resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 251
    düşünceler, yazılar farklı da olsa değindiği bazı konular çok önemliydi. özellikle ligimizde oynayan yabancı oyuncularla ilgili düşünceleri bana çok doğru gelmiştir. yabancı oyuncu alımını belli bir sistem içinde yapmalıyıza getirdi sözlerini. kastettiği 3 yabancı, 5 yabancı, 7 yabancı olsun değil gelen yabancının biraz olsun kalitesi olsundur. futbolumuzun en büyük sorunlarından biridir. fatih terimde bunu çok güzel açıklamıştır.
  • 252
    sistem eleştirisi yaparak aklı sıra bireysel olarak payına düşecek muhtemel salvoları bertaraf etme yolunu seçmiştir yaptığı son basın toplantısıyla. dedikleri yazdıkları iyi güzel. iyi güzel de bosna hersek gibi bir karşılaşmaya neden ceyhun gülselam adlı şut çekmekten başkaca bir marifeti olmayan bir eleman monte edildi? trabzonspor kontenjanı son zamanlarda yerli yerince doldurulamıyordu tabi naapsın fatih hoca? ya emre? ya tuncay? bu adamlara bel bağlaması bile fatih terimin çaresizliğini görmeye yeter de artar bile. koskocaman 70 milyonluk dev bir ülkede 25 kişilik kadro kurulamıyorsa san marino napsın, malta naapsın? o halde fatih terim'in sistem eleştirisine devam edelim.

    - ego türk futboluna zarar veriyor

    - megaloman teknik adamlar türk futbolunu baltalıyor

    - sinirlerinie hakim olmayı bilmeyen teknik adamların yönetimindeki takımlar beklenen başarıyı gösteremiyor

    - teknik adamlardan bazıları spor yazarlarının bıyığına dahi niyetlenecek kıvama gelmiştir, bu vahimden de ötedir

    - yürüyün aslanlarım, allah yardımcınız olsunlarla bu işin yürüyemeyeceği ortada

    - scout ekibinden bahsediyoruz ama gözümüzün önündeki nuri şahin'leri, yıldırayları, halil altıntop'ları da layıkıyla kullanamadık. onlara şans tanımadık. emre belözoğlu oynarken, tuncay gibi bir adam dan dun ayak sallarken futbol bakrandları üst seviyede oyuncular bazı zamanlarda kadroya dahi çağrılmadı

    - ligin kalitesinin kötü olmasının nedenlerinden biri de hak ettiği halde milli takıma alınmayan oyunculardır. bunun nedenlerinden biri yine emre belözoğlu gibi karakter abidesi futbolcuların ısrarla, inatla milli takıma alınmasıdır.

    - teknik adamlarımızın futbolu okumaktan anladıkları cm'nin ilk versiyonlarından öteye uzanamıyor. oyuncunun etiketine bakıp neymiş lan bu hmm dm, mc, zorlarsan amc uffff modunun ötesine uzanamıyor. böyle olunca da yapbozdan öteye gidemiyoruz biz. ceyhun eriş gibi bir oyuncunun otuzundan sonra takıma çağrılmasını fatih terim nasıl açıklar acaba?

    - teknik adamlarımız ne yazık ki ben oldum diyorlar. adam uefa kupasından sonra öğrenmeyi her şeyi bir kenara bırakarak ders almam ders veririm diyebiliyor. böyle söyleyen bir adamın önceki başarılarının kaymağına dayandığı ortadadır. ötesini uzanmasını beklemek ham hayaldir. bir vakitler bir şeyleri yapabilenlerin her zaman aynı başarıları göstermelerini beklemek hayal değil de saçmalık değil de nedir?
  • 255
    galatasaray'a 2. vedasından sonra "ben galatasaray'da teknik direktörlük gömlegimi cıkarıp astım." diyerek bir daha galatasaray'a gelmeyecegini ima eden teknik direktör. buna ragmen gelirse kendim yerine o gömlegi keserim. yalnız takımımızın lig ve avrupa durumu göze alındıgında niye takıma gelmesi gündemdedir anlayamıyorum. fenerbahce'yi 9 senenin ardından bu sene de yenemedik diye gelecekse komiktir, avrupa liginde grupta lideriz diye gelecekse trajiktir.
  • 256
    frank rijkaard giderse eğer *ancak ne yazik ki martta kongre var galatasaraya gelmesini istediğim insan. teknik direktörlük kariyerinden dolayı mı? asla. bu spor medyasıyla uğraşabilecek insan olduğundan dolayı. frank rijkaardan sonra anladığım, türkiye'de teknik direktör olmak için çok iyi teknik direktör olmak yetmiyor, biraz da kodun mu oturtturacaksın bunlara. oturtturacaksın ki çeneleri sussun.
  • 258
    galatasaray'a faydası tartışmasız çok fazladır ama galatasaraydan gittiğinden beri kendini hiç geliştirememiş teknik direktör. ayrıca türkiye futbol federasyonu içinde büyük lobi oluşturmuştur ki ersun yanal milli takım teknik direktörü iken başını yiyen kişi de kendisidir.

    (bkz: alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste)
    (bkz: gün olur devran döner)
  • 262
    frank rijkaard'ın neresine saygı duyuyoruz? takıma bir sürü galibiyet aldırmasına, gelecekte kendi sisteminde takır takır top oynayan bir galatasaray kuracak olmasına, saha içinde saygı duyulacak bir duruşu olmasına ve saire ve saire... değil mi?

    peki rijkaard'ın takıma ilk geldiği günü hatırlayalım. elin adamı gelip de nasıl bizi havalara uçuruyordu? skibbe geldiğinde burun kıvıranlar, yaşlarına, mevkilerine bakmadan göbek atacak kıvama gelmişlerdi. babamızın oğlu olmadığına göre, bu sevincin bir sebebi, dayandığı bir temel olmalıydı. o temel rijkaard yönetiminde barcelona'nın zor günlerden avrupa şampiyonlar ligi şampiyonluğuna uzanacak kıvama gelmesiydi. haklı olarak seviniyorduk.

    peki, bu sevinci yaşayanlar rijkaard'ın barcelonasında 2006daki zafer yılından sonra oluşan düşüşü göz ardı etmişler miydi? etmişlerdi. haklılardı. ben de çok sevinmiştim. koskoca rijkaard takımın başına geliyordu.

    anda; geçmişte yapılan işlere duyulan saygıdan ötürü daha yakın geçmişte yapılan yanlışları görmezden gelme gibi "vefa" mefhumunu çok iyi bilen bünyelerin uyguladığı bir yazısız kural olduğuna göre, fatih terim hakkında bugün bile 2. galatasaray döneminde yaptığı yanlışları konuşmanın, alakasız bir konuda örnek diye getirip servis etmenin mantığı nedir peki? bu adam değil miydi galatasaray'ı 4 sene şampiyon yapan, uefa kupasını kazandıran? onca cumhurbaşkanlığı, tsyd, türkiye kupalarını saymıyorum bile.

    şimdi bana oturduğu yerden "o kadroda hagi verdı, popescu vardı, taffarel vardı, o kadroyu ben de şampiyon yapardım" diyeceklere tek cevabım: sen yapacak olsan seni teknik direktör yaparlardı kardeşim.

    sahi hagi vardı değil mi? acaba 2. fatih terim döneminde o da olsaydı şu an neler konuşuluyor olacaktı, onu da romanya'ya tekme tokat yollarlar mıydı? muamma... şunu çok iyi biliyorum: şimdilerde fatih terim'in asabiyetine takanlar hagi'nin asabiyetini severken; hagi yanlış zamanda galatasaray'da olsaydı hagi'nin de asabiyetine sallıyor olacaklardı.

    ilahi sen de gece gece nereden gelir aklına böyle şeyler? gelmemesi mümkün değil, az evvel bir yazı gördüm ki aman aman. nedir bu yazı? fatih terim muhammed sarr'ı harcamışmış... yazıyı yazan arkadaşım şayet bu satırları okuyorsa alınmasın, sözlük üzerinden kişisel hesaplaşmalar içine girecek değilim. fakat kimsenin de hakkını "susayım da karmam yerinde kalsın" felsefesiyle yedirtmem. hem de nasıl bir adam? hala fatih terim'den bahsediyoruz. biraz daha saygı lütfen.

    nedir mohammed adama sarr? milan'da yetişmiş, fatih terim'in 2002-03 döneminde galatasaray'a gelirken getirdiği bir oyuncu. nasıl geldi galatasaray'a? kiralık... yani sarr, devre arasında galatasaraydan ayrılırken yeniden gidebileceği bir milan vardı. vasat bir oyuncu olmasa kendisini koskoca milan'da ortaya çıkartıp yetiştirmez miydi? demek ki sarr'ı fatih terim harcamamış, sarr kendi kendini harcamış.

    bu mantıktan yola çıkılırsa, junichi inamoto da arsenal oyuncusuydu, sonra seviyesi gitgide düştü. bu bağlamda inamoto'yu arsene wenger mi harcamıştır? yoksa kendisi beklenen patlamayı bir türlü yapamayıp ortadan kaybolan yeteneklerden midir?

    her teknik direktör bir futbolcuyu gençken izler, yetenekleri dikkatini çeker, takımına alır, o oyuncuyu geliştirmek için programlar uygular. aşı tutarsa tutar, tutmazsa bunda oyuncunun hatası da aranmalıdır.

    fatih terim de bu yolla birçok oyuncuyu takımına almıştır. kimisi yeteneklerini geliştirmiş, adı gündemde olan futbolculardan olmuştur, maalesef emre belözoğlu gibi (emre'de hagi'nin emeği de çoktu), kimisi ise hocasının sistemine uyum sağlayamaz, ortalardan kaybolur gider, hatırlamak için hafızanızı hayli zorlarsınız, müslüm can gibi, sarr gibi... kaldı ki sarr kiralık bir oyuncuydu, fatih terim'in kendisinden bir seneliğine faydalanmayı düşündüğü aşikar.

    bu arada fatih terim aynı zamanda mehmet topal'ı galatasaray'a öneren isimdir de. yani fatih terim genç yetenekten anlayan türkiye'deki ender isimlerden biridir.

    lütfen futbolcu harcayan teknik direktörler'i eleştirirken adam harcayan taraftarlardan olmayalım. tek isteğim budur.
  • 264
    2000 yılı başarılarını kazanan futbolcuları taparcasına severken onların komutanına o kadar ilgi göstermiyoruz nedense. hagi başlığına bakıyoruz övgüler, sevgi sözcükleri falan, keza hakan şükür başlığında da aynı şeyler bülent korkmaz'da da. hele bir o başlıklara kötü bir şey yazın... hemen 300'den eksilere düşer karmanız. bunu sadece sözlük için söylemiyorum girin herhangi bir galatasaray ortamına hep durum aynı. peki futbolcuları bu kadar överken, yere göğe sığdıramazken, sevgi sözcüklerini onlara sıralarken fatih terim antipatisi neden? yukarıda sayılan futbolcular çok galatasaraylı diye mi? peki fatih terim mi daha galatasaraylıdır, hagi mi sizce? yoksa bu antipati fatih terim'in dillere destan egosundan dolayı mı geliyor? e peki hakan şükür'de hagi'de ego yok muydu? vardı egonun allah'ı vardı hem de. zaten egoları olmasa lider karakterli olamazlardı. ha yoksa fatih terim 2. döneminde başarılı olamadı diye mi bu antipati? eğer cevabınız evetse utanın kendinizden. biz ne zaman bu kadar vefasız olduk? o zaman neden? o takımın futbolcularını bu kadar severken, o takımı kuran ve 90'lı yılların sonu ile 2000li yılların başında hatta 2008'de türk futbolunun kazandığı başarıların hepsinde parmağı olan bu adama karşı duyulan öfke neden?
  • 265
    müthiş egosunun türkiye için demiyorum uluslararası kariyerine büyük darbe vuran hoca.. sen milli takımlar, galatasarayın uefa kupası sonra italya macerası en büyük kırılma noktası da ac milan'dan beşinci hafta ayrılması olmuştur. eğer egosuna ,imparator olma sevdasına biraz hakim olabilseydi bugün chelsea,barcelona,real madrid gibi üst düzey takımları çalıştırma şansına sahip olabilirdi. bugün içinse basında çıkan haberlere göre ankaragücünden ve sporting lisbon'dan teklif almış eski teknik direktörümüzdür. e bu saatten sonra sıfırdan başlamak egosu bu kadar şişirmiş fatih hoca için zor olacaktır.yazık olmuştur ,türk futbolu yine bir evladını ,makus talihini yenememiştir.
  • 266
    jupp derwall'in türkiye anılarıkitabından....

    --- alinti ---
    takımın kaptanı fatih (terim) kişilikli bir insan, tepeden tırnağa bir spor adamıydı. herzaman başkalarına yardıma hazırdı. onu zor etki altına alabilir, ancak doğru bir dava adına her zaman yanınıza çekebilirdiniz. herkes için iyi bir örnek, cana yakın bir dost ve can yoldaşıydı... sporun kurallarına uymayanların ise ondan çekecekleri vardı. yüksek görev bilinci, aklı ve hayalperestliğe düşmeyişi, başka bir şeye müsaade etmiyordu.
    sanırım, ondan pek hoşlanmayanlar da vardı. bazıları onu pek saydam bulmuyorlar ve ayrıca kendini beğenmiş biri olarak tanımlıyorlardı. ben ise onu yeterince tanıyordum ve çevresine koruyucu bir kalkan ördüğünü, bu şekilde, özellikle kaybedilmiş ya da kötü oynanmış maçlardan sonra karmaşık duygular içinde futbola sırtını dönenlere cansıkıntısını yansıtmamak adına, herkese, alçakgönüllü ve ağırbaşlı tarafını göstermediğini biliyordum."
    --- alinti ---
  • 274
    http://www.captano.net/2009/12/fatih-terim/

    --- alıntı ---

    modern zamanlarda türk futboluna damgasını en güçlü vuran adam. damga bile değil, adını kazıdı fatih kaptan.
    hem futbolculuğunda hem hocalığında zamanının en iyisi olmayı sürdürdü.

    yıllarca yıldız futbolcu çıkmayan türk futbolunun tek yıldızıydı o. hem de libero oynayarak. dünyada hele ki türkiye’de defans oyuncusu olup yıldız olmak çok önemli meziyetler gerektirir.
    örneklersek, maradona, pele, cruyff, zidane, rummenigge, romario, baggio, ronaldolar, messi hep hücuma dönük orta saha veya golcülerdir. dünya futbolunda bunların tek istinası beckenbauer’dir.
    takım sıkıştığında santrafora giderdi.
    bir sakaryaspor maçını hatırlıyorum mesela. 0-1 olunca gidip 1-1 , 1-2 olunca gidip 2-2 yapmıştı attığı 2 golle. yağmurlu bir inönü stadı gününde.
    futbolu bıraktığı sezon kupayı trabzonspor maçlarıyla aldığımızda, deplasmandaki ilk maçta da golü vardı.
    fatih terim’i izlememiş olanlar örneklere göre bir değerlendirme yapabilirler sanırım.

    her zaman en fazla kazanan türk futbolcu olmuştur. reklamlarda da oynamıştır futbolculuğunda. permatik reklamı için sakal bıraktığını hatırlıyorum mesela.

    bunların yanında futbolculuğunda büyük skandallar da yaşamıştır. hakemlerle arası pek iyi değildi. en büyük olayı ise erdal keser’i oyundan atan hamza alan’ın suratına tükürmesidir. o tükürüğü, inönü stadında yeni açıkın en üst basamağından gördüm. olay kapalının önünde gerçekleşmişti. federasyon başkanı, kaptanla hakemi, basın (o zamanlar medya yoktu) önünde barıştırmıştı. bu kadar güçlüydü futbolculuğunda. şimdilerde başkanların bile ulaşamadığı bir gücü vardı.
    fenerbahçeli, beşiktaşlı arkadaşlar isyan ederlerdi kaptan’a. hakemler fatih ne isterse ona göre karar veriyorlar , fatih’ten korkuyorlar derlerdi.
    itiraz için hakemin yanına gidip ellerini arkada bağladığında bilirdi herkes neler söylediğini.
    ama fenerli ve bjklilerin isyanları boşunaydı elbette. dedikleri gibi olsa galatasaray 14 sene beklemezdi şampiyon olmayı. fatih güçlüydü ama iş kulüp düzeyine gelince olmuyordu işte.
    aksine federasyonlar genellikle fenerbahçe’nin ellerindeydi. basın şimdikinden beterdi.
    evet, fatih kaptan agresifti. mizacı öyle elbette ama sadece mizaca bağlamamak lazım.
    futbolculuk hayatı fenerbahçeli federasyon ve basınla uğraşmakla geçti.
    yukarıda bahsettiğim hamza alan olayında kesinlikle haklıydı. hazma alan saçma sapan bir sebeple erdal’ı oyundan atmıştı. o sezon takım şahane gidiyordu. engel olmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
    tüm bunların birikimi patlatmıştı fatih’i.

    galatasaray’da oyuncuların seçiminden hoca seçimine kadar etkili olmuştur.
    rivayete göre, iviç, fatih’i satın seneye sözleşmeyi uzatalım demişti. istanbul’a geldiğinde havaalanında fatih karşılamıştı hocayı. iviç yugoslavya’ya dönmek zorunda kalmıştı.

    ama galatasaraylıların büyük çoğunluğu sevdi fatih’i. ne olursa olsun takım için, forma için yapıyordu , biliyorduk.
    şampiyonluğu kaçırdığımız adana demir spor maçında eski fenerbahçeli erol’a (togay) boşuna kafa atmadı fatih.
    fenerbahçe’den gelen teknik direktörlük teklifini “ o kadar da profesyonel değiliz” diyerek reddetmiş adamdır fatih terim. futbolcuyken de defalarca teklif aldığı biliniyor fenerbahçe’den, ama hep reddetti elbette.

    kendi yönettiği milli takımlarda kırdılar onun rekorlarını. en çok mili olan futbolcu, en çok kaptan çıkan futbolcu rekorlarını kendi futbolcuları kırması için uğraştı, bazen zorlayarak bile olsa.
    örneğin oğuz çetin için.

    futbolu bırakana kadar şampiyonluk hariç her kupayı kazandı hem de defalarca.
    hoca olduktan sonra da türkiye’nin o güne kadar göremediği başarılar kazandı.
    buraya yazmaya gerek olmayan, türkiye’deki tüm futbolseverlerin bildiği başarılar. sadece 1989’da yarı finale çıkan galatasaray’a katkısı olmadı fatih hocanın, diğerlerinin hepsinde imzası var.

    ama sert adamdır fatih terim. fiorentina’dan, agresifliği yüzünden kovuldu. hele milan’dan italya başbakanı, kulübün sahibi berlusconi’ye ayar verdiği için kovuldu.

    fatih terim bir futbol ekolü oluşturmuş hocadır. bu yüzden onun futbol kariyerini, futbol bilgisini ölçecek bir cihaz yok.

    artık, fatih terim’in şapkayı önüne alıp düşünmesi gerek, nerede yanlış yaptığını.
    belirtmek de yarar var ki; hocayı egosu çok büyük , basınla da herkesle de kavga ediyor diyenler, onu yeni tanımaya başladılar sanırım. bu kadar iş, bu kadar güç elde etmek için egonun güçlü olması gerekir sanırım. bu hırs ve agresif tavır olmasa devrimci nasıl olunur ki?

    benim bazı önerilerim var hocaya naçizane. artık başarı peşinde koşmayı bırakmalı. her şeyi yaptı zaten. bir kupaya daha götürse milli takımı, kendi kariyerinde ne değişecek, hiçbir şey.
    artık türk futbol ekolü’nü oluşturmak için çalışmalı. daha önce başardı bunu çünkü. önce ümit milli, sonra a milli sonra da galatasaray ile aynı futbolu oynattı takımlarına. devamında fiorentina’da aynı futbolu oynadı.
    türkiye’nin gruplardan çıkar mıyım endişesi taşımadan oynaması gerek. finallerde ne yaparız diye düşünmeye başlaması gerek.
    yarışmak istiyor, seviyor ama biraz daha temel konularla ilgilenmeli. kendisini destekleyen önemli bir güç var arkasında. hem bu ülkenin önemli bir çoğunluğu, hem devlet adamları, hem büyük galatasaray camiası.

    mutlaka kendi yerini alabilecek birilerini yetiştirmeli.
    geçenlerde rıdvan dilmen anlattı, rıdvan sakatlıktan yeni çıkıp, ligde sadece 45 dakika oynadığında milli takıma çağırılmış.
    piontek maçtan önceki gece toplantıda rıdvan seni bana çok anlattılar ama yarın oynamayacaksın demiş . gece fatih hoca rıdvan’ı çağırıp ilk 11’de başlayacağını söylemiş. maça onbirde başlamış rıdvan. devre arasında rıdvan çok yorulduğu için çıkmak istemiş, fatih hoca izin vermemiş teknik direktör piontek olduğu halde.
    fatih hocanın kendisi gibi devreye girecek yardımcılara ihtiyacı var, kendisine itiraz edebilecek, farklı düşünebilen. sonra da gönül rahatlığıyla yerini bırakabileceği. dalkavuklarla bu iş yürümez.

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın