şimdi size eren derdiyok ile ilgili muhtemelen doğru çıkacak olan tahminimi anlatacağım. öncelikli olarak aşağıda bulunan alıntıyı bir okuyalım...
---
alıntı ---
basel'de dünyaya gelen derdiyok, şehrin küçük futbol takımlarından biri olan old boys'ta futbola başladı. 1994'te başladığı futbol kariyerini 2005'e kadar altyapılarda sürdüren futbolcu, 2005-06 sezonu ile birlikte a takıma yükseldi. 2. liga adı verilen isviçre beşinci seviye liginde 18 maçta 10 gol attı. kendini gösterdiği maç ise basel ile 22 ekim 2005'te oynadıkları schweizer cup maçı oldu. 6-1 yenildikleri maçta derdiyok takımının golü kaydeden ismiydi.
---
alıntı ---
via:
http://www.wikizero.co/...kvRXJlbl9EZXJkaXlvawbelki hızlıca okuyup farketmediniz. "şehrin küçük futbol takımlarından biri olan old boys"... 1994 - 2005... 11 yıl...
eren derdiyok 11 yıl boyunca şehrin küçük takımlarından herhangi birinin "alt yapısında" kalmış. kendisi 1988 doğumlu. yani 6 yaşından 17 yaşına kadar. sonrasında hala genç yaşlarda farkedilmemiş ve o "herhangi bir takımın" a takımına yükselmiş. 18 yaşına girdiğinde şansının yardımıyla (takımının basel ile eşleşmesini kastediyorum) kendini büyük bir takımın farketmesini sağlamış ve basel' e transfer olmuş.
eren derdiyok alt yapı bilgisini, alt yapı organizasyonu pek de parlak olmayan küçük bir kulüpte alırken, fizik yapısının ona getirdiği avantajları sivriltecek keskin bilgi ve alışkanlıkları edinememiş. tam 18 yaşında, alıntıda belirtilen tesadüf yardımıyla
*, yani hasbelkader, basel' in dikkatini çekmiş ve iştahını kabartmış. basel takımı - hala neredeyse her yıl sansasyon yaratan oyuncular ortaya çıkaran ve bu oyuncuları değerini bulduğunda elinden çıkaran bir futbol takımı (bkz:
mohamed salah ghaly) (bkz:
xherdan shaqiri) (bkz:
ivan rakitic) - eren derdiyok' un fizik yapısının denemeye değer olduğunu görmüş ve transfermarkt' de dahi yazmayan bir meblağ karşılığında futbolcuyu takımının kadrosuna katmış.
basel futbol takımı, yukarıda da belirttiğim gibi oyuncu parlatmayı becerebilen bir kulüp yapısı olması müsebbibi ile kendisini öncelikli olarak ülkenin üçüncü seviye liginde bulunan basel 2 takımına göndermiştir. yalnız eren bu lige büyük gelmişti. taktir edersiniz ki bu ligte eren' in fiziğiyle boy ölçüşebilecek futbolcular bulunmuyordu. eren yarım devrede, 17 maçta, 10 gol atarak basel' in a takımına terfi etti.
bütün bunlar yarım sezon içerisinde olmuştu. old boys' da ilk kez bir a takımda lige başlayan eren derdiyok belki de 22 ekim 2005 tarihinde takımı 6-1 yenilirken atılan o 1 gol ile sezon sonu basel 2 takımına transfer olmuş. burada gösterdiği performans ile devre arasında basel takımına yükselmişti.
sonradan oyuna girmekle başlamıştı basel a takımı kariyeri. akabinde geçen 2.5 yıl içerisinde takımın en dikkat çeken oyuncusuna dönüşmüş ve alman bayer leverkusen takımının da dikkatini çekmişti. bu sefer direk hedefleri olan bir takıma transfer olmuştu. burada yıllarca ilk 11' in değişilmez futbolcusu olarak mesleğini icra etti. kötü oynadığı söylenemezdi ancak patlama da yapamıyordu ve hoffenheim takımına satıldı eren derdiyok. ancak eren hoffenheim' da da yine çok kötü olmayan ancak beklenen patlamayı gerçekleştiremeyen bir performans sergilemiş ve sezon sonunda leverkusen' e tekrar kiralanmıştı. kiralık sezonu bittiğinde hoffeinheim' dan 2,5 m € bonservis bedeli karşılığında kasımpaşa' nın yolunu tutmuştu.
yıllardır türkiye' de tanınan bilinen eren derdiyok gözümüzün önüne gelince "aslında çok iyi bir fiziği var, büyük takımların nasıl gözünden kaçtı bu transfer" şeklinde yorumlar yapılmasına sebep oluyordu ancak performansı yine çok dikkat çekici olamıyordu eren' in.
eren kasımpaşa' daki 2 sezonun sonrasında jan olde riekerink önderliğindeki galatasaray' ımızın santrafor boşluğunu doldurmak üzere sessiz sedasız transfer olmuştu. bu transfere aşırı karşı çıkan da olmuştu, çok sevinen de. galatasaray' ımızın bir önceki santraforu
* umut bulut' tu. karşı çıkanların sesi de pek yükselemiyordu haliyle. eren ilk maçında, ali sami yen arena' da, 0-0 devam eden karabükspor müsabakasında
*, takımın kötü
* futboluna karşın, maçı 1-0’ a getiren ve takımına çok önemli bir 3 puan kazandıran golü son dakikada ağlara göndermiş ve kendisine de çok uzun bir kredi yazdırmıştı.
o golden sonra reikerink sezon ortasında kovulmuş, tudor sansasyonel bir biçimde takımın başına geçmiş ve sezon sonu bafetimbi gomis' i transfer ettirmişti. o sezon içerisinde de bu sefer tudor kovulmuş ve fatih terim takımın başına getirilmişti. eren yine beklenen patlamayı yapamamıştı ancak "terim gelene kadar" bu iki yıl içerisinde bruma ve gomis dışında herhangi bir oyuncu da istikrar dahi sağlayamamıştı.
eren 30 yaşına geldiğinde henüz bir fatih terim ile çalışmamıştı. eren alt yapı eğitimini kötü bir takımda almış, avrupadaki 18-23 yaş arası futbolcuların gelişimini tamamladığı önemli takımlardan biri olan basel' de yalnızca 2.5 yıl kalabilmiş ve daha kalburüstü aynı zamanda yarışmacı olan bir takıma transfer olmuştu. 2.5 yıl alt yapısını eksik alan oyuncu için yeterli bir süre değildi. eren fizik yapısının ona ne kadar bir avantaj sağladığını "tam manasıyla" öğrenebileceği bir hocayla henüz ya çalışamamış yada gelişimini daha yüksek bir seviyeye çıkarabileceği (basel'deki 2.5 yıl sonrasında) ortamda bulamamıştı. bunu en iyi anlatan maç (bkz:
18 eylül 2018 galatasaray lokomotiv moskova maçı) oldu.
şöyle ki eren ilk yarı da biraz silik görünen eren derdiyok devre arasında fatih terim' in ağzından "devre arasında tahmin ettiğiniz gibi bir süreç yaşadık" cümlesindeki tahmin edilen kısmından kendine düşeni alınca daha çok ortasahaya geldi ve fiziki avantajını kullanmaya başladı. maç sonunda eren' in ciddi bir tavırla "eksiklerim var" demesi mütevaziliğinden değildi, kendisine devre arasında "tahmin edebileceğiniz" gibi bir tonda anlatılmıştı bu. fatih hoca' nın da maç sonu eren' i övmesi, tamamen ikinci yarı bu "uyarılara" karşılık vermesi ve eren' in bu duruma üzüldüğünü görmesiydi.
sözün özü; eren fizik yapısının avantajlarını yüzde yüz olarak kullanacağı şekilde futbol oynamıyor. oldukça iri olan bünyesini, ayakları yere sağlam basarak ve hacmini geniş tutarak, sırtı dönük bir biçimde top alıp saklamak için kullanacakken, kendini teknik bir futbolcu gibi küçülterek topu alıp dönmek istiyormuşçasına pozisyon alıyor. bunlar alışkanlıklardır. 30 yaşından sonra değiştirmesi çok da kolay olmayacaktır ancak ortada fatih terim gibi bir faktör var.
eren bunca yıl erişkin bir birey olduğu
* günden beri profesyonel futbol oynuyor. kimse yeteneksiz olduğunu söyleyemez. beri yandan övülecek kadar kendi kendini geliştirmediği de ortada. istatistiklerinde de yükselen bir grafik pek olmamış seneler içerisinde;
yıllar takım maç (gol)
2004-2006 bsc old boys 20 (14)
2006-2009 basel 90 (25)
2009-2012 leverkusen 112 (35)
2012 hoffenheim 20 (1)
2013-2014 leverkusen(kira)25 (1)
2014-2016 kasımpaşa 39 (16)
2016- galatasaray 73 (21)
toplam 379 (123)
21.030 dakikada 379 maç 123 gol 43 asist ..
maç başına 55 dakika,
170 dakikada 1 gol
126 dakikada 1 gole etki etme
ama toplamda kötü istatistikler de değil...
bence hocam ile güzel bir ikili olup kariyerini tatlı bir şekilde, ani küçük bir yükseliş ve hafif bir inişle, bitirecektir.
son olarak;
kulüp içerisiden herhangi birinin(u: abdürrahim albayrak dahil kim olursa olsun anlamında söylüyorum, küçümsemek için değil) kendisini yok sayarak "devre arası transfer yapacağız" demesi en başta kendisini üzecek, sonrasında taraftarın kendisini yok saymaya başlamasını sağlayacaktır. bu da galatasaray' ımıza zarar verecektir. zaten söylendiği ve aksedildiği kadar kötü bir futbolcu değildir, potansiyeli hala bayer leverkusen' e transfer olduğu yerdedir. umarım bu sene herkesin yüzünü kara çıkartır. ve bunun anahtarı kendisinde...
sakatlanmadan ve çok çalışarak gösterecek allahın izniyle...
edit: eren’ in karabükspor maçında attığı ilk golü 1-0 mağlupken ve rövaşata ile attığını hatırlamıştım. hafızama güvenerek yazdığım bir bölümdü ancak yanılmışım. araştırmalıydım. bu hata için tüm sözlük okur ve yazarlarına özürlerimi kabul etmesini rica ediyorum.
ayrıca bir çok yazar takımdaşım mesaj yoluyla hem güzel geri bildirimlerini hem de konuyla ilgili uyarılarını gönderdiler. kendilerine ayrı ayrı teşekkür ederim. sayıları oldukça fazla. bu yüzden isimlerini tek tek belirtemiyorum. entry’ i telefondan düzenliyorum. hiçbir ismi atlamak istemiyorum. affola.