524
evde maçı izliyoruz.*fenerlisi,beşiktaşlısı herkes var klasik digitürkü olan öğrenci evi.ulan maç devam ediyor.herkes ölümüne bağırıyor.ben sıkıyorum kendimi dişimi. tek bir kelime çıkmıyor ağzımdan arada bir şu çakmağı uzatsana başka da bir şey yok. hayatımda en son dedem vefat ettiğinde ağlamıştım ağlayacağım lan hissediyorum.serde erkeklikte var o kadar kişinin içinde ağlamamak için ısırıyorum atkıyı daha da sıkıyorum kendimi baktım olmayacak. attım kendimi dışarı peşimden ev arkadaşım da geldi. denizli'yi bilenler için söylüyorum kınıklı kalp merkezi karşısında oturuyorum attık kendimizi antalya çevre yoluna.çevre yolunun arasında ki çimenlik yere uzandık kamyonlar falan geçtiği için etrafımızdan maçla ilgili en ufak bir şey duymuyoruz.dakika hesaplıyorum bitmiş olması lazım. olaylar da falan olmuştur.diyerek dakikalara ekliyorum.en sonunda arıyorum.
-evren ? ( hayatımda hiç bir zaman bu kadar aciz ses tonuyla konuşmadım )
-bitti abi.abi bitti. (hayatımda hiç bu kadar güzel bir ses tonu duymadım )
o an öyle bir bağırdım ki şu an düşünüyorum bir daha istesem o kadar yüksek sesle bağıramam herhalde.bir cümle kurmadım bir kelime söylemedim.sadece bağırdım.o bağırış sezon boyunca atamadığımız gollerin içimde kalan bağırmasıydı.o bağırma 4 sene boyunca çektiğimiz çilelerin yeter ulan diyemememizin dışa vurumuydu.o bağırış galatasarayıma yapılan tüm haksızlıklıklara karşı bir isyandı. sonra arkadaşımla sarıldık.o an öyle şeyler yapıyorsun ki mantık araman imkansız çevrenden vızır vızır arabalar,kamyonlar geçerken sen arkadaşınla allahın adaleti bu allahım sana şükürler olsun diye bağırıyorsun.etraftan geçen insanların arabaların sana çevrilmiş bakışlarını umursamayarak.
sonra koşmaya başladım.niye bilmiyorum.halı sahalarda bile sırf koşmamak için ya defansta ya forvette çakılı duran ben adeta tazı gibi koşmaya başladım.arkadaşım 100 kilodan fazladır.arkamdan bağırıyor dursana lan diye. umrumda değil koşuyorum.beynim dur artık yoruldun diyor bacaklarımı durduramıyorum koşuyorum dedim ya o an mantık aramayacaksın.hızlıca korna çalarak gelen arabanın önüne atıyorum kendimi. abi bu işte bu diye bağırıyorum adama arabanın önünde . adam sevincinden bir şey diyemiyor bana sadece aslanım benim koçum benim diye bağırıyor bana bırakıyorum adamı koşuyorum. kafede topluca maçı izleyen galatasaraylıları görüyorum bağırıyorlar. karışıyorum kalabalığa sarılıyorum birine arkadaş sen kimsin nesin diye sormuyor bana o da bana sarılıyor heeeyt be bekledik bunu çok bekledik diyerek.bağırmak istiyorum bağıramıyorum.nefessizim koşmaktan. hiç bir şey düşünmüyorsun o an. hiç bir şey sadece mutluluk.
-evren ? ( hayatımda hiç bir zaman bu kadar aciz ses tonuyla konuşmadım )
-bitti abi.abi bitti. (hayatımda hiç bu kadar güzel bir ses tonu duymadım )
o an öyle bir bağırdım ki şu an düşünüyorum bir daha istesem o kadar yüksek sesle bağıramam herhalde.bir cümle kurmadım bir kelime söylemedim.sadece bağırdım.o bağırış sezon boyunca atamadığımız gollerin içimde kalan bağırmasıydı.o bağırma 4 sene boyunca çektiğimiz çilelerin yeter ulan diyemememizin dışa vurumuydu.o bağırış galatasarayıma yapılan tüm haksızlıklıklara karşı bir isyandı. sonra arkadaşımla sarıldık.o an öyle şeyler yapıyorsun ki mantık araman imkansız çevrenden vızır vızır arabalar,kamyonlar geçerken sen arkadaşınla allahın adaleti bu allahım sana şükürler olsun diye bağırıyorsun.etraftan geçen insanların arabaların sana çevrilmiş bakışlarını umursamayarak.
sonra koşmaya başladım.niye bilmiyorum.halı sahalarda bile sırf koşmamak için ya defansta ya forvette çakılı duran ben adeta tazı gibi koşmaya başladım.arkadaşım 100 kilodan fazladır.arkamdan bağırıyor dursana lan diye. umrumda değil koşuyorum.beynim dur artık yoruldun diyor bacaklarımı durduramıyorum koşuyorum dedim ya o an mantık aramayacaksın.hızlıca korna çalarak gelen arabanın önüne atıyorum kendimi. abi bu işte bu diye bağırıyorum adama arabanın önünde . adam sevincinden bir şey diyemiyor bana sadece aslanım benim koçum benim diye bağırıyor bana bırakıyorum adamı koşuyorum. kafede topluca maçı izleyen galatasaraylıları görüyorum bağırıyorlar. karışıyorum kalabalığa sarılıyorum birine arkadaş sen kimsin nesin diye sormuyor bana o da bana sarılıyor heeeyt be bekledik bunu çok bekledik diyerek.bağırmak istiyorum bağıramıyorum.nefessizim koşmaktan. hiç bir şey düşünmüyorsun o an. hiç bir şey sadece mutluluk.