resim
Semih Kaya
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Stoper
Yaş:33
Boy:1.83
Uyruk:Türkiye
  • 1195
    --- alıntı ---
    bundan bir yıl önce bank asya'da kartalspor'da
    oynuyordu semih kaya. gözden de gönülden de
    ıraktı. bugünse süper lig lideri galatasaray'ın
    savunmasının değişmez oyuncusu. çok ağır üç
    sakatlık geçiren, buna karşın her seferinde
    sahalara dönen kaya bu inadını göçmenlere has
    savaşçı ruha bağlıyor. cuma günü 21'inci doğum
    gününü kutlayan ve a milli takım'a seçilen kaya
    bu akşamki beşiktaş derbisinde de sahaya ilk
    11'de çıkacak.

    futbola meraklı bir aileden geliyorsunuz. babanız
    somaspor'da kalecilik yapmış. ama devam
    edememiş. neden?
    - babam ailesinin tek çocuğu. bu yüzden dedem oğlunun
    futbolcu olmasına karşı çıkmış. bergama'da tarım
    arazileri varmış ve bu arazilerle birisinin uğraşması
    gerekiyormuş. o kişi de babam olmuş. ama ben futbol
    oynamaya başladığımda dedem bütün işini gücünü
    bırakıp benimle ilgilendi. hatta 12 yaşımda altay'a
    geçtiğimde bana bakmak için babaannemle izmir'e
    yerleştiler.
    sarışınsınız. tam da balkan göçmeni tipiniz var.
    kökeniniz nereye dayanıyor?
    - hem annem hem babam bergama yakınlarındaki
    yenikent köyünden. ama ikisi de makedonya kökenli,
    üsküplü. babamı görseniz anlarsınız durumu. onun
    kopyası gibiyim.
    topa ilk ne zaman vurmaya başladınız hatırlıyor
    musunuz?
    - yanılmıyorsam 5 yaşımda sami abimle birlikte
    bergamaspor'un seçmelerine gittim. 40 kişi katıldı, 38'i
    seçildi. sadece iki kişi alınmadı. biri ben, diğeri de
    kuzenim kayhan! üstelik seçmeyi yapan antrenör de
    bizim köydendi. ben de bunun üzerine petkim takımına
    gittim. sonra kuzenimle beraber altay'a geçtik. orada
    sağ açıkta başladım futbola. sonra tayfun hoca beni
    sağ beke çekti. son olarak da savunmanın göbeğine. o
    zamandan beri de mevkimi değiştirmedim.
    ilkokul yıllarında çok hızlı koşan bir atletmişsiniz.
    çabukluğunuzu o günlere mi borçlusunuz?
    - doğru, çok hızlıydım. uzun mesafe koşuyordum. hatta
    10-11 yaşlarında, okul takımıyla altı tane bölge
    birinciliği kazandım. şimdi düşününce 3 bin metre o yaş
    için çok uzun bir mesafeymiş. sonra bir tercih yapmak
    gerekti. atletizm belli dönemlerde yapılıyordu. buna
    karşılık bütün yıl futbol oynayabiliyordum. tabii ki
    futbolu seçtim.
    galatasaray sizi altay'da nasıl tespit etti?
    - galatasaray'ın o zamanki altyapı antrenörleri ahmet
    keskinkılıç ve recep yazıcı burhaniye'deki bir
    turnuvada izlemiş beni. maçı da 2-1 kazanmıştık. o
    zamanki antrenörüm tayfun kansoy çok samimi
    birisiydi. beni ve babamı çağırdı. altay'ın antrenörü
    olmasına rağmen, "semih'i galatasaray istiyor. sakın
    düşünmeyin, hemen götürün." dedi.
    15 yaşında istanbul... üstelik bir büyük takımın
    altyapısı. hiç gözünüz korkmadı mı?
    - imza için babam ve annem de benimle birlikte geldi
    istanbul'a. ilk gelişleriydi. sonrasına ben hep
    florya'daki galatasaray tesislerinde kaldım. ama ben
    12 yaşımda onlardan ayrılmıştım. yani ailemden ayrı
    kalmaya alışıktım.
    aileme destek için futbola devam ettim
    ancak galatasaray'daki günleriniz pek rahat
    geçmedi. bir kez beyin ve iki kez çapraz bağ
    ameliyatı... nasıl direndiniz de ayakta kaldınız?
    - beyin ameliyatı geçirdim. onu atlattım sonra sağ
    bacağımın ön çapraz bağları koptu. onu atlattım milli
    takım'da bir daha sağ çapraz bağlarımdan
    sakatlandım. zaman zaman soğuk havalarda hâlâ
    ağrıyor o dizim. normalde bu sakatlıkları başka biri
    geçirse futbola devam etmezdi. futbol sevgisi beni
    ayakta tutan. bir de ailemin maddi durumu kısıtlıydı.
    tarımla zar zor sağlıyorduk geçimimizi. babam beni
    antrenmana götürmek için veresiye benzin satın alırdı.
    o dönemi de biliyorum. ailem destek vermek için de
    oynamaya devam ettim.
    bir yıl önce bank asya 1. lig'de bile zor forma
    giyiyordunuz. şimdi süper lig liderinin değişmez
    ilk 11 oyuncususunuz. nerede bir sıçrama tahtası
    yakaladınız?
    - geçen sezon ligin ilk yarısında neredeyse hiç forma
    giyememiştim kartalspor'da. belki de o zamanki
    antrenörümüz ergün penbe beni yetersiz buluyordu.
    sonra devre arası antrenör değişti ve engin korukır
    geldi. beni devre arası hazırlık maçlarında bile oynattı.
