1283
küçük adam.
guardiola, la masia'ya oyuncu seçimi ile ilgili şöyle diyor özetle; aklını kullanan ve bileklerine hakim oyuncuları tercih ediyoruz.
emre çolak özelinde bu iki özelliği değerlendirdiğimizde altyapı için ideal, gelişmeye açık ve ileride büyük bir oyuncu olmaya müsait bir oyuncu profili çıkıyor karşımıza. ancak pep'in bu yorumu yaparken hesaba kattığı daha başka temel noktalar da var. la masia'da bu iki temel özellik üzerine inşa edilecek farklı meziyetler ve gelişim sürecinde oyuncunun daha da büyümesine yardımcı olacak uygulamalar.
yukarıdaki paragrafta la masia klişesiyle emre çolak kıyaslaması yapıldığı yönünde bir fikre sahip olanlarla burada yolumuz ayrılabilir, başka entrylerde yollarına devam edebilirler.
evet, genel anlamda bahsini ettiğim konu oyuncuyu geliştirebilmek. yani altyapı, yani oyuncuyu bir hamur gibi yoğurmak, ona şekil vermek...
emre çolak'ın a takım seviyesindeki aksiyonlarına bakalım önce; 2009-10 sezonu başlarken geleneksel yaz kampında harikalar yaratan altyapı oyuncusu etiketiyle girdi hayatımıza. kamptaki performansını resmi maçlarda sergileme fırsatını uzunca bir süre bulamadı ve ilk olarak ocak 2010'da sarı-kırmızı formayla a takım seviyesinde maça çıktı. 2 gollü bir açılış her yiğidin harcı değil ama emre bunu başardı. * ligin ilk yarısında olmayan adam ikinci yarıda 18 yaşında bir türk oyuncunun galatasaray gibi bir takımda yapabileceğinin en iyisini yaptı. toplamda 11 resmi maçta ama az ama çok bir şekilde sahaya çıktı.
sonraki sezon... kara sezon yani... sezon öncesi yine çok ateşli, aynı geleceği yine vaadediyor ama bunun resmi maçlara yansıması yine sınırlı seviyede. ligde toplam oynadığı maç sayısı 12. ve bunların 3'ü umutların tükendiği son 3 haftada...
bu 2 sezon boyunca sıkça a2 ligi'nde yıldızlaşırken izledik emre'yi ama a takım'a çıktığında kaleye ulaşamadan duran şutlarına da şahit olduk...
ve 2011-12 sezonu. fatih terim'in takımı. yepyeni ve "all in" yapan galatasaray... emre çolak yine gerilerden geldi, "kiralık genç" etiketini yemesine ramak kala sırtına geçirdi formayı ve bırakmadı. kanada yapıştı, goller attı, asistler yaptı ve oynadı...
şimdi bu veriler dahilinde guardiola'nın yorumlarına dönelim. emre çolak aklını hep kullandı ve bileklerine hep hakimdi. bu yapının üzerine fiziki güç, mental eğitim ve grup çalışması eklendiğinde beceri ve zeka muazzam seviyelere ulaşacak. emre'ye bunlar ne kadar sunuldu? bu sezon ciddi bir değişim gözleniyor ama bu değişimin kalıcılığı konusunda henüz net bir şey söylemek güç. ki bu değişim, büyüme, gelişme sürecinin en az 3-4 yıl daha aynı hızla sürmesi lazım emre'nin çok büyük yıldız olabilmesi için. çok uzun yolları geçmesi, tepeleri aşması lazım velhasıl bu genç oyuncunun. en önemlisi hala "genç oyuncu" olduğunu unutmaması lazım.
şimdilik küçük adam... adamlığını bozmadan küçüğü büyük yaparak ilerlemesi dileğiyle...
guardiola, la masia'ya oyuncu seçimi ile ilgili şöyle diyor özetle; aklını kullanan ve bileklerine hakim oyuncuları tercih ediyoruz.
emre çolak özelinde bu iki özelliği değerlendirdiğimizde altyapı için ideal, gelişmeye açık ve ileride büyük bir oyuncu olmaya müsait bir oyuncu profili çıkıyor karşımıza. ancak pep'in bu yorumu yaparken hesaba kattığı daha başka temel noktalar da var. la masia'da bu iki temel özellik üzerine inşa edilecek farklı meziyetler ve gelişim sürecinde oyuncunun daha da büyümesine yardımcı olacak uygulamalar.
yukarıdaki paragrafta la masia klişesiyle emre çolak kıyaslaması yapıldığı yönünde bir fikre sahip olanlarla burada yolumuz ayrılabilir, başka entrylerde yollarına devam edebilirler.
evet, genel anlamda bahsini ettiğim konu oyuncuyu geliştirebilmek. yani altyapı, yani oyuncuyu bir hamur gibi yoğurmak, ona şekil vermek...
emre çolak'ın a takım seviyesindeki aksiyonlarına bakalım önce; 2009-10 sezonu başlarken geleneksel yaz kampında harikalar yaratan altyapı oyuncusu etiketiyle girdi hayatımıza. kamptaki performansını resmi maçlarda sergileme fırsatını uzunca bir süre bulamadı ve ilk olarak ocak 2010'da sarı-kırmızı formayla a takım seviyesinde maça çıktı. 2 gollü bir açılış her yiğidin harcı değil ama emre bunu başardı. * ligin ilk yarısında olmayan adam ikinci yarıda 18 yaşında bir türk oyuncunun galatasaray gibi bir takımda yapabileceğinin en iyisini yaptı. toplamda 11 resmi maçta ama az ama çok bir şekilde sahaya çıktı.
sonraki sezon... kara sezon yani... sezon öncesi yine çok ateşli, aynı geleceği yine vaadediyor ama bunun resmi maçlara yansıması yine sınırlı seviyede. ligde toplam oynadığı maç sayısı 12. ve bunların 3'ü umutların tükendiği son 3 haftada...
bu 2 sezon boyunca sıkça a2 ligi'nde yıldızlaşırken izledik emre'yi ama a takım'a çıktığında kaleye ulaşamadan duran şutlarına da şahit olduk...
ve 2011-12 sezonu. fatih terim'in takımı. yepyeni ve "all in" yapan galatasaray... emre çolak yine gerilerden geldi, "kiralık genç" etiketini yemesine ramak kala sırtına geçirdi formayı ve bırakmadı. kanada yapıştı, goller attı, asistler yaptı ve oynadı...
şimdi bu veriler dahilinde guardiola'nın yorumlarına dönelim. emre çolak aklını hep kullandı ve bileklerine hep hakimdi. bu yapının üzerine fiziki güç, mental eğitim ve grup çalışması eklendiğinde beceri ve zeka muazzam seviyelere ulaşacak. emre'ye bunlar ne kadar sunuldu? bu sezon ciddi bir değişim gözleniyor ama bu değişimin kalıcılığı konusunda henüz net bir şey söylemek güç. ki bu değişim, büyüme, gelişme sürecinin en az 3-4 yıl daha aynı hızla sürmesi lazım emre'nin çok büyük yıldız olabilmesi için. çok uzun yolları geçmesi, tepeleri aşması lazım velhasıl bu genç oyuncunun. en önemlisi hala "genç oyuncu" olduğunu unutmaması lazım.
şimdilik küçük adam... adamlığını bozmadan küçüğü büyük yaparak ilerlemesi dileğiyle...
