1482
su linkten direk baslatabileceginiz röportaji icin : http://embed.tv4play.se/...&starttime=2.013
program sanirim super final'in 2nci veya 3ncu haftasi hazirlanmis.
bahsi gecen videodaki röportaji kelimesi kelimesine cevirmem cok zaman alacagi icin, elmanderi mac sonunda demec veriyormus gibi varsayarak neler söyledigini yazayim. programi hazirlayan patrik ile elmander arasindaki konusmalarin buyuk bir kismini da oldugu gibi cevirecegim.
ilk giristeki konusmalarinda; elmander, kendilerine teknik direktörleri erik hamren'in final oynayip kupa alacagiz dedigini ve kendisinin de farkli dusunmedigini söyluyor. takim icindeki bir cok futlbocunun cok iyi kuluplerde oynadigini ve takim halinde cok iyi olduklarini o yuzden kupayi alacaklarina inandigini belirtiyor.
2nci dakikadan itibaren;
turkiye'den bahsediyor ve ulkede 24 saat futbol konusuldugunu ve futbolun cok sevildigini soyluyor. besiktas'li ve fenerbahce'li taraftarlar gelip o'na "keske bizim takima gelseydin" demisler. fenerbahce'ye gol attiginda karsisinda aglayan insanlari görunce, ne kadar buyuk bir is basardigini cok iyi anladigini belirtiyor.
3ncu dakikadan itibaren;
patrik kendisine, "disari cikip dolasabiliyor musun?" diye soruyor. elmander ilk baslarda pek cikmadigini ama simdi cok alistigini ancak bunun nereye ve ne zaman gidecegine bagli oldugunu soyluyor. ( burada istanbul'da guvenli bir sekilde korkmadan dolasip dolasamadigi hakkinda konusuyorlar). patrik tekrar, "en azindan (kapali carsi gibi mekanlari kastederek) bazaar'a gidiyorsundur?" diyor. elmander, "bir kere gittim ve bir daha gitmeyi dusunmuyorum" diyor. "agzimi yuzumu kapatarak dolassam bile 5-10 dakika sonra tanimaya basliyolar ve insanlarin yanima geliyor".
video'da "foto" diyen cocuklardan sonra;
patrik: burada tesislerde kaliyor musun?
elmander: evet tesisler gayet guzel, kendi özel odam var herkese ayni seviyede yaklasiliyor. odamda yatagim, televizyonum, tuvaletim, dusum vs. var.
patrik: ne kadar siklikla florya'da kaliyorsunuz?
elmander: sadece kendi evimizde oynadigimiz maclarda, mactan bir gun önce saat 5 gibi tesislerde toplaniyoruz. 6 gibi antrenmanimizi yapip, tesislerde kaliyoruz ve mactan sonra da evlerimize dagiliyoruz. deplasmanlara da hep bir gun önceden gideriz. eger burada bir derbi oynacaksak baska bir otele gidip kaldigimiz da oluyor.
patrik: kulubun ve taraftalarin buyuklugu hakkinda kafanda bir fikir olusturdun mu?
elmander: durumun ne kadar ciddi ve buyuk oldugunu insan zamanla cok daha iyi anliyor. örnegin 3-4 mac sonra fenerbahce ile deplasmanda oynayacagiz. gerci taraftarlar olayi biraz abartiyor. mac öncesi 5-10bin taraftar kapida bizi bekliyor ve arabalariyla bize eskortluk yapiyor. köpruye kadar 4-5 km gitmemiz bize ekstra 45 dakikaya mal oluyor. asya yakasina gectigimizde, "tamam artik bundan sonra bi sekilde kendi basinizin caresine bakin" diyorlar. insan onlarin bu heyecanini görunce sasirip, icinden "shit" diyor. taraftarlar gercekten cok iyi destek oluyorlar. hersey cok iyi gittigi icin kötu gunlerde nasil davrandiklarini bilmiyorum ama umarim kötu gunlerde de yine ayni sekilde davraniyolardir.
patrik: buranin adi ne?
elmander: mekanin adi florya. ayrica istanbulun bir semti.
elmander kenarda insaat bahce isiyle ugrasanlari gorunce; "merhaba merhaba" diyor.
patrik: bak burada da adamlar oturmus.
elmander: haa evet hehe.
elmander: ben de böyle ufak tefek islerle ugrasiyorum. (sanirim bi yerlerde ufak tefek insaat isleriyle ugrasiyor hobi olarak.)
patrik: ne kadar zaman oldu?
elmander: 3 senedir oradayim.
patrik: mesela ne tarz isler yapabiliyorsun?
elmander: mutfak falan iste.
