30
evden zorla da olsa izin alıp ankara'dan istanbul'a içimde bir heyecan ve huzurla gelip, eski açık'taki yerimi almıştım. zaten "lincoln-kewell-arda" üçlüsü o sene sık sık yolculuk yapmamı sağlamıştı. ve o gün içimdeki his bana hayatımın maçını izleyeceğimi söylemişti. (içimdeki ses beni her zaman olduğu gibi o gün de yanıltmadı) o gecenin dayanılmaz soğuğunda ard arda gelen gollerle soğuk umrumuzda bile değildi. allah'ım nasıl şanslıydım böyle bir maçı sami yen'de canlı canlı izliyordum, tarihe tanıklık ediyordum. ama artık son dakikalardı ve maç 3-3 bitecekti. son dakikada "karanlıklar içinden bir güneş doğdu." o güneş sabri sarıoğlu'nun ta kendisiydi. sami yen'de dakikalarca hüngür hüngür ağlamama sebep olan "o" gol. ulan sabri can'dan ötesin sen!