• 486
    henüz 3. dakikada mehmet topuz denen elemanın felipe melo'yla girdiği tartışma ve kendisini yere atıp kıvranması sonucu gergin başladı maç. bu tartışma oyuncularımızın konsantrasyonunu çok etkiledi. söylenen ve yapılan bunca şeyden sonra bunun rakibin bir taktiği olabileceğini bile düşünüyorum açıkçası. daha sonra rakibin ilk şutunun gol olması* ve 3. şutta 2. golün gelmesi, 15. dakikanın 2-0 geçilmesi... daha kötü bir başlangıç olamazdı bizim adımıza. alex de souza'nın bile pres yapıp top çalması çok şey anlatıyor zaten. ama 20-25 dakika dayanabildiler.

    bu ilk 20-25 dakikanın ardından maçın geri kalan kısmında selçuk inan önderliğinde yardırdık adeta. özellikle dikkatimi çeken şey emmanuel eboue, felipe melo ve selçuk inan'ın orta sahayı geçtikten hemen sonra ceza yayı çevresindeki oyunculara dikine paslar atmasıydı. top kanatlarda dolandırılmadan direkt olarak rakip ceza sahası civarına geliyordu. sanırım fatih terim'in özel talimatıydı bu. daha önceki maçlarda bu kadar sık rastlamıyorduk bu dikine toplara.

    36. dakikada selçuk inan'ın pasında topla buluşan necati ateş'in güzel asisti sonrası johan elmander reyiz derbilerdeki gollerine bir tane daha ekledi ve skor 2-1'e geldi. fenerbahçe de 1-2 ufak pozisyonumsu yakaladı arada, biri gol olacak diye çok korktum açıkçası.* engin baytar ve necati ateş bazı pozisyonlarda daha doğru tercihler yapsalar ilk yarı bitmeden 2-2 veya 3-2'yi yakalayabilirdik. ama ilk yarıyı 2-1 geride bitirmemiz fenerbahçe'nin ikinci yarıda oyun anlayışını değiştirmemesine ve sürekli geride kalmaya devam etmesine yol açtı, bu da bizim yararımıza olmuş oldu.

    ikinci yarı tamamen galatasaray'ın kontrolündeydi. beklediğimiz gol son dakikalarda geldi, selçuk inan'ın ortasında johan elmander'in indirdiği* topta hakan balta düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi ve skoru 2-2'ye getirdi. son dakikada direkten dönen top* girse 9 puanlık fark 12'ye çıkmış olacaktı ve iyice rahatlayacaktık, ama olmadı. galatasaray'ın oyunu, 15 dakikada 2-0 olan maçın dönmesi, son dakikada galibiyetin kaçması... hepsi ileriye umutla bakmamızı sağlayacak şeyler.

    hakem bülent yıldırım'a gelince... art niyetli değildi belki, ama bazı tutarsızlıkları oldu. bu nedenle kendisine sormak istediğim bazı sorular var:

    1) moussa sow'un attığı golde faul yoksa, felipe melo ve johan elmander'in pozisyonlarında niye var?
    2) 3. dakikada çıkan tartışmada oyun en az 2,5 dakika durmuşken, ilk yarının sonunda 1 dakika duraklama oynatmak neyin kafası?
    3) gösterilen sarı kartla emre belözoğlu adındaki varlığın en azından çenesi durdu, 3-4 kartlık pozisyonda neden ikinci sarı kart gelmedi?

    bu soruların sayısı artabilir tabi, neyse... ufak notlarla entry'yi sonlandırayım.

    --------

    johan elmander, hasan şaş, fatih terim... alınlarınızdaki kan, alnımızın akıdır.

    --------

    maç sonrasında beraberliğe sevindiğimizi düşünen fenerbahçe taraftarı... ne içtiyseniz aynısından istiyorum ve son dakikadaki çığlıkların nedenini bir kez daha düşünmenizi* istiyorum.

    --------

    son olarak sormak istediğim bir şey var. kime soracağımı bilemiyorum. ama soruyorum:

    o top* niye girmedi?
    o top* niye girmedi?
    o top* niye girmedi?
    o top* niye girmedi?
    o top* niye girmedi?
App Store'dan indirin Google Play'den alın