• 23
    4 yılda bir düzenlenen, önemli bir futbol festivaline dönüşen organizasyon olan avrupa futbol şampiyonası'na katılma şansımızı sürdürmek adına çok önemli bir karşılaşma. bu maçın öneminin, futbolu az çok bilen herkes farkında zaten. hele ki milli takım taraftarıyım ben insanların yaşadığı, milli maç denildiğinde hayatın durduğu, birlik, beraberlik, kenetlenme gibi duyguların had safhaya yükseldiği bir ülkeyiz ya da ülkeydik demek daha doğru.

    açıkçası bir çok futbolsever gibi bana da milli maç artık eskisi kadar çekici gelmiyor. euro 2012'ye katılma şansımızı sürdürmek adına büyük önem taşıdığını bilmeme rağmen azerbaycan maçı bünyemde herhangi bir heyecan etkisi yaratmıyor. 1960'tan beri düzenlenen avrupa şampiyonası'na yalnızca 3 kere (1996, 2000, 2008) katılmış bir ülkeyiz, yani öyle aralıksız katılan ülke olsak bir nebze anlayabilirim bu milli maç umursamazlığını. bunun sebeplerinin ise değişen milli takım olgusu olduğuna kanaat getirdim. "eski ile şimdiyi kıyaslama" yöntemi ile de açıklama getirebiliriz: hakan şükürlü, bülent korkmazlı, hasan şaşlı ve eski dönemde milli takım forması giymiş birçok oyuncunun bulunduğu kadroda gerçekten bir kenetlenme durumu söz konusuydu. oyuncuların, ülkelerinin adını en büyük turnuvalara taşımak, orada duyurmak gayretinde olduklarını, maç esnasında anlayabiliyordunuz. aslında hamit altıntop'un 7 ekim 2011 türkiye almanya maçı sonrası söyledikleri de (link aşağıda) örtüşüyor benim fikirlerim ile. kısaca, oyuncular bana yansıtamıyor milli takımı gerçekten umursadıklarını.

    http://www.yildiz.tv/...e=08-10-2011%2000:25

    yunanistan, euro 2004'te finale doğru yürürken ben de sordum kendi kendime; ''neden türkiye burada yok?'' diye.
    2006 fifa dünya kupası'nda olabilseydik her maçımızda binlerce türk seyircinin tribünde olacağını düşünerek, ben de geriye dönüp sordum; ''neden katılamadık?'' diye. eğer şu anda benim gibi birçok futbolsever, milli maçlar için heyecanını yitirmiş durumda ise burada sorumlu olan oyuncular, federasyon ve teknik heyettir bana göre.

    azerbaycan maçına gelecek olursak, "bir işe ingiliz gibi başla türk gibi bitir" demişler. işimizi hep son ana, son saniyeye bırakırız, fakat yine de başarıyla üstesinden geliriz. aslında gayet kıskanılası bir yetenek, veya şans mı desek. biz azerbaycan maçından ihtiyacımız olan galibiyeti alırız, 11 ekim 2011 almanya belçika maçı da beklediğimiz üzere belçika'nın puan kaybı ile sonuçlanır ve play-off'a kalırız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın