resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 34226
    her şeyden öte, bence gayet iyi bir kadro bıraktı arkasında.

    mustafa, cicaldau, berkan, boey, marcao, nelsson, kerem, halil, bunların hepsi yüksek potansiyelli oyuncular. hoca bunların çoğunu bence yanlış kullandı ama ne olursa olsun kötü bir kadro bırakmadı.

    nicelik olarak eksik, onun farkındayım. bazı bölgelerde derin eksikler olduğunun da farkındayım ama bir iki transfer ve bir iki dokunuşla bu kadro bir iki sezon içinde çok başka yerlere gelir. her konuda eleştiririm ama bıraktığı bir enkaz olduğunu sanmıyorum.

    zaten zamanla görürüz.
  • 34227
    öncelikle şunu tüm samimiyetimle ve tüm temiz kalbimle söylemek isterim ki bu yazacağım, daha doğrusu yazmaya çalışacağım yazı hiçbir kişiye cevap olmayıp, hiç bir tartışmaya çekilemeyecek saflıkta bir yazı olacak.
    tamamen kendi duygularımı yüreğimden koptuğu gibi yazıya dökeceğim, tabii ki başarabilirsem.
    futbol, taktik, teknik, transfer konuşmayacağım.
    güncel spor gündeminden bahsetmeyeceğim.
    sadece imparatordan, fatih terim'den bahsedeceğim.
    canım hocam bir daha galatasaray teknik direktörü olur mu, bu konuda tahmin yürütemiyorum açıkçası.
    ben de bu nedenle kendisiyle ilgili hislerimi anlatacağım, ona olan sevgimden bahsedeceğim.
    beni bilen bilir, fatih hocayı çok ama çok severim.
    pek doğaldır ki fatih terim'in galatasaray'ın başındayken elde ettiği başarılar, kendisinin tanınmasını, övülmesini sağladı.
    ancak benim hocaya olan sevgimin nedeni salt futbolla ilgili değil.
    benim ona olan sevgim, onun sadece yeşil sahanın kenarında durmasıyla ilgili.
    yani o bana yetiyor.
    maçlardan önce maçla ilgili yaptığı ön konuşmaları, maçlardan sonra basın toplantıları bana yetiyordu.
    herhangi bir şekilde onun sesini duymak bana yetiyor.
    yani nasıl anlatılır bilmiyorum, hocadan bir aile sıcaklığı hissediyorum.
    küçükken, televizyonun sesini iyice açar ve kulağımı televizyon hoparlörünüe bitiştirip hocamın konuşmalarını dinlerdim.
    o kadar zaman geçti, yirmi dokuz yaşına geldim ama hala onun maç öncesi ve sonrası konuşmalarını bekledim bir çocuk saflığında.
    maç sabahı, "bugün maç bitecek ve hocamı dinleyeceğim." der ve mutlu olurdum.
    engelliler, genellikle onları hayata daha çok bağlayacak, sıkı sıkı tutunduracak sebepler ararlar.
    fatih hocam, sözünü ettiğim sebebim oldu benim.
    beni hayata daha da çok bağladı, beni mutlu etti, yüzümü güldürdü.
    onu çok ama çok özleyeceğim.
    en azından belli bir süre boyunca haftada en az bir kere olmak kaydıyla maç önü ve sonu açıklamaları olmayacak.
    siz nasıl ki sevdiğiniz bir insanı görünce mutlu oluyorsunuz, ben de sesini duyunca mutlu oluyorum hocamın.
    bu mutluluğun sebebi yok, mutlu oluyordum işte, var mı ötesi, skordan bağımsız olarak, hocamın ne dediğinden bağımsız olarak mutlu oluyordum.
    hatta küçük aklımla ondan farklı düşünsemde futbolla ilgili herhangi bir konuda, yine de o konuşunca mutlu oluyordum.
    evet hocam itiraf ediyorum, seni eleştirdim yakın zamanda.
    28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçında ve 8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçında oyunumuzu beğenmedim ve söylendim kendi kendime.
    eleştiri tabii ki son derece doğal ve olması gereken bir durum, bu konuda şüphe yok.
    ama nedense maçlardan sonra yatağa girince kendimi tuhaf hissettim, "yahu o kadar sevdiğin insan, canı sağ olsun hocanın, boş ver." dedim, belki de pişmanlık duygusuna kapıldım.
    sen de elinden geleni yaptın, en iyisini istedin hocam, tüm emeklerin için sağ ol.
    şu anda, sözünü ettiğim maçları aklıma getirince aslında fikrimde gerçekten değişiklik yok, her ikisinde de kötü oynadık ama hocama kıyamıyorum işte.
    ona çok alışmıştım, dile kolay tam dört yıl.
    ben futbolu düzenli olarak 2001'den beri takip ediyorum.
    bu süre zarfında galata saray'da rekor teknik direktörlük süresi fatih terim'e ait, demin de söylediğim gibi tamı tamına koca dört yıl.
