• 1421
    ben çocukken bu takımla yaptığımız maçların ertesinde güzel şeyler yaşanırdı. dediğim zamanlar aklımın yeni yeni ermeye başladığı 1995 yılından 2000li yıllara kadar sürdü. şenlik havasında geçerdi bu maçlar güzeldi. derbiydi heyecanlanırdık ailecek falan ama asla şimdiki gibi sinirden stresten heyecandan elim ayağım titreyip kırmızı kesilmezdim. maçın skoruna bakar, sevinir veya üzülürdük, dalga geçerdik veya geçilirdik.

    bunu kendi adıma söylemiyorum. bunu yazdığım zaman "ulan daha çocukmuşsun denyo normal zaten" denilebilir fakat şimdi o günleri gözlerimin önüne getirince herhangi bir golde evi titreten babam bile şimdi benim davrandığımdan daha insancıl yaklaşıyordu bu kulübe. keza ben de öyle. tabii sosyal medya gelişmemişti o zamanlar her şey göz önünde değildi. halk o zaman da var olan endüstriyel futboldan izoleydi.

    ben kıçımın altında straforla maç izlediğimizi hatırlıyorum bugün. yani bazı şeyler şimdiki kadar modern değildi stadlar yarı yarıyaydı. ben ankara'da ikamet eden bir insan olarak gençlerbirliği ve ankaragücü maçlarına babam vasıtasıyla gittim çocukken. o zaman bile gündüzden stada girip havayı karartıp maçı başlatan bir dönemi az da olsa görebildim.

    her neyse konu biraz dağıldı sanırım. işin özü, ne kadar saysam da ben bu takıma gerçekten üzülüyorum, hatta o takımın iyiliğini kendi taraftarlarından daha iyi bildiğime de yüzde yüz eminim.

    son 15 yılda fenerbahçe taraftarları yönetime gelen insanlar sayesinde ve medyanın gittikçe artan gücü sayesinde inanılmaz derecede özlerinden sapıp, kapitalist düzenin yılmaz savunucularının yapacağı cinsten tavırlara girerek yalnızca kendilerinin faydasına olan şeyleri dillendirmeye başladılar. kendi hatalarında ise sağır dilsiz moduna girdiler. bu davranış biçimi onlara nasıl empoze edildi diye soracak olursanız eğer bu bir süreç biçiminde ilerlemiştir. bu fenerbahçe tarihinde her zaman var olmuş olan, paranın ve dönemin güçlü adamlarının bu kulübe çöreklenmiş olmasından dolayıdır. az önce yukarıda da yazdım, eskiden medya ağı kuvvetli değildi, ama şimdi yöneticilerin ağzından çıkan laf piyasaya düşüyor ve bu bilgi ağı gün geçtikçe genişliyor. fenerbahçe'nin her zaman var olmuş olan, paraya ve düzene tapan yöneticileri, taraftar güruhlarını sıradışı bir toplum mühendisliğiyle bu konuma getirmiştir.

    bu dönemi başlatan adam da bariz biçimde şimdi layığı olan yerde bulunan, diğer takım taraftarlarının ahlakını gereksiz yere bozan aziz yıldırım'dır. aziz yıldırım, kendi taraftarını fenerbahçe cumhuriyeti masalıyla uyutmuş, biz bize yeteriz geyiğiyle iyice kendilerini bu dünyadan ayrı varlıklar olarak görmelerini sağlamıştır. bunun öncesinde ise planlı pisliklerle dolu derbi galibiyetleriyle, kadıköy'ü başkent belletmiştir taraftarına. gerçekten bunları yapmak kolay değil; ama adım adım giderek bir nefret imparatorluğu oluşturmayı başladı aziz yıldırım.

    benim hatırladığım sarı kanarya ile aslan'ın mücadelesinden; "hepiniz orospu çocuğusunuz"lu , "götünüzden siktik mi"li günlere geldi. teknik direktör ve hakemlerin kafalarının yarıldığı, sahaya bin türlü maddenin atıldığı bir etki-tepki mekanizması oluştu. aziz yıldırım'ın fenerbahçe'yi alet ederek yarattığı bu lanet geçen sezon insanları futbol izlemekten vazgeçer bir konuma getirmişti. şike soruşturması da bu sürecin son noktasında geldi.

    işte şike soruşturması öyle güzel bir zamanda geldi ki umarım bu fırsatı kullanabilir fenerbahçe. kanserli hücrelerinden arınıp tekrar yeni bir forma bürünebilir. yavaş yavaş taraftarlarında da çözülmeler başlıyor zaten, hafif hafif rüyalarından uyanıyorlar. "güç dengeleri değişiyor" açıklamasına kızan bir çok fenerbahçeli taraftar gördüysem eğer bu ezeli rakip hala düzelebilir demektir.

    fenerbahçe'nin şu anda yapması gereken tek şey, cezasına razı olup bir sezon bank asya 1. lig'de oynamasıdır. şikeye bulaşanları gönderip, takımı zamanla tasviye edip yeni teknik ekip ve yeni bir oluşuma gitmelidir. bir sezon için 20 yıllık geleceği yakmak yerine tüm türk futbolu adına, hakkaniyetin gerektirdiği cezayı çekip yenilenmiş olarak, hatalarından ders almış olarak, gerçek rekabet bilinci içinde geri dönsün fenerbahçe.

    çünkü ben de iyi biliyorum ki, fenerbahçe olmadan bu ligin tadı olmaz. ama bu şekildeki bir fenerbahçeyle hiç mi hiç tadı olmaz. umarım o 90'lardaki rekabeti tekrar görürüm o rüya gerçek olur. gene 1996-2002 arasında yaşadığımız o güzel yılları bu sefer tüm takımlar birlikte yaşarız.

    gerçekten artık yeter. üzülüyorum bu takımın onun bunun elinde paçavraya dönmesine.
App Store'dan indirin Google Play'den alın