66
birbirimize ne kadar tahammülsüz olduğumuzu gözler önüne sermiştir bu tezahüratın söylenmesi.
arkadaş biz ne büyük bir hata yaptık değil mi? hay ağzımızı, dilimizi eşek arısı soksun yahu. her maçının ardından şu lanet 2010/11 sezonu bitsin diye sonu gelmez dualar ediyorduk, şimdilerde ise yeni sezon için hazırlık aşamasındayız. amacımız galatasaray'dı bizim, basketbol maçına da* bunun için gittik. bana göre salona gelmeyenin bu tezahüratı yapan taraftarı eleştirmesi, suçlaması mantık çerçevesine sığmıyor. bazı olaylar, bazı destekler televizyona yansımaz. erkek basketbol takımımıza desteğimizi hiçbir zaman esirgemeyen taraftar olarak da tüm galatasaraylılar'ın başkana yönelik bir arzusunu orada dile getirdik. yani bu tezahüratı sadece salondakiler söylemedi; ben söyledim, sen söyledin, biz söyledik.
biraz çözümleme yapmaya, empati yapmaya davet ediyorum ''utanç'' duyan yazarlarımızı; futbolda başarısız bir sezon geçirmişsin, gelecek sezon için temeller atmaya çalışıyorsun ve taraftar her zaman camianın icraatlarına yönelik en baskın güçlerden biri olmuştur. taraftarın çıldırması ve drogba gibi takıma direkt etki edecek bir oyuncunun transferini istemesinin tek sebebi geçtiğimiz sezonki başarısızlığın izlerini silmektir. bunu sen istemez misin yoksa?
gelelim tezahüratın basketbol takımımız üzerindeki etkilerine. açıkçası ben bağırırken 1-2 saniye içerisinde kafamdan geçti bu düşünce; ''yahu şimdi oyuncular olsun koç olsun, kırılmaz mı biz bunu söylüyoruz diye?'' burada karşılıklı anlayış ortaya çıkıyor. ben şahsen oyuncuların ve koçun yerinde olsam herhangi bir artniyet aramam, sonuçta amaç aynı: galatasaray'ın başarısı. taraftar üzerine düşen görevi yapmış, maç kopmuş ve bir talepte bulunuyor başkandan. siz sanıyor musunuz maç çekişmeli gitse, ne olacağı belli olmasa, biz o zamanda bağırırdık drogba diye? öyle olsaydı o zaman utanç duymakta özgürdünüz.
farklı fikirlerin olması her zaman yapıcıdır, olumludur. farklı fikirler oldukça insanlar doğruyu bulur fakat düşünceyi ifade tarzı, eleştirinin yapıcı mı, yoksa yıkıcı mı olduğunu gösteriyor. burası galatasaray'ı konuşmak, fikir alışverişinde bulunmaksa tüm eleştiriler de yapıcı olmalıdır.
arkadaş biz ne büyük bir hata yaptık değil mi? hay ağzımızı, dilimizi eşek arısı soksun yahu. her maçının ardından şu lanet 2010/11 sezonu bitsin diye sonu gelmez dualar ediyorduk, şimdilerde ise yeni sezon için hazırlık aşamasındayız. amacımız galatasaray'dı bizim, basketbol maçına da* bunun için gittik. bana göre salona gelmeyenin bu tezahüratı yapan taraftarı eleştirmesi, suçlaması mantık çerçevesine sığmıyor. bazı olaylar, bazı destekler televizyona yansımaz. erkek basketbol takımımıza desteğimizi hiçbir zaman esirgemeyen taraftar olarak da tüm galatasaraylılar'ın başkana yönelik bir arzusunu orada dile getirdik. yani bu tezahüratı sadece salondakiler söylemedi; ben söyledim, sen söyledin, biz söyledik.
biraz çözümleme yapmaya, empati yapmaya davet ediyorum ''utanç'' duyan yazarlarımızı; futbolda başarısız bir sezon geçirmişsin, gelecek sezon için temeller atmaya çalışıyorsun ve taraftar her zaman camianın icraatlarına yönelik en baskın güçlerden biri olmuştur. taraftarın çıldırması ve drogba gibi takıma direkt etki edecek bir oyuncunun transferini istemesinin tek sebebi geçtiğimiz sezonki başarısızlığın izlerini silmektir. bunu sen istemez misin yoksa?
gelelim tezahüratın basketbol takımımız üzerindeki etkilerine. açıkçası ben bağırırken 1-2 saniye içerisinde kafamdan geçti bu düşünce; ''yahu şimdi oyuncular olsun koç olsun, kırılmaz mı biz bunu söylüyoruz diye?'' burada karşılıklı anlayış ortaya çıkıyor. ben şahsen oyuncuların ve koçun yerinde olsam herhangi bir artniyet aramam, sonuçta amaç aynı: galatasaray'ın başarısı. taraftar üzerine düşen görevi yapmış, maç kopmuş ve bir talepte bulunuyor başkandan. siz sanıyor musunuz maç çekişmeli gitse, ne olacağı belli olmasa, biz o zamanda bağırırdık drogba diye? öyle olsaydı o zaman utanç duymakta özgürdünüz.
farklı fikirlerin olması her zaman yapıcıdır, olumludur. farklı fikirler oldukça insanlar doğruyu bulur fakat düşünceyi ifade tarzı, eleştirinin yapıcı mı, yoksa yıkıcı mı olduğunu gösteriyor. burası galatasaray'ı konuşmak, fikir alışverişinde bulunmaksa tüm eleştiriler de yapıcı olmalıdır.