• 1790
    kendisi hayatıma minik bir oyun olarak girdi;

    tv karşısında hakan şükür, hagi gol attıkça abilerimle babamla birlikte sevincimdi galatasaray, onlar gibi içten sevinmiyordum belki ama onlarla birlikte sevinmeyi seviyordum. küçük olan abim çok seviyordu galatasaray'ı.. ''ben beşiktaş'lı olucam'' dediğim zaman oturup saatlerce beni ikna etmeye çalışırdı.

    galatasaray o sene uefa kupasını aldı, büyük abimin omuzlarında dışarı çıktım, kutlamalara katıldık, küçük abimse sanırım arkadaşlarıyla izlemişti maçı o da orda katıldı bize. kalabalıkta kocaman bir galatasaray bayrağı vardı, herkes coşkuyla seviniyordu tezahüratlar atılıyordu. o günden fazla birşey kalmadı aklımda tabi 7 yaşındaydım.

    galatasaray o muhteşem günlerinden sonra türkiye'de en büyük haline gelmişti ama ben hakan şükür'ün gittiğini öğrenince üzülmüştüm, onun sayesinde sevindiğimizi düşünüyordum, ''bundan sonra inter'li olucam'' diyordum. beni ikna eden yine küçük abim olmuştu.

    okulun başladığı zamanlarda galatasaray benim için daha bir anlam kazanmaya başlamıştı. arkadaşlarla iddialaşmalar, kavgalar, top oynarken galatasaraydan futbolcu isimleri söylemeler gibi şeyler yapmaya başlamıştım. ettiğim kavgalar, attığım goller, akabinde hocadan yediğim tokatlar her geçen gün beni galatasaray'a daha çok bağlıyordu.

    o senelerde okula bir galatasaray bayrağı getirmişlerdi hiç unutmuyorum. tüm okul bayrağın altına girmiş koşturuyorduk ordan oraya..fenerlileri bayrağın altından dışarı çıkarıyorlardı, bu ilk özel anımdı galatasarayla.

    abilerimle maç izlemelere devam ediyordum. galatasaray'la üzülüp galatasaray'la gülüyorduk adeta. bir de bilgisayarımız vardı içinde malum fifa 99 bulunan..ben ilk başta arsenal'a alışmıştım*, hep onunla oynardım ama küçük abim yanımdayken galatasaray dışında bir takım seçmeme izin yoktu. bazı zamanlar derslerim olduğu için bilgisayar'a izin yoktu ama küçük abim gizlice çağırıp beni sıkıntının ortasından galatasaray'a dahil ediyordu. galatasaray hep büyüyordu içimde. artık ailemizden biri oluvermişti benim için..

    zamanla galatasaray'la başlayan futbol sevgisi okul dışında sokaklara da taşmaya başlamıştı. arkadaşlarım arasında en iyilerden biriydim. karşılıklı maç yaptığımızda 2 takımın kaptanından biri hep bendim. karşımdaki 3 yaş büyük olurdu bazen ama yinede diğer takımın kaptanı bağıra çağıra hep ben olurdum. benim için yenilmek diye birşey yoktu, hırs doluydum ve her seferinde kan ter içinde oynamaya devam ederdim. kış ayları böyle geçiyordu..

    yazları ise bir yazlığımız vardı nefret ettiğim. her sene 3 ay orda kalırdım ve hiç arkadaşım yoktu. tek başıma futbol oynardım evin bahçesinde belki 3 belki 5 saat.. komşular hep bu çocuk futbolcu olacak derlerdi.. ama yanlız olduğum için çok sıkılırdım, istanbul'a dönmek isterdim. yine burda kaldığımız yazlardan birinde artık nefret ettiğim bu yere gelmeme gerek kalmadı. hiç unutmuyorum gecenin bir vakti annemin bağırma, ağlama sesleri, o evden o eve sürüklenişim, istanbul'a götürüldüğümde küçük ağabeyimi kaybettiğimi öğrenmem. en başlarda yıkılmıştım, abimin arkadaşları benimle ilgilenmişlerdi, çocuk olduğum için toparlanmam ailem kadar zor olmadı. bilmiyorum şimdi söyleyince bile garip geliyor o yaşta bunları düşünmem ama annem, babam ve kazada yaralanan büyük ağabeyime destek olmam gerektiğinin farkındaydım. ama artık eksiktik..

    o dönemlerde yaslı bir aile olduğumuz için yapabildiğim, zevk aldığım tek şey futbol ve galatasaray olmuştu benim için. galatasaray tutkusu abimin giderken bana bıraktığı bir şeydi, öyle görüyordum, hala öyle görüyorum.

    hayat böyle devam ederken ortaokul yıllarımda bir bilgisayara sahip olmuştum.. belki futbol dışında bir aktivitem daha olmuştu ama oraya da ilk yüklediğim oyun fifa 99'du ve hangi takımı seçmem gerektiğini biliyordum.

    galatasaray o günlerden beri içimde büyüyen bir parçam oldu benim. futbol aşkı ve galatasaray'la dolu bir adam haline geldim. özellikle avrupa maçlarında küçüklüğümdeki o anları tekrar yaşıyorum, sebepsiz yere, içimde hissettiğim için, öyle yapmam gerektiğini bildiğim için bağıra bağıra golü yaşıyorum, her dakikayı heyecanla, ordan oraya atlayarak izliyorum.

    benim galatasaray'la olan bağım bu şekilde..son zamanlarda insanların galatasaray anılarını dinlemek, okumak, galatasaray'ın onlar için neler ifade ettiğini öğrenmek beni o kadar mutlu ediyor ki, her defasında yanlız olmadığımı görüyorum.. bunları bunun yüzden yazmak istedim eminim okuyan, mutlu olan birileri var. belki benim gibi galatasaray'lı, belki daha farklı, belki de hiç değil ama olsun, her okuyan görsün, bilsin nedir galatasaray..

    son olarak; bugün abimin ve senin doğum günün galatasaray'ım iyiki varsın, iyiki hayatımdasın..
App Store'dan indirin Google Play'den alın