resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 505
    nedense sadece onun egosu konuşulmakta. hala duygularıyla hareket eden, çocuk gibi kırılgan bir ruh hali olduğu onun yeterince profesyonel olmadığının göstergesi evet. doğru söylüyorsunuz profesyonel değil o. duygusal bağ kurmak istiyor çalıştığı insanla, hedef birliği istiyor, kendisine inansın istiyor, takımın önemli parçası olduğunu hissettirsin istiyor. haklısınız burda bunları bekliyor. belki de o yüzden şu an türkiye'de. o yüzden çok isteyerek, schalke onu bırakmak istemediği halde buraya geldi. evet çocuk ruhunu kaybetmemiş. ama işte egosu bu onun dimi. senin ego diye gördüğün bu. şimdi o yüzden onu ruhsuz, formasını hak etmeyen ilan ediyorsun. ama sormuyorsun, onu takımın önemli parçası görmeyen, daha göreve gelmeden önce tavrını ortaya koyan, saklamayan, onunla çalışmak istemediği gün gibi aşikar olan hocana kızmıyorsun. belki de haklısın, sen de onu takımda görmek istemiyorsan. o zaman hak verirsin bülent korkmaz'a ve onun bu politikasına. ama yok görmek istiyorsan lincoln'ü, o o vakit fark etmek zorundasın hocasıyla arasındakini, onunla hedef birliği olmayan, ona dersini vermekle bitiremeyen, hocasının ona karşı fikirlerini.. tek lincoln'ün egosundan bahsetmekle olmuyor bu iş. oyuncusuyla bağ kuramayan, onu medyadan, taraftardan zarar görmeden kriz ortamından çıkaramayan daha da ortasına iten hocasını görmelisin ilk başta.

    ya da bülent korkmaz'a hak verecek, onun gibi lincoln'ü sileceksin bunu da ona belli edeceksin. sonra da lincoln'ün tepkisini kabul edeceksin. hala istenmediği yerde durmasını bekleyip, ıslıkların içinden dik başlılıkla, asilikle değil, üzüntüyle soyunma odasına gidişine kızmayacaksın. ama yok hem bülent hocanın tavrını savunup hem de lincoln'den anlayış beklemeyeceksin. çünkü bekleyemezsin. birinden birini seç. hem isteme hem savaş de. nasıl olacak? ve aradaki farkı fark et. bir insan nasıl bir ay önce farklıydı şimdi farklı bunun nedenini gör. ama en basitini yapıp onu asarak değil. nedenini düşünerek.

    insanlar istenmediğini anladığında hala ayak direterek gururlu oluyorlar bu ülkede maalesef. sağlıklı bir çalışma ortamı istediğinde kaprisli oluyorlar. anlaşmak, temas kurmak, ortak paydada buluşmak istediklerinde pış pışlanmak istemiş oluyorlar. sonra sadece onlar suçlu oluyorlar. onları istemeyenin suçu yok, ondan bile bile vazgeçenin suçu yok. skibbe gibi oyuncularıyla sevgi üzerine kurulu bir ilişkin olduğunda, arda'sından ayhan'ına ve lincoln'üne kadar hepsiyle arkadaş gibi olunca otoritesiz çapsız oluyorlar ya. o zaman otoritenin savaşını kazanışına kızmayacaksın. otorite kazandı çünkü hem trabzon'da hem de dün ali sami yen'de.

    nice yıldızlar gelecek belki bu ülkeye ama bu mantaliteyle yönetildikleri sürece gidecekler, barınamayacaklar. onları kapı dışarı itenlere direnmesini beklemeyin, kapıyı çarpıp gidecekler her defasında. çünkü anlayamazlar bir gün önce adı yankılanırken bir gün sonra onu ıslıkla boğmaya çalışışımızı ve otoritenin bize kazandırdıklarını. anlayamazlar, anlayamayacaklar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın