2298
ey etik değerlerin yılmaz savunucusu rıdvan dilmen!
hatırlarsın bundan birkaç hafta önce bayern münih'li oyuncular bir serbest vuruş kullanacaklardı. bayern takımı farkı açmış ve maçı garantilemişlerdi. 3 futbolcu serbest vuruşu kimin kullanacağına dair taş-kağıt-makas oyununu oynamışlardı. kazanan serbest vuruşu kullanmıştı. işte bu olaya dair sen yorumda bulunmuştun. tesadüf o ki ben o programı seyretmiştim. o olayı iyimser bir bakış açısıyla gülerek yorumlamıştın. hatta skor 0-0 olsaydı bunu yapmazlardı demiştin. fark açılmış ve kendi aralarında oyun oynamıştı demiştin.
ne oldu da bu olayı etik metik demeyip, muslera'nın penaltı kullanmasını etik değil diyerek içindeki nefreti kusmuştun?
futbol bir şov oyunuysa ortaya güzel şeyler koymak lazım. bir kalecinin penaltı kullanması güzel bir olaydır. para verip stada gelenler kalecinin kullanmasını istemeleri onları en doğal hakkıdır. teknik direktör de bu yönde görüş bildirdiyse etik veya değil bunu tartışmak olmaz. çünkü ortada oynanan oyunun tek amacı vardır. o da şovdur. para verenleri eğlendirmek ve keyif almalarını sağlamaktır. bu oyun gurur veya onur için oynanmıyor ki etik değil diyelim.
senin gibi içten pazarlıklı insanlar geçmişte maç esnasında top sektirdi diye cassio lincoln'e de saldırmıştı. o adam para verip maçı izleyenlere bir gösteri sundu. verdikleri paranın karşılığında birşeyler verdi. izleyenler de alkışladı. senin gibiler ise fırsat kaçırmadan galatasaray'a salladılar.
düşünüyorum da senin gibiler kolombiya'da var mıydı? rene higuita denen bir kaleci vardı eskiden. akrep kurtarışı diye bir kurtarışı vardı ve izleyenleri mest ediyordu. belki onlarca küçük çocuk onun bu kurtarışı sayesinde kaleci olmayı istedi ve oldular. kolombiya topraklarında senin gibi adamlar olsaydı eminim higuita'nın yaptığı bu fantastik kurtarışa etik değil derlerdi ve adamı yerin dibine sokarlardı. futbol arenası bu şovdan mahrum kalırdı.
bak rıdvan efendi. canlı yayında ben tarafsızım demiyorum ben tarafım diyorsun. zaten buna birşey demiyoruz. ben tarafım fakat tarafsız yorum yapıyorum diyorsun. yapmıyorsun söyleyeyim. objektif yorum yapmıyorsun.
oturduğun yerden futbolculara aldığı paranın hakkını vermiyor diyorsun ya bi düşün acaba ben aldığım paranın hakkını veriyor muyum diye? evet diyorsan sana söyleyecek tek sözüm olmaz. senin vicdanınla başbaşa bırakıyorum.
hatırlarsın bundan birkaç hafta önce bayern münih'li oyuncular bir serbest vuruş kullanacaklardı. bayern takımı farkı açmış ve maçı garantilemişlerdi. 3 futbolcu serbest vuruşu kimin kullanacağına dair taş-kağıt-makas oyununu oynamışlardı. kazanan serbest vuruşu kullanmıştı. işte bu olaya dair sen yorumda bulunmuştun. tesadüf o ki ben o programı seyretmiştim. o olayı iyimser bir bakış açısıyla gülerek yorumlamıştın. hatta skor 0-0 olsaydı bunu yapmazlardı demiştin. fark açılmış ve kendi aralarında oyun oynamıştı demiştin.
ne oldu da bu olayı etik metik demeyip, muslera'nın penaltı kullanmasını etik değil diyerek içindeki nefreti kusmuştun?
futbol bir şov oyunuysa ortaya güzel şeyler koymak lazım. bir kalecinin penaltı kullanması güzel bir olaydır. para verip stada gelenler kalecinin kullanmasını istemeleri onları en doğal hakkıdır. teknik direktör de bu yönde görüş bildirdiyse etik veya değil bunu tartışmak olmaz. çünkü ortada oynanan oyunun tek amacı vardır. o da şovdur. para verenleri eğlendirmek ve keyif almalarını sağlamaktır. bu oyun gurur veya onur için oynanmıyor ki etik değil diyelim.
senin gibi içten pazarlıklı insanlar geçmişte maç esnasında top sektirdi diye cassio lincoln'e de saldırmıştı. o adam para verip maçı izleyenlere bir gösteri sundu. verdikleri paranın karşılığında birşeyler verdi. izleyenler de alkışladı. senin gibiler ise fırsat kaçırmadan galatasaray'a salladılar.
düşünüyorum da senin gibiler kolombiya'da var mıydı? rene higuita denen bir kaleci vardı eskiden. akrep kurtarışı diye bir kurtarışı vardı ve izleyenleri mest ediyordu. belki onlarca küçük çocuk onun bu kurtarışı sayesinde kaleci olmayı istedi ve oldular. kolombiya topraklarında senin gibi adamlar olsaydı eminim higuita'nın yaptığı bu fantastik kurtarışa etik değil derlerdi ve adamı yerin dibine sokarlardı. futbol arenası bu şovdan mahrum kalırdı.
bak rıdvan efendi. canlı yayında ben tarafsızım demiyorum ben tarafım diyorsun. zaten buna birşey demiyoruz. ben tarafım fakat tarafsız yorum yapıyorum diyorsun. yapmıyorsun söyleyeyim. objektif yorum yapmıyorsun.
oturduğun yerden futbolculara aldığı paranın hakkını vermiyor diyorsun ya bi düşün acaba ben aldığım paranın hakkını veriyor muyum diye? evet diyorsan sana söyleyecek tek sözüm olmaz. senin vicdanınla başbaşa bırakıyorum.