3364
beşiktaş maçındaki sakatlığından sonra büyük düşüşe girdi. eboue'nin onun oynadığı bölgede üstün bir performans göstermesiyle taraftarın gözünden biraz daha düştü. ilk oynadığı maçta moral bozukluğu ve sakatlıktan yeni çıkmanın verdiği fiziksel ve mental eksiklikle 2 önemli hata yapıp gol yememize sebep oldu. sonraki maçlarda ayağına her top geldiğinde taraftar homurdanmaları, pas hatalarında yükselen sesler iyice düşürdü konsantrasyonunu. bu sabri'nin bu seneki durumu.
şimdi biraz geriye gidelim...
saçlarıyla dalga geçildi ilk önce. sarışın mavi gözlü ama çirkin olan dünyada tek insan diyenler bile oldu. kısacası başta tipiyle dalga geçildi. sonralarda maç içinde normalde her futbolcunun yapabileceği hatalar seyircinin gözüne ekstra battı. sonra arda geldi alt yapıdan, gelceğin yıldızı, dünyanın en iyilerinden olacak dendi, gazın allahı verildi. taraftarın gözünde dünya starı arda'nın oynadığı takımın zayıf karnı, hatırlanmak bile istenmeyen adamıydı. basının ve taraftarın gazıyla egosuyla beraber poposu da büyüyen arda'nın altında isim olarak ezildi. belki o dönem için hak ettiğini düşündüğü kaptanlık arda'ya verildi. sustu yine garibim. bozmadı yine moralini, çalıştı. birileri kıçını büyütürken o hep fitti. nefes alamayana kadar koştu maçlarda, ciğeri tükenene kadar. başkaları pas atacağı adamı seçerken, paylaşımcı oldu. üzüldü hep içten içe taraftar beni neden sevmiyor diye. sezonun çoğu maçında oynamayıp, elle kolla top alıp, kendini yere bırakıp, futbolu pis oynarken bazıları hep pozitif oldu. o bazıları bir kaç maçta gol attığı için sevildi, kötü yönleri görmezden gelindi.
hakkında diğer takım taraftarları, ibne basın videolar yaptı. galatasaray taraftarı ben kendimle barışığım havasında katıldı onlara. "hahaha hohoho sabri" dedi. kendi çocuğunu diğer çocukların ve ailelerinin karşısında kötüleyen baba gibi özgüvenini sıfıra indirdi bu taraftar.
arda için kaç, kurtar kendini bu takımdan diye feryat edenler kendisine siktiri çekti.
taraftarının "tipe bak la" diyerek başlattığı psikolojik savaşın geldiği boyutları görünce sanırım kendisi de kabullendi artık bu savaşı kaybettiğini. gemisini terk eden büyük kaptanların, sahada çeşit çeşit pislik yapıp yarım sezon yatan kinglerin gölgesinde kaldı.
sadece geçen süreci yazdım üst satırlarda. duygusal ergen falan diyenler olacaktır şimdiden. galatasaray'ı en mantıklı tercih olduğu için destekliyorsan bir şey demem zaten.
kısacası az çekmedi sabri bu tiplerden. allah kolaylık versin kardeşime. senelerdir yaptığı gibi tıkasın kulaklarını dallamalara devam etsin çalışmaya.
yürüyedur...
şimdi biraz geriye gidelim...
saçlarıyla dalga geçildi ilk önce. sarışın mavi gözlü ama çirkin olan dünyada tek insan diyenler bile oldu. kısacası başta tipiyle dalga geçildi. sonralarda maç içinde normalde her futbolcunun yapabileceği hatalar seyircinin gözüne ekstra battı. sonra arda geldi alt yapıdan, gelceğin yıldızı, dünyanın en iyilerinden olacak dendi, gazın allahı verildi. taraftarın gözünde dünya starı arda'nın oynadığı takımın zayıf karnı, hatırlanmak bile istenmeyen adamıydı. basının ve taraftarın gazıyla egosuyla beraber poposu da büyüyen arda'nın altında isim olarak ezildi. belki o dönem için hak ettiğini düşündüğü kaptanlık arda'ya verildi. sustu yine garibim. bozmadı yine moralini, çalıştı. birileri kıçını büyütürken o hep fitti. nefes alamayana kadar koştu maçlarda, ciğeri tükenene kadar. başkaları pas atacağı adamı seçerken, paylaşımcı oldu. üzüldü hep içten içe taraftar beni neden sevmiyor diye. sezonun çoğu maçında oynamayıp, elle kolla top alıp, kendini yere bırakıp, futbolu pis oynarken bazıları hep pozitif oldu. o bazıları bir kaç maçta gol attığı için sevildi, kötü yönleri görmezden gelindi.
hakkında diğer takım taraftarları, ibne basın videolar yaptı. galatasaray taraftarı ben kendimle barışığım havasında katıldı onlara. "hahaha hohoho sabri" dedi. kendi çocuğunu diğer çocukların ve ailelerinin karşısında kötüleyen baba gibi özgüvenini sıfıra indirdi bu taraftar.
arda için kaç, kurtar kendini bu takımdan diye feryat edenler kendisine siktiri çekti.
taraftarının "tipe bak la" diyerek başlattığı psikolojik savaşın geldiği boyutları görünce sanırım kendisi de kabullendi artık bu savaşı kaybettiğini. gemisini terk eden büyük kaptanların, sahada çeşit çeşit pislik yapıp yarım sezon yatan kinglerin gölgesinde kaldı.
sadece geçen süreci yazdım üst satırlarda. duygusal ergen falan diyenler olacaktır şimdiden. galatasaray'ı en mantıklı tercih olduğu için destekliyorsan bir şey demem zaten.
kısacası az çekmedi sabri bu tiplerden. allah kolaylık versin kardeşime. senelerdir yaptığı gibi tıkasın kulaklarını dallamalara devam etsin çalışmaya.
yürüyedur...
