221
football manager 2012'nin oynanmaya başlandığı şu günlerde benim için tazeliğini, heyecanını halen koruyan oyundur. liverpool ile geçirdiğim bol başarılı ve kupalı 4 sezonun ardından oradaki misyonumuzu tamamlayıp yeni sulara yelken açtık. (bkz: atletico madrid)
birçok takımdan teklif gelmesine rağmen hedeflerimize en uygun takım madrid ekibiydi. gerek kadro kalitesi gerekse sahip olduğu ligde üst sıralara oynama potansiyelinden ötürü rotamızı madrid'e doğru çizdik. ilk sezonumuzda ispanya kral kupası'nı kazanırken sezon boyunca başa baş götürdüğümüz ligi real madrid ve barcelona'nın ardından 3. bitiriyorduk. süper kupa finali'nde de real madrid'e deplasmanda atılan gol avantajı ile boyun eğiyorduk. o transfer sezonunda ise liverpool'dan eski öğrencimiz alexis sanchez'e teklif götürmüştük. sözleşmesi bittiği için yapılan görüşmelerde pek zorluk çıkmamış, seve seve geleceğini belirtmişti. nitekim kadromuzdaki yaratıcı oyuncu eksikliğini büyük ölçüde sanchez'i bedava kadromuza katarak gideriyorduk.
kupasız geçen 2. sezonun ardından (ligi yine son haftaya kadar başabaş götürüp real madrid'in 4 puan arkasında 3. sırada kaldık) yeni sezona daha arzulu başlayacaktık ki savunmamızın bel kemiği alvaro dominguez, city'nin fırsatçılığından ötürü yuvadan uçuyordu. sözleşmesine ''13 milyon'a serbest kalır'' maddesini hangi cahil koyduysa arkasından çokça küfürler savurdum fakat dominguez gitmişti, yapacak bir şey yoktu. yaşlı miranda'yı da dominguez önderliğinde yeni savunma hattı kurma düşüncesi ile göndermemiz sebebi ile artık bir savunma hattımız yoktu. sevilla'da başarılı performanslar sergileyen manoel'i aldık, yanına da liverpool'dan eski öğrencimiz daniel ayala'yı partner yaptık fakat istenilen performansı bir türlü sağlayamadık. yine de 3. sezonumuzda hayalkırıklığı yaratan şampiyonlar ligi grup sonucumuzdan sonra katıldığımız uefa avrupa ligi'nde finale çıkma başarısı gösterdik fakat napoli'ye 2-1 mağlup olarak kupaya uzanma başarısı gösteremedik. bu sezonda ligde real madrid - barcelona ilk 2'si yine değişmeyerek ligi 3. bitirmiş olsak da kral kupası'nda barcelona'yı mağlup etme başarısı göstermiştik. böylelikle 3. senemizde kulübe 2. kupayı getirmiştik.
4. senemize başlarken bir önceki sezonun sorunlu defans bölgesini mbiwa(devre arasında almıştık) - simon kjaer şeklinde oluşturarak eksiğimizi kapamıştık. sezona da süper kupa ile başlangıç yapmıştık. lig şampiyonu barcelona'yı her iki maçta da yenerek süper kupa'ya uzanmıştık. lig - kupa ve şampiyonlar ligi kulvarlarını son ana kadar götürmek gibi über bir performansı göstermeyi beklemesek de bunu başarmıştık. valencia ile girilen kıyasıya şampiyonluk yarışına son haftalarda barcelona da dahil olmuş fakat bu amansız mücadeleden galip çıkan taraf biz olmuştuk.
3 yıllık düzen ve istikrar sonrası şammpiyonluğa ulaşmak paha biçilemezdi. böylelikle atletico madrid'in 1996'dan beri süren şampiyonluk hasreti de son buluyordu. http://c1111.hizliresim.com/r/p/nt8h.jpg
ligde şampiyonluğu kazanmamızın ardından geriye 2 kritik maçımız kalıyordu. 3 gün içerisinde çıkacağımız kral kupası ve şampiyonlar ligi final maçlarında zafere ulaşarak triple yapabilirdik. fakat bu maçlar öncesi james rodriguez ve kiko gibi as oyuncularımızın sakatlanması işimizi bir hayli zorlaştırıyordu.
önce barnabeu'da valencia karşısına çıktık. ligdeki şampiyonluğun ardından bir kez daha galip gelmek istiyorduk. maç ise tam bir heyecan fırtınası şeklindeydi. maçın henüz 1. dakikası dolmadan gelen golle yenik duruma düşsek de comeback'ler bizim işimizdi. ikinci yarının hemen başında mbiwa ile beraberliği yakalayınca yapmamız gereken tek şey bir gol daha bulmaktı ama ani gelişen valencia atağında giuliano attığı golle bir kez daha takımını öne geçiriyordu. ümitlerin tükenmeye başladığı 90+1. dakikada da asamoah'ın enfes golü maçı uzatmaya götürüyordu. ayrıca oyuncu değişiklik haklarımızı kullandığımızdan ötürü 90+1'de sakatlanan rafael'in yerini dolduramamıştık. önliberoda görev yapan oyuncumuz daniel kofi agyei'yi stoper mevkisine çekmiş ve uzatma dakikalarındaki mücadelemize 10 kişi başlamıştık. ikinci uzatma bölümünde asamoah, gelişen kontratağımızda topu valencia ağlarına yollaması ile ben de bilgisayar başında çığlığı basıyordum. müthiş bir azim ve ruh ortaya koyarak 10 kişi ile maçta üstünlüğü yakalıyorduk. aslında penaltılara gitmesine çoktan hazırlamıştık kendimizi, de gea'nın penaltı performansı kendisine hayran bırakacak cinsten oluyordu. golün sevincini yaşadığımız anda valencia beraberliği yakalıyordu, bununla da kalmıyor 120. dakikanın dolduğu anlarda karambolde keisuke honda topu ağlarımıza yolluyor ve kupayı avcumuzdan alıp valencia'ya götürüyordu. böylesine kaybediş hiç mi hiç olmamıştı, can yakmıştı. http://b1111.hizliresim.com/r/p/nth8.jpg
kral kupası'nda yaşadığımız hazin sonun ardından 3 gün sonraki şampiyonlar ligi finali'ne mental olarak hazırlanmak hiç de kolay değildi. üstelik 120 dakika boyunca yüksek mücadele örneği sergilemiş ve yorgun düşmüştü oyuncularımız. 65.000 seyircinin doldurduğu estadio da luz'da kazanmak hiç de kolay değildi, üstelik rakip eski dost liverpool idi. kadro iskeletini ise bizim yaşadığımız 3 sezonluk dönemden beri bozmamıştı. (ilk 11'de 9 oyuncu benim dönemimdendi) maça golle başlayıp sürpriz bir başlangıç yaptıktan sonra 2 dakika içerisinde bale ve pato'dan gelen gollerle yenik duruma düşmüştük. son dakikaya kadar mücadeleden kopmama özelliğimizi yine ortaya koymuş ve tribünleri, teknik ekibi çılgına çeviren o gol 89. dakikada rondon'dan gelmişti. maçı en azından uzatmaya götürmek iyi bir sonuç olabilirdi. fakat 90+4'te kullanılan yantop sonrası bale'ın vurduğu kafa umutların, hayallerin tükendiği ana sebebiyet vermişti. 3 günde oynadığımız 2 final maçını da son saniye golleri ile kaybetmek akıl sağlığına zarar verecek nitelikteydi. http://c1111.hizliresim.com/r/p/ntsr.jpg
22 yıllık şampiyonluk hasretine son vermiş olmak sevindirici en azından. altyapıda birbirinden değerli genç oyuncularımız mevcut. atletico madrid'in de önü açık yani. buradaki misyonumuz da sona erdi gibi. hedeflerin son halkası ise ali sami yen arena'da kariyeri noktalamak. galatasarayımız geride bıraktığımız 8 sezonda 5 kez ligi ikinci olarak noktalarken, bir kez de 1 puan farkla üçüncülüğe razı olmak zorunda kalmıştı. 2017-2018 sezonu başında transfere bir hayli sağlam bütçe ayırmasına rağmen ligi yine beşiktaş'ın ardında 2. olarak tamamlamıştı. sarı kırmızıya gönül vermiş insanların şampiyonluk hasreti ise 10 yılı buldu. (son şampiyonluk 2008)
menejerseverlerin fm 2012'de kariyere başladığı, anılarını anlattığı şu günlerde ben fm 2011'de olan kariyerimi özet geçmek istedim. son durak olarak galatasarayımız ile kupa(lar) kazandıktan sonra artık 12'ye geçme kararı alabiliriz. beni tek düşündüren nokta oyunda halen kulüp başkanının adnan polat olması.
birçok takımdan teklif gelmesine rağmen hedeflerimize en uygun takım madrid ekibiydi. gerek kadro kalitesi gerekse sahip olduğu ligde üst sıralara oynama potansiyelinden ötürü rotamızı madrid'e doğru çizdik. ilk sezonumuzda ispanya kral kupası'nı kazanırken sezon boyunca başa baş götürdüğümüz ligi real madrid ve barcelona'nın ardından 3. bitiriyorduk. süper kupa finali'nde de real madrid'e deplasmanda atılan gol avantajı ile boyun eğiyorduk. o transfer sezonunda ise liverpool'dan eski öğrencimiz alexis sanchez'e teklif götürmüştük. sözleşmesi bittiği için yapılan görüşmelerde pek zorluk çıkmamış, seve seve geleceğini belirtmişti. nitekim kadromuzdaki yaratıcı oyuncu eksikliğini büyük ölçüde sanchez'i bedava kadromuza katarak gideriyorduk.
kupasız geçen 2. sezonun ardından (ligi yine son haftaya kadar başabaş götürüp real madrid'in 4 puan arkasında 3. sırada kaldık) yeni sezona daha arzulu başlayacaktık ki savunmamızın bel kemiği alvaro dominguez, city'nin fırsatçılığından ötürü yuvadan uçuyordu. sözleşmesine ''13 milyon'a serbest kalır'' maddesini hangi cahil koyduysa arkasından çokça küfürler savurdum fakat dominguez gitmişti, yapacak bir şey yoktu. yaşlı miranda'yı da dominguez önderliğinde yeni savunma hattı kurma düşüncesi ile göndermemiz sebebi ile artık bir savunma hattımız yoktu. sevilla'da başarılı performanslar sergileyen manoel'i aldık, yanına da liverpool'dan eski öğrencimiz daniel ayala'yı partner yaptık fakat istenilen performansı bir türlü sağlayamadık. yine de 3. sezonumuzda hayalkırıklığı yaratan şampiyonlar ligi grup sonucumuzdan sonra katıldığımız uefa avrupa ligi'nde finale çıkma başarısı gösterdik fakat napoli'ye 2-1 mağlup olarak kupaya uzanma başarısı gösteremedik. bu sezonda ligde real madrid - barcelona ilk 2'si yine değişmeyerek ligi 3. bitirmiş olsak da kral kupası'nda barcelona'yı mağlup etme başarısı göstermiştik. böylelikle 3. senemizde kulübe 2. kupayı getirmiştik.
4. senemize başlarken bir önceki sezonun sorunlu defans bölgesini mbiwa(devre arasında almıştık) - simon kjaer şeklinde oluşturarak eksiğimizi kapamıştık. sezona da süper kupa ile başlangıç yapmıştık. lig şampiyonu barcelona'yı her iki maçta da yenerek süper kupa'ya uzanmıştık. lig - kupa ve şampiyonlar ligi kulvarlarını son ana kadar götürmek gibi über bir performansı göstermeyi beklemesek de bunu başarmıştık. valencia ile girilen kıyasıya şampiyonluk yarışına son haftalarda barcelona da dahil olmuş fakat bu amansız mücadeleden galip çıkan taraf biz olmuştuk.
3 yıllık düzen ve istikrar sonrası şammpiyonluğa ulaşmak paha biçilemezdi. böylelikle atletico madrid'in 1996'dan beri süren şampiyonluk hasreti de son buluyordu. http://c1111.hizliresim.com/r/p/nt8h.jpg
ligde şampiyonluğu kazanmamızın ardından geriye 2 kritik maçımız kalıyordu. 3 gün içerisinde çıkacağımız kral kupası ve şampiyonlar ligi final maçlarında zafere ulaşarak triple yapabilirdik. fakat bu maçlar öncesi james rodriguez ve kiko gibi as oyuncularımızın sakatlanması işimizi bir hayli zorlaştırıyordu.
önce barnabeu'da valencia karşısına çıktık. ligdeki şampiyonluğun ardından bir kez daha galip gelmek istiyorduk. maç ise tam bir heyecan fırtınası şeklindeydi. maçın henüz 1. dakikası dolmadan gelen golle yenik duruma düşsek de comeback'ler bizim işimizdi. ikinci yarının hemen başında mbiwa ile beraberliği yakalayınca yapmamız gereken tek şey bir gol daha bulmaktı ama ani gelişen valencia atağında giuliano attığı golle bir kez daha takımını öne geçiriyordu. ümitlerin tükenmeye başladığı 90+1. dakikada da asamoah'ın enfes golü maçı uzatmaya götürüyordu. ayrıca oyuncu değişiklik haklarımızı kullandığımızdan ötürü 90+1'de sakatlanan rafael'in yerini dolduramamıştık. önliberoda görev yapan oyuncumuz daniel kofi agyei'yi stoper mevkisine çekmiş ve uzatma dakikalarındaki mücadelemize 10 kişi başlamıştık. ikinci uzatma bölümünde asamoah, gelişen kontratağımızda topu valencia ağlarına yollaması ile ben de bilgisayar başında çığlığı basıyordum. müthiş bir azim ve ruh ortaya koyarak 10 kişi ile maçta üstünlüğü yakalıyorduk. aslında penaltılara gitmesine çoktan hazırlamıştık kendimizi, de gea'nın penaltı performansı kendisine hayran bırakacak cinsten oluyordu. golün sevincini yaşadığımız anda valencia beraberliği yakalıyordu, bununla da kalmıyor 120. dakikanın dolduğu anlarda karambolde keisuke honda topu ağlarımıza yolluyor ve kupayı avcumuzdan alıp valencia'ya götürüyordu. böylesine kaybediş hiç mi hiç olmamıştı, can yakmıştı. http://b1111.hizliresim.com/r/p/nth8.jpg
kral kupası'nda yaşadığımız hazin sonun ardından 3 gün sonraki şampiyonlar ligi finali'ne mental olarak hazırlanmak hiç de kolay değildi. üstelik 120 dakika boyunca yüksek mücadele örneği sergilemiş ve yorgun düşmüştü oyuncularımız. 65.000 seyircinin doldurduğu estadio da luz'da kazanmak hiç de kolay değildi, üstelik rakip eski dost liverpool idi. kadro iskeletini ise bizim yaşadığımız 3 sezonluk dönemden beri bozmamıştı. (ilk 11'de 9 oyuncu benim dönemimdendi) maça golle başlayıp sürpriz bir başlangıç yaptıktan sonra 2 dakika içerisinde bale ve pato'dan gelen gollerle yenik duruma düşmüştük. son dakikaya kadar mücadeleden kopmama özelliğimizi yine ortaya koymuş ve tribünleri, teknik ekibi çılgına çeviren o gol 89. dakikada rondon'dan gelmişti. maçı en azından uzatmaya götürmek iyi bir sonuç olabilirdi. fakat 90+4'te kullanılan yantop sonrası bale'ın vurduğu kafa umutların, hayallerin tükendiği ana sebebiyet vermişti. 3 günde oynadığımız 2 final maçını da son saniye golleri ile kaybetmek akıl sağlığına zarar verecek nitelikteydi. http://c1111.hizliresim.com/r/p/ntsr.jpg
22 yıllık şampiyonluk hasretine son vermiş olmak sevindirici en azından. altyapıda birbirinden değerli genç oyuncularımız mevcut. atletico madrid'in de önü açık yani. buradaki misyonumuz da sona erdi gibi. hedeflerin son halkası ise ali sami yen arena'da kariyeri noktalamak. galatasarayımız geride bıraktığımız 8 sezonda 5 kez ligi ikinci olarak noktalarken, bir kez de 1 puan farkla üçüncülüğe razı olmak zorunda kalmıştı. 2017-2018 sezonu başında transfere bir hayli sağlam bütçe ayırmasına rağmen ligi yine beşiktaş'ın ardında 2. olarak tamamlamıştı. sarı kırmızıya gönül vermiş insanların şampiyonluk hasreti ise 10 yılı buldu. (son şampiyonluk 2008)
menejerseverlerin fm 2012'de kariyere başladığı, anılarını anlattığı şu günlerde ben fm 2011'de olan kariyerimi özet geçmek istedim. son durak olarak galatasarayımız ile kupa(lar) kazandıktan sonra artık 12'ye geçme kararı alabiliriz. beni tek düşündüren nokta oyunda halen kulüp başkanının adnan polat olması.