resim
Erhan Önal
Mevki:Libero
Doğum:03.09.1957
Ölüm:16.03.2021 (63)
Uyruk:Türkiye
  • 106
    yılların bu kadar çabuk geçmesi ne kadar üzücü.

    daha da üzücü bir şey, o kadar sevdiğimiz, onsuz hayat olmaz dediğimiz insanların silinip gitmeleri.

    al sana erhan önal. gencecik yaşında ölmüş.

    ben 1988 kadrosunu da 2000 kadrosunu da bire bir yaşayan şanslı nesildenim. ve bu nesil, sorsan eğer, düşünmeden en sevdiğim kadro, hala rüyalarıma giren 1988 kadrosudur der. simoviçli, prekazili, yusuf, mirsad, ilyas, uğur ve olmazsa olmaz erhan önal'lı.

    ama herşey silinip gidiyor, kayboluyor, roy batty ne güzel demiş, yağmurdaki gözyaşları gibi.

    erhan önal ölüyor, galatasaray sözlükde 30 küsur kişi hatırlıyor onu. beşiktaş başakşehir kupa maçı kadar bile önemsenmiyor.

    çok üzüldüm.
  • 114
    kendisine neler borçlu olduğumuzu tam bilmediğimiz eski liberomuz.

    önce kariyerini hatırlayalım. 1973 senesinde bayern münihe transfer olan erhan 1977 senesinde bundesligada forma giyen ilk türk oyuncu oldu. kendisi hoeness, maier, müller ve rummenige gibi isimlerle beraber oynadı.

    galatasarayda derwall devriminin en önemli halkasıydı. o zamana kadar defans oyuncusunun görevi dan dun topu uzaklaştırmak iken, erhan ile beraber oyunu arkadan kurma kavramı geldi.

    üstün futbol zekası ile takımı maestro gibi defansdan yönetiyordu. eğer o olmasaydı derwall düşüncelerini sahaya yansıta bilirmiydi ve bugünkü galatasaray'ın temellerini atabilir miydi, bilemiyorum?
  • 94
    1957 doğumlu , rahmetli olmuş, galatasaraylı libero ..

    bayern münihte başlayan futbol serüveni , standart liege ile devam etmiştir.
    oradan fenerbahçe’ye gelmiş, hiçbir şekilde uyum sağlayamadıktan
    sonra kendini bulacağı ve özdeşleşeceği galatasaray’a geçmiştir.

    lakabı sakalından ötürü ‘’papaz” dı. savunmada ekürisi rambo yusuftu.
    fatih terim sonrası idi.
    cüneyt kaptanla ve raşitle de oynadı galiba.
    saha içinde cesur ve sağlam duruşlu, saha dışında efendi ve kültürlüydü.
    oyunu aklıyla oynardı. o zamanlar sorulsa teknik direktörlüğe ,
    fatih terimden daha uygun olarak gösterilirdi. çelimsiz dururdu ama kemikliydi.

    klasik savunma oyunculuk özellikleri dışında
    o zamanlar için sıradışı olan 3 özelliği vardı.
    geriden oyun kurar/topla oynardı, top hangi bölgede olursa olsun kesinlikle
    taca veya kornere atmaz,
    arada rambo yusufla dönüşümlü ileri çıkardı. bunlar o zaman çok alışılmadık şeylerdi çünkü savunmacılar kesici ve ileriye uzaklaştırıcı anlayıştaydı.
    tam günümüzün pas futbolluk, tikitakalık adamıydı.
    ama o zamanlar toplar daha ağır ve sahalar berbattı.
    bu yüzden o kadar verimli gözükmezdi, hatta kaptıracak diye bazen yüreğimiz ağzımıza gelirdi.

    futbol sonrası tekstil işi ve menajerlik yaptı.
    13-14 yıl önce halı saha maçında geçirdiği
    beyin kanamasından sonra bir daha kendini toplayamadı.

    galatasaray forması altında hoş, iyi anılarla anılacak ,
    güzel bir insandı.
  • 79
    seksenlerin ikinci yarısında şampiyonluk hasretini bitiren ve avrupa'da ses getiren kadromuzun önemli parçalarından, papaz lakaplı oyuncumuz. allah rahmet eylesin, ışıklar içinde uyusun. dün sözlükte maçın yıl dönümü vesilesiyle verilen linklerden 15 mart 1989 galatasaray monaco maçı özetleriyle hoş bir nostalji yaşamıştım, hatta kendisinin o maçta 9 numaralı formayı giymiş olması ilgimi çekmişti, tabii formaların 1'den 11'e sıralandığı ve isim yazmayan dönemler; bugün vefat haberi geldi. oyun kurucu özelliğiyle ön plana çıkan teknik bir defans oyuncusuydu. bazen oyun kurma çabası sırasında kaptırdığı toplarla gol yedirdiği de olurdu, ama tarzı bence futbolumuzun o geçiş dönemi için önemliydi. seksenlerde çocuk olan galatasaraylılar sanırım biraz daha hüzünlenmiştir, başımız sağolsun.
  • 31
    liberolar her zaman stoperlerden yetenekli adamlardı. tandem oynayan ikililer bulmak çok zordu. örneğin galatasarayda fatih* liberoyken stoperi raşit*'di. bu iki futbolcu da santrafor kökenlidir. yine o zamanlar liberonun sarkık oynayanı, oynayabileni makbuldü.(bkz: sarkık libero).
    fatih futbolu bıraktıktan sonra türk futbolunda libero kim olacak sıkıntısı baş göstermişti ki, erhan bunu kısa zamanda ortadan kaldırdı. ismi geçenler arasında fatih'in yedeği, soyadını hatırlayamadığım murat ve fenerbahçeli abdülkerim* vardı.

    erhan bu sorunu öyle bir çözdü ki, türk futboluna damgasını vuran takımın baş aktörlerinden oldu. erhan, topu oyuna iyi sokan, topu alıp giden, risk seven, sıkışınca taca, kornere vurmayan bir liberoydu. tarzı, youtube'dan bulup izlerseniz kaiser beckenbauer'e benzer.

    mustafa denizli'nin hücum futbolu anlayışı için bulunmaz nimetti elbette. tabii o zamana kadar alışılmışın dışında bir oyuncu olduğu için, sıkışınca vur ileri gitsinci tayfadan çok küfür yerdi. sezon boyu başlattığı atakları, verdiği pasları, top taşımalarını görmezler, sezon içinde yedirdiği mesela 2 gole kafayı takarlardı. vur ileri gitsinci tayfa hala varlığını sürdürüyor, sendikaları bile var. altlig sendikası.

    erhan'ın topla bu kadar iyi, oyun görüşünün bu kadar iyi olmasının sebebi aslında bir orta saha oyuncusu olmasından kaynaklanır. galatasaray'a gelmeden önce bayern'de, standard liege'de hatta milli takımda orta saha oynuyordu. galler'i ilk kez yendiğimizde golümüzü atan adamdı erhan. (bkz: 21 kasım 1979 türkiye galler maçı). ilk defa o zamanlar milli takımda avrupada oynayan türk futbolcuları alınmaya başlamıştı. yanlış hatırlamıyorsam, erdal keser, ilyas tüfekçi galler maçı kadrosundaydı. ve hatta sanırım engin verel.

    kafaya gider, uzaktan vurur, santraforla ikiye bir yapar, topu kaleciden alıp rakip kaleye kadar taşırdı. sonrasında erhan tarzı oynayan bir libero gelmedi. eğer oğuz çetin liberoya geçseydi olabilirdi.

    erhan bize gelmeden fenerbahçe'ye geldi kiralık. yarım sezon kaldı. neredeyse hiç oynamadı, oynadığında döküldü. fenerbahçe'nin yenildiği, erhan'ın kadroda olmadığı bir maç sonrasında, gazetelerde erhan, karısı ve küçük bebekleriyle istanbul'un tarihi yerlerini turist olarak gezdikleri haberleri fotoğrafları çıktı. ortalık karıştı, nasıl maç sırasında gezersin temalı yazılar çıktı ki şimdi olsa yine aynı yazılar yazılır ki haksız da olmaz. bir de erhan'ın o zaman ki eşi yabancıydı, nereliydi unuttum. oğullarının adını patrick koymuşlardı ki türkiye bir daha çalkalandı. şimdi olsa o kadar sorun olmaz ama 70'lerin sonunda, 80'lerin başında bu gibi şeyler büyük problemdi türkiye için.

    bir de unutamadığım maç var, erhan'ın gol attığı : http://www.captano.net/...0-1-meksika-dalgasi/
  • 71
    nette "üç istanbul" dizisini izlerken gece vakti aklıma düştü, tek kanallı televizyonumuzun erhan önal'ın biz de oynadığı vakit popüler dizisiydi. romanın kötü karakteri vardı adı sakallı vasfi idi. tribünde ona sakallarından ötürü papaz, sakallı vasfi diye benzetmeler yapılırdı, dizide rolü canlandıran da o dönem istanbul şehir tiyatrosu aktörlerinden uluer süerdi. bu lakaplardan da anlaşılacağı üzere zaman zaman tribünlerle sorun yaşadığı olurdu, ama hiçbir yerde bahsedildiğine denk gelmediğim bir fedakarlığı vardır formamızın altında. adını hatırlayamadığım şampiyonluk yolunda önemli bir karşılaşma var ve maç arifesinde erhan önal'ın omzundan ciddi bir sakatlığı var, kolunu bile kıpırdatması zor, oynaması imkansız. mevkisinde alternatifi olmayan erhan, ısrarla ben oynarım diyor ve omzu bandajlı bir şekilde tüm riskleri alarak maça çıkıyor ve oynadığı güzel futbolla yarasız bir şekilde takım galibiyetle maçı tamamlıyor. tüm efsanelerimize saygı ile. kalplerimizde hep varlar.
  • 109
    çocuklugumda elbise dolabimin kapisinin iç yüzünde 80-90li yillardan kalma 2 poster vardi. biri türk bank sponsorlu, digeri adec saat sponsorlu tam takim posteri. rahmetli babam bayern'de oynadi diyodu kendisi için, o da bizim gibi gurbetçi diyodu. zayif, kuru kemik bir $eydi futbolculugunda. risk almadan net oynardi. top teknigi iyiydi.

    geçenlerde hanimla netflix'de bir ba$kadir dizisini izleme firsatimiz oldu. dizi güzeldi. begendim açikçasi. umarim devami çekilir. hayrunnisa karakteri var dizide. fimlerde jenerik akarken oyuncularin isimleri yaziyor. baktim bige önal. kimmi$ bu bige önal derken, rahmetli erhan önal'in kizi oldugunu ögrendim.

    bu vesile ile, hani belki buralari okursa ba$i sagolsun. allah'dan babacigina rahmet, kendisine sabir diliyorum.
  • 103
    cocuklugumuzun efsane isimlerinden, mekani cennet olsun. yanlis hatirlamiyorsam bayern munih alt yapisindan yetisip, avrupa'nin onemli kuluplerinde top oynadiktan sonra gelmisti galatasaray'a. aslinda ugur'la beraber derwall doneminin onemli transferlerindendi. alman ekolunun galatasaray'in dna'sina islemesinde cok buyuk yeri vardir.

    cok teknik bir defans oyuncusuydu. hatta o zamanlarin modern futbol anlayisinin ulkemizde uygulanmasina on ayak olan kritik bir oyuncuydu. takimi bir orta saha kalitesindeki teknigiyle geriden yonlendirirdi. derwall ve denizli donemi galatasaray'i cok rizikolu oynar, yedigi gollerde de hep sadece erhan hataliymis gibi gozukurdu. belki de bu yuzden bir cogumuzun aklinda cok pozitif olarak kalmadi ama gercekten cok kritik bir oyuncuydu. ayrica son derece kaliteli, efendi ve duzgun bir insandi. o zamanlar tarihin en buyuk milli basarilarindan sayilan 0-0'lik ingiltere macinda da macin oyuncusudur kendisi, sahayi omuzlarda terketmistir. hey gidi.

    ne yazikki hakettigi degeri yasarken yeteri kadar veremedigimizi dusunuyorum. en azindan olumunden sonra bir seyler yapilimali, adi yasatilmalidir.
  • 105
    zaman zaman “trt avrupa’dan futbol” izleyen 77 doğumlu darbe çocukları olarak erhan önal’ı izlediğimizde avrupalı bir futbolcu izler gibi olurduk. heleki bu programın tanıtım videosunda sağ kanattan yapılan ortaya gelişine ayağıyla vuran bir futbolcu vardı ki,* asla unutmam. aynı duyguyu erdal keser de de yaşadım. çocukluğumuzun galatasaray’ının en önemli parçalarındandı.

    unutulmayacaklar arasında yerini alan ölümsüz futbolcu.
  • 50
    prekazinin monaco'ya attığı efsane golle vaftiz olan şahsım için, o zamanki kadronun aklımda yer eden bir simasıydı erhan önal. 5 yaşındaydım henüz..

    sakallıydı benim için. gerçekten ismiyle değil bir süre "sakallı" olarak kaldı hafızamda. herhalde küçük bir velet olmanın kolaycılığı olsa gerek.

    bir fotoğrafı vardır bende o zamanki kadronun, arkasında erhan önal'ın imzası. belkide o yüzden hiç unutamadım onu.

    geçmişe doğru bakınca hayal kahramanı gibi adamlar benim için onlar; prekazi, tanju, erhan önal, simovic...

    dularımız, yüreğimiz seninle erhan önal.

    bir an önce ayağa kalkman dileğiyle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın