne de birincisi gider hayatimizdan..
  • 34378
    türk futbol tarihinin en önemli figürü.

    öyle bir figürdür ki kovulurken tazminat almaması gündem dahi olmaz. herkes bir yerde tanımıştır galatasaraylı fatih'i. söylenecek çok şey var ancak yapacak hiçbir şey yok.

    gidişinden iki gün sonraki hakem atamalarını gördükten sonra kulübüm adına belki de ilk kez utanç duydum. "fikri hür irfanı hür" -lerden nerelere geldik... yazık oldu.

    hakkını helal et hocam.
  • 34379
    fatih terim galatasaray için çok değerli çok kıymetli. boşuna 'imparator' demiyoruz ya da 'imparator' adını boşuna almadı bu adam. ama artık gitti adam iyi ya da kötü bunu arkada bırakmamız gerek. şu an teknik direktörümüz farklı biri ve sosyal medya da dönen saçma-salak şeylerle gaza gelmemek gerek.

    fatih terim'le torrent kıyaslaması, torrenti kötüleme. yapmayın arkadaşlar doğru veya yanlış şu an teknik direktörümüz fatih terim değil ve yerine gelen torrent. kötülemek yerine sahip çıkmamız gerekiyor artık. bizim teknik direktörümüz çünkü şu an takımın başında o var. kendi içimizde bölünmememiz gereken bir dönemdeyiz şu an.

    zamanı geldiğin de zaten burak elmas'a seçim zamanı gerekeni yaparız. fatih terim'in büyüklüğünden şüphemiz yok kendisi bizim için ne kadar değerli biliyoruz ama şu an ki takımın başında olan adamında bir suçu yok. terim'i övmek istersen torrent'i aşağılamanın anlamı yok.

    bütün suçlu belli ki başkan zamanı gelince de gerekeni yaparız zaten.

    fatih hoca'ma sonsuz teşekkürler ve mutluluklar diliyorum. tekrar gelmeyeceğini söylemiş ama onun içinde galatasaray her zaman farklı bir yerde ve kim bilir belki bir gün tekrar yollarımız kesişir.

    çok güzel bir sözü var terim'in "kötü zamanda biz varız.galatasaray bizi hiç iyiken çağırdı mı? ihtiyaç varken geldik.
    https://www.youtube.com/watch?v=Tby4_vBSyeA

    o yüzden ben inanıyorum ki bir gün yollarımız tekrar kesişecek.
  • 34382
    kendisinin gidişiyle galatasaray bir fetret devrine girmiştir. bütün büyük takımlar, büyük hocalardan sonra basiretsiz yönetimlerle karşı karşıya kalıyor. ferguson'dan sonra manu, klopp'tan sonra dortmund, guardiola'dan sonra barça, ancelotti'den sonra milan, emery'den sonra sevilla, wenger'den sonra arsenal, juventus vs daha bir çok örnek var. noldu ergin ataman gönderildi basket takımından? burnu boktan çıktı mı takımın? dediğim gibi bir sürü örnek var.

    bundan sonra galatasaray sezonluk başarılar harici sistemli olarak başarı kazanması çok zor. fatih terim gibi efsanenin ne demek olduğunu yokluğunda anlayacak insanlar. yok galatasaray kültürü şöyle, yok mektebi sultani falan demenin gereği yok. karşıda bizim her şeyimizle aynı lacivert bi kulüp var. neler yaşayacağız onların da ya 3.büyüğün durumuna bakarak görebilirsiniz.
  • 34384
    bazı insaları o kadar çok seversinizki kusurlarının altında bile onu suçlamayacak bir neden ararsınız. fatih terim’de tam olarak benim için öle bir insan.
    bu başlığa son defa duygu, düşünce ve fikirlerimi, objektif düşünerek kısaca yazmaya çalışacağım. düşüncelerime katılırsınız ya da katılmazsınız.
    hoca galatasaray'ımızda 1. ve 3. dönemlerinde, oynadığı kulvar farketmeksizin o alışık olduğumuz baskın ve rakibi boğan futboluyla müthiş başarılı dönemler yaşadı. bu dönemler ile ilgili futbol açısından söylenecek çok fazla birşey yok.
    1. döneminde bence misyonunu tamamlamıştı ve gitmesi doğru karardı. 3. döneminde ise bence yine şampiyon olacakken takımdan gönderildi.
    2. döneminde ise kadro dağılmış, takım uyumu ve takımdaşlık havası yoktu. yönetim olarakta tarihin en başarısız yönetimlerinden biriydi (bkz: özhan canaydın) ve başarısız oldu. başarısızlığına da hiçbir bahane bulmadı, istifasını verdi ve ceketini alıp gitti.
    4. döneminde ise o alışık olduğumuz fatih terim futbolu yoktu ya da çok az görebildik ama buna rağmen 2 şampiyonluk geldi. bence 2020-2021 sezonunda da kendi hatalarıda olsa şampiyonluğu tff ve beşiktaş işbirliği ile çalındı.
    bu dönemde o alışık olduğumuz futbolu görememe nedenimiz bence ffp nedeniyle hiçbir zaman istediği kadroyu kuramaması, futbolun değişmesi ve yabancı sınırının kalkmasıyla türkiye'de anadolu takımlarının daha yarışa ortak bir hale gelmesiydi.
    bu sezona gelirsek hoca'nın önüne bir proje konuldu ve fikir birliğine varıldı. hoca ffp bitmişken ve ilk defa kısmen rahat bir transfer sezonu yaşayacakken, kendisininde belirttiği gibi kariyerini riske attı ve gençleşme projesi için gerçekten takıma potansiyeli yüksek genç oyuncular kattı. bu kadronun inişleri çıkışları olacaktı, oldu da ama skandal hakem kararlarıyla dolu ve bu kararların da üst üste yaşanmasıyla inişler uzun sürdü ve takımın ligdeki havası dağıldı, oyuncular bir nevi pskolojik olarak bitirildi. bu süreçte tabiki eleştrilicek noktalar var ancak skandal hakem kararları olmasaydı, takım yine üç aşağı beş yukarı belki liderin en fazla 8-9 puan gerisinde bir noktada olacaktı. son düzlüğü iyi koşan bir takım olarakta bu puan farkı eleştirilsede çok göze batmayacaktı.
    tüm bunlara rağmen yola çıktığı, inandığı yönetim tarafından önce istifa etsin diye uğraşıldı, sonrada gönderildi. bu arada bence fatih hoca başarısız olduğunu düşünseydi 2. dönemindeki gibi istifa eder, ceketini alır giderdi.
    ama hocanın şu anda gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını düşünüyorum. (bkz: galatasaray'daki ilk imzam ve son imzam) bu paylaşımda muhtemelen bu hayal kırıklığının bir sonucu.

    böle olmamalıydı diyorum içimden, tff'nin ve kendi yönetimindekilerin baskılarına boyun eğen ama kameralar karşısında fikri hür ve vicdanı hür olduğunu iddia eden (bkz: burak elmas) tarafından hoca resmen harcandı.

    umarım adil bir futbol'un oynanacağı, hakedenin kazanacağı bir dönemde yine teknik direktör olarak inşallah buluşuruz hocam.
  • 34386
    hoca için yıllarca siyasi iradeye baş eğmediği için üstüne gidildi dedik. ki referanduma evet bile demişse bunu açıkça bildirmedi. olması gereken de bu zaten de alışkın değiliz "yeni türkiye"de.
    ama hoca, maalesef, malum kişilerin propagandalarında belki gönülden istemese bile çok şekilde yer almıştır.
    bizim taraftar olarak nefret ettiğimiz insanlarla beraber takılmıştır.
    dün de yenikapı mitingine katılmadı diye tepki gördü gibi bir yazı gördüm ama hoca yenikapı mitingine katılmış (bu arada buna çok farklı insan katıldı çünkü tek bir partiye mal edilemez, 3 parti birleşimiydi. ama ben katılmadı dendiği için ve yan yana takıldığı insanlar için yazıyorum buraya)
    yıldırım demirören ile beraber bayrak sallamış
    https://gss.gs/f9p.jpeg
    acun ılıcalı ile yan yana, emre belözoğlu ile arkalı önlü oturmuş.

    resmen "galatasaray'dan en çok kim nefret ediyoru belirleyecek maçın kadrosu" ile fotoğrafı;
    https://gss.gs/lWY.jpg
    kazanana galatasaray'dan en çok sen nefret ediyorsun titri verilmiş resmen.

    erdoğan belgeselinde kendisi için konuşmuş (ertem şener utanmasa yere kapanacak o kadar minnak kedi gibi);
    https://youtu.be/ZKyYYCJSocc
    onun sonrasında isminin stada verilmesi de var;
    https://youtu.be/UAnslHJitQU

    yani hocayı böyle bir siyasi güç ile hiç ilişkide bulunmamış gibi göstermek gereksiz.
    nasıl bugün sürekli takımı cumhurbaşkanına şeker bayramında büyüklerini gezen çocuklar gibi götürmenin saçmalığın konuşuyorsak, sürekli siyasi iradeye hoş görünmeye çalışan başkanları konuşuyorsak hocanin da galatasaray'dan "hoşlanmayan" bu kişiler ve siyasi taraf ile uzunca dönem süren ilişkisini göz ardı etmemeliyiz. ki daha mehmet ağar ile olan dostlukları da var.

    ben hayatımda bu kişilere oy vermedim. etrafımda bu kişilere oy vermiş insan istemiyorum. bu kişiler hakkında bir dakika bile iyi düşünmedim. ama siyasi gücün neler yapabileceğini biliyorum bu yüzden şu an herhangi bir başkanın kolayca konusamayacagini ya da yıllarca neden konuşmadığını anlıyorum, çünkü orada kulüplerin hakkını savunmak lazım ve bir kişinin lafıyla galatasaray adası, kemerburgaz, florya hepsi kitlenebiliyor.
    bunları neden şimdi yazıyorsun vs diyen olacaktır, tepki gösteren olacaktır. bu da onu açıklamak için;
    siyasi güce karşı çıktığı için hapislerde yatan, ülkeden kaçan, ailesinin paralarına el konulan (burada fetoculari demiyorum tabiki) insanlar varken hocaya da sanki devrim lideri algısı yapmayı yanlış buluyorum. hoca yıllarca siyasilerle birlikteydi, yanlış tarafta (belki kendisine göre doğru ama bana göre yanlış) çok bulundu. son 4-5 yıl ters düştü diye bütün her şeyi silmek de yanlış. hocamızı seveceksek hatasıyla da seveceğiz.
  • 34387
    iyisiyle, kötüsüyle, günahıyla, sevabıyla galatasaray'a 4. gelişini noktalamış efsanemiz.

    sözlük tabiriyle, sözlüğün terimistalarından, yada fatih terimcilerinden biri olduğum için gerçekten çok üzüldüm. üzülmemim sebebi de gerçekten haksızlık yaptığımızı düşündüğüm için. bu haksızlık durumu kişiden kişiye farklılık gösterir, bu farklılıklar güzeldir ve kişilerinde düşüncelerine ket vuramayacağımız için de en iyisi kendi düşünceleri açıklamaktır.

    kimse fatih terim'i kara kaşı kara gözü sevmiyor. bu adamı sevme nedenim galatasaray'a yaptığı hizmetlerdendir. şimdiye kadar galatasaray'a galatasaray gibi muamelesi eden, kendisi kadar galatasaray'ı benimsemiş ve hizmet etmiş birini bulmak gerçekten çok zor. başkanı, yöneticisi sürekli birileri geldi geçti bu kulüpten fakat fatih terim kadar sadece kulübünü düşünen, zarar vermemeye çalışan başka bir kişi bulmak yok denecek kadar az . fatih terim bize aslolan galatasaraydır sözünü yaşayarak gösterdi. yani terimista olmamızın sebebi de kişi ya da kişiler değil, galatasaray.

    peki gerçekten bu ayrılık galatasaray için doğru bir hamle miydi, hatta kimilerine göre geç kalmış bir ayrılık mıydı, yoksa daha da sabır gösterilmeli miydi? ben sabır gösterilmesi gerektiğini düşünen taraftaydım ve sürekli bunu dile getirdim. niye öyle düşündüğümü de açıklayayım.

