eyyam

• 22

  vicdana ters bir şey değil aslında. maçlarda skor farkının açılmasını, ligde puan farkının açılmasını önler. rekabeti artırır, sosyal adaleti sağlar. neden bu kadar kötüleniyor anlamıyorum. eyyam idealize edilemeyen, mekanikleştirilemeyen hayatın kendisidir. yok olması demek hayatın teknolojiye kurban edilmesi demektir. robotlaşmaktır.
• 23

  yanlışı yanlışla örtmenin bir başka adıdır. böyle gelecek olan adalet yerin dibine batsın. hakemlerimiz gözlerini açmayı, pozisyonları doğru okumayı, baskı altında etkilenmemeyi ve renklere göre düdük çalmamayı öğrenirse ortada sorun kalmaz. bir de haklarını yemeyeyim, maaşları iyileştirilmelidir. milyon euroların döndüğü piyasada kuş kadar para alıyorlar.
• 24

  şike yapmak için imamlardan görüş alan adamların* olduğu ülkede en makul kul hakkı yeme yöntemidir.
  
  işte böyle deccal'den islami görüş de alınmasına sebep olur. nereden bakarsanız bakın eyyam kötüdür.
• 25

  türk hakemlerinin en büyük hastalığı. yapılan lehte bir hatayı aleyhte başka bir hata ile dengelemek ya da takdir haklarını skor olarak geriye düşen takımın lehine kullanmaya çalışmak şeklinde ortaya çıkar. temelinde özgüven eksikliği ve sorumluluk almaktan korkmak gibi nedenler vardır.
• 26

  bunu laf olsun diye yazmıyorum; galatasaray futbol kulübü ne zaman arayı açsa göze batacak şekilde ortaya çıkan kavram oluyor. bu ligde bayern münich gibi bir takım olacaksa olabilecek yegane kulüp biziz. ve bunun farkındalar. bunu istemeyen organize kötülükler var. ben kendimi bildim bileli hep varlar. biz bir şekilde hep geri döndük ama hep aynı şekilde uğraştılar. saha dışını bir şekilde hallettiler, hallettikten sonraki adım hep saha içi oldu. burada bir şekilde istediklerini elde ettiler. umarım bu kez bu olmayacak. bu kez bu takım daha büyük bir şamar vurarak buna izin vermeyecek. biz bu güce fazlasıyla sahibiz. her şey bu kez bizim elimizde!