1195
--- alıntı ---
bundan bir yıl önce bank asya'da kartalspor'da
oynuyordu semih kaya. gözden de gönülden de
ıraktı. bugünse süper lig lideri galatasaray'ın
savunmasının değişmez oyuncusu. çok ağır üç
sakatlık geçiren, buna karşın her seferinde
sahalara dönen kaya bu inadını göçmenlere has
savaşçı ruha bağlıyor. cuma günü 21'inci doğum
gününü kutlayan ve a milli takım'a seçilen kaya
bu akşamki beşiktaş derbisinde de sahaya ilk
11'de çıkacak.
futbola meraklı bir aileden geliyorsunuz. babanız
somaspor'da kalecilik yapmış. ama devam
edememiş. neden?
- babam ailesinin tek çocuğu. bu yüzden dedem oğlunun
futbolcu olmasına karşı çıkmış. bergama'da tarım
arazileri varmış ve bu arazilerle birisinin uğraşması
gerekiyormuş. o kişi de babam olmuş. ama ben futbol
oynamaya başladığımda dedem bütün işini gücünü
bırakıp benimle ilgilendi. hatta 12 yaşımda altay'a
geçtiğimde bana bakmak için babaannemle izmir'e
yerleştiler.
sarışınsınız. tam da balkan göçmeni tipiniz var.
kökeniniz nereye dayanıyor?
- hem annem hem babam bergama yakınlarındaki
yenikent köyünden. ama ikisi de makedonya kökenli,
üsküplü. babamı görseniz anlarsınız durumu. onun
kopyası gibiyim.
topa ilk ne zaman vurmaya başladınız hatırlıyor
musunuz?
- yanılmıyorsam 5 yaşımda sami abimle birlikte
bergamaspor'un seçmelerine gittim. 40 kişi katıldı, 38'i
seçildi. sadece iki kişi alınmadı. biri ben, diğeri de
kuzenim kayhan! üstelik seçmeyi yapan antrenör de
bizim köydendi. ben de bunun üzerine petkim takımına
gittim. sonra kuzenimle beraber altay'a geçtik. orada
sağ açıkta başladım futbola. sonra tayfun hoca beni
sağ beke çekti. son olarak da savunmanın göbeğine. o
zamandan beri de mevkimi değiştirmedim.
ilkokul yıllarında çok hızlı koşan bir atletmişsiniz.
çabukluğunuzu o günlere mi borçlusunuz?
- doğru, çok hızlıydım. uzun mesafe koşuyordum. hatta
10-11 yaşlarında, okul takımıyla altı tane bölge
birinciliği kazandım. şimdi düşününce 3 bin metre o yaş
için çok uzun bir mesafeymiş. sonra bir tercih yapmak
gerekti. atletizm belli dönemlerde yapılıyordu. buna
karşılık bütün yıl futbol oynayabiliyordum. tabii ki
futbolu seçtim.
galatasaray sizi altay'da nasıl tespit etti?
- galatasaray'ın o zamanki altyapı antrenörleri ahmet
keskinkılıç ve recep yazıcı burhaniye'deki bir
turnuvada izlemiş beni. maçı da 2-1 kazanmıştık. o
zamanki antrenörüm tayfun kansoy çok samimi
birisiydi. beni ve babamı çağırdı. altay'ın antrenörü
olmasına rağmen, "semih'i galatasaray istiyor. sakın
düşünmeyin, hemen götürün." dedi.
15 yaşında istanbul... üstelik bir büyük takımın
altyapısı. hiç gözünüz korkmadı mı?
- imza için babam ve annem de benimle birlikte geldi
istanbul'a. ilk gelişleriydi. sonrasına ben hep
florya'daki galatasaray tesislerinde kaldım. ama ben
12 yaşımda onlardan ayrılmıştım. yani ailemden ayrı
kalmaya alışıktım.
aileme destek için futbola devam ettim
ancak galatasaray'daki günleriniz pek rahat
geçmedi. bir kez beyin ve iki kez çapraz bağ
ameliyatı... nasıl direndiniz de ayakta kaldınız?