    iki gün önce bitti ama başlayışı sanki iki gün önce değil de dün gibi.
    yani mesele gerçekten senin görevine devam edip etmemen değil hocam benim için.
    bir daha periyodik olarak senin sesini duyamayacak olmaktan korkuyorum ben.
    bir aile büyüğüm gibi seviyorum seni aslan hocam.
    sen benim hayatıma nüfuz ettin.
    çocukluğumdan bu ana dek defalarca rüyalarıma girdin.
    nasıl söylesem, ne desem gerçekten bulamıyorum o cümleyi, anlatamıyorum işte.
    sanki bir akrabam temelli yurt dışına yerleşmiş gibi mi desem, işte ona benzeyen veya tam olarak benzemeyen bir şey.
    ben bir aile kurabileceğime, birinin benle aile kurmak isteyeceğine pek inanmıyorum, bu yüzden seni torunlarıma anlatma şansı bulamayacağım ama dilim döndüğünce herkese anlatacağım.
    ne demek istediğimi anlatabiliyor muyum veya anlatabiliyorsam kaç kişi anlar, bundan da emin değilim.
    insanın boğazı düğümleniyor, bir yumru oturuyor boğazına.
    bir hafta önce falan "top kaleye girmiş girmemiş bırak bunları, fatih hocanın saha kenarında olduğu dönemin tadını çıkar, giderse üzülürsün bak." demiştim kendi kendime.
    hakikaten de öyle oluyormuş.
    bu yazdıklarım fazla duygusal, manasız, saçma gelebilir, saygı duyarım, zaten benim amacım tartışma açmak falan değil, tertemiz duygularımı anlatmak.
    bildiğimiz gibi rahmetli talat amcamız engelli bir bireydi.
    ben de kendi engelimle onun engelini özdeşleştirerek, hocanın talat amca'ya sahip çıkmasını, "babamı başımın üzerinde taşırım." demesini hep düşünür, çok duygulanırdım.
    hocamın engellilere olan yaklaşımından çok etkilenirdim, hala da etkileniyorum tabi.
    onunla tanışmaya gittiğimde florya'ya, fıtık ameliyatından çıkalı bir ay kadar olmuştu ve ona rağmen benle hatırı sayılır bir süre sohbet etmişti.
    bana kendi formasından hediye etmişti.
    merdivenleri inerken takılmayayım diye tek tek tarif etmişti yolu.
    onun elini öpmeye çalışmıştım, izin vermemişti mütevazilik göstererek.
    inşallah yakın bir zaman içinde yine görüşeceğim hocayla.
    onun sesini duyacağım, onunla sohbet edeceğim.
    sonra da ne kadar olduğunu bilmediğim bir süre onu özlemeye devam edeceğim.
    canım hocam, neden oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum ama seni çooooooook özlüyorum şimdiden.
    sen biz galatasaraylıların hayatına 1974'te, benim hayatıma da küçük bir çocukken girdin.
    allah uzun ömür versin sana.
    yaşadığın müddetçe lütfen çıkma hayatımızdan.
    lütfen kendini özletme aslan hocam.
    teknik direktörlüğü bırakacaksan veya futbolun içinde kalmayacaksan da arada bir video falan çek, herhangi bir konu hakkında konuş ki senin sesini duyayım, mutlu olayım. :)
    sen galatasaraylı fatihsin, sen bir ekolsün, yapacağın her işin en iyisini elinden geldiğince yapmaya çalışırsın, tüm galatasaraylılar gibi bunu biliyorum ben.
    yeter ki sen kendini özletme, ister gezi programı yap, ister başka bir şey, illa ki futbol olmasına da gerek yok, sen ne anlatırsan anlat, ben dinlerim seni.
    sana hoşça kal demek istemiyorum aslan hocam, bir gün, illa ki teknik direktör olman şart da değil, yollarımızın kesişeceğine inanıyorum ben.
    senden tek isteğim eğer kabul edersen, kendini özetme.
    sağlıkla kal hocam benim.
    sağlıkla kal galatasaraylı fatih.
  • 34228
    en kısa sürede çıkıp bu yönetimin söylediği tüm yalanları uzun uzun ifşa etmesi gereken efsanemiz. bu sezon nasıl olsa gitti, açıklamak için daha uygun bir zaman olamaz.
    çık hocam ifşa et ki, divan kurulu üyesi sıfatınla erken seçim ateşini yakabilesin.
    bu saatten sonra derin liseli abiler kimi istiyorsa seçebilir. bir bildikleri varmış.
  • 34229
    son iki sezondur basimizdayken en cok hissettigim artik eskisi gibi fatih terimli galatasaray duygusunu cok nadiren yasatabilecegiydi. bu sezon mesela sadece bazi avrupa ligi maclarinda o duyguyu yasadik. sezonun genelinde hoca bazen cezali, bazen dusuk konsantrasyonda gibi oluyordu. sonuc olarak da ligde 12. oldugumuz durumda gorevine son verildi.

    belli ki yonetimde catlak sesler vardi, belki de burak elmas hocaya son bir sans verircesine 8 ocak 2022 galatasaray giresunspor maçında bilet fiyatlarini dusuk tuttu ama dolu tribunlerle giresun'u bile yenemedik. kupada elenmesek ve giresun'u yensek yine de belki sezon sonuna kadar kalacak ve en azindan sahada alkislarla emekliye ayrilacak durumda olabilir, guzel bir ayrilik yasanabilirdi. ama su sartlarda ne yazik ki cok tatsiz bir ayrilik oldu. hocanin yasini ve kariyerinin gidisatini dusunursek bu terim'le son ayriligimiz olacak muhtemelen. boyle guzel, buyuk, efsanevi bir hikayenin bu sekilde bitmesi cok uzucu.

    ben yine de terim'i son yillardaki basarisizliklarimizla degil guzel gunlerle hatirlayacagim elbette. real madrid'e acaba besi atar miyiz diye heyecanlandigimiz gunle, 97'de, 98'de yasadigim o cocukluk sevincleriyle, 17 mayis 2000'le hatirlayacagim.
  • 34230
    bize yaşattığı güzel anları asla unutmayacağım büyük galatasaray figürü.
    son döneminde ne yazık ki bana diğer dönemlerinde yaşattığı heyecanı yaşatamamış, yediği cezalar ile 'fatih terim'li galatasaray' kavramını tam olarak bana ve benim gibi birçok taraftara yansıtamamış, herşeye rağmen böylesi büyük bir kulüp figürüne yakışacak şekilde uğurlanamamış ve böylesine rezalet bir performans sergilediğimiz sezonda yine mağdur olmayı başarabilmiştir.
  • 34231
    son 2-3 yılda kendisini ve oynattığı futbolu hiç başarılı bulmasam da ayrılırken keşke kendisinin de gönlü olsaydı ayrılıkta diye hayıflandığım efsanemiz. belli ki yarı yolda bırakılmış hissediyor ve bu galatasaraylı fatihin, galatasaraydan ayrılırken içinde bulunmaması gereken bir durum diye düşünüyorum. 90% galatasaray taraftarı için de sevgisi asla azalmayacak bir idol ayrıca da.

    ancak yaşanan bunca şeyden sonra kendisine ve galatasaraylılığına yakışan, "görüş ayrılıkları yaşadık, kırıldım, belki yarı yolda bırakıldım ama galatasaraya küsemezsiniz, bütün galatasaraylılar da yeni hocanın arkasında dursun." çağrısıdır. bunu yapmak gibi bir sorumluluğu asla yoktur ama bunu yapacak kadar da galatasaraylıdır. zira belli ki sosyal medyadaki toksik ergen kesim kimseye rahat vermeyecek. şimdiden mordor goblinleri gibi salya saça saça saldırmaya başladılar. bunların en azından ateşini alabilecek tek isim kendisi.
  • 34232
    dinlenmesi, kafasını rahatlatması, ailesi ile mutlu bir tatil geçirmesi gereken efsanemiz. ondan sonra futbola dönmek istiyorsa dönsün. şöyle galatasaray maçlarını sakin kafayla izlerse defolarımızı çok net görür zaten. artık bundan sonra kulübe başkan mı olur, yoksa teknik direktör olarak geri mi döner bilemem. ama şu anda yapması gereken herşeyi unutup bir güzel dinlenmesi. önemli olanda bu.

    açık söyleyeyim şu seneki başarısızlığımız ona olan sevgimden saygımdan zerre azaltma yaşatmadı. başarısızlık yaşama hakkı olan tek hoca kendisidir bu ülkede. türk futbolu demek çok net biçimde fatih terim demektir.

    benim şahsi görüşüm 2023 seçimlerinden sonra duruma bir bakar iktidar değişir, galatasaray'ın durumuda kötüye giderse geri döner. yeter ki sağlık sorunu olmasın.
  • 34233
    yonetimin etkinligi ve yetkinligi, kendisinin gonderilis sekli her turlu tartısılır, kendisinin basarıları ve galatarasaya kattıkları ise tartısılmaz fakat;
    neden takımdan ayrıldıgını tartısmak biraz abes oluyor.
    eger kalmasının istenme sebebi ne olursa olsun fatih terim takımın basında olsun gerekirse ligden duselim ise, mantıklı bir acıklama degil.
    projesi vardı devam etsin deniyor ise, maalesef projesi basarılı degildi.
    cunku genclesmek baska birsey surdurulebilir basarı getirecek bir genclesme projesi baska birsey
    burası altınordu ya da basaksehir degil
    sadece genclesme adı altında ligde kalma mucadelesi vermek kabul edilemez
    zaten kimse galatasaray ligde ilk 5 te olsa sampiyon olamıyor diye hocayı gondermeyi aklından bile gecirmezdi.
    ayrıca sunu da unutmamak lazım, tek konu basarı da degil
    yardımcıların yetersiz oldugunu hocanın kabul etmemesi
    genc diye gelecek icin alınan oyuncuların bir kısmından 6 ay da vazgecilmesi
    sonuclar bu kadar kotu iken iyi oynadıgımız iddia etmesi gibi
    bence hoca icin de bu durum o kadar kotu olmadı.
    eger hocalıga devam edecekse kendine mutlaka ders cıkaracaktır.
  • 34234
    imparatordur. hocamızla bir kere aynı ortamda bulundum. kendisine gösterilen saygı ve sevgiye karşılık ne kadar mutlu olduğunu ve gururlandığını gözlerimle gördüm. buraları okumuyordur ama kendisine ileten birileri vardır. ben kendisiyle ilgili görüşlerimi ve duygularımı tekrar yüzyüze görüşme fırsatım olursa aktaracağım. şimdilik tek diyeceğim şu: hocam sen benim çocukluk kahramanımsın ve hep öyle kalacaksın. sana bu ayrılığı reva görenleri de asla affetmeyeceğim. son sözüm allah kerim fatih terim.
  • 34235
    galatasaray kendisinden önce de büyüktü. kendisi ile en büyük oldu ama ondan önce vefaspor ayarında bir kulüpmüş gibi davranmaya gerek yok. şampiyon kulüpler kupası'nda yarı final görmüştü bu kulüp.

    hep alex ferguson kıyaslaması da yapılıyor ama alex ferguson, united'ın başına geçtiğinde, united yirmi yıldır şampiyon olamıyordu. fatih terim ise gelecek için temeli atılımş, ara ara şampiyon olan bir takım devralmış ve bunu büyütmüştü. ferguson, birkaç yıl içinde takımı toparladı ve ondan sonra üçüncülükten daha düşük bir pozisyonda hiç bitirmedi ligi. yani ferguson başarısız olduğu halde tutulmadı kulüpte, hep başarılı oldu. hep iyi futbol oynattı.
  • 34236
    hiçbir kulübün kendisinin galatasaray ile özdeşlemesi gibi bir durumun bugüne kadar ve bundan sonra da olamayacağı türk futbolu’nun tek imparatoru. malesef 4. dönemini kendisinden sonraki dönemi göz ardı ederek heba etmiştir. hemşehrisi ne kadar eski futbolcumuz varsa yardımcısı yapmış, hem kendi döneminde taktik katkıdan mahrum kalmış, hem de kendisinden sonra bayrağı devredeceği kişiden bizi mahrum bırakmıştır. ben piontek dönemini görmedim ama onun döneminde taktiksel olgunluğa ulaşıldığı söylenir hep, eğer 4. döneminde terim’i görme şansım olsaydı mutlaka ‘hocam sen de kendinden sonrası için bize birini armağan et’ demek isterdim.
  • 34237
    gidişi abartılan efsanemiz. evet, kendisiyle daha güzel ayrılabilirdik ama kendi istifa etmeden bunun nasıl olacağını bilmiyorum açıkçası. hocanın gururu herkesin malumu, ayrıca takımın durumundan çok da rahatsız gibi görünmüyordu. senelerdir rahatsız olduğumuz şeylerden artık küme düşmeye giderken bile vazgeçmeyen bir profil çizdi bu sene.

    yardımcılarının yetersiz olduğunu, eğitimlerinin bile olmadığını, hocanın her dediğini onaylayan değil hoca yanlış olduğunda ona bunu söyleyebilen yardımcıları olsun dedik, inatla bu konuda hiçbir şey yapmadı. hocanın ceza aldığı haftalarda sürekli puan kaybettik, kenarda iş bilen biri olmadığı için.

    ceza alma mevzusunda, evet çifte standart var ama hoca da ceza almayayım, takımımı yalnız bırakmayayım, zaten kalifiye bir yardımcım da yok demedi.

