244
transferde gecikildiği-mantıklı hareket edildiği için ince elenip sık dokunduğu mevzusuna girmeden belirtmek isterim ki yabancı kontenjanı hakkımız var iken, gerek rotasyonda gerek as kadroda kullanmak adına belçikalı kanat oyuncusu dries mertens'i düşünsek güzel olur.
baktığımız zaman evet forvet oyuncusu iyice artmaya başladı, lakin sağ kanatta oynayacak adamlara baktığınız zaman kazım-pino ve de zorlarsak stancu, iyice kasarsak elmander var. stancu'nun en azınan kiralık gönderileceğini düşünüyorum. geriye pino-kazım kalıyor orası için.
fatih hoca pino'yu bu kafa yapısına sahip oldukça döver. çok yetenekli, takımımımda her daim görmek isteyebileceğim bir oyuncu, istediği zaman iyi bir delici amma ve lakin takım oyuncusu değil*.
kazım ise güçlü ve taşın suyunu çıkartabilecek kapasitedeki beklerle mücadele edebilecek seviyede ve aydın'la kıyaslanırsa bir aygır. kendini verdiğinde göz ardı edilmeyecek de bir tekniği var. ama zaman zaman istikrarsız olabiliyor.
volkan şen hem türk olması hem hızı hem de yetenekli olması esbabı ile orası için düşünülen alternatiflerden biri. mamafih onun da mental bakımdan sorunları olabiliyor zaman zaman. ancak fatih hoca'nın adam edebileceği bir mental aksaklığı olduğunu düşünüyorum kendisinin. ne var ki sanırım bursaspor kendisini bırakmayacak.
işte tam bu noktada her ne kadar yabancı kontenjanını işgal edecek olsa da dries mertens yardıma yetişiyor. evet, kendisi için tek maçlık seyirle* lakırdı ediyorum; vakıa potansiyeli var bu kesin. zaten ben alınsın demiyorum, düşünülsün diyorum. maç kasetleri izlenir ve ona göre karara bağlanır düşünülürse. bu adamın gelişi, 2011-2012 sezonunda sağ kanatta ciddi bir rekabet yaratabilir.
bir de kanayan yaramız olan defans mevkii var. onu da ne siz sorun ne ben söyleyeyim. servet ve gökhan ile bu işin olmayacağı gün gibi aşikar iken üstüne neill'in serbest kalması ve o bölge için en iyi ve genç türkleri al(a)mamamız daha da büyük bir endişeye sürüklüyor biz taraftarları. hepimiz biliyoruz ki 5 tane drogba'yla dahi oynasak her maç, servet ile gökhan'ın oynadığı savunmadan hayır gelmez. her ikisi bir maç ne kadar güzel oynasalar da (ya da oynuyor gibi görünseler de), bence pimi çekilmiş bomba gibiler. biri oyun kurarken gider habire rakibe atar, o atakta gol yeriz; diğeri ayağının altından kaçırır seker rakibin önünde kalan toptan gol yeriz. yabancı sınırı da düşünülerek orası için önerilen 3-4 türk var sözlükte : kemal tokak, serdar taşçı, mahmut boz ve aykut demir. dürüst olmak gerekirse hiçbirini alıcı gözle seyretmedim. hatta sseyretmediğim dahi var. ancak serdar taşçı'nın gerek alman altyapısı almış olması gerekse üst düzey bir ligde ve bir milli takımda forma giyiyor olması benim de iştahımı kabartıyor. ve bence, bu 4 isimden en az 2 tane alınmalı, ki en olası bi aksaklıkta servet'le gökhan'a güle güle diyebilelim*. bunun yanı sıra, ben stoperde tecrübeli bir yabancının bulunmasından yanayım. baktığınız zaman neill hem soğukkanlı, hem ayağına oldukça hakim, hem de mücadeleci idi. daha iyisini bulmamız kolay değil belki ama imkansız da değil. bu bakıma yabancı stoper konusunda hassas yaklaşılmalı, ama er geç yaklaşılmalı.
bir de 4-4-2 sisteminde selçuk'un yanına kim'i** koyacağız sorunsalı var. kulislerde fatih terim'in källström'ü beklettiği ve daha iyisini aradığı şeklinde söylentiler var. şu an için bizim kalibremizdeki bir takımın uygun fiyata öyle bir oyuncu bulması pek kolay değil. kaldı ki orta sahanın merkezindeki iki oyuncu da iki yönlü olursa elbet çok hoş olur da, biri ileri giderken diğeri geride durmalı en az yoksa orta sahamız çok rahat geçilir. bunun için iki oyuncunun da defansif yönünün iyi yontulmuş olması gerekir. hatta zorluk seviyesi yüksek maçlarda 2 orta saha oyuncusunun arkasına fizik gücü yüksek ve top kapma kabiliyeti iyi olan biri konursa o zaman selçuk'un yanına alınacak oyuncunun kalitesinin farkı iyice ortaya çıkar.
biz şimdilik sakin olalım, elbet yönetimin vardır bir bildiği**. takmımız için en hayırlısı olur inşallah.
baktığımız zaman evet forvet oyuncusu iyice artmaya başladı, lakin sağ kanatta oynayacak adamlara baktığınız zaman kazım-pino ve de zorlarsak stancu, iyice kasarsak elmander var. stancu'nun en azınan kiralık gönderileceğini düşünüyorum. geriye pino-kazım kalıyor orası için.
fatih hoca pino'yu bu kafa yapısına sahip oldukça döver. çok yetenekli, takımımımda her daim görmek isteyebileceğim bir oyuncu, istediği zaman iyi bir delici amma ve lakin takım oyuncusu değil*.
kazım ise güçlü ve taşın suyunu çıkartabilecek kapasitedeki beklerle mücadele edebilecek seviyede ve aydın'la kıyaslanırsa bir aygır. kendini verdiğinde göz ardı edilmeyecek de bir tekniği var. ama zaman zaman istikrarsız olabiliyor.
volkan şen hem türk olması hem hızı hem de yetenekli olması esbabı ile orası için düşünülen alternatiflerden biri. mamafih onun da mental bakımdan sorunları olabiliyor zaman zaman. ancak fatih hoca'nın adam edebileceği bir mental aksaklığı olduğunu düşünüyorum kendisinin. ne var ki sanırım bursaspor kendisini bırakmayacak.
işte tam bu noktada her ne kadar yabancı kontenjanını işgal edecek olsa da dries mertens yardıma yetişiyor. evet, kendisi için tek maçlık seyirle* lakırdı ediyorum; vakıa potansiyeli var bu kesin. zaten ben alınsın demiyorum, düşünülsün diyorum. maç kasetleri izlenir ve ona göre karara bağlanır düşünülürse. bu adamın gelişi, 2011-2012 sezonunda sağ kanatta ciddi bir rekabet yaratabilir.
bir de kanayan yaramız olan defans mevkii var. onu da ne siz sorun ne ben söyleyeyim. servet ve gökhan ile bu işin olmayacağı gün gibi aşikar iken üstüne neill'in serbest kalması ve o bölge için en iyi ve genç türkleri al(a)mamamız daha da büyük bir endişeye sürüklüyor biz taraftarları. hepimiz biliyoruz ki 5 tane drogba'yla dahi oynasak her maç, servet ile gökhan'ın oynadığı savunmadan hayır gelmez. her ikisi bir maç ne kadar güzel oynasalar da (ya da oynuyor gibi görünseler de), bence pimi çekilmiş bomba gibiler. biri oyun kurarken gider habire rakibe atar, o atakta gol yeriz; diğeri ayağının altından kaçırır seker rakibin önünde kalan toptan gol yeriz. yabancı sınırı da düşünülerek orası için önerilen 3-4 türk var sözlükte : kemal tokak, serdar taşçı, mahmut boz ve aykut demir. dürüst olmak gerekirse hiçbirini alıcı gözle seyretmedim. hatta sseyretmediğim dahi var. ancak serdar taşçı'nın gerek alman altyapısı almış olması gerekse üst düzey bir ligde ve bir milli takımda forma giyiyor olması benim de iştahımı kabartıyor. ve bence, bu 4 isimden en az 2 tane alınmalı, ki en olası bi aksaklıkta servet'le gökhan'a güle güle diyebilelim*. bunun yanı sıra, ben stoperde tecrübeli bir yabancının bulunmasından yanayım. baktığınız zaman neill hem soğukkanlı, hem ayağına oldukça hakim, hem de mücadeleci idi. daha iyisini bulmamız kolay değil belki ama imkansız da değil. bu bakıma yabancı stoper konusunda hassas yaklaşılmalı, ama er geç yaklaşılmalı.
bir de 4-4-2 sisteminde selçuk'un yanına kim'i** koyacağız sorunsalı var. kulislerde fatih terim'in källström'ü beklettiği ve daha iyisini aradığı şeklinde söylentiler var. şu an için bizim kalibremizdeki bir takımın uygun fiyata öyle bir oyuncu bulması pek kolay değil. kaldı ki orta sahanın merkezindeki iki oyuncu da iki yönlü olursa elbet çok hoş olur da, biri ileri giderken diğeri geride durmalı en az yoksa orta sahamız çok rahat geçilir. bunun için iki oyuncunun da defansif yönünün iyi yontulmuş olması gerekir. hatta zorluk seviyesi yüksek maçlarda 2 orta saha oyuncusunun arkasına fizik gücü yüksek ve top kapma kabiliyeti iyi olan biri konursa o zaman selçuk'un yanına alınacak oyuncunun kalitesinin farkı iyice ortaya çıkar.
biz şimdilik sakin olalım, elbet yönetimin vardır bir bildiği**. takmımız için en hayırlısı olur inşallah.