    fatih terim 4. defa galatasaray'ın başına geldiğinde aslında burada anlatıldığı gibi çok iyi bir takım almadı. tudor'dan aldığı takım çok büyük maliyetle kurulmuş, geri dönüşü neredeyse hiç olmayan ve yıllık giderleri çok fazla olan bir takımdı. üstelik geriye doğru gitmeye hızla devam eden, derbilerde bırakın puan almayı 3-0 yenildiğimize dua ettiğimiz, başakşehir'den 5 yediğimiz bir takımdı. tabii ki sonuçlar her zaman iyi olacak değil ama futbolcuların net bir şekilde hocayı istemediği hatta maicon'un soyunma odasında tudor hoca'ya saldıracak duruma geldiğini hepimiz biliyoruz. yani bu takıma fatih terim gelmese de mutlaka birisinin gelmesi gerekiyordu. gelmeseydi ya da fatih terim gelmeseydi muhtemelen galatasaray'ın maddi olarak geri dönüşü olmayan yola girdiği görürdük. fatih terim o takımı aldı ve orta sahadaki en önemli oyuncularından birini kaybetti. buna rağmen kadro dışı donk'u orta saha oynatarak, derbi kazanamayan takımı derbilerde fark yiyen takımı derbilerde ve büyük maçlarda kazanarak şampiyon yaptı. eğer o sene şampiyon olunmasaydı şampiyonlar ligi gelirinden mahrum kalacak takımın oyuncu maliyetlerini ödemesi çok da mümkün olmayacaktı.

    bununla beraber bu 3,5 senelik mustafa cengiz yönetiminde ffp kısıtlamasıyla uğraştı. bu kısıtlama hem yönetimin hem hocanın elini kolunu o kadar bağladı ki, özellikle ellerinde buldukları kadro bu bağlamayı kör düğüm yaptı. ellerinde satabilecekleri çok değerli oyuncu olmayınca, gelişmek için elinde iş yapan oyuncuları satmak zorunda kaldı. fernando- gomis- rodrigues gibi takımın önemli parçaları biraz da mecburiyetten satıldı. çünkü satılmasa kimse alınamayacaktı. bu 3 senelik dönem bu döngü içerisinde geçti ve bu döngüyü oluşturan oyuncular biraz mecburiyetten biraz iş bitirememeden hep kiralık oyuncular oldu. yani fatih hoca şu kadar transfer yaptı hala elde bir şey yok demek biraz ezbere karalama yapmak demek. bu 3,5 sene boyunca da mali olarak takım transfer al-satta kardaydı. tabi bu kadar kiralık oyuncuyla oturmuş oyunlar oynamak imkansızdı. yani burada hangi hoca olsa bu kadar sirkülasyonun olduğu yerde en fazla bu kadar başarılı olabilirdi. dediğim gibi bu sirkülasyonun fazla olmasında en günahsız kişi belki de hocaydı. hatta kötü miras alan yönetimdi. buna rağmen hoca elinden geldiği kadar yönetime hareket alanı oluşturmaya çalıştı ama bu sefer de beceriksizlikten bu dönüşümü yapamadık.

    bu 3,5 sene sonunda galatasaray 2 kere şampiyon olup, bir kere 6. bir kere de 2. oldu. 2. olduğumuz 2020-2021 sezonu averajla 2. olduk. aslında şampiyon olduğumuz sezonlarda da sürek aleyhimize olan hakem hataları şampiyon olamadığımız sezonlarda daha da şiddetliydi. mesela şampiyon olduğumuz sezonda biz var kayıtları açıklansın dedik, hakemler düdük assın dedik, ali palabıyık maçımızı yönetmesin dedik ama rakiplerimiz bildiri yayınlayıp ağlama emojisi attılar. yani oyun olarak yapamadığımız şey, şampiyon olamadığımız 2 sezonda tff'yi de yenememek oldu. hatta 2019-2020 sezonunda oynadığımız oyun son 10 yılın en dominant ilk 3 performansından biriydi. bilerek oyuncularının sakatlandığı, penaltılarının verilmediği, 6 saniye kuralının hatırlanıldığı maçlardan sonra forvette akbaba defansta emin bayram ile maçlara çıkmak zorunda kaldık. tabii bunlar unutuldu, lig sıralamamız kaldı. bu sezonlar fatih hoca'nın da söylediği profesyonel kötülüğün çok iyi çalıştığı zamanlardı.

