2295
istatistikler çok bilgi verir fakat gerçeği tam olarak yansıtmaz görüşüne katılıyorum fakat bu adamın istatistikleri bundan muaf tutulmalıdır. çünkü bu adamın istatistikleri gerçeği tam olarak yansıtıyor.
artık yeter diyerekten detaylı bir istatistik vereceğim.
(tüm veriler sadece süperlig maçlarını kapsar. diğer maçlar istatistik dışıdır.)
-- 2006-2007 sezonunda sivasspor formasıyla; --
28 maçta görev almış 2467 dakika oynamış. ortalama her maçta 88 dakika oynamış.
servet'in oynadığı süperlig maçlarında sivasspor aşağıdaki maçlarda gol yememiştir.
13. hafta besiktaş maçı (d) (1-0),
14. hafta trabzonspor maçı (1-0),
17. hafta kayseri erciyesspor maçı (d) (0-0),
19. hafta rize maçı (1-0)
yani toplam 4 maçta gol yememiştir. bu 4 maçın 3 tanesi 1-0'lı sivas galibiyetiyle sonuçlanırken bir tanesi 0-0 berabere bitmiştir. geri kalan 24 maçta sivasspor toplam 36 gol yemiştir. yani servetin oynayıpta sivasspor'un gol yediği maçlarda sivasspor kalesine her maçta 1,5 gol atılmıştır. sivasspor formasıyla oynarken sivasspor her 68 dakikada 1 gol yemiştir. daha basite indirgersek 2 maçta 3 gol yemiştir.
-- gelelim 2007-2008 sezonunda galatasaray formasıyla; --
33 maçta toplam 2966 dakika oynamıştır. yani neredeyse her maçta 90 dakika forma giymiştir. servet'in oynadığı maçlarda galatasaray 23 gol yemiştir. burada servet kariyerinin zirvesindedir. bu formuyla euro 2008'e gitmiştir. bu dönem servet'in galatasaray'daki toyluk dönemi. yani takımın en acemisi. rütbe olarak en sonlarda yer alıyor.
-- 2008-2009 sezonunda galatasaray formasıyla; --
20 maçta toplam 1800 dakika oynamıştır. yani hiçbir dakika kaçırmayıp 90 dakika ortalamayla oynamıştır. şimdi euro 08'den başarıyla çıkmış ve geçen sezon çok iyi performansla rütbe olarak takımın ileri gelenlerinden olan servet'in form durumuna dikkat ediniz.
toplam 20 maçta galatasaray 26 gol yemiştir. yani 1 maçta 1,3 gol yemişiz. her 69 dakikada 1 golü kalemizde görmüşüz.
-- 2009-2010 sezonunda galatasaray formasıyla; --
24 maçta 2160 dakika forma giymiştir. yine 90 dakika ortalama tutturmuştur. bu maçlarda toplam 28 gol yemişiz. maç başı gol yeme ortalamamız 1,16 olmuştur. 77 dakikada 1 gol yemişiz.
-- 2010-2011 sezonunda galatasaray formasıyla; --
31 maçta 2765 dakika forma giymiştir. yine neredeyse 90 dakika ortalamayla oynamıştır.
bu maçlarda galatasaray 42 gol görmüştür. maç başı 1,35 lik gol yeme oranımız var. 65 dakikada rakipler bize gol atmış.
-- 2011-2012 sezonunda galatasaray formasıyla; --
mevcut sezonun 8. hafta maçını oynadıktan sonraki veriler şöyle;
servet'in forma giydiği 2 maçta toplam 6 gol yemişiz. servet bu 2 maçta 102 dakika forma giymiştir. yani 17 dakikada bir gol yemişiz. evet yanlış okumadınız 17 dakika.
8. haftası geride kalan süperligde galatasaray toplam 9 gol yerken bu gollerin 6'sını servet'in forma giydiği maçlarda yemişiz. servet'siz oynadığımız 6 maçta sadece 3 gol yemişiz. 0,50'lik gol yeme oranımız var. 2 maçta 1 gol yemişiz.
2006-2007 sezonundan bugüne kadar ligde 138 maçta 12 gol atmış.
şimdi servet'in adı duyulmaya başlandığı daha doğrusu yukarı ivme kazandığı form durumundan sonraki kariyerine bir göz atarsak;
kartalspor'dan fenerbahçe'ye gelerek ismi ülke çapında duyuldu. fenerbahçe formasıyla iyi bir grafik sergilemeyerek kendisini sivasspor'da bulmuştur. burada nispeten daha iyi bir performans göstererek ve galatasaray'ın ekonomik sıkıntıları olduğundan ve kendisinin fiyatı ucuz olduğundan kendisini transfer ettik. yeniden varoluş mücadelesine girdiğinden elinden gelenin fazlasını yapmaya gayret göstermiştir. geldiği sezon takım gerçekten müthiş bir mücadele örneği gösterek şampiyon olmuştur. yaptığı defansla takımın çok az gol yemesini sağlamıştır. 23 gol yemişiz onun oynadığı 33 maçta. demiradam lakabına layık görülmüştür.
şampiyonlukta önemli bir payı olmasıyla servet'in burnu kalkmştır. rütbe olarak yükselmiştir. takımın lideri hakan şükür emekliye ayrıldıktan sonra daha bir rahatlamıştır. hakan'ın olduğu yerde servet ancak yerleri temizler.
daha sonra avrupa şampiyonasında da bu iyi performansını sürdürdükten sonra servet'in formu da egosu da tavan yapmıştır. artık kimse servet'in önünde duramaz hale gelmiştir. bu zat artık kendisini teknik direktörden bile üstün görmeye başlamıştır. yeni gelen oyuncular üzerinde otoritesini hemen belli etmeye başlamıştır. takımın önde gelenleri arda, sabri, ümit karan gibilerla yakın arkadaş olduğundan kurmay grupta yer almıştır.
euro 2008 ile birlikte kariyeri ve egosu zirve yapmasıyla son başlamıştır. artık aklında sadece futbol yoktur. aklında takımda "ağabey" mertebesine yükselmek vardı. böylece galatasaray tarihinin en kötü dönemlerine girmiştir. önce 5. lik, sonra 3. lük ve sonrasında tarihin en dip performansı. *
euro 08 sonrası avrupa'ya gidememesi takımımızın kaderini belirlemiştir. artık yöneticilerin transferi konusunda yeterli fedakarlığı yapamaması mıdır yoksa onu alacak takımın iç sorunları mıdır bilemem ama takımın kaderi fena halde kötüleşmiştir. o dönemden sonra servet'in hem futbolu hemde yüzündeki ifade değştirmiş. artık ilk geldiğindeki kazanma hırsı yüzünde yoktu. başarılı olma isteği yoktu. kafasında çeşitli planlar dönüyordu. para kazandırarak gitmek deyimini futbol literatürüne ve bizim kafamıza sokmuştur. her gördüğü mikrofona bu lafı söylemiştir.
ülkenin en iyi yerli stoperi (!) olan servet'in artık oynadığı her maçta kesin hata yapıyordu ve takım gol yiyordu. yaptığı hataların izahı mümkün değil. gözgöre göre bariz hatalar yapıp birilerinden intikam alıyordu. artık avrupa'ya gitmesinde yeterli maddi fedakarlığı yapmayan adnan polat yönetimine mi yoksa ondan daha popüler olan arda turan'a mı bilemem. çünkü arda onun takımın ağabeyi olmasında önemli bir engeldi. kendisinden ufak arda'dan sonra gelmek servet'e çok koymuş olabilir.
rijkaard dönemlerinde rijkaard'ın kendisi hakkında olumsuz görüşleri sonrasında kafasında tek bir şey vardı. rijkaard'ı bitirmek. nitekim tarihimize kara leke olarak geçen 4-2'lik ankaragücü maçı ve sonrasındaki rijkaard hakkındaki görüşleri. medya bu konuda ülkenin en iyi yerli stoperi (!) olan servet'in arkasında durarak rijkaard'ın ipi çekilmeye başlanmıştır. ve servet zafer kazanmış bir komutan gibi göğsü dik gezmeye başlamıştır. artık o kendisini; koskoca rijkaard'ı gönderen benim düşüncesiyle egosunu iyice okşamıştır.
