resim
Johan Erik Calvin Elmander
Görev:Forvet Scout
Takım:Galatasaray
Yaş:43
Uyruk:İsveç
  • 1477
    15 haziran 2012 isveç ingiltere maçında beklenen performansı sergileyememesinin sebebi tek forvet olarak oynamasıdır. ibra bariz bir şekilde ortasahada oyun kurucu gibi oynadı, top dağıttı. elmander ayrıca terry gibi bir adama karşı mücadele etti ki bu gibi defans oyuncularıyla şampiyonlar ligi'nde bolca karşılaşacak. işte bu yüzdendir ki elmander'in yanına mermi gibi bir forvet transfer etmeliyiz. bulduğunu affetmeyecek, elmander'in açtığı boşluklardan ceza sahasına sızacak bir forvet..
  • 1478
    ciddi bir sakatlıktan çıktığı ve tüm sezon canavar gibi mücadele edip vücudunu yıprattığı için euro 2012 maçlarında sezon içerisindeki performansını sahaya yansıtamamıştır. şampiyonluk maçı sonrası 6-8 hafta sürer sahalara dönmesi diyorlardı adam 4 haftada döndü milli takımı için ama bu da insan vücudu, sınırı var be kardeşim.

    siktret sen euro 2012'yi falan johan, takma kafana. al yengeyi, yavruları önce bigadiç taraflarına bi kaplıcaya git adam gibi at toksinleri vücudundan, bul bi tellak iflahını kurutana kadar keselen, yat şöyle göbek taşına sen soğuk iklim adamısın ısıtsın kemiklerine kadar keniden gel, başka türlü atılmaz bu sezonun yorgunluğu. sonra ver elini alingsås, "milyon milyon öroları alıyor da bi gelip halimizi hatırımızı sormuyor, elimizi öpmüyor boyu devrilesice" demesinler valla ana baba ahı çok pis tutar benden demesi ayık ol, daha lazımsın bize.
  • 1479
    15 haziran 2012 isveç ingiltere maçında tek forvetken oynayabileceğinin en iyisini oynamıştır. bir kez orta sahadan prese başlayıp kalecinin topu kornere göndermesini sağlamış, bir kez yine orta sahada kayarak topu kaptıktan sonra arkadaşı ile duvar pası yapmış ama maç boyu bireysel oynayan ibrahimovic'in ve kanattaki oyuncuların etkisizliğinden dolayı gol pozisyonuna girememiştir. sakatlıktan yeni çıkmış bir oyuncudan bundan fazlasını beklemek doğru değil.
  • 1482
    su linkten direk baslatabileceginiz röportaji icin : http://embed.tv4play.se/...&starttime=2.013

    program sanirim super final'in 2nci veya 3ncu haftasi hazirlanmis.

    bahsi gecen videodaki röportaji kelimesi kelimesine cevirmem cok zaman alacagi icin, elmanderi mac sonunda demec veriyormus gibi varsayarak neler söyledigini yazayim. programi hazirlayan patrik ile elmander arasindaki konusmalarin buyuk bir kismini da oldugu gibi cevirecegim.

    ilk giristeki konusmalarinda; elmander, kendilerine teknik direktörleri erik hamren'in final oynayip kupa alacagiz dedigini ve kendisinin de farkli dusunmedigini söyluyor. takim icindeki bir cok futlbocunun cok iyi kuluplerde oynadigini ve takim halinde cok iyi olduklarini o yuzden kupayi alacaklarina inandigini belirtiyor.

    2nci dakikadan itibaren;

    turkiye'den bahsediyor ve ulkede 24 saat futbol konusuldugunu ve futbolun cok sevildigini soyluyor. besiktas'li ve fenerbahce'li taraftarlar gelip o'na "keske bizim takima gelseydin" demisler. fenerbahce'ye gol attiginda karsisinda aglayan insanlari görunce, ne kadar buyuk bir is basardigini cok iyi anladigini belirtiyor.

