1804
midemi bulandıran klüp. eskiden asla kin beslemezdim sadece sevmediğim bir klüptü ancak bu sene olanlarla resmen tiksinçler benim için. çok uzun zamandır yazmayı beklediğim için eskiden beri düşündükçe midemi bulandıran birkaç şey yazıp susacağım.
getir götür volkanın da dediği gibi 3 temmuzdan beri devam eden bu süreçte sürekli haklarının yendiğini gerekli gereksiz her yerde ağız ishali olmuşçasına savunanlar nedense iş onların istediği yere dönünce hep sustular.
çok net hatırlıyorum ali koç, nihat özdemir ve diğerleri 58. maddenin değiştirilmesinin ilk gündeme geldiği günlerde "biz bu maddenin değiştirilmesini istemiyoruz, suçsuzuz biz inanmıyorsanız küme düşürün." cart curt diye açıklamalar yapmıştı. tamamen içten pazarlıklı sahtekar açıklamalar olduğunu ise tabii ki 58. madde değiştiği gün anladık. söz konusu madde değiştiğinde bir kişi ağzını açıp hiç birşey söylemedi, ali koç ve saz arkadaşları hiç itiraz etmedi. hatta değişiklik yankı bile uyandırmadı öylece kaynadı gitti.
sonrasında ortalarda bas bas bağrındıkları meşhur cas davası için "o bizim onurumuzdur, gururumuzdur." diyip duruyorlardı. sonra birden artık kapalı kapıların arkasında ne pis ne iğrenç oyunlar çevirdiler, araya kimleri sokup anlaşmalar yaptılarsa birden onur ve gururları cas davası bir anda geri çekiliverdi. yine ali koç ve türevleri çıkıp fenerbahçelerinin gururlarından neden bir çırpıda vazgeçtiklerini mantıklı bir şekilde açıklamadı.
zaten tff'nin başına sırf onları kurtarması için geçirilen tüpçünün de yardımıyla şimdi kendilerince "aklanma"nın eşiğindeler. yine konuşacaklar, yine haklarının yendiğini iddia edecekler ve en vahim olanı da yine şike yapacaklar.
bu kadar samimiyetsiz, herkesinin dininin imanının para olduğu ve adaletin yerini bulmasının bu kadar şüpheli olduğu bir ligde aynı amaç uğruna onların pislikleriyle bir arada futbol oynamaya çalıştığımız için üzülüyorum. en büyük rakibimizin onlar olmasındansa tiksiniyorum. yaptıklarının yanlarına kar kalmasıyla artık daha da korkusuzca pisliklerini etrafa bulaştırmaya çalışacaklardır. bu durumda bize düşen de onların hem futbolcularını hem de kara paralarını tekrar tekrar yenmek olacaktır.
şükürler olsun ki bu pisliğin bir yerine bir şekilde bulaşmamış ve galatasaraylı doğmuşum...
edit: bir de kupayı vermemek için çimleri sulayıp stadın ışıklarını söndürmeleri var. bak aklıma geldikçe delleniyorum bu nasıl bir utanmazlıktır arkadaş ya. küçükken işine gelmeyince topun sahibi çocuk gelip "top benim işte oynatmıyorum." derdi ya ondan zerre farkı yok. *
getir götür volkanın da dediği gibi 3 temmuzdan beri devam eden bu süreçte sürekli haklarının yendiğini gerekli gereksiz her yerde ağız ishali olmuşçasına savunanlar nedense iş onların istediği yere dönünce hep sustular.
çok net hatırlıyorum ali koç, nihat özdemir ve diğerleri 58. maddenin değiştirilmesinin ilk gündeme geldiği günlerde "biz bu maddenin değiştirilmesini istemiyoruz, suçsuzuz biz inanmıyorsanız küme düşürün." cart curt diye açıklamalar yapmıştı. tamamen içten pazarlıklı sahtekar açıklamalar olduğunu ise tabii ki 58. madde değiştiği gün anladık. söz konusu madde değiştiğinde bir kişi ağzını açıp hiç birşey söylemedi, ali koç ve saz arkadaşları hiç itiraz etmedi. hatta değişiklik yankı bile uyandırmadı öylece kaynadı gitti.
sonrasında ortalarda bas bas bağrındıkları meşhur cas davası için "o bizim onurumuzdur, gururumuzdur." diyip duruyorlardı. sonra birden artık kapalı kapıların arkasında ne pis ne iğrenç oyunlar çevirdiler, araya kimleri sokup anlaşmalar yaptılarsa birden onur ve gururları cas davası bir anda geri çekiliverdi. yine ali koç ve türevleri çıkıp fenerbahçelerinin gururlarından neden bir çırpıda vazgeçtiklerini mantıklı bir şekilde açıklamadı.
zaten tff'nin başına sırf onları kurtarması için geçirilen tüpçünün de yardımıyla şimdi kendilerince "aklanma"nın eşiğindeler. yine konuşacaklar, yine haklarının yendiğini iddia edecekler ve en vahim olanı da yine şike yapacaklar.
bu kadar samimiyetsiz, herkesinin dininin imanının para olduğu ve adaletin yerini bulmasının bu kadar şüpheli olduğu bir ligde aynı amaç uğruna onların pislikleriyle bir arada futbol oynamaya çalıştığımız için üzülüyorum. en büyük rakibimizin onlar olmasındansa tiksiniyorum. yaptıklarının yanlarına kar kalmasıyla artık daha da korkusuzca pisliklerini etrafa bulaştırmaya çalışacaklardır. bu durumda bize düşen de onların hem futbolcularını hem de kara paralarını tekrar tekrar yenmek olacaktır.
şükürler olsun ki bu pisliğin bir yerine bir şekilde bulaşmamış ve galatasaraylı doğmuşum...
edit: bir de kupayı vermemek için çimleri sulayıp stadın ışıklarını söndürmeleri var. bak aklıma geldikçe delleniyorum bu nasıl bir utanmazlıktır arkadaş ya. küçükken işine gelmeyince topun sahibi çocuk gelip "top benim işte oynatmıyorum." derdi ya ondan zerre farkı yok. *