207
uzun zaman sonra özlenen galatasaray'ı sahada gördüğümüz karşılaşma olarak hafızalarımızda yerini almıştır. ayrıca spor toto süper lig 2011-2012 sezonunda geride kalan 4 hafta itibariyle bana göre en güzel oyunumuzu oynadık. maç öncesi lider durumda bulunan skibbeli eskişehirspor'a karşı ortaya koyduğumuz futbol, kimi taraftarlar tarafından halen ''böyle futbol olmaz, buna anca top dürtmek denir, ağır çekimde oynuyoruz'' gibi dayanaksız sözler tarafından eleştirilse de bana göre gol pozisyonuna girme sıkıntımızı gözle görülür bir şekilde çözme yolunda olduğumuzu, tempomuzu da geride kalan 3 maça göre arttırdığımızı görüyorum.
son 3 yıl itibariyle izlediğimiz en iyi hakan balta, maçta gole direkt olarak sebebiyet verebilecek 2 kritik hata yapmasına rağmen bu hataları gole sebebiyet vermediği için iyi yolda olduğunu düşündüğüm gökhan zan, takıma her geçen gün biraz daha uyum sağlayan albert riera (oyundan alındığında memnuniyetsiz bir ifadesi vardı, umarım sorun yoktur), tecrübesi ile savunmamızda güven veren tomas ujfalusi, iyi futbolcu iyi parayla alınır sözünü doğru çıkaran, sahada canla başla mücadele eden felipe melo ve galatasaray formasını giydiği her maçta kendisini bir kat daha sevdiren selçuk inan bu maçta yine öne çıkan isimlerimizden oldu.
maç pazartesi günü olduğundan, 18.00 olan iş çıkış saatim ve çözemediğim ulaşım sorunu ile tribünde yerimi almak nasip olmadı. evlerimize giren lig tv nedeniyle kaybolmaya yüz tutan kahvehanede maç izlemek kültürünü karabükspor maçının* ardından bu maçta da sürdürdüm. açıkçası stadyumdan yayın başladığı anda boş tribünleri görünce bilet fiyatları konusunda ne kadar yanlış bir politika izlediğimizi bir kez daha düşündüm. kale arkalarında herhangi bir sorun yok, ligin her maçında güney ve kuzey tribünler tamamen dolacaktır fakat batı ve doğu tribünlerindeki boşluklar, ciddi şekilde göze çarpıyor. türk telekom arenanın mimarisinden dolayı şahane bir akustiği var ve bu da dolduramadığımız tribünleri biraz olsun kamufle ediyor. stadyumdaki taraftar sayısını tam olarak bilmiyorum fakat radyodan dinleyen birisi tribünlerin tamamen dolu olduğunu düşünebilir.
bu konuda galatasaray yönetiminin de kayıtsız kalmaması gerekiyor, zaten olası bir play-off'ta fazladan derbi maçları oynayabiliriz (fenerbahçe ve beşiktaş'ın play-off'a kalacağını varsayıyorum), bu maçlarda uygulanacak her bilet fiyatlandırma politikasında tribünleri dolduracağımız bir gerçek. dolayısıyla anadolu takımları ile oynanan maçlarda bilet fiyatlarının biraz daha uygun seviyelere indirilmesi gerekiyor. boş tribünleri görmek gerçekten rahatsız edici.
tekrar maça dönecek olursak güzel bir galibiyetti, fatih terim'in galatasaray'ın teknik direktörü olarak çıktığı 200. lig maçını galibiyet ile bitirmek sevindirici bir sonuç. her geçen gün oyuncuların birbirine biraz daha alışacağı, birbirlerini biraz daha tanıyacağı ve her geçen gün biraz daha takım olacağımıza inancımız tam. bu açıdan düşünecek olursak, ligin ilk haftalarını olabilecek en az kayıpla atlatmak çok mühim.
öyle sanıyorum ki akordu sağlamamız için de deplasman galibiyeti gerekli.
son 3 yıl itibariyle izlediğimiz en iyi hakan balta, maçta gole direkt olarak sebebiyet verebilecek 2 kritik hata yapmasına rağmen bu hataları gole sebebiyet vermediği için iyi yolda olduğunu düşündüğüm gökhan zan, takıma her geçen gün biraz daha uyum sağlayan albert riera (oyundan alındığında memnuniyetsiz bir ifadesi vardı, umarım sorun yoktur), tecrübesi ile savunmamızda güven veren tomas ujfalusi, iyi futbolcu iyi parayla alınır sözünü doğru çıkaran, sahada canla başla mücadele eden felipe melo ve galatasaray formasını giydiği her maçta kendisini bir kat daha sevdiren selçuk inan bu maçta yine öne çıkan isimlerimizden oldu.
maç pazartesi günü olduğundan, 18.00 olan iş çıkış saatim ve çözemediğim ulaşım sorunu ile tribünde yerimi almak nasip olmadı. evlerimize giren lig tv nedeniyle kaybolmaya yüz tutan kahvehanede maç izlemek kültürünü karabükspor maçının* ardından bu maçta da sürdürdüm. açıkçası stadyumdan yayın başladığı anda boş tribünleri görünce bilet fiyatları konusunda ne kadar yanlış bir politika izlediğimizi bir kez daha düşündüm. kale arkalarında herhangi bir sorun yok, ligin her maçında güney ve kuzey tribünler tamamen dolacaktır fakat batı ve doğu tribünlerindeki boşluklar, ciddi şekilde göze çarpıyor. türk telekom arenanın mimarisinden dolayı şahane bir akustiği var ve bu da dolduramadığımız tribünleri biraz olsun kamufle ediyor. stadyumdaki taraftar sayısını tam olarak bilmiyorum fakat radyodan dinleyen birisi tribünlerin tamamen dolu olduğunu düşünebilir.
bu konuda galatasaray yönetiminin de kayıtsız kalmaması gerekiyor, zaten olası bir play-off'ta fazladan derbi maçları oynayabiliriz (fenerbahçe ve beşiktaş'ın play-off'a kalacağını varsayıyorum), bu maçlarda uygulanacak her bilet fiyatlandırma politikasında tribünleri dolduracağımız bir gerçek. dolayısıyla anadolu takımları ile oynanan maçlarda bilet fiyatlarının biraz daha uygun seviyelere indirilmesi gerekiyor. boş tribünleri görmek gerçekten rahatsız edici.
tekrar maça dönecek olursak güzel bir galibiyetti, fatih terim'in galatasaray'ın teknik direktörü olarak çıktığı 200. lig maçını galibiyet ile bitirmek sevindirici bir sonuç. her geçen gün oyuncuların birbirine biraz daha alışacağı, birbirlerini biraz daha tanıyacağı ve her geçen gün biraz daha takım olacağımıza inancımız tam. bu açıdan düşünecek olursak, ligin ilk haftalarını olabilecek en az kayıpla atlatmak çok mühim.
öyle sanıyorum ki akordu sağlamamız için de deplasman galibiyeti gerekli.