    rahmetli başkan mustafa cengiz başkan adayı olmayıp seçim yapıldıktan sonra burak elmas başkan oldu ve fatih terimle devam edeceğini söyledi.

    aslında bu döneme 4. dönemin devamı değil de fatih terim'in 5. dönemi demek daha olurdu. çünkü fatih hoca bu 4 sene içerisinde ilk defa elindeki assetleri satmadan yenilerini koyabileceği, işleyen çarkları bozmadan, işlemeyenleri değiştirebileceği, yani yeniden yapılanabileceği bir takım inşa etme şansı elde etti. çünkü bu dönemde daha önceki dönemlerde çektiği ffp sıkıntısını yaşamayacaktı. yani bu dönemde fatih hoca'ya takımın başına yeni gelmiş hoca muamelesi yapılması gerekiyordu. baştan takım kurulacak, sabır edilecek, genç ve oynayan oyuncular alınıp bunlardan kar elde edip, önümüzdeki seneler bu proje avrupa'da ve alt liglerde oynattığımız alt yapı oyuncularımız takıma monte edilmesiyle devam edilecekti. bu proje taraftar, yönetici, blogger, youtuber vb. bütün herkesin hoşuna gitti. projenin akıl babası kimdi bilmiyorum fakat sürdürülebilir bir başarı olması bu yola girmek biraz da mecburiydi. biz de bu yola fatih hoca'yla girmeyi istedik ve aslında güzel de tepkiler oldu. gençsaray, ajaxsaray gibi söylemler çok sık kullanılmaya başlandı. tabi bu projenin başarılı olması için gerekli en önemli husus sabırdı. peki bu sabır için geçen süre ne kadar?

    şimdi fatih hoca'nın bu 2021-2022 sezonunu 4. sezonu olarak görürsek sabır göstermemek ya da direk başarı beklemek normal karşılanabilir fakat bunu hoca'nın 1. yılıymış gibi kabul etmemiz gerekiyordu. çünkü bu 2021-2022 sezonu projenin ilk yılıydı. zaten dünya'nın en büyük ve en başarılı teknik adamlarına baktığınızda çok fazla imkanlara rağmen ilk 2-3 yılında başarılı olamadığını görürüz. buraya kloop'un liverpool- dortmund , ferguson'un manchester kariyerlerini örnek olarak gösterebiliriz ve örnekler çoğaltılabilir. hangi takım güvendiği hocaya sabır gösterdiyse başarıya ulaştığını da görebiliriz.

    hoca'da kendisinde bu krediyi alacağını düşünmüş olacak ki, kariyerini de riske atıp, sergen'in, vitor'un yaptığı hoyratlığı yapma imkanı olmasına rağmen yapmadı. çünkü denildiği gibi şimdi ghezzal'i almak belki daha fazla puan kazandıracaktı ama morutan 3 sene içinde hem para kazandırıp hem de maç kazandırabilecekti. hoca kendisinin de dediği gibi miras bırakma yolunu, galatasaray'ın geleceğini düşünmeyi tercih etti. bunu yaparken de uefa avrupa liginin en zorlu gruplarından birinden namağlup lider çıktı. aslında işler çok kötü gitmezken türkiye süper liginde gücü tff'ye yetmiyordu. işte genç takım olmasının en büyük eksiğini burada yaşadı. daha tecrübeli takımlarla hakemi de yenebilirken genç takım bununla başa çıkamamaya başladı. eskiden 2 golümüz iptal edilince 3. için baskı yapan tecrübeli oyuncular bu sene yoktu. o yüzden gol atınca gol yememek için oyundan düşüldü, golümüz verilmeyince ya gol kaçırınca aşırı tedirginlik başladı. aslında oyuncuların geriye gitmesi de bu dönemde başladı. çünkü skor almak için baskı oluşmuştu ve bu baskıyla hakem baskısı birleşince oynanan oyun sonuca yansımadı. fatih hoca'da buna çözüm olması için ileride daha fazla kişi olmayı tercih etti ve doğru oyun yerine skor odaklı oyun oynatmaya çalıştı ki bence bu dönemde yaptığı en büyük hata buydu. aslında bu domino etkisi takımın bu hale gelmesine sebep oldu. yani takım daha kötü oynamaya başladı. sezon başında oynayıp skor alamayan takım, oynayamaya da başladı. bu da aslında medyanın, tff'nin , karşıt taraftarın beklediği ve istediği şeydi. hatta istatistik bilimine bile savaş açıldı bu uğurda. bu durumla beraber istedikleri, tff'nin istediği oldu ve hoca görevinden alındı.

    yani fatih hoca'ya taraftar ve yönetim tarafından verilen sabır sözü tutulmadı. peki bu sözün tutulmaması ne kadar önemli? aslolan galatasaray diyen taraf için çok çok önemli. fatih terim pandemi sonrası 2019-2020 sezonundan sonra görevinden alınsa böyle bir şey yazmazdım, yada sabır gerekirdi demezdim fakat bu süreçte görevden alınması gerçekten galatasaray adına çok çok önemli ve bu önem negatif yönde.

    şimdi fatih hoca genç takım kurduktan sonra 6 ay içinde gönderildi. bundan sonra hiç bir hoca böyle bir planlamaya girişemez. belki görevi sonradan kabul edip, ligde şansımız kalmayınca genç oyunculara yer verir fakat bu oyuncular üzerine oyun inşa etmeye çalışmaz ki çalışırsa da sonunun ne olacağını bilir. bu da bizim hoca bulamamamıza sebep olur. ali koç 4 yılın neredeyse 1 yılını hocasız geçirdi ve hala hoca bulamıyor ki fenerbahçe ve ali koç bize göre daha fazla maddi imkanlara sahip takım. yani bulamama sebebi sadece türkiye ligi değil, kariyerlerini riske atmak istememeleri. işte burada yine bir paradoks çıkıyor karşımıza. iyi hocalar sabır gösterilmediği için gelmek istemiyor, kariyer kaygısı olmayan hocalar da yetersiz cv ve başarıdan dolayı çabuk harcanıyor. bu ikilem içinde kalındığı sürece de başarı gelmiyor. belki anlık başarı gelebilir ama sürekli gelmesi için bu sarmaldan çıkılması şart. fenerbahçe 4 yıldır bu sarmalın içindeydi, biz de artık bu sarmala koşa koşa bağıra bağıra girdik.

    ben şahsen kişisel olarak hoca'ya hakkım varsa helal olsun, umarım hoca da bizlere hakkını helal eder.

    demek istediğim son söz de şu. lütfen fatih terim'i sevenleri ithamlardan kaçının. çünkü fatih terim'i seven biri şunu da net olarak biliyordur ki fatih terim galatasaray mutlu olduğunda mutlu olan bir insandır. yani aslolan galatasaraydır.
  • 34390
    çıkıp konuşmalıdır. ışıtan gün'ü neden pasifize ettiğini, florya'ya dahi sokmadığını, futbol şubesinden sorumlu olacak adamın judo şubesine atandığını açık açık anlatmalıdır. zaman zaten kendisini haklı çıkarıyor gibi.
    takımın oynadığı futbol, alınan kötü sonuçlar, kadro tercihleri bir yana, arkasından dönen tezgahı bir bir anlatmalıdır.
    fatih terim korkusundan, florya'daki tüm emekçilerin işine son verdiler.
    fatih hoca, farioli veya torrent'i yardımcısı olarak kabul etmeyince çok kızmıştım ama varmış bir bildiği.
    mevcut yönetime son darbeyi vurup, ilk seçimde başkanlığa aday olmalıdır.
  • 34391
    galatasaray spor kulübünün gelmiş geçmiş en büyük efsanesi. türk futbolunun gördüğü en büyük isim. bizimle olan bağı kelimelerle anlatılamaz. yaşamak gerekti. eşi benzeri zor görülecek bir bağ bu ve şükürler olsun ki bize denk geldi.