hoca olarak tecrübesi hagi ve bülent ünder yönetimindeki galatasaray'da iyice saldım çayıra mevlam kayıra mantalitesiyle devam etmiştir. hatta bu arada paf takım oyuncularını tokatlayacak kadar ileri gidebilmiştir hazretleri.
ve geldik terim yönetimindeki galatasaray'a. bir sakatlandı ve formayı kaybetti. yerini alan gökhan zan'ın nispeten iyi oyunu ve takımın gol yeme sorununu ortadan kaldırması isminin unutulmasına yol açtı.
son oynana 26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçında gökhan zan'ın sakatlanıp oyuna girmesiyle intikamını alma fırsatını yakalamıştır. defansı dengesi bozulmuş ve ikinci golü kalemizde gördük. sonra yanlış pozisyon almasıyla arkasında 19 yaşındaki toy muhammet'i kaçırdı. işte intikam fırsatı geldi. hemen muhammet'i düşürerek kırmızı kartı görmüş ve takımı 10 kişi bırakmıştır. sonrası malum maçı hakemin üstün çabalarıyla 4-2 kaybettik.
bundan sonra takım yine kader dönemecine girmiş bulunmaktadır. fatih terim'in bu durumu iyi okuması ve geriye yönelik benim yaptığım gibi araştırma yapması lazım. servet'in amatörce hatasın gözardı mı edece yoksa bir galatasaray'lı olarak yeter artık diyerek biletini mi kesecek? eğer biletini kesmezse servet onun biletini kesmek için herşeyi yapacaktır. ilk ne mi yapacak? ujfalusi denen taraftarın taptığı adamı alaşağı etmek. sonra melo sıraya girecek.
fatih terim'in gerekeni yapması lazım. imparator bu çapulcuya pabuç bırakmayacak kadar tecrübelidir. gerekirse bir kalemde siler atar, atacaktır.
yukarıda yazdıklarım biraz komplo teorisi gibi gelebilir lakin benim gibi düşünen binlerce insan vardır eminim.
artık yeter diyerekten detaylı bir istatistik vereceğim.
(tüm veriler sadece süperlig maçlarını kapsar. diğer maçlar istatistik dışıdır.)
-- 2006-2007 sezonunda sivasspor formasıyla; --
28 maçta görev almış 2467 dakika oynamış. ortalama her maçta 88 dakika oynamış.
servet'in oynadığı süperlig maçlarında sivasspor aşağıdaki maçlarda gol yememiştir.
13. hafta besiktaş maçı (d) (1-0),
14. hafta trabzonspor maçı (1-0),
17. hafta kayseri erciyesspor maçı (d) (0-0),
19. hafta rize maçı (1-0)
yani toplam 4 maçta gol yememiştir. bu 4 maçın 3 tanesi 1-0'lı sivas galibiyetiyle sonuçlanırken bir tanesi 0-0 berabere bitmiştir. geri kalan 24 maçta sivasspor toplam 36 gol yemiştir. yani servetin oynayıpta sivasspor'un gol yediği maçlarda sivasspor kalesine her maçta 1,5 gol atılmıştır. sivasspor formasıyla oynarken sivasspor her 68 dakikada 1 gol yemiştir. daha basite indirgersek 2 maçta 3 gol yemiştir.
-- gelelim 2007-2008 sezonunda galatasaray formasıyla; --
33 maçta toplam 2966 dakika oynamıştır. yani neredeyse her maçta 90 dakika forma giymiştir. servet'in oynadığı maçlarda galatasaray 23 gol yemiştir. burada servet kariyerinin zirvesindedir. bu formuyla euro 2008'e gitmiştir. bu dönem servet'in galatasaray'daki toyluk dönemi. yani takımın en acemisi. rütbe olarak en sonlarda yer alıyor.
-- 2008-2009 sezonunda galatasaray formasıyla; --
20 maçta toplam 1800 dakika oynamıştır. yani hiçbir dakika kaçırmayıp 90 dakika ortalamayla oynamıştır. şimdi euro 08'den başarıyla çıkmış ve geçen sezon çok iyi performansla rütbe olarak takımın ileri gelenlerinden olan servet'in form durumuna dikkat ediniz.
toplam 20 maçta galatasaray 26 gol yemiştir. yani 1 maçta 1,3 gol yemişiz. her 69 dakikada 1 golü kalemizde görmüşüz.
-- 2009-2010 sezonunda galatasaray formasıyla; --
24 maçta 2160 dakika forma giymiştir. yine 90 dakika ortalama tutturmuştur. bu maçlarda toplam 28 gol yemişiz. maç başı gol yeme ortalamamız 1,16 olmuştur. 77 dakikada 1 gol yemişiz.
-- 2010-2011 sezonunda galatasaray formasıyla; --
31 maçta 2765 dakika forma giymiştir. yine neredeyse 90 dakika ortalamayla oynamıştır.
bu maçlarda galatasaray 42 gol görmüştür. maç başı 1,35 lik gol yeme oranımız var. 65 dakikada rakipler bize gol atmış.
-- 2011-2012 sezonunda galatasaray formasıyla; --
mevcut sezonun 8. hafta maçını oynadıktan sonraki veriler şöyle;
servet'in forma giydiği 2 maçta toplam 6 gol yemişiz. servet bu 2 maçta 102 dakika forma giymiştir. yani 17 dakikada bir gol yemişiz. evet yanlış okumadınız 17 dakika.
8. haftası geride kalan süperligde galatasaray toplam 9 gol yerken bu gollerin 6'sını servet'in forma giydiği maçlarda yemişiz. servet'siz oynadığımız 6 maçta sadece 3 gol yemişiz. 0,50'lik gol yeme oranımız var. 2 maçta 1 gol yemişiz.
2006-2007 sezonundan bugüne kadar ligde 138 maçta 12 gol atmış.
şimdi servet'in adı duyulmaya başlandığı daha doğrusu yukarı ivme kazandığı form durumundan sonraki kariyerine bir göz atarsak;
kartalspor'dan fenerbahçe'ye gelerek ismi ülke çapında duyuldu. fenerbahçe formasıyla iyi bir grafik sergilemeyerek kendisini sivasspor'da bulmuştur. burada nispeten daha iyi bir performans göstererek ve galatasaray'ın ekonomik sıkıntıları olduğundan ve kendisinin fiyatı ucuz olduğundan kendisini transfer ettik. yeniden varoluş mücadelesine girdiğinden elinden gelenin fazlasını yapmaya gayret göstermiştir. geldiği sezon takım gerçekten müthiş bir mücadele örneği gösterek şampiyon olmuştur. yaptığı defansla takımın çok az gol yemesini sağlamıştır. 23 gol yemişiz onun oynadığı 33 maçta. demiradam lakabına layık görülmüştür.
şampiyonlukta önemli bir payı olmasıyla servet'in burnu kalkmştır. rütbe olarak yükselmiştir. takımın lideri hakan şükür emekliye ayrıldıktan sonra daha bir rahatlamıştır. hakan'ın olduğu yerde servet ancak yerleri temizler.
daha sonra avrupa şampiyonasında da bu iyi performansını sürdürdükten sonra servet'in formu da egosu da tavan yapmıştır. artık kimse servet'in önünde duramaz hale gelmiştir. bu zat artık kendisini teknik direktörden bile üstün görmeye başlamıştır. yeni gelen oyuncular üzerinde otoritesini hemen belli etmeye başlamıştır. takımın önde gelenleri arda, sabri, ümit karan gibilerla yakın arkadaş olduğundan kurmay grupta yer almıştır.
euro 2008 ile birlikte kariyeri ve egosu zirve yapmasıyla son başlamıştır. artık aklında sadece futbol yoktur. aklında takımda "ağabey" mertebesine yükselmek vardı. böylece galatasaray tarihinin en kötü dönemlerine girmiştir. önce 5. lik, sonra 3. lük ve sonrasında tarihin en dip performansı. *
euro 08 sonrası avrupa'ya gidememesi takımımızın kaderini belirlemiştir. artık yöneticilerin transferi konusunda yeterli fedakarlığı yapamaması mıdır yoksa onu alacak takımın iç sorunları mıdır bilemem ama takımın kaderi fena halde kötüleşmiştir. o dönemden sonra servet'in hem futbolu hemde yüzündeki ifade değştirmiş. artık ilk geldiğindeki kazanma hırsı yüzünde yoktu. başarılı olma isteği yoktu. kafasında çeşitli planlar dönüyordu. para kazandırarak gitmek deyimini futbol literatürüne ve bizim kafamıza sokmuştur. her gördüğü mikrofona bu lafı söylemiştir.
ülkenin en iyi yerli stoperi (!) olan servet'in artık oynadığı her maçta kesin hata yapıyordu ve takım gol yiyordu. yaptığı hataların izahı mümkün değil. gözgöre göre bariz hatalar yapıp birilerinden intikam alıyordu. artık avrupa'ya gitmesinde yeterli maddi fedakarlığı yapmayan adnan polat yönetimine mi yoksa ondan daha popüler olan arda turan'a mı bilemem. çünkü arda onun takımın ağabeyi olmasında önemli bir engeldi. kendisinden ufak arda'dan sonra gelmek servet'e çok koymuş olabilir.
rijkaard dönemlerinde rijkaard'ın kendisi hakkında olumsuz görüşleri sonrasında kafasında tek bir şey vardı. rijkaard'ı bitirmek. nitekim tarihimize kara leke olarak geçen 4-2'lik ankaragücü maçı ve sonrasındaki rijkaard hakkındaki görüşleri. medya bu konuda ülkenin en iyi yerli stoperi (!) olan servet'in arkasında durarak rijkaard'ın ipi çekilmeye başlanmıştır. ve servet zafer kazanmış bir komutan gibi göğsü dik gezmeye başlamıştır. artık o kendisini; koskoca rijkaard'ı gönderen benim düşüncesiyle egosunu iyice okşamıştır.
hoca olarak tecrübesi hagi ve bülent ünder yönetimindeki galatasaray'da iyice saldım çayıra mevlam kayıra mantalitesiyle devam etmiştir. hatta bu arada paf takım oyuncularını tokatlayacak kadar ileri gidebilmiştir hazretleri.
ve geldik terim yönetimindeki galatasaray'a. bir sakatlandı ve formayı kaybetti. yerini alan gökhan zan'ın nispeten iyi oyunu ve takımın gol yeme sorununu ortadan kaldırması isminin unutulmasına yol açtı.
son oynana 26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçında gökhan zan'ın sakatlanıp oyuna girmesiyle intikamını alma fırsatını yakalamıştır. defansı dengesi bozulmuş ve ikinci golü kalemizde gördük. sonra yanlış pozisyon almasıyla arkasında 19 yaşındaki toy muhammet'i kaçırdı. işte intikam fırsatı geldi. hemen muhammet'i düşürerek kırmızı kartı görmüş ve takımı 10 kişi bırakmıştır. sonrası malum maçı hakemin üstün çabalarıyla 4-2 kaybettik.
bundan sonra takım yine kader dönemecine girmiş bulunmaktadır. fatih terim'in bu durumu iyi okuması ve geriye yönelik benim yaptığım gibi araştırma yapması lazım. servet'in amatörce hatasın gözardı mı edece yoksa bir galatasaray'lı olarak yeter artık diyerek biletini mi kesecek? eğer biletini kesmezse servet onun biletini kesmek için herşeyi yapacaktır. ilk ne mi yapacak? ujfalusi denen taraftarın taptığı adamı alaşağı etmek. sonra melo sıraya girecek.
fatih terim'in gerekeni yapması lazım. imparator bu çapulcuya pabuç bırakmayacak kadar tecrübelidir. gerekirse bir kalemde siler atar, atacaktır.
yukarıda yazdıklarım biraz komplo teorisi gibi gelebilir lakin benim gibi düşünen binlerce insan vardır eminim.