240
bu yaşadığım duyguların en inanılmazıydı adeta... hiç bu kadar etkilenmemiştim yüce galatasaray formasını giyen ulu kişiden!
o hırs, bağlılık ! daha fazlasını yazamıyorum işte, anlatamıyorum. aslan kardesim benim.
26 subat aksamı gerçeklesen ve bizim için sonu iyi olan destan esnasında, seksen küsürüncü dakikalarda eski açık ve kapalı arasında bulunan skorboard'a baktığında 3 - 3 ibaresini görmemezlikten gelmek istiyordu mabed !
ellerimiz havada hem destek verip, hem de dua ediyorduk zafere götürecek gol için...
bundan sonra arda turan'a değinmek istiyorum işte.
tam dakikasını hatırlayamıyorum ama skor eşit ve son dakikalar yaklaşıyor. arda kardesim yeni açık tarafında ve kapalı önünde bulunan köşe gönderine yakın mesafede bordeaux'nun ordusuyla savaşırken aldığı darbe ile yerde kaldı ve o esnada bir iki saniyelik kendini toparlama süresince ayağa kalkmak için uğraştı. aman yarabbim bu nasıl bir aşk! bu nasıl bir özgüven! o ayağa kalkışı var ya dünyalara bedeldi işte dünyalara !
ama kimse bana diyemez arda'nın acı çekmediğini. hem de öyle bir acı çekiyordu ki ... bu maç için gönderildim dercesine umursamadı hiçbir acıyı...
bir de bundan öncesinde yaşanan bir pozisyon vardı. dakikalar tükenmekte çok aceleci yine ! allahım bu böyle bitmemeli... bu şekilde olmamalıydı...
biz bunu kaldıramayız...
işte herkes, evet tribünde bulunan herkesin düşüncülerini aynen yazdım. yemin ederim herkes böyle düşünüyordu o gece! herkesin zihninden geçenler bunlardı yemin ediyorum...
biz bunları düşünürken hemen gözlerimizin önüne kapalı alt'ın yeni açık ile birleştiği yere yakın bir mesafede taç'a çıkan topu kullanmak için arda geldi. geldi hem de öyle bir geldiki... kendisi için yapılan arda haydi oğlum, haydi arda! haydi aslanım! bağırtılarına o an kafa salladı büyük bir hırsla.
dikkat edenler muhakkak olmuştur. görmüşlerdir arda kardeşimin bu maç için verdiği sözü kafasını sallayarak onayladığını...
en başta dediğim gibi işte, beni hiç kimse böylesine etkileyemedi bu yüce forma içerisinde onun kadar!
biz tribünde taraftar olarak ne isek, o da hem bizden biri idi, hem de formanın sahibi ! en zoru yani...
o hırs, bağlılık ! daha fazlasını yazamıyorum işte, anlatamıyorum. aslan kardesim benim.
26 subat aksamı gerçeklesen ve bizim için sonu iyi olan destan esnasında, seksen küsürüncü dakikalarda eski açık ve kapalı arasında bulunan skorboard'a baktığında 3 - 3 ibaresini görmemezlikten gelmek istiyordu mabed !
ellerimiz havada hem destek verip, hem de dua ediyorduk zafere götürecek gol için...
bundan sonra arda turan'a değinmek istiyorum işte.
tam dakikasını hatırlayamıyorum ama skor eşit ve son dakikalar yaklaşıyor. arda kardesim yeni açık tarafında ve kapalı önünde bulunan köşe gönderine yakın mesafede bordeaux'nun ordusuyla savaşırken aldığı darbe ile yerde kaldı ve o esnada bir iki saniyelik kendini toparlama süresince ayağa kalkmak için uğraştı. aman yarabbim bu nasıl bir aşk! bu nasıl bir özgüven! o ayağa kalkışı var ya dünyalara bedeldi işte dünyalara !
ama kimse bana diyemez arda'nın acı çekmediğini. hem de öyle bir acı çekiyordu ki ... bu maç için gönderildim dercesine umursamadı hiçbir acıyı...
bir de bundan öncesinde yaşanan bir pozisyon vardı. dakikalar tükenmekte çok aceleci yine ! allahım bu böyle bitmemeli... bu şekilde olmamalıydı...
biz bunu kaldıramayız...
işte herkes, evet tribünde bulunan herkesin düşüncülerini aynen yazdım. yemin ederim herkes böyle düşünüyordu o gece! herkesin zihninden geçenler bunlardı yemin ediyorum...
biz bunları düşünürken hemen gözlerimizin önüne kapalı alt'ın yeni açık ile birleştiği yere yakın bir mesafede taç'a çıkan topu kullanmak için arda geldi. geldi hem de öyle bir geldiki... kendisi için yapılan arda haydi oğlum, haydi arda! haydi aslanım! bağırtılarına o an kafa salladı büyük bir hırsla.
dikkat edenler muhakkak olmuştur. görmüşlerdir arda kardeşimin bu maç için verdiği sözü kafasını sallayarak onayladığını...
en başta dediğim gibi işte, beni hiç kimse böylesine etkileyemedi bu yüce forma içerisinde onun kadar!
biz tribünde taraftar olarak ne isek, o da hem bizden biri idi, hem de formanın sahibi ! en zoru yani...