4 nisan 2011 tarihinde sözlüğün haline bir bakmanızı rica edeceğim. yorumlardan çıkardığım sonuç ''böyle takım bir daha gelemez, yüzyılın en
ruhsuz takımı''. halbuki o takıma daha önce
keita,
lincoln,
misimoviç,
kewell,
baros gibi kaliteli ayaklar dahil olmuştu fakat bir şeyler eksikti. takıma ruh kazandırması gereken isim, aslında baştan beri biliniyordu. aradaki gönül bağı,
galatasaray sevgisi onun ''bir daha türkiye'de takım yönetmem'' sözünü sineye çekmesine yetip de artmıştı bile.
takımın geçen yıl bugün itibariyle averajı - 8 iken şimdi + 41 olmuştur.
elmander,
muslera,
eboue,
ujfalusi,
melo gibi kaliteli yabancı oyuncular takıma monte edilmiştir.
selçuk gibi
trabzonspor'un ''beyni'' olarak niyelendirilen bir oyuncu bonservis bedeli ödenmeden alınmış şimdiden ''yerli
xavi'' yakıştırmaları başlamıştır.
semih kaya,
emre çolak gibi gençlerimiz ''bitti'' denirken küllerinden doğmuşlar,
fatih terim'in elinde başarılı bir çıkış yakalamışlardır.
engin gibi savruk bir oyuncu takımın önemli oyuncularından biri olmuş zaman zaman ''
messi misin hafız'' dedirtmiştir. geçen sezon sonunda gönderilmesi konuşulan
hakan balta euro 2008 formunu yakalamış hiç olmazsa ''balta'' olmadığını göstermiştir.
baros,
elmander ile harika bir ikili oluşturmuş fakat sakatlık problemi ve form düşüklüğü nedeniyle formasını
necati'ye kaptırmıştır.
aydın yılmaz bile ''pişmek üzere'' olduğunu göstermiş, geleceğe dair kendisine umutla bakılmasını sağlamıştır. takımın saha içi ve saha dışındaki zayıf halkası
servet tabiri caizse ''saf dışı'' bırakılmış, taraftarın gönlüne su serpilmiştir.
peki hiç mi olumsuz yönümüz olmadı bu sezon? oldu fakat takımın gidişatını etkileyecek ve takımdaşlığımızı zedeleyecek noktaya gelmedi. misal
sercan yıldırım beklenenleri bir türlü veremedi ve
fatih terim'in elinde parlamak yerine sönüp gitmeyi tercih etti.
sabri sarıoğlu gözle görülür şekilde form düşüklüğü yaşadı ve zaman zaman puan kaybı yaşamamıza neden oldu. sonuç olarak
galatasaray şu an
play off sistemi olmasa lig şampiyonluğunu 3 hafta önceden, hem de ezeli rakibi
fenerbahçe'ye karşı
17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı'nda 2-0 geriye düşmesine rağmen 2-2'ye getirdiği maçta garantilemiş olacaktı. yani tam bir yıl önce bugün biri çıkıp size ''
galatasaray seneye şampiyon olacak'' dese ''senin götün açık kalmamış çıplak uyumuşsun'' derdiniz, değil mi? fakat her şeye rağmen
galatasaray'ın olduğu yerde umut olacağını da unutmazdınız, bundan eminim. işte o umudu, takım ruhunu, kazanma azmini veren isim
fatih terim'dir. çünkü onun istediği, bildiği, sevdiği
galatasaray takımı oyuncusuyla, yönetimiyle ve taraftarıyla
başı dik yürür!