210
öncelikle belirtmeliyim ki kendisi hakkında negatif görüşlerim bu sezon içinde oluşmadı. her ne kadar sözlüğe yazmasam da ceyhun yıldızoğlu'nun bu takımın koçu olacak seviyede olmadığı fikrini geçen seneden beridir taşıyorum. bu yüzden uzun süredir yazmak istediğim ceyhun yıldızoğlu eleştirisini geçen sezondan başlayarak yapmak istiyorum.
2010-2011 sezonuna başlarken her şey fenerbahçe lehineydi. doğruya doğru burada ceyhun hoca'nın hakkını yememek lazım. ezeli rakip, kadın basketbolunda dünyanın en iyisi olarak kabul edilen taurasi'yi ve sevgilisi olduğu söylenen penny taylor'u alarak zaten oturmuş ve kaliteli yerlilere sahip olan kadrosunu iyice güçlendirmişti. ancak bu durum çok da uzun sürmeyecekti. galatasaray'ın istediği şartlar yavaş yavaş oluşmaya başladı. diana taurasi'nin doping skandalı sonrası penny taylor'u da alarak ülkesine dönmesi fenerbahçe adına çok büyük kayıp oldu. fenerbahçe her ne kadar taurasi'nin yerine angel'i getirse de galatasaray bu hamleye tamika catchings ile cevap verdi. durumu eşitleyen ve hatta rüzgarı tersine çeviren galatasaray, aldığı gazla ligde feneri yenerek liderliği aldı ve türkiye kupasının da sahibi oldu. ancak play off serisinde ceyhun yıldızoğlu faktörü kendisini gösterdi ve saha avantajını elinde bulunduran galatasaray bu avantajı kullanamadı.
caferağa'daki son maçta takım öndeyken fenerli horakova'nın son salisede bariz şekilde steps yaparak attığı basketle maç uzatmaya gitti ve bu moral bozukluğuyla maçı dolayısıyla şampiyonluğu kaybettik. maç sonunda gstv'nin hocaya steps pozisyonunu sorması ve hocanın verdiği ''bunlar hakkında konuşmak istemiyorum'' sözü zaten kendisinin nasıl birisi olduğunu yeterince ortaya koymuştu. taraftar olarak sakin kaldık ve yine de dedik ki ''fowles tek kalıyordu, yerliler yeterli katkıyı veremedi, hakemler önümüzü kesti vs.''
yeni sezona yani 2011-2012 sezonuna başlarken büyük bir transfer bombası patlattık. taurasi'yi alarak hem fenere psikolojik olarak darbe vurduk hem de dünyanın en iyi kadın basketbolcusunu takıma kattık. ayrıca fowles'ın yalnız kalmaması için tina charles'ı aldık. bu da yetmedi ve wnba'nin en iyi oyun kurucularından biri olan epiphanny prince'i de kadroya kattık. artık her şey hazırdı. o sene bu seneydi. ilk olarak cumhurbaşkanlığı kupasını alarak işe başladık. hatırlayacağınız üzere son derece rahat bir oyunla feneri yenip sezonu kupayla açtık.
ancak ceyhun yıldızoğlu boş durmadı. fenerle yaptığımız ilk lig maçında farklı kaybettik daha sonra ceyhan belediye'ye de leş bir şekilde kaybederek ligdeki avantajımızı kaybettik. ayrıca euroleague'de oynadığımız tüm kritik maçları da kaybettik. ros casares ve ekaterinburg gibi takımlara gücümüz yetmedi.
yeni yıla girdiğimizde durum değişmedi. ev sahibi olduğumuz euroleague final 8'de elendik. ligde fenerbahçe'ye yine kaybettik. arada dandirikten bir türkiye kupası alsak da play offlarda yine aynı terane oldu ve gölge adam ceyhun yıldızoğlu sayesinde şampiyonluğu fenere hediye ettik.
çok merak ediyorum acaba hocanın savunucularının bahanesi bu sefer ne olacak? abdliler takımı sabote ettiler mi diyecekler. hocanın istediği transferler yapılmadı mı diyecekler. gerçi hocanın yaptığı transferlerden de ne kadar verim aldığı ortada. penicheiro, suilcute, matic vs...
artık bunca şeyden sonra ceyhun yıldızoğlu için ne denir bilemiyorum. yeteneksizmi dersiniz art niyetlimi dersiniz bilemem ama bildiğim tek bir şey var o da ceyhun hoca istifa falan etmeyecek. gül gibi tazminatı bırakıp asla gitmez. yönetim de salak değil ve bizim gördüğümüz her şeyi görüyor. görüyor fakat büyük ihtimalle tazminat ödememek adına hocaya dokunmuyor diye düşünüyorum.
edit: tourismo uyardı. alba'yı unuttuk. bu takımın bir de alba torrens'i vardı.
2010-2011 sezonuna başlarken her şey fenerbahçe lehineydi. doğruya doğru burada ceyhun hoca'nın hakkını yememek lazım. ezeli rakip, kadın basketbolunda dünyanın en iyisi olarak kabul edilen taurasi'yi ve sevgilisi olduğu söylenen penny taylor'u alarak zaten oturmuş ve kaliteli yerlilere sahip olan kadrosunu iyice güçlendirmişti. ancak bu durum çok da uzun sürmeyecekti. galatasaray'ın istediği şartlar yavaş yavaş oluşmaya başladı. diana taurasi'nin doping skandalı sonrası penny taylor'u da alarak ülkesine dönmesi fenerbahçe adına çok büyük kayıp oldu. fenerbahçe her ne kadar taurasi'nin yerine angel'i getirse de galatasaray bu hamleye tamika catchings ile cevap verdi. durumu eşitleyen ve hatta rüzgarı tersine çeviren galatasaray, aldığı gazla ligde feneri yenerek liderliği aldı ve türkiye kupasının da sahibi oldu. ancak play off serisinde ceyhun yıldızoğlu faktörü kendisini gösterdi ve saha avantajını elinde bulunduran galatasaray bu avantajı kullanamadı.
caferağa'daki son maçta takım öndeyken fenerli horakova'nın son salisede bariz şekilde steps yaparak attığı basketle maç uzatmaya gitti ve bu moral bozukluğuyla maçı dolayısıyla şampiyonluğu kaybettik. maç sonunda gstv'nin hocaya steps pozisyonunu sorması ve hocanın verdiği ''bunlar hakkında konuşmak istemiyorum'' sözü zaten kendisinin nasıl birisi olduğunu yeterince ortaya koymuştu. taraftar olarak sakin kaldık ve yine de dedik ki ''fowles tek kalıyordu, yerliler yeterli katkıyı veremedi, hakemler önümüzü kesti vs.''
yeni sezona yani 2011-2012 sezonuna başlarken büyük bir transfer bombası patlattık. taurasi'yi alarak hem fenere psikolojik olarak darbe vurduk hem de dünyanın en iyi kadın basketbolcusunu takıma kattık. ayrıca fowles'ın yalnız kalmaması için tina charles'ı aldık. bu da yetmedi ve wnba'nin en iyi oyun kurucularından biri olan epiphanny prince'i de kadroya kattık. artık her şey hazırdı. o sene bu seneydi. ilk olarak cumhurbaşkanlığı kupasını alarak işe başladık. hatırlayacağınız üzere son derece rahat bir oyunla feneri yenip sezonu kupayla açtık.
ancak ceyhun yıldızoğlu boş durmadı. fenerle yaptığımız ilk lig maçında farklı kaybettik daha sonra ceyhan belediye'ye de leş bir şekilde kaybederek ligdeki avantajımızı kaybettik. ayrıca euroleague'de oynadığımız tüm kritik maçları da kaybettik. ros casares ve ekaterinburg gibi takımlara gücümüz yetmedi.
yeni yıla girdiğimizde durum değişmedi. ev sahibi olduğumuz euroleague final 8'de elendik. ligde fenerbahçe'ye yine kaybettik. arada dandirikten bir türkiye kupası alsak da play offlarda yine aynı terane oldu ve gölge adam ceyhun yıldızoğlu sayesinde şampiyonluğu fenere hediye ettik.
çok merak ediyorum acaba hocanın savunucularının bahanesi bu sefer ne olacak? abdliler takımı sabote ettiler mi diyecekler. hocanın istediği transferler yapılmadı mı diyecekler. gerçi hocanın yaptığı transferlerden de ne kadar verim aldığı ortada. penicheiro, suilcute, matic vs...
artık bunca şeyden sonra ceyhun yıldızoğlu için ne denir bilemiyorum. yeteneksizmi dersiniz art niyetlimi dersiniz bilemem ama bildiğim tek bir şey var o da ceyhun hoca istifa falan etmeyecek. gül gibi tazminatı bırakıp asla gitmez. yönetim de salak değil ve bizim gördüğümüz her şeyi görüyor. görüyor fakat büyük ihtimalle tazminat ödememek adına hocaya dokunmuyor diye düşünüyorum.
edit: tourismo uyardı. alba'yı unuttuk. bu takımın bir de alba torrens'i vardı.