- beyin ameliyatı geçirdim. onu atlattım sonra sağ
bacağımın ön çapraz bağları koptu. onu atlattım milli
takım'da bir daha sağ çapraz bağlarımdan
sakatlandım. zaman zaman soğuk havalarda hâlâ
ağrıyor o dizim. normalde bu sakatlıkları başka biri
geçirse futbola devam etmezdi. futbol sevgisi beni
ayakta tutan. bir de ailemin maddi durumu kısıtlıydı.
tarımla zar zor sağlıyorduk geçimimizi. babam beni
antrenmana götürmek için veresiye benzin satın alırdı.
o dönemi de biliyorum. ailem destek vermek için de
oynamaya devam ettim.
bir yıl önce bank asya 1. lig'de bile zor forma
giyiyordunuz. şimdi süper lig liderinin değişmez
ilk 11 oyuncususunuz. nerede bir sıçrama tahtası
yakaladınız?
- geçen sezon ligin ilk yarısında neredeyse hiç forma
giyememiştim kartalspor'da. belki de o zamanki
antrenörümüz ergün penbe beni yetersiz buluyordu.
sonra devre arası antrenör değişti ve engin korukır
geldi. beni devre arası hazırlık maçlarında bile oynattı.
"ben mi iyiyim yoksa bilmediğim bir şey mi gördü"
dedim kendi kendime. ligin ikinci yarısında da iki
tecrübeli oyuncuyu kesti ve tüm maçlarda ilk 11'e
koydu.
geçen yaz başında galatasaray'a döndünüz. fatih
terim'in nasıl bir katkısı oldu size?
- fatih hoca hemen oynatmadı beni. sanıyorum bazı
eksiklerimi gördü. bu yüzden bekledi. bana daha rahat
olmamı telkin etti. bir de şu var tabii; italya, ingiltere,
ispanya liglerinde televizyondan izlediğim oyuncularla
yan yana oynamaya başladım. onun tedirginliği de vardı
biraz üzerimde. bu heyecanımı atlatmamı bekledi.
sekizinci haftada verdi bana formayı. bu şansı iyi
kullandığımı düşünüyorum. tabii biraz heyecan da iyidir
maçtan önce. fazla rahatlık oyuncuya iyi gelmez. ben
her maça çıkmadan önce heyecanlanırım. maç
başlayınca geçer.
maç öncesi kimseyle tek kelime
konuşmam
bu heyecanı yenmek için bir maç öncesi
alışkanlığınız var mı?
- bazı abilerim müzik dinler. benim öyle bir adetim yok.
yalnız hazırlık için soyunma odasına girdikten sonra
kimseyle tek kelime konuşmam. sahaya çıkmadan önce
bir uğurum da yok. ama televizyonda da görebilirsiniz,
maç öncesi ellerimi yukarı aşağı göğsüme sürterek
duamı ederim. maç öncesi tek adetim bu.
galatasaray'da ujfalusi'nin savunmayı çok usta
yönettiğini izliyoruz. onunla aranız nasıl?
- sahada sürekli ona bakıyorum. ne diyorsa yapıyorum.
savunmadaki liderimiz o. ofsayt için ileri çıkarken onun
işaretine bakıyoruz. bazen oyuna dalıyorum, rakibin
üzerine gidiyorum. bu durumlarda beni hep uyarıyor.
"bekle, adam üzerine gelecek nasılsa" diyor. aynı
zamanda birbirimizin açığını da kapatıyoruz. iyi
anlaşıyoruz saha içinde.
hangi dilde anlaşıyorsunuz?
- ingilizce. basit ingilizce terimleri öğrendim. birbirimizi
böyle uyarıyoruz. zaten takım avrupa birliği gibi. başka
türlüsü de mümkün değil.
italya ligini sert futbolundan dolayı sevdiğinizi
söylüyorsunuz. birkaç yıl sonra tecrübe
kazandıktan sonra hedefinizde italya mı var?
- tabii ki her futbolcu önde gelen avrupa liglerinde
oynamayı hedefler. italya ligi'ni beğeniyorum doğrusu.
ama ben öncelikle kendimi galatasaray'da kanıtlamak
istiyorum. bana bütün imkanları burada verildi.
kulübün rızası olmadığı takdirde hiçbir takıma gitmem.
ameliyatin izi hala duruyor
göçmeniz biz, savaşçı ruhumuz var. ben de tekmeye
kafamı sokmaktan çekinmem. 2007'de de böyle
sakatlandım zaten. beşiktaşlı batuhan karadeniz'in
volesine kafamı soktum. aslında kafamı çekmem
gerekiyordu. tarak kemiği kafamın ön tarafına geldi.
meğer beyin kanaması geçirmişim. hastaneye yarım
saat geç gitsem ölüyordum. ciddi bir beyin ameliyatı
geçirdim. o ameliyatın izi hâlâ duruyor.
ortanca abim evlensin ki sira bana
gelsin
- daha önce kazandığım parayla yeni evlenen büyük
abime ev yapmıştım. şimdi de aileme istanbul'da, florya
semtinde bir ev satın aldım. babaannem ve dedem de
arada izmir'e gidip geliyor. 12 yaşında bergama'dan
ayrılıp izmir'e altay altyapısına geçtiğimde ailemden
ayrıldım. insan ailesine doyamaz ya; ben de o yaşta bu
duyguyu yaşadım. bu sebeple bütün aile hep beraber
yaşayalım istedim. hepsini istanbul'a getirdim. şimdi
ortanca abimin evlenmesini bekliyoruz ki sıra bana
gelsin!
semih'in sevdikleri
otomobili: abdurrahim albayrak'ın verdiği audi a4
dizisi: bazen 'kuzey güney'. daha çok dvd film
izlerim
parfümü: dior homme
giyimi: spor. tek bir takım elbisem var. onu da hiç
giymedim
yemeği: karnıyarık
müziği: türkü (mustafa özarslan/aşık veysel)
gs store avrupa'da bir ilk
kulübümüz geçen haftalarda ali sami yen spor
kompleksi içinde, türkiye ve avrupa’da ilk olan farklı
bir konseptle oluşturulmuş yeni alışveriş ve eğlence
merkezinin açılışını gerçekleştirdi. gerçekten çok güzel
ve avrupa standartlarının çok üstünde. 1650
metrekarelik çok büyük bir mağaza. playstationlar,
akıllı büyük ekran televizyonlar, touch screen
bilgisayarlar var. ayrıca üst katta bir fanzone alanı var.
burada da en hoş nokta ali sami yen stadı nostaljisi ile
yaratılmış 60 kişilik interaktif eğlence alanı.
--- alıntı ---
*
bundan bir yıl önce bank asya'da kartalspor'da
oynuyordu semih kaya. gözden de gönülden de
ıraktı. bugünse süper lig lideri galatasaray'ın
savunmasının değişmez oyuncusu. çok ağır üç
sakatlık geçiren, buna karşın her seferinde
sahalara dönen kaya bu inadını göçmenlere has
savaşçı ruha bağlıyor. cuma günü 21'inci doğum
gününü kutlayan ve a milli takım'a seçilen kaya
bu akşamki beşiktaş derbisinde de sahaya ilk
11'de çıkacak.
futbola meraklı bir aileden geliyorsunuz. babanız
somaspor'da kalecilik yapmış. ama devam
edememiş. neden?
- babam ailesinin tek çocuğu. bu yüzden dedem oğlunun
futbolcu olmasına karşı çıkmış. bergama'da tarım
arazileri varmış ve bu arazilerle birisinin uğraşması
gerekiyormuş. o kişi de babam olmuş. ama ben futbol
oynamaya başladığımda dedem bütün işini gücünü
bırakıp benimle ilgilendi. hatta 12 yaşımda altay'a
geçtiğimde bana bakmak için babaannemle izmir'e
yerleştiler.
sarışınsınız. tam da balkan göçmeni tipiniz var.
kökeniniz nereye dayanıyor?
- hem annem hem babam bergama yakınlarındaki
yenikent köyünden. ama ikisi de makedonya kökenli,
üsküplü. babamı görseniz anlarsınız durumu. onun
kopyası gibiyim.
topa ilk ne zaman vurmaya başladınız hatırlıyor
musunuz?
- yanılmıyorsam 5 yaşımda sami abimle birlikte
bergamaspor'un seçmelerine gittim. 40 kişi katıldı, 38'i
seçildi. sadece iki kişi alınmadı. biri ben, diğeri de
kuzenim kayhan! üstelik seçmeyi yapan antrenör de
bizim köydendi. ben de bunun üzerine petkim takımına
gittim. sonra kuzenimle beraber altay'a geçtik. orada
sağ açıkta başladım futbola. sonra tayfun hoca beni
sağ beke çekti. son olarak da savunmanın göbeğine. o
zamandan beri de mevkimi değiştirmedim.
ilkokul yıllarında çok hızlı koşan bir atletmişsiniz.
çabukluğunuzu o günlere mi borçlusunuz?
- doğru, çok hızlıydım. uzun mesafe koşuyordum. hatta
10-11 yaşlarında, okul takımıyla altı tane bölge
birinciliği kazandım. şimdi düşününce 3 bin metre o yaş
için çok uzun bir mesafeymiş. sonra bir tercih yapmak
gerekti. atletizm belli dönemlerde yapılıyordu. buna
karşılık bütün yıl futbol oynayabiliyordum. tabii ki
futbolu seçtim.
galatasaray sizi altay'da nasıl tespit etti?
- galatasaray'ın o zamanki altyapı antrenörleri ahmet
keskinkılıç ve recep yazıcı burhaniye'deki bir
turnuvada izlemiş beni. maçı da 2-1 kazanmıştık. o
zamanki antrenörüm tayfun kansoy çok samimi
birisiydi. beni ve babamı çağırdı. altay'ın antrenörü
olmasına rağmen, "semih'i galatasaray istiyor. sakın
düşünmeyin, hemen götürün." dedi.
15 yaşında istanbul... üstelik bir büyük takımın
altyapısı. hiç gözünüz korkmadı mı?
- imza için babam ve annem de benimle birlikte geldi
istanbul'a. ilk gelişleriydi. sonrasına ben hep
florya'daki galatasaray tesislerinde kaldım. ama ben
12 yaşımda onlardan ayrılmıştım. yani ailemden ayrı
kalmaya alışıktım.
aileme destek için futbola devam ettim
ancak galatasaray'daki günleriniz pek rahat
geçmedi. bir kez beyin ve iki kez çapraz bağ
ameliyatı... nasıl direndiniz de ayakta kaldınız?
- beyin ameliyatı geçirdim. onu atlattım sonra sağ
bacağımın ön çapraz bağları koptu. onu atlattım milli
takım'da bir daha sağ çapraz bağlarımdan
sakatlandım. zaman zaman soğuk havalarda hâlâ
ağrıyor o dizim. normalde bu sakatlıkları başka biri
geçirse futbola devam etmezdi. futbol sevgisi beni
ayakta tutan. bir de ailemin maddi durumu kısıtlıydı.
tarımla zar zor sağlıyorduk geçimimizi. babam beni
antrenmana götürmek için veresiye benzin satın alırdı.
o dönemi de biliyorum. ailem destek vermek için de
oynamaya devam ettim.
bir yıl önce bank asya 1. lig'de bile zor forma
giyiyordunuz. şimdi süper lig liderinin değişmez
ilk 11 oyuncususunuz. nerede bir sıçrama tahtası
yakaladınız?
- geçen sezon ligin ilk yarısında neredeyse hiç forma
giyememiştim kartalspor'da. belki de o zamanki
antrenörümüz ergün penbe beni yetersiz buluyordu.
sonra devre arası antrenör değişti ve engin korukır
geldi. beni devre arası hazırlık maçlarında bile oynattı.
"ben mi iyiyim yoksa bilmediğim bir şey mi gördü"
dedim kendi kendime. ligin ikinci yarısında da iki
tecrübeli oyuncuyu kesti ve tüm maçlarda ilk 11'e
koydu.
geçen yaz başında galatasaray'a döndünüz. fatih
terim'in nasıl bir katkısı oldu size?
- fatih hoca hemen oynatmadı beni. sanıyorum bazı
eksiklerimi gördü. bu yüzden bekledi. bana daha rahat
olmamı telkin etti. bir de şu var tabii; italya, ingiltere,
ispanya liglerinde televizyondan izlediğim oyuncularla
yan yana oynamaya başladım. onun tedirginliği de vardı
biraz üzerimde. bu heyecanımı atlatmamı bekledi.
sekizinci haftada verdi bana formayı. bu şansı iyi
kullandığımı düşünüyorum. tabii biraz heyecan da iyidir
maçtan önce. fazla rahatlık oyuncuya iyi gelmez. ben
her maça çıkmadan önce heyecanlanırım. maç
başlayınca geçer.
maç öncesi kimseyle tek kelime
konuşmam
bu heyecanı yenmek için bir maç öncesi
alışkanlığınız var mı?
- bazı abilerim müzik dinler. benim öyle bir adetim yok.
yalnız hazırlık için soyunma odasına girdikten sonra
kimseyle tek kelime konuşmam. sahaya çıkmadan önce
bir uğurum da yok. ama televizyonda da görebilirsiniz,
maç öncesi ellerimi yukarı aşağı göğsüme sürterek
duamı ederim. maç öncesi tek adetim bu.
galatasaray'da ujfalusi'nin savunmayı çok usta
yönettiğini izliyoruz. onunla aranız nasıl?
- sahada sürekli ona bakıyorum. ne diyorsa yapıyorum.
savunmadaki liderimiz o. ofsayt için ileri çıkarken onun
işaretine bakıyoruz. bazen oyuna dalıyorum, rakibin
üzerine gidiyorum. bu durumlarda beni hep uyarıyor.
"bekle, adam üzerine gelecek nasılsa" diyor. aynı
zamanda birbirimizin açığını da kapatıyoruz. iyi
anlaşıyoruz saha içinde.
hangi dilde anlaşıyorsunuz?
- ingilizce. basit ingilizce terimleri öğrendim. birbirimizi
böyle uyarıyoruz. zaten takım avrupa birliği gibi. başka
türlüsü de mümkün değil.
italya ligini sert futbolundan dolayı sevdiğinizi
söylüyorsunuz. birkaç yıl sonra tecrübe
kazandıktan sonra hedefinizde italya mı var?
- tabii ki her futbolcu önde gelen avrupa liglerinde
oynamayı hedefler. italya ligi'ni beğeniyorum doğrusu.
ama ben öncelikle kendimi galatasaray'da kanıtlamak
istiyorum. bana bütün imkanları burada verildi.
kulübün rızası olmadığı takdirde hiçbir takıma gitmem.
ameliyatin izi hala duruyor
göçmeniz biz, savaşçı ruhumuz var. ben de tekmeye
kafamı sokmaktan çekinmem. 2007'de de böyle
sakatlandım zaten. beşiktaşlı batuhan karadeniz'in
volesine kafamı soktum. aslında kafamı çekmem
gerekiyordu. tarak kemiği kafamın ön tarafına geldi.
meğer beyin kanaması geçirmişim. hastaneye yarım
saat geç gitsem ölüyordum. ciddi bir beyin ameliyatı
geçirdim. o ameliyatın izi hâlâ duruyor.
ortanca abim evlensin ki sira bana
gelsin
- daha önce kazandığım parayla yeni evlenen büyük
abime ev yapmıştım. şimdi de aileme istanbul'da, florya
semtinde bir ev satın aldım. babaannem ve dedem de
arada izmir'e gidip geliyor. 12 yaşında bergama'dan
ayrılıp izmir'e altay altyapısına geçtiğimde ailemden
ayrıldım. insan ailesine doyamaz ya; ben de o yaşta bu
duyguyu yaşadım. bu sebeple bütün aile hep beraber
yaşayalım istedim. hepsini istanbul'a getirdim. şimdi
ortanca abimin evlenmesini bekliyoruz ki sıra bana
gelsin!
semih'in sevdikleri
otomobili: abdurrahim albayrak'ın verdiği audi a4
dizisi: bazen 'kuzey güney'. daha çok dvd film
izlerim
parfümü: dior homme
giyimi: spor. tek bir takım elbisem var. onu da hiç
giymedim
yemeği: karnıyarık
müziği: türkü (mustafa özarslan/aşık veysel)
gs store avrupa'da bir ilk
kulübümüz geçen haftalarda ali sami yen spor
kompleksi içinde, türkiye ve avrupa’da ilk olan farklı
bir konseptle oluşturulmuş yeni alışveriş ve eğlence
merkezinin açılışını gerçekleştirdi. gerçekten çok güzel
ve avrupa standartlarının çok üstünde. 1650
metrekarelik çok büyük bir mağaza. playstationlar,
akıllı büyük ekran televizyonlar, touch screen
bilgisayarlar var. ayrıca üst katta bir fanzone alanı var.
burada da en hoş nokta ali sami yen stadı nostaljisi ile
yaratılmış 60 kişilik interaktif eğlence alanı.
--- alıntı ---
*