    kadro istikrarı zaten artık bir komediydi. kimse maça kimlerin çıkacağını kestiremiyordu. muhammed gol atıyor formda diyorduk, yedeğe atılıyordu. taylan bir oynuyor bir oynamıyordu. emre kılınç diye bir oyuncumuz vardı adını unutma noktasına geldik. halil tek forvet oynayınca top bizde kalıyordu ama gol atamıyorduk, biraz kesilip tekrar maçlara ilk onbir çıkıyordu.

    bazı oyunculara verdiği sınırsız kredi artık herkesi bıktırmıştı. şampiyonluğun gitmesi pahasına emre akbaba izledik geçen sene. sahada yürüyecek hali olmayan emre haftalarca takımı 10 kişi oynattı artık görünce insanlar maçı kapatıyordu. en sonunda şampiyonluk maçında laubali bir penaltı kaçırdı da zar zor gönderttik. bir de fatih terim antremanda emre akbaba'ya çocuğum oldu açıklaması yaptırdı, koskoca galatasaray bir futbolcunun çocuğu oldu diye şampiyonluk maçında penaltı kullandırıyor, rezilliğin daniskası.

    takıma gelince tır bağlasan çekecek futbolcuların yürüyecek hali kalmıyordu birkaç haftada. ısrarla bu konuda bir şey yapılmadı. yanlış hatırlamıyorsam arda turan'ın yurtdışına gittiğinde yaptığı burada antrenman yaptırıyorlar gerçekten minvalinde bir açıklaması vardı, oradan bile türkiye'de bir şey yapılmadığı bilinmesine rağmen antrenmanlar düzeltilmedi. mohammed'in morutan'ın hali ortada.

    duran top sorunu çözülmedi, takım rekor sayıda kornerden gol atamadı hala hiçbir değişiklik yapılmadan devam edildi. duran toplarda iyi olan cicaldau yerine herkes duran top kullandı kimse de demedi bu adam iyi bu kullansın. ömer bayram falan geçiyordu topların başına.

    benim en sinir olduğum sorunlardan biri de taç sorunuydu. kimsenin dikkatini çekti mi bilmiyorum ama bu takım tüm taçlarda topu rakibe veriyor. rakipler taçları hızlıca kullanıp oyunu başlatırken biz herkes yerleşene kadar topu ovalayıp duruyoruz. attığımız taçların hepsini rakip oyuncular alıyor, ve fatih terim buna bir çözüm bulmadı. allah'ı var tacı defansın ortasına atma sorununu çözmüş gibi görünüyor ama bu sezonun başında bile öyle gol yedik.

    daha başka sorunlar da vardı ama şimdilik bunlar geldi aklıma. hocayı severim, imparatordur ama kimse galatasaray'dan büyük değildir. kimse kusura bakmasın hocayı üzerine oynanan oyunlar, yapılan entrikalar falan göndermedi. hocayı kendi inadı gönderdi.

    bu yazıdan burak elmas yönetimi muhteşem sonucu çıkarmayın, kulübü daha da batırabilirler ama fatih terim'in hiçbir hatası yokmuş da gönderilmiş gibi davranmanın lüzumu yok.
  • 34238
    fatih terim futbol galatasaray tarihinde en sevdiğim 3 özel insandan bir tanesidir. hatta bu 3’lü içerisinden de en sevdiğim ve saygı duyduğum kişidir diyebilirim. hocam maalesef ki 4 yıldır oynanan futbol da göz önüne alındığında kah transfer anlamında kah da sistem anlamında başarı sağlayamadı. madem ki proje takımıyız, bunun başındaki adamı ona göre seçmemiz de gerekirdi. burak elmas ve yönetimi, bu konuda başkan olmak adına, pragmatist davranarak, fatih hocayı ve ekibini seçim vaadi olarak kullandı gibime geldi. bu ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır. ama ortada görünen bir resim var ki hocanın bu projeyi yönetecek gücü kalmamış. eski açlığı ve hırsı yok maalesef. hocam allah aşkına dönem futbolu duran top üzerine, 2-3 tane duran toptan golümüz yok. kötü konya, rize vs kaç tane gol attı. santrforda 3 tane senin istediğin adam var. 3’ü de allah’a emanet bir performans sergiliyor. ortasaha yine bir enteresan… oyuncu bazında da işin enteresan yanı hepsi ayrı ayrı potansiyel vaadediyor. lakin genel sistemsizlik yüzünden kopukluklar ve uyumsuzluklar ciddi derecede baş gösteriyor.
  • 34239
    kadro yapılanmasını, okan koçuk’u gönderip ismail çipe’yi ikinci kaleci olacak şekilde kurgulayan teknik direktör. sonra okan’ı geri istemeye çalışıyoruz, adamlar da okan’a karşılık aytaç’ı istiyorlar falan. ben giresunspor başkanı olsam çok fena dalgamı geçerdim bu kepazelik nedeniyle. sırf bu olay bile kulübün ne kadar başı boş kaldığını ve yolların ayrılmasının çok yerinde olduğunu gösterir nitelikte.
  • 34240
    her zaman kalbimizin en üst köşelerinde yer alacak olan canımız hocamız.

    yine kendisiyle doğru düzgün vedalaşamadan yolları ayırdık. aslında bu doğru düzgün vedalaşma olayı bir tek kendisi "artık teknik direktörlüğü bırakıyorum" demesiyle mümkün olabilirdi.

    kendisi başarılıyken gönderilmesi dışındaki gönderilmelerine de kızmıyorum açıkçası. mesela özellikle 2020-21 ve içinde olduğumuz 2021-22 sezonlarında o kadar çok kredi tüketti ki bir çoğumuza yeter artık dedirtti ama kendisini düzeltmedi. burada kendisi için yazarken çok bahsettim hocam bırak artık ya da bazı inatlarından vazgeç yoksa kendine yazık edeceksin diye ama bildiğini okudu.

    fatih hocanın teknik direktörlüğü bırakma dışında bizim takımın başından ayrılma gibi bir ihtimalini hiç düşünmedim. takım başarısızsa egosundan ve gururundan dolayı takımı bu halde bırakmamak adına bırakmazdı veya takım çok iyiyse daha iyisini yapma hırsından dolayı yine bırakmazdı. bu hırsı aslında bizi kendisine bağlayandı ama bu hırs bir yerden sonra takıma zarar vermeye başlıyor. bu yüzden "fatih hocayla hak ettiği gibi doğru düzgün vedalaşılmalıydı" söylemleri bana çok ütopik geliyor. en sonunda yönetim tarafından kovulan adam oluyor böyle.

    fatih hoca madem bırakmamakta kararlıydı o zaman yanına iyi bir yardımcı alacaktı, evlat değil. bu yardımcı, gerektiğinde hocanın hatalarını yüzüne vuracaktı. bunun yerine fatih hoca dişini geçirebileceği kişileri yanına aldı. böyle olunca takım gelişmedi bir yerden sonra. hocanın önüne alternatifler gelmedi hiç. fatih hoca böylece kendi kuyusunu kazdı. kendisine hata yaptığını söylecek birine ihtiyacı vardı ve kendisinin hatalı olduğunu kabullenmeliydi. kabullenmedi. bu iki sezonda bilmem kaç maç kötü oynadığımız halde iyi oynadık yorumlarını gördük hocanın.

    büyük olasılıkla kendisini bir daha takımımızın başında teknik direktör olarak göremeyeceğiz. kendisinin bundan sonra futbol takımına karışmayacak herhangi bir yönetici pozisyonunda başarılı olacağına inanıyorum. başkanlık daha iyi olur. yeter ki teknik direktöre karışmasın.

    böyle olmamalıydı ama oldu. bir yerde bırakmasını da bilmeli insan. özel ilişkilerimizde bile zamanında ayrılmazsak sevgiliden, o zaman iş dönüp dolaşıp bize patlıyor her şekilde.
  • 34241
    iki gündür moralim çok bozuk, yaşananlardan ötürü. usulen çok büyük yanlış yapılsa da yolları ayırarak sonuç olarak doğru yapılmış eski hocamız, efsanemiz. nitekim ortada sadece 10 haftalık bir başarısızlık değil 2,5 yıllık bir başarısızlık vardır. işin tuhaf olan kısmı fatih hocam’ın bunu bir türlü kabul edememesi ve aslında işlerin yolunda gittiğine, bir kaç küçük hatanın ve şansızlıkların dışında takımın istenilenleri yerine getirdiğine olan ısrarı . kötü giden bir şeyin değişebilmesinin ilk şartı bunun kötü gittiğini kabul etmektir. 2 yıldır topla çıkarken baskı yapan takımlara karşı acziyetimizi tüm yazarlar görüyordur. bu konuda bir arpa boyu yol alamadığımız gibi üstüne bir de kapanan takımları açmak konusunda da her geçen gün kötüye gidiyoruz. görev aldığın 2,5 yılda izleyenler bir çırpıda 10-15 tane dominant problem sayabiliyorsa, kusura bakma hocam burda bir sıkıntı vardır. şimdi diyeceksiniz ki bu sıkıntılar ne?

    1- bu takım, topla çıkarken baskı yapan her takımla problem yaşıyor mu?
    2- bu takım duran topların tamamında (korner, frikik, serbest vuruş) kabızlığın dik alasını yaşıyor mu?
    3- bu takım hocanın oynamak istediği pozisyon oyununu layıkiyle oynayabiliyor mu?
    4- bu takım kapanan takımlara karşı gol atmakta sıkıntı yaşıyor mu?
    5- bu takım süper lig de gol yemeden durabiliyor mu?
    6- bu takımda forma adaleti var mı?
    7- bu takımda kadro istikrarı var mı?
    8- bu takımda kadro mühendisliği yapılıyor mu?
    9- bu takımda hoca cezalı olduğunda problem çözücü, yetkin yardımcılar var mı?
    10- bu takımda olmayacağı aşikar olarak bilinen 2 yıldır top oynamayan soso, babel gibi oyuncularda bu kadar ısrar doğru mu?
    11- bu takıma gelirken form düzeyi yukarıda gelen oyuncuların form grafiğinin düşmesi sorun değil mi?
    12- avrupa’da kazanılan her maç sonrası tüm oyuncuların ağız birliği etmişcesine, hocamızın verdiği taktiklerle galip geldik derken, mağlubiyetlerde istediklerimizi yapamadık demeleri sorun değil mi?

    yukarıda saydığımız tüm bu problemleri çözemiyorsa kimse kusura bakmasın ama üzülerek hoca’nın gönderilişi haklı olur. usulün yanlışlığı konusunda diğer tüm arkadaşlarıma hak vermekle beraber, teklif edilenler doğru ise (fatih hocama gel sportif direktör ol veya sportif a.ş nin başına geç, yönetime gir tüm organizasyondan sen sorumlu ol ragnick tarzı onore edici yöneticilik tekliflerine sıcak bakmadıysa ) kabul etmemek de yine fatih hocanın hatasıdır. çocukluğumdan beri bana sayısız başarılar ve mutluluklar yaşattığı için kendisine teşekkürü borç bilirim, her şey için sonsuz teşekkürler hocam. bu ülkenin gördüğü en büyük spor adamlarından birisin keşke böyle olmasaydı. ülke gencinin ve insanının üzerine yapışmış olan “olmaz biz yapamayız” anlayışını yerle bir etmiş, “ sizde yapabilirsinize” inandırmış bir adamdır yolu açık olsun.
  • 34242
    fatih terim döneminin bitmesi gerekiyordu ve bitti.
    takım gelişemiyor tam tersi geri gidiyordu.
    şimdi galatasaray'ı ve yeni teknik direktörü daha çok destekleme zamanı.

    güle güle fatih terim. emeklerin için teşekkürler.
    umarım bundan sonra galatasaray ile yolun teknik direktör olarak kesişmez.
    yönetimsel görevlerde ise fatih terim'in galatasaray'a faydalı olabileceğini düşünüyorum.

    ancak bence fatih terim tff başkanı olmalı.
    eğer böyle bir ihtimal mümkünse türk futboluna çağ atlatabilecek bilgi, deneyim ve donanıma sahiptir fatih terim.
  • 34245
    rezalet bir performansı vardı, peoje adı altında sadece hiçbir yere varmayacak süreler istiyordu, takım kapandığı maçlar haricinde top oynayamıyordu ve haliyle hocanın gitmesi gerekiyordu. burak elmas yönetimine yakışacak şekilde de gönderildi. bunu yazmaktan bıkmayacağım, hoca burak elmas'la, mustafa cengiz'den kurtulmak için ittifak yaptığı zaman da burak elmas'ın ne olduğu belliydi. vallahi hocanın gönderiliş şekli rezalet olsa da bu yaşına gelmiş adam benim gördüğümü göremiyorsa yapacak bir şey yok.

    sonuç olarak, gönderiliş şekli bir yana bırakılırsa berbat bir performans gösterdi ve dönemi bitti. bu kadar.

