• 401
    http://www.footballium.com/...tasaray_daki_degisim

    çoğu zaman "uzun yazdıysa haklıdır" algısıyla değerlendirilen bir futbol yazarı. futbol yazarı ifadesini kullanıyorum çünkü adam bu işe belli ki emek veriyor. mesela yazısında jonathan wilson diye bir adamın kitabında kullandığı "generalist", "specialist" kavramlarıyla benfica maçını ve genelde değerlendirmiş. bu noktada belirtmem gerekir ki benim bildiğim tek jonathan wilson şu güzel şarkının sahibi olan adam: https://www.youtube.com/watch?v=tawWSAgLd_M

    gün itibariyle "isimleri değil sistemi tartışalım" şeklinde vites küçültse de hamza hoca'nın eleştirilmesine karışı kullandığı güzel bir helva örneği var. işte bu noktada helva örneğinin extensor için de kullanılabileceğini düşünüyorum. bu adamı rijkaard döneminden beri takip ediyorum ki geçen sürede bülent ünder hariç bir tane beğenmediği galatasaray teknik direktörü hatırlamıyorum. aradan rijkaard, hagi, terim, mancini, prandelli, hamzaoğlu gibi birinin futbol anlayışı diğerine taban tabana zıt bunca hocayı extensor takımdan ayrıldıkları güne kadar destekledi; desteklemeyeni kadir kıymet bilmezlik, büyüklerin elini öpmezlikle suçladı.

    bir futbol yorumcusunda sıkıcı bir tekdüzelikle savunulan "hoca biliyor işini, karışmayın"ın güzel ingilizce kavramlarla bezenmiş halinden fazlasını okuyamayınca insan hangi tespitinden, öngörüsünden göre bu adamın iyi futbol yazarı sayıldığını merak ediyor. yani bir kere de takımı kötü oynatan hoca* gitmeden önce "bu adam da takımı bildiğin kötü oynatıyor"un kavramlısını, justification'lısını* istiyor insan. kısaca taraftar çıldırdı, bir de senin helvanı görmek istiyor extensor.
  • 403
    piyasada nadir olan iyi yazarlardan biri kendisi. zamanında bu adama yapılan 'gs dergisine yandaş olduğu için yazıyor.' iftiraları çok çirkinceydi.

    fikir ayrılıkları olsa da (ki kendisiyle bazı yönlerden benim de var.) sahip çıkılması gerekiyor kendisine. sonra gidip mehmet demirkol güzel bir şey diyecek, hadi onu dinleyelim derken fuat akdağ ile işine gelmeyince attığı bin türlü taklaya mağruz kalırsınız. ali ece'nin nadiren yapıcı olan kafa ütülemeleriyle uğraşırsınız. ahmet çakar, rok türevleri zaten şovmen.

    ha bence de nadir de olsa üslubunda küçük görme sezilmiyor değil. ama bazı insanlar (şu son tartışma için konuşmuyorum) o kadar çok düşünce sıçmığına buluyor ki sosyal medyayı, onları bazen siklemek bile ayrı başarıdır. ne desen boş yani. kendisine hak veriyorum bu konuda. yazadursun.
  • 404
    (bkz: #1835582)

    bu entry ye bakarak ahlaksızlık sonucunu çıkarmışsa kişi kendinden bilir işi diyorum sadece.

    sürekli insanları aşağılayan , seviyesizce bir dil kullanan ve onları kendi işlerine bakmalarını , paşa paşa taraftarlık yapmalarını, yazarlığa heveslenmememizi , o işi kendisinin yapacagını öğütleyen bu arkadaş , hocayı falan ateşli bir şekilde savundugu için aklıma acaba kulüple bir organik bağı mı var sorusunu getirdi. gs dergisinde yazdıgını ögrenince de ,yönetimle bir şekilde bağlı bulunmasından ötürü yonetim ve hoca ile ilgili objektif ve tarafsız yazmayabileceğini düşündüm ve kendimce kendisini takip etmeyeceğimi söyledim. bu benim kendi fikrim ve bu fikrimi de açıkça ifade ettim. bu benım en dogal hakkımdır. isteyen takip eder isteyen etmez. ben insanlara extensor yonetimden para alıyor mu dedim? para aldığı için kalemşörlük mü yapıyor dedim? kaldı ki para alsa ne olur bu ayıp bir şey mi? kulüpten para alan, galatasaray'ın haklarını savunan herhangi birisi ahlaksız mıdır?
    kendisinin objektif olamayacağını, en azından kulübü , hocayı vs. incitecek bir şey söylemeyebileceği için yazılarını takip etmek istemediğimi söylemem, ona ahlaksızlık yapmak mı oluyor?
    kendi anadilinde okudugunu anlamayan milletler içinde en tepede olmamız tesadüf değil gerçekten belli oluyor...

    ayrıca ;
    ben kendisinin para alıp almadıgını falan takip etmedim , yazılarını da okumadım. okumuş olmak zorunda mıyım ? ama bundan sonra da okumaya değer görmüyorum. bu benim kendi fikrim ve ifade etmek te en dogal hakkım. ama kendisi ve yandaşları bir "ahlaksızlık , onursuzluk" falan laflarıyla bana hakaret ediyorlar. size hakaret etmeyen, iftira etmeyen insanlara hakaret etmeyin, kendi seviyesizliğinize çekmeye çalışmayın insanları. amaaaaaan neyse extensor vs falan bunlara daha fazla dahil olmaya gerek yok. burada kimseyle kavga etmek niyetinde değilim, kahve muhabbetine döndü iş.

    edit :

    buyrun kararı siz verin ben bu konuda daha fazla polemiğe girmek istemiyorum çünkü hasta ruhlu insanlarla ugrasmaya gerek yok...galatasaray dergisinde yazmak ve hamza'yı kollamak ahlaksızca kalemşörlük yapmak midir? bunu söyleyerek tüm gs dergisi yazarlarını şerefsizlikle sucladıgının farkında mı acaba? bu ne yahu neyin nefreti bu ne karalaması ne iftirası ne oluyoruz bu kadar? ailem ölsünmüş. yazık gerçekten...

    extensor: bu kadar sert yazıyorum, sinirleniyorum çünkü inanılmaz. iftira atmak bu kadar basit, inanılmaz. ulan bu kadar kolay olur mu bir insanı karalamak?
    (dün 23:52)

    extensor: bana iftira attın işte açıkça. gs dergisinde olduğum için böyle yazdığımı söyledin. kaç yazımı okudun benim? tanıyor musun beni? yok. şerefsizlik, ahlaksızlık var. eğer ben hh'den, gs'dan, gs dergisinden 1 kuruş almışsam veya bana küçücük bir iyilikleri dokunmuşsa bütün sevdiklerim ölsün. eğer o yüzden böyle yazıyorsam tüm sevdiklerimi kaybedeyim hayatta. eşimi, ailemi. ama yok bu yazdığın iftira ise dilerim aynısını sen yaşarsın
  • 405
    trolluğü ile sözlüğümüzde gönüllerde taht kuran yazarımız '' k o r k m a z '' kendisini savunuyor ise bir yerlerde hata yapıyor demek ki. (#1835521)

    şaka maka gerçekten bu kadar ciddiye alınmaması gereken bir yazar. o attığımız golleri saymaya devam etsin. biz oynanan oyuna bakalım. biz kimiz de koskoca teknik adamları sorguluyoruz ? sabriyi , olcanı oynatırlarsa aman ses çıkarmayalım aman.
  • 406
    (bkz: #1835605) entry si ile yine konuyu güray-güven eksenine almaya çalışan yazar. güven varol veya güral vural olması neyi değiştirir? bunu zaten konuşmuştuk hala aynı yere dönüyoruz...hamza ile ilgili benim soylediklerimi en az 5 milyon galatasaraylı söylemiştir bu ülkede kafamızı kuma gömerek konuşmanın da anlamı yok. hamza komisyonculuk yapıyor da demedim, insanlar haliyle böyle düşündüler dedim. pekiştirmek gerekir diye 2. kez aynı şeyleri yazıyorum.

    ayrıca okudugunu anlamayanlar okurlar değil arkadaşım sensin. insanları bu işten anlamamakla suclayan da ben değilim sensin. kimseye gerizekalı da demedim, yine bu cıkarımı da sen yapıyorsun , zorla birşeyler arar gibi. konuyu da saptırma, herşeyden önce sen , bana özelden attığın bedduaların için özür dile sonra millete akıl vermeye devam et.
  • 407
    (bkz: #1834666) bu entry'de yazdığı şeylerde benim de yer yer katılmadığım noktalar var. ama bazı arkadaşlar yazıyı bir bütün olarak değerlendirmeden içinde geçen canlarını sıkan cümleleri cımbızla çekip giydirmişler sanki adama. mesela birçok kişi sanki extensor hamza hamzaoğlu'nun eleştirilmesine karşı çıkmış, onu sorgulamaması gerektiğini söylemiş gibi davranıp adama öfke kusmuş. oysa ki adam şöyle bir cümle kurmuş:

    "yemek kötü dersen anlarım. bunu verilerle ve akılcı bir anlatımla kanıtlamanı beklerim. nesi eksik derim. tuzu mu? yani takım şut mu atamıyor? şekeri mi? yani pas mı yapamıyor? yağı mı? takım koşamıyor mu? bunları anlat, sabaha kadar değerlendirelim. ama sen bana yemeğin nasıl yapılacağı anlatma. çünkü sen aşçı değilsin kardeşim! sana göre, sen kendin teknik direktör olman gerektiğine inandığın için, senin doğrunla oynamak zorunda bir teknik adam. senin beğendiğin oyuncuyla ve senin sisteminle oynamak zorunda! "

    yazının genelinde de anlatmak istediği şey bu aslında adamın. adam hamzaoğlu'nun oynattığı futboldan memnun. memnun olmak da hakkıdır. eğer hamza hamzaoğlu'nun oynattığı futbolu beğenmiyorsan neyinin eksik olduğunu söyle konuşalım diyor. eleştirilerini sırf senin istediğin oyuncuları oynatmaması üzerinden yapacaksan yapma diyor. yani kendi bakış açısından güzel olan helva yapılış şeklinden dolayı eleştirilmiş oluyor. bütün mesele bu aslında.

    ben de bu alıntı yaptığı bölüm üzerinden konuşmak istiyorum. bir kere hamza hamzaoğlu'nun oynattığı futbolun kaliteli olduğuna katılmıyorum. ancak benim asıl anlamlandıramadığım şey; yazdığı yazılarda futbol üzerine çok güzel fikirler ortaya koyan, analizler yapan bir adam bir hocanın oynattığı futbolu nasıl oluyor da 48 maç 107 gol istatisliği üzerinden iyi bulabiliyor.

    yazdığı her yazıda koşu mesafesinin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. ancak geldiğimiz nokta bilal kısa'yı takımın en çok koşan futbolcusu diye övüyoruz. bu elbette ki bilal kısa için çok güzel bir şey. oldukça özverili oynuyor. kapasitesini zorlayarak mücadele ediyor. ancak bu bizim için iyi bir şey değil ki! eğer ki galatasaray futbol takımının bugün en çok koşan futbolcusu bilal kısa oluyorsa bizim için ciddi bir sıkıntı var demektir! elbette ki bu bilal'e karşı bir önyargım olduğu için değil. tekrardan belirteyim bilal'in emeğine saygı duyuyorum. ancak bilal kariyerinin hiçbir döneminde mücadele gücü yüksek bir futbolcu olmadı. hep mücadele gücü üst düzey olmayan, zayıf ve ağır bir futbolcu oldu. ve bu profilde ki bir futbolcu şu an galatasaray'ın en çok koşan futbolcusu oluyorsa ciddi sıkıntı var demektir. üstelik kat ettiği mesafe yanlış hatırlamıyorsam 10.6 km. a.madrid, arsenal gibi takımlara karşı koyabilmen için stoperlerin ve kalecin dışında takımda ki en az koşan oyuncu bu kadar mesafe kat edebilmeli zaten. bayern munih, real madrid gibi takımlara hiç girmiyorum bile.

    ayrıca hamzaoğlu'nun yarattığı takım o kadar kırılgan, o kadar kolay gol yiyor ki attığı çok sayıda golün çok bir önemi kalmıyor. extensor'ın kendisinin yakın zamanda yazdığı yazılarda en son ne zaman rahat maç izlediğini hatırlamadığını ifade ettiğini hatırlar gibiyim.* kendisi bile bunun farkında iken nasıl oluyor da hamza hamzaoğlu'nun takımının çok gol atması yarattığı takımın kaliteli olduğu anlamına gelebiliyor ki? üstelik iki senedir ligin kalitesinde ciddi bir düşüş var. anadolu kulüpleri ciddi manada düşüşte ve buna rağmen her maçı çok zorlanarak kazanıyoruz. böyle bir ortamda maç başına attığı gol ortalaması kesinlikle kıstas olamaz.

