• 1
    dünyanın en zevkli maçıdır. hele normal galatasaray maçlarından farklı ve bol gollüyse tadından yenmez.

    efendim benim galatasaray'la canlı canlı ikinci tanışmam atatürk olimpiyat stadı'nda olmuştur. maça silivri'deki galatasaraylılar derneği sayesinde babamla gitmiştim. yanımızda babamın arkadaşları da vardı tabii. stada yaklaştıkça heyecanlandım. o zamanlar statta alt yapı sorunu var. bizi 500 metre önce indirdiler otobüsten, yürü yürü bitmedi o yol. tutturdum taraftar şapkası alalım diye. babam şimdi olmaz maçtan sonra dedi. babamın bir arkadaşı vardı o da sağ olsun bana beresini vermişti. üşüyor muydum hayır, peki bereyi sevmiş miydim hayır. neyse stada girdik heybetli büyük bir stat. neyse ki en üste kadar çıkmadık. bizim bulunduğumuz yerden bile zar zor gözüküyordu futbolcular.

    futbolcular sahaya çıktılar, ergün pembe'ye üçlü çektiriyoruz. maç başladı ben doğru düzgün maçı bile izlemiyorum. sadece 1 golü gördüğümü hatırlıyorum oysa ki maçta 4 gol olmuştu. galatasaray 1 attı, 2 attı biz seviniyoruz, hemen üstümüz ultraslan. şarkılar söylüyorlar, tezahürat derken başladılar büyük başkan el salla diye bağırmaya. özhan canaydın çıktı el salladı, imparator el salla diye bağırıyorlar fatih terim başlıyor el sallamaya. 5 dakika ya geçti ya geçmedi ilk golü yedik. fatih hoca hemen bülent korkmaz'ı soktu. karşı tribünden bülent korkmaz'ı tanımıştım. neyse bülent girdi 2-2 oldu. maç neredeyse bitiyor. ultraslan bölümündekiler bize şişeler atıyorlar, konfetiler atıyorlar, neden bağırmadınız diyorlar. sanki biz bağırınca yenecektik maçı. neyse, stattan çıkarken bir de sarı kırmızılı şapka aldık. dünyalar benim oldu.

    not: hangi takımdı hala hatırlamıyorum. onlar da sarı kırmızı'ydılar biz de. malatyaspor diye düşündüm ama o yıllarda süper ligde dahi değillermiş.
App Store'dan indirin Google Play'den alın