06:35 itibariyle;
elmander: gercekten hic öyle karsilacagimiz rakibi dusunmem. "aa iste bak bu mac cok zor olacak" vs. diye dusunmedim. dusunmem de, ben isime bakarim. ama su an ulkenin en buyuk kulubunde oynadigimi hissedebiliyorum. taraflarlar maci kazanmamiz icin bize cok baski uyguluyor olabilirler ama ben sutumu cekerim, top disari giderse gider. napalim... (elmander tesisleri tanitmaya devam ediyor.)
patrik: bu tesisi digerleriyle kiyasladigini varsayarsak?
elmander: sanirim en iyisi bolton'un tesisleriydi. spor salonu, binalar vs. cok iyidi.
patrik: genc takimda sadece turk futbolcular mi oynuyor?
elmander: pardon. (araya malzemeciler giriyor elmander ile selamlasiyor.)
patrik: sorun degil.
elmander: bazi gencler bizim gibi yabanci ve as futbolcularla oynama sansi buluyor. ama bu gordugun daha cok b takimiydi.
patrik: herhalde sen yaslandigin icin bu oyunculari genc takim oyunculari sandin?
elmander: hehe evet dogru ama b takiminda cok genc oyuncular da var. ancak az önce gördugun 6 numara (yekta kurtulus) bizimle antreman yapiyor, yasi digerlerinden biraz daha buyuk. ciddi sakatlik gecirdigi icin b takimiyla mac oynayarak kondusyon calisiyor.
patrik: ne tarz yemekler yiyorsunuz? yemekler nasil?
elmander: guzel yemekler yiyoruz. daha cok turk yemekleri. ama sunu söylemeliyim ki, istanbul'da yemekler inanilmaz guzel. istersen gidip yiyelim biseyler.
patrik: evet yememiz lazim. (patrik acikmis o bakimdan.)
09:20 itibariyle;
patrik: vay burasi butun florya butiklerinin oldugu yer heralde? (ortami gorunce sasirmis kamil. böyle beklemiyordu herhalde turkiye'yi.)
elmander: evet burasi oturup kafa dinlemek icin guzel bir yer. burada genelde film yildizlari falan oluyor.
patrik: ailen icin durum nasil?
elmander: cok ama cok guzel. burada yasamaktan cok keyif aliyorlar. buyuk kiz okula gidiyor ve okulundan cok memnun. avrupa'da insanlarin turkiye ve turk insanina karsi bakis acisi biraz bozuk ama inan gercekten hic alakasi yok. inanilmaz misafirperver ve yardimseverler.
patrik: belki sana karsi oylelerdir?
elmander: kesinlikle hayir. aileme karsida aynilar. soyadlarindan taniyorlar zaten.
patrik: belki futbolcu ailesi olduklari icindir?
elmander: belki ama pek sanmiyorum. turkler gercekten cok dost canlisi insanlar. burada gördugum sadece pozitif seyler ve istanbul ve turkiye hakkinda sadece pozitif dusuncelerim var.
patrik: memnun musun peki? (neyin pesindesin amk. elmander'e turkiye hakkinda kötu bir sey söylettirmek icin baski yapiyor.)
elmander: evet cok memnunum parasi da cok guzel.
bundan sonra reklamlar giriyor. 170 saniye. bunu firsat bilen yazar burada sigara molasi veriyor. :)
12:30 itibariyle;
elmander patrik'e bogazi ve etrafi gösteriyor. iste asya, avrupa falan. 2 köpru yetmiyor ucuncuyu yapiyolar vs. -bu arada tam 12:30'da kadin cocuguna cantayla vurmus hic hos olmamis. :(
elmander: insanlar kitalar arasi ise gidip geliyor. cok fazla trafik oluyor.
patrik: asya ile avrupa arasinda ne tur bir fark var?
elmander: hicbir fark yok. hatta ulke icerisine dogru gittiginizde, turkiye gercekten doga yönunden cok guzel bir ulke. bazi kisimlari, orman falan bana isvec'i hatirlatiyor.
13:30 itibariyle;
bu kisimda genclik yillarindan konusuyorlar. elmander "gencken insan farkli dusunuyor simdiki gibi dusunemiyor" diyor.
bu dakikadan sonrasi isvec milli takimi ve isvec milli takimi'nin gecmisiyle ilgili oldugu icin cevirmeye gerek duymadim. galatasaray'a ve turkiye'ye ait önemli kisimlari bitti.
program sanirim super final'in 2nci veya 3ncu haftasi hazirlanmis.
bahsi gecen videodaki röportaji kelimesi kelimesine cevirmem cok zaman alacagi icin, elmanderi mac sonunda demec veriyormus gibi varsayarak neler söyledigini yazayim. programi hazirlayan patrik ile elmander arasindaki konusmalarin buyuk bir kismini da oldugu gibi cevirecegim.
ilk giristeki konusmalarinda; elmander, kendilerine teknik direktörleri erik hamren'in final oynayip kupa alacagiz dedigini ve kendisinin de farkli dusunmedigini söyluyor. takim icindeki bir cok futlbocunun cok iyi kuluplerde oynadigini ve takim halinde cok iyi olduklarini o yuzden kupayi alacaklarina inandigini belirtiyor.
2nci dakikadan itibaren;
turkiye'den bahsediyor ve ulkede 24 saat futbol konusuldugunu ve futbolun cok sevildigini soyluyor. besiktas'li ve fenerbahce'li taraftarlar gelip o'na "keske bizim takima gelseydin" demisler. fenerbahce'ye gol attiginda karsisinda aglayan insanlari görunce, ne kadar buyuk bir is basardigini cok iyi anladigini belirtiyor.
3ncu dakikadan itibaren;
patrik kendisine, "disari cikip dolasabiliyor musun?" diye soruyor. elmander ilk baslarda pek cikmadigini ama simdi cok alistigini ancak bunun nereye ve ne zaman gidecegine bagli oldugunu soyluyor. ( burada istanbul'da guvenli bir sekilde korkmadan dolasip dolasamadigi hakkinda konusuyorlar). patrik tekrar, "en azindan (kapali carsi gibi mekanlari kastederek) bazaar'a gidiyorsundur?" diyor. elmander, "bir kere gittim ve bir daha gitmeyi dusunmuyorum" diyor. "agzimi yuzumu kapatarak dolassam bile 5-10 dakika sonra tanimaya basliyolar ve insanlarin yanima geliyor".
video'da "foto" diyen cocuklardan sonra;
patrik: burada tesislerde kaliyor musun?
elmander: evet tesisler gayet guzel, kendi özel odam var herkese ayni seviyede yaklasiliyor. odamda yatagim, televizyonum, tuvaletim, dusum vs. var.
patrik: ne kadar siklikla florya'da kaliyorsunuz?
elmander: sadece kendi evimizde oynadigimiz maclarda, mactan bir gun önce saat 5 gibi tesislerde toplaniyoruz. 6 gibi antrenmanimizi yapip, tesislerde kaliyoruz ve mactan sonra da evlerimize dagiliyoruz. deplasmanlara da hep bir gun önceden gideriz. eger burada bir derbi oynacaksak baska bir otele gidip kaldigimiz da oluyor.
patrik: kulubun ve taraftalarin buyuklugu hakkinda kafanda bir fikir olusturdun mu?
elmander: durumun ne kadar ciddi ve buyuk oldugunu insan zamanla cok daha iyi anliyor. örnegin 3-4 mac sonra fenerbahce ile deplasmanda oynayacagiz. gerci taraftarlar olayi biraz abartiyor. mac öncesi 5-10bin taraftar kapida bizi bekliyor ve arabalariyla bize eskortluk yapiyor. köpruye kadar 4-5 km gitmemiz bize ekstra 45 dakikaya mal oluyor. asya yakasina gectigimizde, "tamam artik bundan sonra bi sekilde kendi basinizin caresine bakin" diyorlar. insan onlarin bu heyecanini görunce sasirip, icinden "shit" diyor. taraftarlar gercekten cok iyi destek oluyorlar. hersey cok iyi gittigi icin kötu gunlerde nasil davrandiklarini bilmiyorum ama umarim kötu gunlerde de yine ayni sekilde davraniyolardir.
patrik: buranin adi ne?
elmander: mekanin adi florya. ayrica istanbulun bir semti.
elmander kenarda insaat bahce isiyle ugrasanlari gorunce; "merhaba merhaba" diyor.
patrik: bak burada da adamlar oturmus.
elmander: haa evet hehe.
elmander: ben de böyle ufak tefek islerle ugrasiyorum. (sanirim bi yerlerde ufak tefek insaat isleriyle ugrasiyor hobi olarak.)
patrik: ne kadar zaman oldu?
elmander: 3 senedir oradayim.
patrik: mesela ne tarz isler yapabiliyorsun?
elmander: mutfak falan iste.
06:35 itibariyle;
elmander: gercekten hic öyle karsilacagimiz rakibi dusunmem. "aa iste bak bu mac cok zor olacak" vs. diye dusunmedim. dusunmem de, ben isime bakarim. ama su an ulkenin en buyuk kulubunde oynadigimi hissedebiliyorum. taraflarlar maci kazanmamiz icin bize cok baski uyguluyor olabilirler ama ben sutumu cekerim, top disari giderse gider. napalim... (elmander tesisleri tanitmaya devam ediyor.)
patrik: bu tesisi digerleriyle kiyasladigini varsayarsak?
elmander: sanirim en iyisi bolton'un tesisleriydi. spor salonu, binalar vs. cok iyidi.
patrik: genc takimda sadece turk futbolcular mi oynuyor?
elmander: pardon. (araya malzemeciler giriyor elmander ile selamlasiyor.)
patrik: sorun degil.
elmander: bazi gencler bizim gibi yabanci ve as futbolcularla oynama sansi buluyor. ama bu gordugun daha cok b takimiydi.
patrik: herhalde sen yaslandigin icin bu oyunculari genc takim oyunculari sandin?
elmander: hehe evet dogru ama b takiminda cok genc oyuncular da var. ancak az önce gördugun 6 numara (yekta kurtulus) bizimle antreman yapiyor, yasi digerlerinden biraz daha buyuk. ciddi sakatlik gecirdigi icin b takimiyla mac oynayarak kondusyon calisiyor.
patrik: ne tarz yemekler yiyorsunuz? yemekler nasil?
elmander: guzel yemekler yiyoruz. daha cok turk yemekleri. ama sunu söylemeliyim ki, istanbul'da yemekler inanilmaz guzel. istersen gidip yiyelim biseyler.
patrik: evet yememiz lazim. (patrik acikmis o bakimdan.)
09:20 itibariyle;
patrik: vay burasi butun florya butiklerinin oldugu yer heralde? (ortami gorunce sasirmis kamil. böyle beklemiyordu herhalde turkiye'yi.)
elmander: evet burasi oturup kafa dinlemek icin guzel bir yer. burada genelde film yildizlari falan oluyor.
patrik: ailen icin durum nasil?
elmander: cok ama cok guzel. burada yasamaktan cok keyif aliyorlar. buyuk kiz okula gidiyor ve okulundan cok memnun. avrupa'da insanlarin turkiye ve turk insanina karsi bakis acisi biraz bozuk ama inan gercekten hic alakasi yok. inanilmaz misafirperver ve yardimseverler.
patrik: belki sana karsi oylelerdir?
elmander: kesinlikle hayir. aileme karsida aynilar. soyadlarindan taniyorlar zaten.
patrik: belki futbolcu ailesi olduklari icindir?
elmander: belki ama pek sanmiyorum. turkler gercekten cok dost canlisi insanlar. burada gördugum sadece pozitif seyler ve istanbul ve turkiye hakkinda sadece pozitif dusuncelerim var.
patrik: memnun musun peki? (neyin pesindesin amk. elmander'e turkiye hakkinda kötu bir sey söylettirmek icin baski yapiyor.)
elmander: evet cok memnunum parasi da cok guzel.
bundan sonra reklamlar giriyor. 170 saniye. bunu firsat bilen yazar burada sigara molasi veriyor. :)
12:30 itibariyle;
elmander patrik'e bogazi ve etrafi gösteriyor. iste asya, avrupa falan. 2 köpru yetmiyor ucuncuyu yapiyolar vs. -bu arada tam 12:30'da kadin cocuguna cantayla vurmus hic hos olmamis. :(
elmander: insanlar kitalar arasi ise gidip geliyor. cok fazla trafik oluyor.
patrik: asya ile avrupa arasinda ne tur bir fark var?
elmander: hicbir fark yok. hatta ulke icerisine dogru gittiginizde, turkiye gercekten doga yönunden cok guzel bir ulke. bazi kisimlari, orman falan bana isvec'i hatirlatiyor.
13:30 itibariyle;
bu kisimda genclik yillarindan konusuyorlar. elmander "gencken insan farkli dusunuyor simdiki gibi dusunemiyor" diyor.
bu dakikadan sonrasi isvec milli takimi ve isvec milli takimi'nin gecmisiyle ilgili oldugu icin cevirmeye gerek duymadim. galatasaray'a ve turkiye'ye ait önemli kisimlari bitti.