    ha diyebilir ki adam elinde ki imkanlarla anca bunu yapabiliyor. daha yakın zamanda kendisi galatasaray'ın belki de bir savunma antrenörüne ihtiyacı olduğu fikrini ortaya koymuştu ve bence gayet güzel bir fikirdi. neden hamzaoğlu bu tarz çözümler sunmuyor mesela? veya galatasaray'ın melo kalsa dahi iyi bir defansif orta sahaya ihtiyacı olduğu gün gibi ortadayken neden bonservisi elinde mbia değil de bilal, jem gibi adamlar alındı? mbia elinde bonservisi olacak ve türkiye'ye gelecek, sizce galatasaray'a önerilmemiştir. bence mutlaka önerilmiştir ancak galatasaray ilgilenmedi bile. yönetimi suçlayacak bir durum da yok çünkü alınmasına yönelik bir istekte bulunulmamış ki. veya mbia olmadı yada başka nedenlerden dolayı uymadı diyelim ki, bu profilde bir futbolcuya neden bütün yaz hiç bakılmadı, sürekli içimizden hallederiz denildi. bütün yaz sağ bekte tarık, sabri yeter diyip sonra sabri yerine stoper olarak aldığın denayer'i oynatmak fiyasko değil mi? şimdi diyeceksiniz ki grosskreutz fiyaskosuna imza attı yönetim. e iyi de bu transfer işinin son güne kalmasında bütün yaz acelemiz yok açıklamaları yapan hamza hoca'nın hiç mi suçu yok?

    peki ya altyapı meselesi? daha geçen extensor'ın yine altyapıda olan yapılanmaya yönelik eleştirilerini hatırlıyorum. işin uzmanlarının altyapıya hoca olarak getirilmediğini eleştirmişti sanırım. iyi de şu an galatasaray'ın altyapısının hocası kim? elbette ki altyapıyı organize etmesi gereken kişi hamza hoca değil yönetimdir. ancak türkiye gibi bir yerde hele ki galatasaray'da bu işlerin biraz da hocanın sözüne baktığı bir gerçek değil mi? yani hamza hoca benim altyapımdan oyuncu yetişmesi lazım, bu yüzden bu işin uzmanlarını getirin dese yönetim hayır, asla olmaz mı diyecek? bu adam kendi teknik ekibine bile avrupa'dan işin uzmanlarını getirmiyor ki.

    elbette ki bu altyapı meselesinde direk hocayı eleştirmek çok doğru değil. ancak ben galatasaray'ın hocasının daha yenilikçi, fikir üreten ve geleceği planlayan biri olması gerektiğini düşünüyorum ve bu yüzden bu altyapı meselelerinde daha fazla aktif rol oynaması gerektiğini düşünüyorum.

    kısacası toparlamak gerekirse yazdığı yazılarda bu kadar fikir üreten ve analizler yapan bir insanın 48 maçta 107 golü bu kadar vurgulamasını anlayamıyorum. elbette ki oynanan oyundan belli ölçüde mutlu olabilirsin ancak bu kadar sorgulayıcı bir insanın hocayı daha fazla sorgulaması ve eleştirmesi gerekmez mi? onun yerine 48 maçta 107 golü ön plana çıkarmaya çalışmak biraz da vasat sevicilik olmuyor mu?
  • 411
    neden bu kadar üstüne gelindiğini anlayamadığım yazar. bunu takımın performansından memnun olmayan taraftarın kulüple ilişkili olan (galatasaray dergisinde yazarmış sanırım. doğrudan bir bağ olmayabilir.) birinden hıncını çıkarma istediğine bağlıyorum. yoksa üslup olarak çok daha yanlış ya da sert yazan onlarca yazar var burada. sadece öfke kusan kişilerin üzerine bu kadar gidilmiyor. cidden enteresan.
  • 412
    uzun süredir sözlükte yazılarını okuyup takip edenlerden biriyim. yazarların birbirleriyle ''sen şunu demiştin'' ama '' sen de böyle demiştin'', ''şusun busun'' şeklinde polemiklere girmemesi gerektiğini düşünüyorum. fikrine katılmadığın noktalarda yapabiliyorsan ''paredros'' gibi teknik ve saygı çerçevesinde cevap yazıları yazılması gerektiğini savunurum hep.

    bu kadar teknik analizli, incelemeci ve sorgulayıcı yazılarından sonra bu seneki yazıları açıkça beni de tatmin etmiyor. aynı zamanda bu kadar eleştirel bir yazarın bir anda sanki son senelerin en mükemmel takımı ve en iyi hocasıymış gibi daha yumuşak, eleştiriden mümkün olduğunca uzak, taraftara sorgulamamayı öneren yazıları da açıkçası bende şaşkınlık yaratıyor. ancak nolursa olsun ''extensor'' gibi futbol bilgisi ve kalemi güçlü yazarları sözlük adına kaybetmemek için daha dikkatli yazılar yazmanızı öneririm.
  • 413
    şimdi bu arkadaş çok eleştirel yazılar yazsa klüple bu kadar içli dışlı biri bunları yazamaz derlerdi adım gibi eminim.

    son zaman ki yazılarını beğenmiyorum bazen okurken sıkılıp bırakıyorum okumayı da kendisine olan kinin sebebi fazlaca önem vermeniz olabilir. öyle bir yazar değil ne burada ne orada ne de şurada. ilerde olursa o zaman karışmam söz.

    rahat bırakın la adamı.
  • 414
    hakkında yapılan ergen yorumlarını neden bu kadar önemseyip uzun uzun cevap yazdığını anlayamadığım yazar. bırak yazsınlar birader. ne yapsan tatmin edemeyeceksin zaten bunları. akıntıya karşı kürek çekmek güzel de, muhataplarını ve içine gireceğin denizi de seçmek lazım bazen. ben olsam burda detaylı cevap kasmaya harcayacağım vakti çalıştığım siteye ve twitter'a harcarım. burda da bırak başkaları savunsun seni.
  • 418
    klasik türk zihniyetinin alakasız bir şekilde bugün bile anlayamadığı yazar. adam doğruyu gördüğünde övüyor, yanlışı gördüğünde eleştiriyor. bu kadar basit.

    ama bu zihniyet bir şeyden nefret ettiğinde doğruyu da yapsa itin bilmem neresine sokmaya bayılır. çünkü bitti yani artık ne yaparsa yapsın nefret edecek. analiz yeteneği yok, empati yok, futbol bilgisi zaten yok. yanılmayı kaldıramaz. o iğrenç egosuna yediremez. haklı olmak her şeyden önemlidir onun için. hata yapınca, hata yapsa da saldırsam diye beklersin.

    şimdi bu adam hamza hoca'yı başarılı sonuçlarından sonra övünce hep öveceği zannedilerek dalga geçiliyor. sen, hamza hoca doğruları da yapsa tarafını seçmişsin. extensor'un da nasıl olsa senin zihniyetinde bir adam olacağını düşündüğünden hemen onu öveceğini zannediyorsun.

    kendin gibi zannetme aslanım kendini. herkes senin gibi at gözlüğüyle bakmıyor dünyaya.
  • 425
    hamza hoca'yı savunduğu için değil; özetle sonucu aldığı sürece eleştirmeyin şeklinde eleştirenlere ayar vermeye çalıştığı için eleştirilen yazardır. bu ikisini birbirinden ayıralım lütfen:

    futbolun doğrularını ortaya koyarak hamza hoca'yı savunması veya yeri geldiğinde de eleştirmesi çok doğal. ama şunu oynatmadı bunu oynattı şeklinde ergence eleştiride bulunmayın ben en son lisede böyle eleştiri yapıyordum dersen; lafı sonuç esastır, hamza hoca da türkiyede herkesten iyi sonuç aldıya getirirsen, sonucu alamadığında da millet gelir eleştirir.

    extensor isim vermeden belli yorumlarda bulunan herkesi eleştirebiliyorsa kişilerin de extensor'ı saygı çerçevesinde eleştirmesinde bir sorun olmamalı. zira geçtiğimiz günlerde eleştiriye çok açık bir yazı yazdığı konusunda sanırım çoğumuz hemfikirdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın