6922
--- alıntı ---
http://arsiv.sabah.com.tr/2004/09/15/uluc.html
--- alıntı ---
hıncal uluç'un bahsettiği önce metin oktay, sonra hakan şükür'e yapılan "futbolu bıraktırma taktiği"nin başka bir türünü yaşamış futbolcumuz. evet arda hala galatasaray futbolcusudur. belki henüz tam büyümemesinden, belki de kendisine yapılanları hala hazmedemediğinden zaman zaman çıkıp anlamsız açıklamalar yapıyor mu? evet. ona en ihtiyacımız olan dönemde anlamsızsa galatarasarayı terketti mi? evet. arda'nın yaptığı yanlışlar var ve bunların hepsi yeterince eleştirildi; fakat, bizde yani galatasaray taraftarında hiç mi hata yok? ardanın düşüşü için basını suçlamak anlamsız; çünkü, basın ne yazık ki işini böyle yapıyor ve çok da iyi yapıyor. peki kupalara, şampiyonluklara uzanabilecek bir birliktelik oluşabilecekken genç kaptanına böylesine sahip çıkmayan bizin hiç mi suçu yok? arda'nın futbolla ilgilenmediğini düşünenler varsa geçen yılla bu yıl arasındaki farkın en çarpıcı örneği ortada (bkz: hakan balta). artık şunu anlayalım biz duygusal bir milletiz. son dakikalarda atılan gollerle yarı finale çıkacak kadar inançlı, en güvendiği ve sevdiği futbolcuyu bir maçta harcayacak kadar vefasızız. pek de parlak olmayan sezonların ardından gol kralı olmuş metin oktay'a "zirvede bırak" saçmalığıyla futbolu bıraktıran ve belki de onu ölüme götüren zincirlerin ilk halkasını ekleyen ülke basını, yaptığı haberlerle de arda ile galatasaray taraftarının arasını açıp başka bir yıldızımızı -veya yıldız adayımızı nasıl isterseniz- daha içimizden koparan olayların temelini oluşturmuştur. artık olan olmuştur; arda avrupa'da tutunabilecek bir oyun gösterirken, galatasarayımız da son 10 yılın açık ara en heyecan verici futbolunu oynamaktadır. belki iki taraf için de iyi bir ayrılık olmuştur; fakat, günün birinde arda, sadece galatasaray için tekrar dönecekse, başımızın üstünde yeri olmalıdır. çünkü arda söylediği gibi gerçekten de galatasaraylıdır.
http://arsiv.sabah.com.tr/2004/09/15/uluc.html
--- alıntı ---
hıncal uluç'un bahsettiği önce metin oktay, sonra hakan şükür'e yapılan "futbolu bıraktırma taktiği"nin başka bir türünü yaşamış futbolcumuz. evet arda hala galatasaray futbolcusudur. belki henüz tam büyümemesinden, belki de kendisine yapılanları hala hazmedemediğinden zaman zaman çıkıp anlamsız açıklamalar yapıyor mu? evet. ona en ihtiyacımız olan dönemde anlamsızsa galatarasarayı terketti mi? evet. arda'nın yaptığı yanlışlar var ve bunların hepsi yeterince eleştirildi; fakat, bizde yani galatasaray taraftarında hiç mi hata yok? ardanın düşüşü için basını suçlamak anlamsız; çünkü, basın ne yazık ki işini böyle yapıyor ve çok da iyi yapıyor. peki kupalara, şampiyonluklara uzanabilecek bir birliktelik oluşabilecekken genç kaptanına böylesine sahip çıkmayan bizin hiç mi suçu yok? arda'nın futbolla ilgilenmediğini düşünenler varsa geçen yılla bu yıl arasındaki farkın en çarpıcı örneği ortada (bkz: hakan balta). artık şunu anlayalım biz duygusal bir milletiz. son dakikalarda atılan gollerle yarı finale çıkacak kadar inançlı, en güvendiği ve sevdiği futbolcuyu bir maçta harcayacak kadar vefasızız. pek de parlak olmayan sezonların ardından gol kralı olmuş metin oktay'a "zirvede bırak" saçmalığıyla futbolu bıraktıran ve belki de onu ölüme götüren zincirlerin ilk halkasını ekleyen ülke basını, yaptığı haberlerle de arda ile galatasaray taraftarının arasını açıp başka bir yıldızımızı -veya yıldız adayımızı nasıl isterseniz- daha içimizden koparan olayların temelini oluşturmuştur. artık olan olmuştur; arda avrupa'da tutunabilecek bir oyun gösterirken, galatasarayımız da son 10 yılın açık ara en heyecan verici futbolunu oynamaktadır. belki iki taraf için de iyi bir ayrılık olmuştur; fakat, günün birinde arda, sadece galatasaray için tekrar dönecekse, başımızın üstünde yeri olmalıdır. çünkü arda söylediği gibi gerçekten de galatasaraylıdır.