58
34 sayı ( kritik eşik) farkla giden maçın son 2 dakikası başkana yalakalık yaptıktan sonra gaza gelen taraftarın basit isteğidir. bu kadar. şimdi sözlükte yazan arkadaşlarımızı isterseniz bir sezon panaromasından geçirelim.
sezon bitti şampiyon bursa oldu güldük eğlendik siklemedik. çünkü biliyorduk ki haldun üstünel rijkaard'ın sistemine uyacak transferleri yapacak ve hayat daha da iyi olacak. ilk transfer hamlemiz stoch tu.sisteme çok uyacağını düşünmekle beraber bazı çekincelerimizde vardı. bir haziran günü işten geldim ve ne göreyim stoch fenerbahçe'de. hasiktir! 3 gün sonra haldun üstünel istifa etmiş. yine hasiktir! rijkaardla uyumlu çalışacak tek yönetici gittikten sonra yaz ayları bizim için tam bir işkence halinde geçti. rijkaard kovuldu kovulacak diye beklerken malum ankaragücü maçından sonra kovuldu.
maçları ve olayları az çok biliyorsunuz. ben sözlükten istanbul'daki her maça giden yazarlar olarak çektiğimizi size ufaktan anlatayım.
maç günleri 5 saat önceden nevizadeye ya da sokağa gidiş. maçtan önce kadroları saymaca, takım kazanır mı kazanmaz mı?
tribünde şöyle yapalım,
haftaya pankart yapalım yapmayalım.
maça gidiş. maçta sesimizi bırakmamız.
yenildiğimiz ve puan kaybettiğimiz maçlardan sonra kendine gelememek. tekrar nevizade ye gidip köşede tekrar kendi kendimize tezahürat etmek .
takımı daha da sevmemiz.
seçim günü nevizade'ye gittik tekrar. o havayı solumaya, galatasaray lisesinin koridorlarında gezdik, faruk süren'le fotoğraf çektirdik.
arena'da yenildiğimiz fenerbahçe maçının ertesi günü abdi ipekçi de telekom maçındaydık. sonra ufaktan playoff başlaması beşiktaş serisi banvit maçları derken şimdi finaldeyiz.
21 yıl sonra finaldeyiz ulan! ve hani yarı finalin son maçında tabir-i caizse piliç çevirme yapmışız resmen. ünal aysal'a bile sardık daddy cool melodisiyle düşün.
bu sezon 40a yakın maçta gidip de kendimizi serebildiğimiz tek an banvit maçının sonlarıydı.
hayatının %60 ından fazlası galatasaray olan adamların 30 saniyeliğine çıldırıp drogba'yı istemesi bence mazur görülebilecek birşey ki o basket takımına verdiğimiz destek, insanları salonlara davet etmemiz, twitterdan kasmamız, aramamız buraya yazdığımız yazılar.
emin olun bu basket takımına en çok desteği verenler o köşe dipte vip tribününde bütün sezon ayakta maç izleyip , rerere çeken gençlerdir. onların galatasaray'a verdiği katkı azımsanmayacak düzeydedir.
o gençler başlatmıştır "taraftar çıldırdı drogbayı istiyor" tezahüratını.
abartmayın. ahlak bekçiliğinin alemi yok.
sezon bitti şampiyon bursa oldu güldük eğlendik siklemedik. çünkü biliyorduk ki haldun üstünel rijkaard'ın sistemine uyacak transferleri yapacak ve hayat daha da iyi olacak. ilk transfer hamlemiz stoch tu.sisteme çok uyacağını düşünmekle beraber bazı çekincelerimizde vardı. bir haziran günü işten geldim ve ne göreyim stoch fenerbahçe'de. hasiktir! 3 gün sonra haldun üstünel istifa etmiş. yine hasiktir! rijkaardla uyumlu çalışacak tek yönetici gittikten sonra yaz ayları bizim için tam bir işkence halinde geçti. rijkaard kovuldu kovulacak diye beklerken malum ankaragücü maçından sonra kovuldu.
maçları ve olayları az çok biliyorsunuz. ben sözlükten istanbul'daki her maça giden yazarlar olarak çektiğimizi size ufaktan anlatayım.
maç günleri 5 saat önceden nevizadeye ya da sokağa gidiş. maçtan önce kadroları saymaca, takım kazanır mı kazanmaz mı?
tribünde şöyle yapalım,
haftaya pankart yapalım yapmayalım.
maça gidiş. maçta sesimizi bırakmamız.
yenildiğimiz ve puan kaybettiğimiz maçlardan sonra kendine gelememek. tekrar nevizade ye gidip köşede tekrar kendi kendimize tezahürat etmek .
takımı daha da sevmemiz.
seçim günü nevizade'ye gittik tekrar. o havayı solumaya, galatasaray lisesinin koridorlarında gezdik, faruk süren'le fotoğraf çektirdik.
arena'da yenildiğimiz fenerbahçe maçının ertesi günü abdi ipekçi de telekom maçındaydık. sonra ufaktan playoff başlaması beşiktaş serisi banvit maçları derken şimdi finaldeyiz.
21 yıl sonra finaldeyiz ulan! ve hani yarı finalin son maçında tabir-i caizse piliç çevirme yapmışız resmen. ünal aysal'a bile sardık daddy cool melodisiyle düşün.
bu sezon 40a yakın maçta gidip de kendimizi serebildiğimiz tek an banvit maçının sonlarıydı.
hayatının %60 ından fazlası galatasaray olan adamların 30 saniyeliğine çıldırıp drogba'yı istemesi bence mazur görülebilecek birşey ki o basket takımına verdiğimiz destek, insanları salonlara davet etmemiz, twitterdan kasmamız, aramamız buraya yazdığımız yazılar.
emin olun bu basket takımına en çok desteği verenler o köşe dipte vip tribününde bütün sezon ayakta maç izleyip , rerere çeken gençlerdir. onların galatasaray'a verdiği katkı azımsanmayacak düzeydedir.
o gençler başlatmıştır "taraftar çıldırdı drogbayı istiyor" tezahüratını.
abartmayın. ahlak bekçiliğinin alemi yok.