    3ncu dakikadan itibaren;

    patrik kendisine, "disari cikip dolasabiliyor musun?" diye soruyor. elmander ilk baslarda pek cikmadigini ama simdi cok alistigini ancak bunun nereye ve ne zaman gidecegine bagli oldugunu soyluyor. ( burada istanbul'da guvenli bir sekilde korkmadan dolasip dolasamadigi hakkinda konusuyorlar). patrik tekrar, "en azindan (kapali carsi gibi mekanlari kastederek) bazaar'a gidiyorsundur?" diyor. elmander, "bir kere gittim ve bir daha gitmeyi dusunmuyorum" diyor. "agzimi yuzumu kapatarak dolassam bile 5-10 dakika sonra tanimaya basliyolar ve insanlarin yanima geliyor".

    video'da "foto" diyen cocuklardan sonra;

    patrik: burada tesislerde kaliyor musun?
    elmander: evet tesisler gayet guzel, kendi özel odam var herkese ayni seviyede yaklasiliyor. odamda yatagim, televizyonum, tuvaletim, dusum vs. var.
    patrik: ne kadar siklikla florya'da kaliyorsunuz?
    elmander: sadece kendi evimizde oynadigimiz maclarda, mactan bir gun önce saat 5 gibi tesislerde toplaniyoruz. 6 gibi antrenmanimizi yapip, tesislerde kaliyoruz ve mactan sonra da evlerimize dagiliyoruz. deplasmanlara da hep bir gun önceden gideriz. eger burada bir derbi oynacaksak baska bir otele gidip kaldigimiz da oluyor.
    patrik: kulubun ve taraftalarin buyuklugu hakkinda kafanda bir fikir olusturdun mu?
    elmander: durumun ne kadar ciddi ve buyuk oldugunu insan zamanla cok daha iyi anliyor. örnegin 3-4 mac sonra fenerbahce ile deplasmanda oynayacagiz. gerci taraftarlar olayi biraz abartiyor. mac öncesi 5-10bin taraftar kapida bizi bekliyor ve arabalariyla bize eskortluk yapiyor. köpruye kadar 4-5 km gitmemiz bize ekstra 45 dakikaya mal oluyor. asya yakasina gectigimizde, "tamam artik bundan sonra bi sekilde kendi basinizin caresine bakin" diyorlar. insan onlarin bu heyecanini görunce sasirip, icinden "shit" diyor. taraftarlar gercekten cok iyi destek oluyorlar. hersey cok iyi gittigi icin kötu gunlerde nasil davrandiklarini bilmiyorum ama umarim kötu gunlerde de yine ayni sekilde davraniyolardir.

    patrik: buranin adi ne?
    elmander: mekanin adi florya. ayrica istanbulun bir semti.

    elmander kenarda insaat bahce isiyle ugrasanlari gorunce; "merhaba merhaba" diyor.

    patrik: bak burada da adamlar oturmus.
    elmander: haa evet hehe.

    elmander: ben de böyle ufak tefek islerle ugrasiyorum. (sanirim bi yerlerde ufak tefek insaat isleriyle ugrasiyor hobi olarak.)
    patrik: ne kadar zaman oldu?
    elmander: 3 senedir oradayim.
    patrik: mesela ne tarz isler yapabiliyorsun?
    elmander: mutfak falan iste.

    06:35 itibariyle;

    elmander: gercekten hic öyle karsilacagimiz rakibi dusunmem. "aa iste bak bu mac cok zor olacak" vs. diye dusunmedim. dusunmem de, ben isime bakarim. ama su an ulkenin en buyuk kulubunde oynadigimi hissedebiliyorum. taraflarlar maci kazanmamiz icin bize cok baski uyguluyor olabilirler ama ben sutumu cekerim, top disari giderse gider. napalim... (elmander tesisleri tanitmaya devam ediyor.)