    ek: mesele alınan sonuçlar da değildi bu arada. bu oynanan felaket futbolun hoca tarafından sürekli "iyi oyun" olarak lanse edilmesiydi. "lik yarının en iyi oynayan takımlarındandık." diyebilecek kadar gerçeklerden kopmuştu hoca. takımın içler acısı halinin farkında dahi değildi kendisi. esas mevzu buydu. sorunu görmeyen çözümü bulamaz. çok basit bir denklem.
  • 34246
    sahaya odaklanmaması ve artık bu yönde bir çabasının kalmaması sebebiyle sürekli taraftarın sahaya odaklan diye neredeyse yalvardığı, adaletsiz kadro seçimleri, evlatçılık, ismail çipe travması, tamamen sevgi üzerine profesyonel hayat işe bağdaşmayacak kararları, takım içinde yaşadığı kararsızlık, oyuncuların yapamayacağı şeyler talep etmesi sebebiyle oyuncuların öz güvenlerinin tamamen yok olması, oyuncuların kendisine baba baba demesini yeterli görmesi ve sürekli performans beklediğimiz oyuncular performans veremedi diye basına açıklama yapması yani kandırılması kolay bir figüre dönüşmesi gibi sebepler yüzünden galatasaray futbol takımı teknik direktörlüğü görevinden alınmasına rağmen sosyal medyada hala neden gönderildiği idrak edilmemiş görülen, kendisini çok seveler tarafından kulübe verdiği zararlar ısrarla görülmeyen galatasaray spor kulübü tarihinin en büyük efsanesi. gönderilmesi için oldukça fazla sebep vardı ve gönderildi.
  • 34248
    an itibariyle "68" yaşında olan eski hocamız.
    sözlükte en çok zaman harcadığım konu başlıkları arasında en üst sırada ve en çok eleştiri yazdığım başlıktır fatih hoca. bu yazı büyük ihtimal ofsayt olan yazılarım arasına girecek, ama bugün hissettiğimi söylemezsem en azından benim açımdan sözlükte yazmanın bir anlamı olmaz.

    yaşım nedeniyle, 96 sonrası fatih terim dönemini gayet iyi hatırlarım. fatih hoca, türk futbol tarihinin hakikaten gelmiş geçmiş açık ara en başarılı hocası, aksini iddia eden çarpılır, ancak zaman herkes gibi fatih hocayı da yabancılaştırıyor, yeni nesile, yeni kuşağa. oyuna olan açlığından vs bahsetmiyorum, ki bu kusursuz özelliklerinden birisi hocanın. 68 yaşında, 8-9 defa kazandığın bir kupa için sivas soğuguna, erzurum deplasmanına veya stresin üst düzey olduğu derbilere çıkmak akıl karı değil.

    ama. yani burada büyük bir ama var. hocanın bu son dönemi, şampiyonluklar olsa bile hakikaten keçi boynuzu tadındaydı, herkes için. zira kimse hocaya başarısızlığı konduramadığı gibi, hep bir "belki yapar" düşüncesi ile, belki de geçmişteki başarılarının hatrına, inanılmaz bir destek verildi hocaya, ki ben bu 3.5-4 senelik dönemi, net başarısız bir dönem olarak düşündüm, ffp'lerin vs. de etkisi var muhakkak. hoca, bu sene de bıraksa, 3 sene sonunda da bıraksa, açık konuşalım, bu takım ile başarabileceği avrupa açısından da pek bir şey yok-tu. çekirdeği ve kurgulanması sorunlu takımın zira.

    ben açıkçası fatih hocadan bu gençleşme sürecinde takımın başında değil, operasyonu yöneten bir kişi olmasını bekliyordum. gençleşme sürecinde 25-30 milyon euro arası bonservis ödemek makul olabilir, ama bu sürecin döndürülebilir olması gerekli, ki ben bu takıma bu sene gelip de üst düzeye çıkabilecek nelsson'dan başka bir adam göremiyorum, belki de kerem ve marcao. bu zamanın gençlerinin düzeyinde konuşabilmek, teknik direktörlük açısından inanılmaz derecede başarılı ve hırslı olan fatih hoca için bile zor-du. hocanın ben açıkçası, "sırtımdan vuruldum, ben 3 seneliğine beraber olmamız gerektiğini düşünüyordum" tarzında ifadeleri çok samimi değil. hoca, galatasarayın her hücresinin yaptığı solunumda açığa çıkan atp'nin nerede kullanılacağını dahi bilir. 96'dan beri tanıdığı burak elmas'ı ve eğer onu yönlendirenler varsa da onların da tabiri caizse ciğerini bilir. twitter'daki ağlayan sızlayan tayfadan ziyade, yaşı benim gibi olan ekip, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaktır.

    peki bundan sonra ne olur? bence burak elmas'ın ipi çekildi. öyle veya böyle, bu sene veya gelecek sene, ibrasızlık kartı ile erken seçime gider ve büyük olasılıkla liseli bir başkan'ın etrafında toplanır. ben fatih hocaya, galatasaray başkanlığının inanılmaz derecede yakışacağını düşünüyorum. hoca, saha kenarında bir efsanedir, bu döneminin kötü bitmesi, aldığı kupaları, başarıları gizlemez. eğer hoca bu gençleşme sürecine inanıyorsa, başkan olarak da inanılmaz derecede iyi hizmet eder galatasaraya.
App Store'dan indirin Google Play'den alın