• 219
    3 golle gelen 3 puan, güzel, fakat bu demek değil ki mükemmel, kusursuz bir futbol oynadık. öncelikle golü yediğimiz dakika 55 olduğundan, samsunspor'un beraberlik golüne reaksiyon göstermek için önümüzde uzun bir süre vardı. açıkçası 70-75 gibi gelseydi o beraberlik golü, çanlar bizim için çalabilirdi.

    maçla ilgili birkaç şey söylemek gerekirse; öncelikle fatih terim hocam ile ilgili şunları söyleyebiliriz, sabri'yi olabilecek en doğru mevkiiye, sağ beke, çekmek doğru fakat bu durumda emmanuel eboue yine yanlış pozisyonda oynamış oluyor. ibb ve samsunspor karşılaşmaları sonrası, eboue'nin arsenal performansını bilmeyen herhangi birisi eboue'ye "tesadüfen futbolcu olmuş" tarzı bir muamele yapabilir. halbuki eboue'den istediğimiz katkıyı almak için çözüm çok basit: onu sağ kanada koymak. fatih terim'in bunu yapabileceğini sanmamakla birlikte nedenin de kaptanlığa getirilen sabri'yi yedek kulübesine çekme zorunda kalacak olması olduğunu düşünüyorum. fakat eboue ile ilgili fikrim çok net, onu asıl mevkiisinde oynatmadığımız sürece onu eleştirmeye hakkımız yok.

    sözlükte oluşan genel kanı ibb maçına göre daha kötü oynadığımız, ibb maçındaki futbolun daha çok umut verdiği yönünde. açıkçası ben sanırım başka bir maç izlemiş olmalıyım. ibb maçında da, samsunspor maçında da tribündeydim. takımdaki genel görüntü, gözle görülecek biçimde değişmiş durumdaydı. maçın ilk 10 dakikası itibari ile vardığım düşünce fatih terim'in ibb maçı sonrası futbolculara ağır bir fırça çektiği yönündeydi. ayrıca %100'lük olmasa da elle tutulur pozisyonlar bulduk samsunspor'a karşı. yine de takımın hazır olmadığı, en azından 3-4 haftaya daha ihtiyacı olduğu bir gerçek. kötü oynayarak maç kazanmak da her takımın harcı olmadığı için bu 3-1'lik galibiyet sevindiriciydi.

    açıkçası bu maçın kırılma anı olarak nedense melo'nun golünü görüyorum.
    (bkz: felipe melo'nun samsunspor'a attığı gol)
    düşüncemi dayandırdığım temel ise ilk yarıda bulduğumuz bu gol dışında herhangi bir net pozisyona giremememiz ve ilk yarının 0-0 berabere bitmesi olasılığı karşısında takımın telaş ve panik yapması ve akabinde bu durumun getireceği sıkıntı (benim hüsn-ü kuruntum da olabilir, şahsen fm'de ilk yarı 0-0 falan bitse ben hemen bir panik yapıyorum).

    tribünlere dair söyleyebileceğimiz 2 nokta var; birincisi derbi maçları dışında türk telekom arena zaten en fazla 35-40 bine oynar, maçta da 35bin küsür sayıda bir taraftar vardı. bunda şaşırılacak bir durum yok. ayrıca stadyuma girişte de bazı aksaklıklar yaşandı, güney tribünü'ne girişi sağlayan kapılardan biri olan g2 kapısında bir problem vardı ve çok sayıda kombine sahibi taraftar da maça girmekte sıkıntı yaşamıştı. çözüm ise g10 kapısında yardım masasına gitmek ve onların verdiği biletle maça girmek, daha sonra ise kombineyi verilen yetkili ismi ile görüşerek değiştirmek. şahsen anlatmak bile yoruyor insanı. bu tür problemlerin olmaması lazım.

    bağırmayan taraftar maça gelmesin deniyor, bana göre saçma. şahsen ben sesi kısılmadan maçtan çıkan arkadaşlarıma bir ters bakış fırlatırım fakat o stadyuma gelen insanlar farklı sosyal statülerden, ki maça gelmenin temeli kulübü, takımı desteklemektir, zaten bilet veya kombine alarak bu desteğini yerine getirmiş oluyor her bir seyirci. ultraslan grubunu ise buna katmak tabii ki anlamsız, onların orada bulunma amacı takımı ateşlemek, tek bir saniye olsun susmamak. bunu yapmak çok mu zor? samsunspor'un beraberlik golünden elmander'in golü ile üstünlüğü yakaladığımız ana kadar (54 - 72 arası) ultraslan'dan tek bir çıt bile çıkmadı. görevlerini layıkı ile yerlerine getiriyorlar, tebrik ediyorum.

    maçtan eve dönüş yolunda ise metroda bir sorun yaşadık. 4. levent durağından ayrıldıktan sonra hareket anında ufak bir sallantı, patlama sesine benzer bir ses ve levent durağına geldiğimizde açık kapılardan burnumuza gelen yoğun yanık kokusu. daha sonra patlamaya benzer sesler gelmeye devam etti, tabii ki tüm yolcular da panik içerisinde metroyu terk etti. bunu neden anlatıyorum, çünkü samsunspor maçında 35 bin taraftar vardı fakat yarın fenerbahçe maçında veya seneye avrupa maçında o stadyum dolacak. 52bin küsür kişiye sen ulaşımda kolaylık sağlamak zorundasın, tek alternatif olarak metroyu sunamazsın. (iett otobüsünü kullanacağım bir dahaki sefere) kaldı ki metroda bu patlama ve panik durumu yaşanmasa bile hiç de tercih edilir bir tarafı yok. iğne atsanız yere düşmeyecek bir durum var ve havalandırma denen teknoloji hiç ama hiç yok. havasızlıktan öleyazdım desem abartmış olmam.

    son söz olarak da;

    dileriz uzun bir galibiyet serimizin ilk halkası, samsunpor maçı olur.
    *(şahsen 11. haftadaki beşiktaş maçına kadar bir galibiyet serisi fena olmaz)*

    ekleme: sezon başından beri bas bas bağırdığımız şekilde, bu galibiyetten alacağımız doğrular:

    *servet'siz defans kurgusunu devam ettirmemiz gerektiği
    *ujfalusi'nin stoperde kullanılmasının gerekliliği
App Store'dan indirin Google Play'den alın