    "ben mi iyiyim yoksa bilmediğim bir şey mi gördü"
    dedim kendi kendime. ligin ikinci yarısında da iki
    tecrübeli oyuncuyu kesti ve tüm maçlarda ilk 11'e
    koydu.
    geçen yaz başında galatasaray'a döndünüz. fatih
    terim'in nasıl bir katkısı oldu size?
    - fatih hoca hemen oynatmadı beni. sanıyorum bazı
    eksiklerimi gördü. bu yüzden bekledi. bana daha rahat
    olmamı telkin etti. bir de şu var tabii; italya, ingiltere,
    ispanya liglerinde televizyondan izlediğim oyuncularla
    yan yana oynamaya başladım. onun tedirginliği de vardı
    biraz üzerimde. bu heyecanımı atlatmamı bekledi.
    sekizinci haftada verdi bana formayı. bu şansı iyi
    kullandığımı düşünüyorum. tabii biraz heyecan da iyidir
    maçtan önce. fazla rahatlık oyuncuya iyi gelmez. ben
    her maça çıkmadan önce heyecanlanırım. maç
    başlayınca geçer.
    maç öncesi kimseyle tek kelime
    konuşmam
    bu heyecanı yenmek için bir maç öncesi
    alışkanlığınız var mı?
    - bazı abilerim müzik dinler. benim öyle bir adetim yok.
    yalnız hazırlık için soyunma odasına girdikten sonra
    kimseyle tek kelime konuşmam. sahaya çıkmadan önce
    bir uğurum da yok. ama televizyonda da görebilirsiniz,
    maç öncesi ellerimi yukarı aşağı göğsüme sürterek
    duamı ederim. maç öncesi tek adetim bu.
    galatasaray'da ujfalusi'nin savunmayı çok usta
    yönettiğini izliyoruz. onunla aranız nasıl?
    - sahada sürekli ona bakıyorum. ne diyorsa yapıyorum.
    savunmadaki liderimiz o. ofsayt için ileri çıkarken onun
    işaretine bakıyoruz. bazen oyuna dalıyorum, rakibin
    üzerine gidiyorum. bu durumlarda beni hep uyarıyor.
    "bekle, adam üzerine gelecek nasılsa" diyor. aynı
    zamanda birbirimizin açığını da kapatıyoruz. iyi
    anlaşıyoruz saha içinde.
    hangi dilde anlaşıyorsunuz?
    - ingilizce. basit ingilizce terimleri öğrendim. birbirimizi
    böyle uyarıyoruz. zaten takım avrupa birliği gibi. başka
    türlüsü de mümkün değil.
    italya ligini sert futbolundan dolayı sevdiğinizi
    söylüyorsunuz. birkaç yıl sonra tecrübe
    kazandıktan sonra hedefinizde italya mı var?
    - tabii ki her futbolcu önde gelen avrupa liglerinde
    oynamayı hedefler. italya ligi'ni beğeniyorum doğrusu.
    ama ben öncelikle kendimi galatasaray'da kanıtlamak
    istiyorum. bana bütün imkanları burada verildi.
    kulübün rızası olmadığı takdirde hiçbir takıma gitmem.
    ameliyatin izi hala duruyor
    göçmeniz biz, savaşçı ruhumuz var. ben de tekmeye
    kafamı sokmaktan çekinmem. 2007'de de böyle
    sakatlandım zaten. beşiktaşlı batuhan karadeniz'in
    volesine kafamı soktum. aslında kafamı çekmem
    gerekiyordu. tarak kemiği kafamın ön tarafına geldi.
    meğer beyin kanaması geçirmişim. hastaneye yarım
    saat geç gitsem ölüyordum. ciddi bir beyin ameliyatı
    geçirdim. o ameliyatın izi hâlâ duruyor.
    ortanca abim evlensin ki sira bana
    gelsin
    - daha önce kazandığım parayla yeni evlenen büyük
    abime ev yapmıştım. şimdi de aileme istanbul'da, florya
    semtinde bir ev satın aldım. babaannem ve dedem de
    arada izmir'e gidip geliyor. 12 yaşında bergama'dan
    ayrılıp izmir'e altay altyapısına geçtiğimde ailemden
    ayrıldım. insan ailesine doyamaz ya; ben de o yaşta bu
    duyguyu yaşadım. bu sebeple bütün aile hep beraber
    yaşayalım istedim. hepsini istanbul'a getirdim. şimdi
    ortanca abimin evlenmesini bekliyoruz ki sıra bana
    gelsin!
    semih'in sevdikleri
    otomobili: abdurrahim albayrak'ın verdiği audi a4
    dizisi: bazen 'kuzey güney'. daha çok dvd film
    izlerim
    parfümü: dior homme
    giyimi: spor. tek bir takım elbisem var. onu da hiç
    giymedim
    yemeği: karnıyarık
    müziği: türkü (mustafa özarslan/aşık veysel)
    gs store avrupa'da bir ilk
    kulübümüz geçen haftalarda ali sami yen spor
    kompleksi içinde, türkiye ve avrupa’da ilk olan farklı
    bir konseptle oluşturulmuş yeni alışveriş ve eğlence
    merkezinin açılışını gerçekleştirdi. gerçekten çok güzel
    ve avrupa standartlarının çok üstünde. 1650
    metrekarelik çok büyük bir mağaza. playstationlar,
    akıllı büyük ekran televizyonlar, touch screen
    bilgisayarlar var. ayrıca üst katta bir fanzone alanı var.
    burada da en hoş nokta ali sami yen stadı nostaljisi ile
    yaratılmış 60 kişilik interaktif eğlence alanı.

    --- alıntı ---

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın