193
hakkında "galatasarayda oynamadı, kötü oynuyor, patlasın artık" tadında yazanların basketbolla olan yakınlıklarını merak ettiren usta oyuncumuz. tbl'nin sitesindeki istatistiklere baktığınızda olumlu istatistiklerde ilk20'de toplasan 2-3 adamımız (yanlış olmasın en son 3 hafta önce falan baktım, asistte tutku açık 14'üncü, top çalmada jamon gordon 16'ncı, bir de joshua shipp vardı galiba.) olduğunu görmek beni hiç üzmüyor bu takımda. çünkü istatistiklere yansımayan bir boyutu vardır basketbolun, ki bu profesyonel oyunda çok önemlidir. taraftar elbette her zaman her 3'lüğü sokan, takım sıkışınca içeri penetre edip basket-faul alan ve maç başına 16-17, hatta 20 üzeri sayı ortalamasıyla oynayan guardlara alıştı yıllardır (gerald fitch, brian tolbert vs.). ama unuttuğunuz bir şey şu ki, oktay mahmuti denen mucize, bu takımı asla bir adama, hem de jaka lakovic gibi bir adama bile bağlı hale getirmek istemiyor. barcelona ile oynarken rakip takım lakovic'i köpek gibi savunurken bu takımın eli kolu bağlanmadı, gordon'la, andric'le, shumpert'la ayakta kaldı aslanlar gibi. önemli olan da budur. oktay mahmuti'nin de bunun bilincinde olarak lakovic'i, bazen sadece rakip savunmanın kendisine odaklanmasını ve pota altını veya 3 numarayı rahatlatmak istediği için bile oynattığı çok açıktır. şu an takımımızda bir devrim yaşanıyor. ben de bunun her anından inanılmaz hoşnutum. ben, sinan erdem'de göksenin köksal'ın el yakan top kullanmasından (atıp atmaması benim için önemsiz), ender aslan'ın furkan'ın yaptığı hücum ribaundunu sayıya çevirmesiyle kapşonlusunun içine doğru sevinmesinden çok mutlu oluyorum. varsın lakovic istatistik yapmasın. takıma tecrübesi ve ruhuyla kattıkları bende büyük yere sahiptir. zaten kariyeriyle ilgili bir şey söylemeye yeltenen çarpılır.
