• 122
    milan baaaros, milan baaaaaaros!

    milan baaaros, milan baaaaaaros ooleey oleeey oleeey!

    diyordum ya hani, baros'un gole ihtiyacı var şu üzerindeki 'mahalle maçlarının mızmız çocuğu' rolünü atması için; elmander'in çok iyi getirdiği, eboue'nin ortasında fevzi'nin 'eyvallah fevzi' dedirttiği pozisyonda affetmedi baros, ve bizim baros geri döndü..

    sadece golle de kalsa iyi. kazım ile elmander'e attığı 'al da at artık kardeşim' pasları, 2 orduspor'lu futbolcuyu birbirine çarptırdığı pozisyon, dribblingleri, kazım'a yaptığı hagivari asist..

    özletmiştin vallahi baros, nerelerdeydin sen?

    bu da maçtan önce attığım tweet. e demiştim işte, müneccimlik var biraz bende bilmiyor musunuz?

    https://twitter.com/...s/147736329856352258

    son 2 haftanın neredeyse kusursuz takımını bozmayıp yine aynı kadroyu sahaya sürdü terim. ama bu sefer iyi başlayamadık maça, en büyük etken de bana kalırsa zemin.bi' enteresandı, yer yer çok bozuk, yer yer düzgün. özellikle emre çolak'ın oyununu çok etkiler diye düşünüyordum, hatta çok sürmez engin'i sokar oyuna terim dedim fakat sahaya rağmen boş pozisyonlarda buluştuğu topları iyi kullanma özelliğini devam ettirdi emre, iyi maç çıkarttı ve açıkçası şaşırttı beni. üstüne culio'dan kaç tane top çaldı, ikili mücadele kazandı falan, cabası bunlar da. ayrıca düşünün culio ne halde, kendisinin de şikayetçi olduğu fiziğiyle emre çolak ikili mücadele kazandı culio'ya karşı. sezon sonunda bu culio hiç ama hiç gerekmez galatasaray'a. keza stancu da öyle. meğer terim yine haklıymış da farkında değilmişiz..

    teknik direktör değişimi, istisnaların kaideyi bozmadığını düşünürsek her kulübe olumlu yaramıştır, hele hele türkiye'de tam anlamıyla geçerli bir argüman bu. ordu için de olumlu yaradığını söyleyebiliriz aslında skora bakmaksızın. keza ilk şutumuz 20. dakikada selçuk ile uzaktan geldi. fevzi'nin hatası olmasa bu kadar kolay olmayabilirdi, ki yine o kadar da kolay olmadı. 20. dakikaya kadar ordu ise 4-5 tane şut çekti bizim 1 şutumuza karşılık, öyle muslera'nın oturarak kurtaracağı cinsten şutlar da değildi. muslera demişken, topu oyuna sokuşunu mu söyleyeyim, kurtardığı topları mı, sevimliliğini mi.. recep ivedik diyor ya hani, "kız olsam ilk sana.." diye, heh, tam onu demelik adam. maşallah vallahi.

    ordu'nun sayılmayan golü var ki olaya bakış açısı cidden trajikomik. top çizgiyi geçmiyor tamam, orada sıkıntı yok fakat şöyle bir şey var ki, hem hakem düdüğü çalmamış olsa muslera ile defans aval aval topa bakmaz, hem de o topun dışarıdan kavisli bir şekilde gelmiş olma ihtimali de var. geniş düşünmeli bazen birazcık tabi.. mesela, ordu daha çok pas yaptı. ama önemli olan çok pas yapmış olmak değil, önceki yazımda da söyledim, bülent ünder zamanında da çok pas yapıyordu takım, sonuç?

    başka başka ne var bahsedeceğim kısa kısa..

    sol kanat da sağ kanat da iyi uyum sağladı genel olarak. kazım'ın direkle ve ardından melo ile yaptığı dans, güzel ve işlerin oldukça olumlu gittiğini gösteren şeyler bunlar. takım olmuşuzu geçtim, artık o eski takımdaşlık, arkadaşlık ruhu başlamış florya'da yeniden. deplasmanda gol yemiyoruz, 5 maçtır galip geliyoruz genelde. duran toplarda önceki yıllara oranla çok ama çok daha etkiliyiz, kaç oldu organizasyon falan bilem yapıyoruz yani, o derece artık, alışık değil bu bünyeler böyle bir sürü güzel şeye tabi uzun zamandır.

    maşallah. sonra nazarımız falan değer bir de, neme lazım..

    maç boyunca spikerlerin sadece tosso diye hitap etmek yerine fransız yazar, düşünür, felsefeci - ve daha her ne ise işte - jean-jacques rousseau diye hitap ettiği adam neden çift sarıdan atılmadı merak etmiyor değilim mesela bir de. hayır yani atılıyor normalde öyle yapanlar ondan, arena'dan biliyoruz, bilmesek kandırın hadi..

    bir de şu amrabat olayı ile de bir iki kelam etmek istiyorum. kayserispor baya baya ti'ye almış kendince galatasaray'ı ve bunu da kendileri söylüyorlar, "biz dalga geçtik yea, ahuahuadshjjshbda" diye. hani, başkalarının anlamalarına fırsat da vermiyorlar. bayağı bi' enteresan bir kafadalar anlayacağınız. galatasaray amrabat'ı isterse, alır. bu kadar basit bu aslında. hem adeta "bi' biskrem versem?" reklamındaki kadar kolay satılan gökhan ünal ile mehmet topuz'u bilmiyor değiliz. acaba biskrem mi istiyorlar ki yine? pastırmalısını da yaptırırız onlara sorun değil.

    pazar günü fena maç var. fenerbahçe - trabzonspor. baya zaman oldu galatasaray dışında bir takımı izlemiyorum süper lig'de ama bu maçı izlerim arkadaş, koltuğa da yayılırım, liderliğin verdiği huzur da var.. normalde zokoro'nun da olması gereken bu maça - 1 maç ceza almalıydı bana kalırsa - fenerbahçe cephesi, her ne kadar aykut kocaman maçtan önce fair-play mesajları verse de hesaplaşma maçı olarak bakıyor. bal gibi ortada. keza trabzonspor cephesi de öyle. hava da yağmurlu olacakmış. kaçmaz bu maç benden size tavsiye. şunu da ekleyeyim, eğer güzide, canım cicim federasyonumuz maçtan sonra normal prosedürleri uygularsa muhtemelen fenerbahçe'nin sahası kapanır bu maç. hatta biraz daha abartırsak, maç yarım bile kalabilir internette yazılanlara göre. bekleyip görelim..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...ilan-baaaaaaros.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın