257
galatasaray ve türk futbolu için; anlam ve önemi en büyük olan günlerden biri 17 mayıs 2000...
17 mayıs zaferine direk penaltılardan başlıyorum...
here we go..
ilk penaltıyı o donuk bakışlı, soğğukanlı insan kimdir in cevabı, sakin insan ergün penbe kullanmıştı ve temiz bir gol.
ikinci seferde ise topun başında kral hakan şükür vardı, seveni kadar da sevmeyeni olan futbolcu, sonralarda ona torino'lu şaban dediler, kazma dediler, ama kimse onun sikinde değildi, tek derdi galatasaray'ın başarısıydı.
üçüncü sefer'de ümit davala çıktı sahneye, son mohikan ümit, ters köşeye yatırdı david seamanı. onların ümitlerini bir anlamda yıkmıştı bu golle çünkü 2 penaltı kaçırmışlardı ve ondan sonra atılacak bir gol galatasaray'a kupayı getirmeye yeterli olacaktı.
david seaman'ın suratında neye uğradığını şaşımış bir ifade vardı 3. golden sonra, ama nasıl olmasın, hallaç pamuğuna çevirmişti yürekli topçularımız koskoca seamanı, bir sağa bir sola yatıyordu ama sonuç hep hüsran.
son ve en anlamlı olan vuruşa gelmişti sıra ve topun başında rumen efsanesi popescu vardı, o ki avrupanın en büyük kulüplerinde top koşturmuş, ikinci baharını galatasaray'da yaşayan yürekli mi yürekli yorgun savaşçıydı.
onca çabadan sonra seaman ilk kez doğru köşeyi bulmuştu popescu'nun vuruşunda ama nafile ve sonuç ilk üçünde olduğu gibi hüsran, topa öyle bir vurmuştu ki ki popescu o kupa bizim haddinizi bilin vuruşuydu o ve beklenen oldu top ağları zevkle havalandırdı, sonrası mı...
17 mayıs zaferine direk penaltılardan başlıyorum...
here we go..
ilk penaltıyı o donuk bakışlı, soğğukanlı insan kimdir in cevabı, sakin insan ergün penbe kullanmıştı ve temiz bir gol.
ikinci seferde ise topun başında kral hakan şükür vardı, seveni kadar da sevmeyeni olan futbolcu, sonralarda ona torino'lu şaban dediler, kazma dediler, ama kimse onun sikinde değildi, tek derdi galatasaray'ın başarısıydı.
üçüncü sefer'de ümit davala çıktı sahneye, son mohikan ümit, ters köşeye yatırdı david seamanı. onların ümitlerini bir anlamda yıkmıştı bu golle çünkü 2 penaltı kaçırmışlardı ve ondan sonra atılacak bir gol galatasaray'a kupayı getirmeye yeterli olacaktı.
david seaman'ın suratında neye uğradığını şaşımış bir ifade vardı 3. golden sonra, ama nasıl olmasın, hallaç pamuğuna çevirmişti yürekli topçularımız koskoca seamanı, bir sağa bir sola yatıyordu ama sonuç hep hüsran.
son ve en anlamlı olan vuruşa gelmişti sıra ve topun başında rumen efsanesi popescu vardı, o ki avrupanın en büyük kulüplerinde top koşturmuş, ikinci baharını galatasaray'da yaşayan yürekli mi yürekli yorgun savaşçıydı.
onca çabadan sonra seaman ilk kez doğru köşeyi bulmuştu popescu'nun vuruşunda ama nafile ve sonuç ilk üçünde olduğu gibi hüsran, topa öyle bir vurmuştu ki ki popescu o kupa bizim haddinizi bilin vuruşuydu o ve beklenen oldu top ağları zevkle havalandırdı, sonrası mı...