• 165
    aslında basketbolcular ısınırken her şey belliydi. caner 3'lük çizgisinin gerisinden 4'te 0 filan attı. evren'i takip ettim o da attığı 10 şuttan en fazla 2'sini soktu. normal dedim. gözlerim shumpert'ı aradı, baktım, o da attığı 5-6 şuttan sadece 1'ini sokunca yanımdaki arkadaşlara aynen şunları söyledim ''10'a razıyım''.

    nitekim de öyle oldu. kötü savunma, seyirci baskısı (ki abdipekçi'dekinin 10'da 1'i kadar bile yoktu) hepsi hikaye. maçın seyrini tamamiyle amına kodumun salonu'nun çemberleri belirledi. sinan erdem, çemberlerinden, parkesine, tribünlerinin gereksiz dikliğinden, koltuklarına değin her şeyiyle farklı ve yabancısı için çok yabancı bir salon. farkı da ne derin(?) kadro farkı, ne olmayan seyirci baskısı, ne de her zamanki savunmamızı bu maçta yapamama belirledi.

    basketbolcularımız gene elinden geldiği mücadeleyi gösterdi, ilk 2 periyod klasik mücadelelerini sergilediler. sayı gelmeyince, bir yerden sonra savunma da düştü ve ortaya bu fark çıktı.

    ikinci maça 72 mi, 68 mi, 49 mu saat var bilmiyorum. ama ne kadar süre varsa, o sürenin en az yarısını sinan erdem'de geçirmeli basketbolcular. gerekirse orda mini kamp yapmalılar. çünkü sinan erdem, yabancısına hakkaten yabancı bir salon.

    onun dışındaki gözlemlerim, ambiyans ilk iki periyod çok kötüydü. oyunla birlikte gelen bir seyircileri var. farkla, onlar da biraz kıpırdadılar. cumartesi çok kıyak bir saatte olmasına rağmen, yer yer boşluklar da vardı. 3.periyod başları gibi fark haddini aşınca, o çoşkulu milletin arasında daha fazla somurtu kalmamak için salonu terk ettik.
App Store'dan indirin Google Play'den alın