    patrik: bu tesisi digerleriyle kiyasladigini varsayarsak?
    elmander: sanirim en iyisi bolton'un tesisleriydi. spor salonu, binalar vs. cok iyidi.
    patrik: genc takimda sadece turk futbolcular mi oynuyor?
    elmander: pardon. (araya malzemeciler giriyor elmander ile selamlasiyor.)
    patrik: sorun degil.
    elmander: bazi gencler bizim gibi yabanci ve as futbolcularla oynama sansi buluyor. ama bu gordugun daha cok b takimiydi.
    patrik: herhalde sen yaslandigin icin bu oyunculari genc takim oyunculari sandin?
    elmander: hehe evet dogru ama b takiminda cok genc oyuncular da var. ancak az önce gördugun 6 numara (yekta kurtulus) bizimle antreman yapiyor, yasi digerlerinden biraz daha buyuk. ciddi sakatlik gecirdigi icin b takimiyla mac oynayarak kondusyon calisiyor.
    patrik: ne tarz yemekler yiyorsunuz? yemekler nasil?
    elmander: guzel yemekler yiyoruz. daha cok turk yemekleri. ama sunu söylemeliyim ki, istanbul'da yemekler inanilmaz guzel. istersen gidip yiyelim biseyler.
    patrik: evet yememiz lazim. (patrik acikmis o bakimdan.)

    09:20 itibariyle;

    patrik: vay burasi butun florya butiklerinin oldugu yer heralde? (ortami gorunce sasirmis kamil. böyle beklemiyordu herhalde turkiye'yi.)
    elmander: evet burasi oturup kafa dinlemek icin guzel bir yer. burada genelde film yildizlari falan oluyor.
    patrik: ailen icin durum nasil?
    elmander: cok ama cok guzel. burada yasamaktan cok keyif aliyorlar. buyuk kiz okula gidiyor ve okulundan cok memnun. avrupa'da insanlarin turkiye ve turk insanina karsi bakis acisi biraz bozuk ama inan gercekten hic alakasi yok. inanilmaz misafirperver ve yardimseverler.
    patrik: belki sana karsi oylelerdir?
    elmander: kesinlikle hayir. aileme karsida aynilar. soyadlarindan taniyorlar zaten.
    patrik: belki futbolcu ailesi olduklari icindir?
    elmander: belki ama pek sanmiyorum. turkler gercekten cok dost canlisi insanlar. burada gördugum sadece pozitif seyler ve istanbul ve turkiye hakkinda sadece pozitif dusuncelerim var.
    patrik: memnun musun peki? (neyin pesindesin amk. elmander'e turkiye hakkinda kötu bir sey söylettirmek icin baski yapiyor.)
    elmander: evet cok memnunum parasi da cok guzel.

    bundan sonra reklamlar giriyor. 170 saniye. bunu firsat bilen yazar burada sigara molasi veriyor. :)

    12:30 itibariyle;

    elmander patrik'e bogazi ve etrafi gösteriyor. iste asya, avrupa falan. 2 köpru yetmiyor ucuncuyu yapiyolar vs. -bu arada tam 12:30'da kadin cocuguna cantayla vurmus hic hos olmamis. :(

    elmander: insanlar kitalar arasi ise gidip geliyor. cok fazla trafik oluyor.
    patrik: asya ile avrupa arasinda ne tur bir fark var?
    elmander: hicbir fark yok. hatta ulke icerisine dogru gittiginizde, turkiye gercekten doga yönunden cok guzel bir ulke. bazi kisimlari, orman falan bana isvec'i hatirlatiyor.

    13:30 itibariyle;

    bu kisimda genclik yillarindan konusuyorlar. elmander "gencken insan farkli dusunuyor simdiki gibi dusunemiyor" diyor.

    bu dakikadan sonrasi isvec milli takimi ve isvec milli takimi'nin gecmisiyle ilgili oldugu icin cevirmeye gerek duymadim. galatasaray'a ve turkiye'ye ait önemli kisimlari bitti.
  • 1486
    mesleğine saygı duyan kuzey avrupalı futbolcumuzdur. ben isveç, norveç gibi ülkelerden alınan oyuncunun geçmişinde büyük sakatlık yoksa verimli bir transfer olacağı kesindir. brezilyalı veya afrikalı gibi en ufak sorunda takıma küsen ve performasın dibe vurması gibi olaylar bu oyuncularda yaşanmaz.
    elmander geçen yıl gelen şampiyonluğun en kilit isimlerindendi. ön alanda verilen görevi hakkıyla yaparak takımın daha az poziyon vermesini sağlamıştır. oynamadığı maçlarda ön alanı rakipler çok kolay geçmişlerdir. bu görev nedeniyle girdiği pozisonlarda zamanlama ve vuruş tekniği konusunda bazen umulmadık hareketleri olabiliyor. hakan şükür'e bu konuda çok benziyor. ancak o dönem oynanan futbol daha saldırgandı. şimdi o kadar saldıgan oynamıyoruz. hakan şükür o oyunda 7-8 pozisyondan 1'ini gol yapabilirken, elmander 3-4 pozisyondan 1'ini gol yapabiliyor.
  • 1491
    "johan elmander galatasaray'da" haber başlığını okuduğum anı hiç unutmuyorum. bu duygu tarif edilemez. fikrimce avrupa'nın en önemli oyuncularından bir tanesi ve galatasaray'ımız için büyük kazançtır. savaşçı ve fedakar bir karakteri vardır. antrenmanlarda da hırsla çalışıyor, en önemlisi ise bu hırslı ve savaşçı yanını soğuk kanlılıkla koruyarak saha içinde kavgalara bulaşmıyor, çok önemli bir şey olmadığı müddetçe itiraz etmiyor. tam bir profesyonel.
  • 1493
    bilmiyorum daha önce söylenmişmidir ama eğer ülke futbolu olarak, veya futbolu da siktir et; ülke olarak bir yerlere gelmek istiyorsak herkes kendi mevkisinin elmander'i olmalı.bu arada seneye yanına koyacağımız forvet bana göre nispeten kısa ve çok daha hareketli olmak zorunda değil, aynı boyda ve bitiriciliği elmander'e oranla çok daha yüksek bir adam tercih edilmeli.bu tarz bir partnerle sanki asist sayısı da çok artacakmış gibi geliyor johan'ın.bahsettiğim futbolcular için (bkz: zlatan ibrahimovic) (bkz: edin dzeko) (bkz: edison cavani) (bkz: mario balotelli barwuah)
  • 1496
    18.şampiyonluğun baş mimarlarındandır ama içimden bir ses önümüzdeki sezon performansının düşeceği yönünde. kendisi her türlü övgüyü hak ediyor ama twitter'da kendisine dilenenlerin yazdıklarını görünce ben mi anlamıyorum bu işten diyorum. öncelikle net bir golcü değildir. yanında bitiriciliği yüksek bir forvetle daha verimli olacaktır. geçen sezon ligin son haftalarında sakatlıktan sonra ve playoff'ta hiç varlık gösterememesi sakatlığı konusunda beni endişelendiriyor.
  • 1498
    presi en uçta başlatması, takım oyununa yatkınlığı ve düzgün karakteriyle takımımızın en önemli parçalarından biridir. attığı goller, yaptığı asistler bunlardan sonra gelir. belki yıldız bir golcü değildir ama verdiği katkıyla her teknik adamın kadrosunda görmek isteyeceği oyunculardandır. en az 3 sezon daha önemli katkılar sağlayacaktır.
  • 1499
    türkiye' deki genel santrfor algısı şudur. hepsi golcü olmak zorundadır yoksa ağzıyla kuş tutsa yine kimseye yaranamaz. ama bizim johan o kadar farklı ki. sahada herşeyi yapan, canını dişine takan, her maç elinden gelen herşeyi yapan bir adam bu. biz bu adama gol atsın diye güvenmiyoruz. biz bu adamın sahadaki duruşuna, insanlığına, isteğine güveniyoruz. onu görünce biz bile stadyumda, televizyonda heyecanlanıyoruz. aile yaşantısıyla, disipliniyle kendisi bu armaya yakışan bir oyuncudur. hep bizimle kal soğuk iklimin sıcak çocuğu ...
App Store'dan indirin Google Play'den alın