    galatasaray taraftarı bir insan hayatında neyin eksikliğini çekiyorsa fatih terim oydu. zor anlarda sığınılacak bir liman, mutlu anları birlikte paylaşamanın en güzel olduğu insan. milyonların manevi babası, çocukluk kahramanı, idol.

    başarılarını, bu camiayı türkiye’nin en büyüğü yapmasını falan geçiyorum. 4. dönemi veya ayrılış süreci hakkında yazarak da bu yazıyı kirletmeyeceğim. tek söyleyeceğim şu ki bu camiaya aşıladığı kazanma kültürü, verdiği güven, “yapılması gereken ne varsa hoca yapıyordur.” hissi bütün başarılardan kıymetli. malum propagandaya katılmamış olması bile onu biricik yapıyor.

    ama başkan olarak ama başka şekilde bu vedanın bir elveda olmadığına inanarak ve bunu temenni ederek… iyi ki vardın, iyi ki varsın ve iyi ki galatasaraylısın hocam. sana tanıklık etmek, seninle ve senden taraf olmak, seninle birlikte mutlu olmak inanılmazdı. şimdi ve sonsuza kadar benim hocam sensin. hakkını helal et.

    “ruha uzak bir şehir içinden gelen rüzgâr.
    ayrılıktan önceler, ayrılıktan sonralar...”
  • 34392
    kimin değerini aşağıya çekmiş, hangi futbolcu dibi görmüş, gerçekten çok merak ettiren galatasaray’ın eski teknik direktörü.

    sacha boey’in değeri -ki devrenin 2/3’ünde sakattı- 1 milyon euro’dan aşağıya mı düştü?

    uefa avrupa ligi’nde en iyi savunma ikililerinden biri olan nelsson ve marcao’yu verdiğimiz paraların üstüne rahatlıkla satamaz mıyız?

    cicaldau ve morutan’ı en kötü ihtimalle verdiğimiz bonservis ücretleri seviyesinde satarız.

    0 (sıfır) tl verdiğimiz kerem’i bugün kulüp 15 milyon euro’ya sattığını açıklasa isyan çıkar.

    hasılı bu düşen değerlerin endeksi nedir? reel piyasada kim karar vermiştir?

    florya’da kaybolan formanın bile suçunun fatih terim’e yüklenmeye çalışıldığı müthiş absürt zamanlar yaşıyoruz.
  • 34393
    zamanında gitmeyi başaramamış efsanemizdir. oysa şampiyon yaptığı sezonun sonunda yerine bir halefini bulacak kendisi de futbol takımından sorumlu yonetici olarak hayatina devam edecekti. sampiyonluk kutlamasında taraftar ile helallesecekti. efsane bir sekilde veda edecekti teknik adamlığa. sonra önce yönetici olacak ardından da bir dönem başkanlık yapıp futbol ile ilişiğini kesip torun tombalak sevecekti.
    ama maalesef hayallerine, hırslarına yenildi. su an hem kendisinin hak etmediği sekilde uğurlandı hem de kulüp resmen çamura saplandı.
    umarim artık teknik adamlık defterini kapatır, biraz torunlari ile vakit gecirip kendisini iyilestirir zira yıprandı cok fazlasiyla. yasi da artik 68. ınsan omru zaten kac sene ki. biraz ailesi ile vakit gecirmeli artık. kendisinden fatih terim çıkaran fulya hanim ile ömrümün ikinci deminde huzurlu bir hayat yaşamalı.
    hayallerin yarım kalmış olsa da sen efsane olarak futbol camisasi hayatını sonuçlandırıyorsun hocam.
    sağlıklı huzurlu bir ömür diliyorum.
  • 34394
    ismi o kadar büyüktür ki; suyun karşı tarafına şikeci diyenleri, teknik direktörünü şikeye bulaştırmaya çalışan kişiyi savunmak zorunda bırakır. en naif tabirle bel altı denilebilecek twitleri normalleştirir. kulüpte bıraktığı “hakkı” olan alacağını, iş yargıya taşınsa söke söke tahsil edeceği parasını büyütmeye gerek yok dedirtir. vaktinde nasıl lucescu’ya yapılanlar yanlıştı dediysek bugün de fatih terim’e yapılanlar yanlıştır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın