6337
fatih terim'i bile satmış kaptan olmasına rağmen; deplasmanlara gelmeyen, fenerlilerin dibinden ayrılmadığı görülmesine rağmen; galatasaraylı kimsenin yanında olmadığı iddia edilen oyuncu. nereden bu kadar eminsin sen ağam paşam, arda'nın yanında mıydın her dakika? peki arda tugay'ın, bülent'in yanında olmak istemediyse ne olacak. emre belözoğlu'nun ne mal olduğunu hepimiz bilirken arda'nın ona yamanmasının sebebi neydi? kim bilir hangi çıkarını gözetti ki arda, emre abisinin dizinin dibinden ayrılmıyor. kaldı ki dünyadaki en iyi fenerli emre mi?
arda turan medya yoluyla taraftarı yönetmeyi en iyi bilen adamlardan biri türkiye'de. aha işte giderken söylediği " yabancılar deplasmana gitmemek için sarı kart görüyor" lafını afiyetle yedi dün arda. neden peki? cin oldu ya. her neyse. bu lafı söylediği zaman haklı adam dedik sahip çıkamadık falan dedik gazımızı aldı. ona kızdık ben galatasaraylıyım dedi gene gazımızı aldı.
icraat: sıfır...
kaptanlık için de ölen biten kendisi değil miydi bu adamın? sabri ile beraber hatta posta koydular. sabri'nin galatasaray kariyerindeki en büyük yanlış da budur zaten. neyse sezon sonu gideceğim falan dedi. adnan polat basiretsizi de takımda tutmak için ücret arttırımı yapıp kaptanlık verdi paşamıza. sonra ne oldu arda'yı ezdiler. vay vay vay... kim istedi bu kaptanlığı? ben mi istedim arkadaş? isteyen adama verirler kaptanlığı zorla dayamazlar. yoksa ayhan 10 senedir bu takımda o olur illa ki kaptan. ya da adnan polat gibi sözünü yemeye alışık adam gider sabri'yi yapardı kaptan. öyle kara kaşı kara gözüne vermediler kaptanlığı arda turan'a.
bizim arda'dan beklentimiz takımının arkasında olması varlığını hissettirmesiydi. biz asla istemedik gitsin servet'i siktir etsin, elano'ya topa koşmasını söylesin itsin kaksın diye. biz ondan harbi galatasaraylı davranışları bekledik. o ne yaptı peki, fenerlilerle gezmeyi sürdürdü, aziz'den lan yedi, sahada yüzü gülmedi, protesto eden taraftara posta koydu. daha dün milli maçta volkan demirel'in ağzına sıçmadılar mı taraftara posta koydu diye? (bkz: 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçı) gene taraftar o gün fazla bir şey demedi arda'ya (bkz: 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakırspor maçı). 2010-2011 sezonunun sonunda ne oldu peki? 15 yaşında taraftar bana küfür ediyor bilmem ne diye gitti. keşke daha delikanlıca davransaydı, amacım sadece avrupa deseydi de en kral galatasaraylı gibi davranıp bizi bu kadar üzmeseydi.
bu davranışların aynısını emre belözoğlu'nda da yaşadık. gerçi o okan buruk'la bir olup şerefsizce gitti takımdan beş kuruş kazandırmadı. ama o da konuşurdu "doğuştan galatasaraylıyım, kalbim burada vs..." yılda bir gazetelerde röpörtajı çıkar "ileride geri döneceğim" falan derdi. en sonunda layığı olan yere gitti. umarım böyle olmaz.
benim fikrimce de arda turan'a en büyük zarar verenler her davranışını doğru görüp onu artistleştirenlerdir. arda'ya kalırsa sadece kendi masum. biz en azından bazı konularda hatamız olduğunu kabul edebiliriz.
neyse. ne demiştik. artık arda turan da deplasmanlardan kaçmakla meşgul... aynı zamanında çemkirdiği, ama deli gibi imrendiği yabancı abileri gibi.
arda turan medya yoluyla taraftarı yönetmeyi en iyi bilen adamlardan biri türkiye'de. aha işte giderken söylediği " yabancılar deplasmana gitmemek için sarı kart görüyor" lafını afiyetle yedi dün arda. neden peki? cin oldu ya. her neyse. bu lafı söylediği zaman haklı adam dedik sahip çıkamadık falan dedik gazımızı aldı. ona kızdık ben galatasaraylıyım dedi gene gazımızı aldı.
icraat: sıfır...
kaptanlık için de ölen biten kendisi değil miydi bu adamın? sabri ile beraber hatta posta koydular. sabri'nin galatasaray kariyerindeki en büyük yanlış da budur zaten. neyse sezon sonu gideceğim falan dedi. adnan polat basiretsizi de takımda tutmak için ücret arttırımı yapıp kaptanlık verdi paşamıza. sonra ne oldu arda'yı ezdiler. vay vay vay... kim istedi bu kaptanlığı? ben mi istedim arkadaş? isteyen adama verirler kaptanlığı zorla dayamazlar. yoksa ayhan 10 senedir bu takımda o olur illa ki kaptan. ya da adnan polat gibi sözünü yemeye alışık adam gider sabri'yi yapardı kaptan. öyle kara kaşı kara gözüne vermediler kaptanlığı arda turan'a.
bizim arda'dan beklentimiz takımının arkasında olması varlığını hissettirmesiydi. biz asla istemedik gitsin servet'i siktir etsin, elano'ya topa koşmasını söylesin itsin kaksın diye. biz ondan harbi galatasaraylı davranışları bekledik. o ne yaptı peki, fenerlilerle gezmeyi sürdürdü, aziz'den lan yedi, sahada yüzü gülmedi, protesto eden taraftara posta koydu. daha dün milli maçta volkan demirel'in ağzına sıçmadılar mı taraftara posta koydu diye? (bkz: 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçı) gene taraftar o gün fazla bir şey demedi arda'ya (bkz: 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakırspor maçı). 2010-2011 sezonunun sonunda ne oldu peki? 15 yaşında taraftar bana küfür ediyor bilmem ne diye gitti. keşke daha delikanlıca davransaydı, amacım sadece avrupa deseydi de en kral galatasaraylı gibi davranıp bizi bu kadar üzmeseydi.
bu davranışların aynısını emre belözoğlu'nda da yaşadık. gerçi o okan buruk'la bir olup şerefsizce gitti takımdan beş kuruş kazandırmadı. ama o da konuşurdu "doğuştan galatasaraylıyım, kalbim burada vs..." yılda bir gazetelerde röpörtajı çıkar "ileride geri döneceğim" falan derdi. en sonunda layığı olan yere gitti. umarım böyle olmaz.
benim fikrimce de arda turan'a en büyük zarar verenler her davranışını doğru görüp onu artistleştirenlerdir. arda'ya kalırsa sadece kendi masum. biz en azından bazı konularda hatamız olduğunu kabul edebiliriz.
neyse. ne demiştik. artık arda turan da deplasmanlardan kaçmakla meşgul... aynı zamanında çemkirdiği, ama deli gibi imrendiği yabancı abileri gibi.