4349
ne sineması, ne açılışı, ne tosun kankası, ne aziz başkanı, ne kabzımal bozması hakem eskisi amcasına verdiği ayarlar, ne ağız ishali toraman doktorla olan didişmesi hiç biri 18 mart 2011 fenerbahçe maçından sonraki açıklaması kadar koymadı bana. bir oyuncu yeteneklidir, yeteneği tartışılmaz ama ardayı hep yeteneğini iyi kullanmadı diye değil, yeteneğinin getirdiği popülerliği saçma şekilde kullandı diye eleştirdik maalesef. bende eleştirdim ama diyorum ya hiç biri fener maçından sonraki açıklaması kadar koymadı.
sen değimliydin yaz başında yeni forma reklamında bilgisayar montajı ile rüyalarının kahramanı ile reklam çeken güzel kardeşim , kurgu muydu o reklam? senin takım sevdan arma sevdan sana saçma sapan hakaretler eden 3-5 çapulcuya pes edecek kadar küçük müydü, şimdi o adamın kemiklerini sızlatmış olmuyor musun? 18 mart 2011 fenerbahçe maçından sonra yaptığın nasıl bir açıklamaydı halen anlayamıyorum.
sen değil miydin alt yapıdayken kale arkasında hagi'nin golüne çılgınlarca sevinen küçük çocuk, ne yani sen iyi günlerinde mi sevdin bu takımı o sevinmeler mi hoşuna gitti de galatasaraylı oldun. hagi bile bu ülke de ne eleştirilere maruz kaldı bilmiyormusun? nasıl bir ülkede futbolcu olduğunu bilmiyormusun? çok mu zordu medya önünde olmadan yaşamak. hakan şükür, bülent korkmaz, hasan şaş dünya üzerinde nereye gitsen en çok tanınan türk futbolcusuyken, hiç gördün mü ? senin gibi amatör yaşayıp, futboldan çok özel hayatlarıyla konuşulduğunu. ha onlar bile eleştirildi, bende hakan şükür'ün paraya olan düşkünlüğünü, takımı satıp satıp gitmelerini çok eleştirdim ama adam oynadığı kulüp için tamamen profesyonel yaşadı ve kırdığı rekorlar ve aldığı kupalar ile efsane oldu. hakkını yememek lazım. peki sen ne yaptın be güzel kardeşim de bu kocaman ego ya sahip oldun. bizi beğenmez olup, hepimizi aynı kefeye koyar oldun?
2 efsane kaptanın yaptığı fedakarlıkları benden iyi biliyorsundur ama ben bir daha hatırlatayım;
efsanemiz metin oktay;
1957 yilinda fenerbahçe ikinci başkanı müslüm bağcılar metinle bir gazinoda buluşur. bir çek uzatır metin'e, rakamı sen yaz metin der yeter ki fenerbahçe forması giy. metin oktay ise tok olmuştur her zaman paraya, izmirspor'dan da "ya ben ya galatasaray" diyen zengin kızı sevgilisini bırakıp gelmiştir zaten, anında verir cevabi (gbkz: "bizi sevenleri üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim") diyerek kendine yakışan şekilde teklifi geri çevirmiştir.
bana göre ondan sonra ki en büyük kaptanımız * bülent korkmaz;
17 mayıs 2000'de kopenhag'da oynanan uefa kupası finalinde o sakat omuzla nasıl mücadele etti. eminim sende benim kadar iyi hatırlarsın arda kaptan
ee şimdi bu iki örneğe bir de senin yaptığını ekliyelim;
18 mart 2011; 2-1 lik yenilgi ardın dan (gbkz: taraftardan özür diliyoruz. önümüzdeki sene galatasaray’a yakışan bir takım kurulur ve taraftarın gönlü alınır umarım)
bu mu yani galatasaraylılık ? diğer 2 örnekle karşılaştırıyorum, ulan hani bir nokta bulayım da ordan sarılayım diyorum, kaybetmeyelim lan bu değerimizi diyorum ama sen durmadan basına ben avrupa da şu takımı seviyorum, şurada oynamak istiyorum diyorsun, yani bizi basamak gibi görüyorsun. kardeşim bana ne verdin de şimdi benim senin gitmek istemeni eleştirmem saçma oluyor?
bak güzel kardeşim ben öyle güzel süslü püslü yazmaktan anlamam. saplantıları olan bir insanım. ben 5 yıllık bir yükselişin ardından gelen özhan başkan hezimetinde bile bu kadar üzülmemiştim, fener den 6 yediğimiz de bile bu kadar kötü düşüncelere kapılmamıştım. şerefinizle oynayın takım küme düşsün, gelir orada da arkanızda dururuz bundan adım gibi eminim ama bu şekilde ruhsuz olup, suçu bize attığınız da daha da kahroluyoruz.
ne fedakarlık yapanlar var biliyor musun yada hiç düşünüyor musun? öğrenciler harçlıklarından kesip forma alıyor, lisanslı ürün alıyor ki kulübü kazansın diye. üç kuruşa bir ay ağız kokusu çeken renktaşım bile en kötü digiturk size astronomik paraları yatırsın diye ligtv alıyor evine. konumu ve durumu az müsait olan bile onlarca lira ödeyerek tüm zorluklara rağmen stada geliyor size destek olsun diye. yani siz lüks hayat yaşayın diye kendi normal hayatlarından fedakarlık ediyor, yüzlerce liralık masrafı sırf kulübü daha iyi yerlerde olsun diye gözünü kırpmadan harcıyor. bu mu yani bize müstahak olan?
şimdi sağda solda bizi suçlayıp, artık ayrılmak istiyorum diyorsun ya git güzel kardeşim. gemiyi ilk terk eden kaptan ol git. düşürdüğünüz yerden çıkarmak için mücadele etme sakın. binlerce $ lık hayatının da tek suçlusu olan biz taraftarlara sırtını dön git. o apron çalışanının çocuğu olmaktan gurur duyan çocuğu da göm git. hagi'nin golüne havalara uçarak sevinen çocuğu da göm git ama giderken sakın bizi suçlama.
hadi şimdi yolun açık olsun, istemeden kırdıysak da kusurumuza bakma. biz millet olarak aşırı dugusal oluyoruz da.
ilgili maç; 18 mart 2011 galatasaray - fenerbahçe türk telekom arena da oynan ilk fenerbahçe derbisi.
yazarın notu: sitem olarak ne yazdıysam hepsi gerçekleşti. gerisini sen düşün artık arda. *)
sen değimliydin yaz başında yeni forma reklamında bilgisayar montajı ile rüyalarının kahramanı ile reklam çeken güzel kardeşim , kurgu muydu o reklam? senin takım sevdan arma sevdan sana saçma sapan hakaretler eden 3-5 çapulcuya pes edecek kadar küçük müydü, şimdi o adamın kemiklerini sızlatmış olmuyor musun? 18 mart 2011 fenerbahçe maçından sonra yaptığın nasıl bir açıklamaydı halen anlayamıyorum.
sen değil miydin alt yapıdayken kale arkasında hagi'nin golüne çılgınlarca sevinen küçük çocuk, ne yani sen iyi günlerinde mi sevdin bu takımı o sevinmeler mi hoşuna gitti de galatasaraylı oldun. hagi bile bu ülke de ne eleştirilere maruz kaldı bilmiyormusun? nasıl bir ülkede futbolcu olduğunu bilmiyormusun? çok mu zordu medya önünde olmadan yaşamak. hakan şükür, bülent korkmaz, hasan şaş dünya üzerinde nereye gitsen en çok tanınan türk futbolcusuyken, hiç gördün mü ? senin gibi amatör yaşayıp, futboldan çok özel hayatlarıyla konuşulduğunu. ha onlar bile eleştirildi, bende hakan şükür'ün paraya olan düşkünlüğünü, takımı satıp satıp gitmelerini çok eleştirdim ama adam oynadığı kulüp için tamamen profesyonel yaşadı ve kırdığı rekorlar ve aldığı kupalar ile efsane oldu. hakkını yememek lazım. peki sen ne yaptın be güzel kardeşim de bu kocaman ego ya sahip oldun. bizi beğenmez olup, hepimizi aynı kefeye koyar oldun?
2 efsane kaptanın yaptığı fedakarlıkları benden iyi biliyorsundur ama ben bir daha hatırlatayım;
efsanemiz metin oktay;
1957 yilinda fenerbahçe ikinci başkanı müslüm bağcılar metinle bir gazinoda buluşur. bir çek uzatır metin'e, rakamı sen yaz metin der yeter ki fenerbahçe forması giy. metin oktay ise tok olmuştur her zaman paraya, izmirspor'dan da "ya ben ya galatasaray" diyen zengin kızı sevgilisini bırakıp gelmiştir zaten, anında verir cevabi (gbkz: "bizi sevenleri üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim") diyerek kendine yakışan şekilde teklifi geri çevirmiştir.
bana göre ondan sonra ki en büyük kaptanımız * bülent korkmaz;
17 mayıs 2000'de kopenhag'da oynanan uefa kupası finalinde o sakat omuzla nasıl mücadele etti. eminim sende benim kadar iyi hatırlarsın arda kaptan
ee şimdi bu iki örneğe bir de senin yaptığını ekliyelim;
18 mart 2011; 2-1 lik yenilgi ardın dan (gbkz: taraftardan özür diliyoruz. önümüzdeki sene galatasaray’a yakışan bir takım kurulur ve taraftarın gönlü alınır umarım)
bu mu yani galatasaraylılık ? diğer 2 örnekle karşılaştırıyorum, ulan hani bir nokta bulayım da ordan sarılayım diyorum, kaybetmeyelim lan bu değerimizi diyorum ama sen durmadan basına ben avrupa da şu takımı seviyorum, şurada oynamak istiyorum diyorsun, yani bizi basamak gibi görüyorsun. kardeşim bana ne verdin de şimdi benim senin gitmek istemeni eleştirmem saçma oluyor?
bak güzel kardeşim ben öyle güzel süslü püslü yazmaktan anlamam. saplantıları olan bir insanım. ben 5 yıllık bir yükselişin ardından gelen özhan başkan hezimetinde bile bu kadar üzülmemiştim, fener den 6 yediğimiz de bile bu kadar kötü düşüncelere kapılmamıştım. şerefinizle oynayın takım küme düşsün, gelir orada da arkanızda dururuz bundan adım gibi eminim ama bu şekilde ruhsuz olup, suçu bize attığınız da daha da kahroluyoruz.
ne fedakarlık yapanlar var biliyor musun yada hiç düşünüyor musun? öğrenciler harçlıklarından kesip forma alıyor, lisanslı ürün alıyor ki kulübü kazansın diye. üç kuruşa bir ay ağız kokusu çeken renktaşım bile en kötü digiturk size astronomik paraları yatırsın diye ligtv alıyor evine. konumu ve durumu az müsait olan bile onlarca lira ödeyerek tüm zorluklara rağmen stada geliyor size destek olsun diye. yani siz lüks hayat yaşayın diye kendi normal hayatlarından fedakarlık ediyor, yüzlerce liralık masrafı sırf kulübü daha iyi yerlerde olsun diye gözünü kırpmadan harcıyor. bu mu yani bize müstahak olan?
şimdi sağda solda bizi suçlayıp, artık ayrılmak istiyorum diyorsun ya git güzel kardeşim. gemiyi ilk terk eden kaptan ol git. düşürdüğünüz yerden çıkarmak için mücadele etme sakın. binlerce $ lık hayatının da tek suçlusu olan biz taraftarlara sırtını dön git. o apron çalışanının çocuğu olmaktan gurur duyan çocuğu da göm git. hagi'nin golüne havalara uçarak sevinen çocuğu da göm git ama giderken sakın bizi suçlama.
hadi şimdi yolun açık olsun, istemeden kırdıysak da kusurumuza bakma. biz millet olarak aşırı dugusal oluyoruz da.
ilgili maç; 18 mart 2011 galatasaray - fenerbahçe türk telekom arena da oynan ilk fenerbahçe derbisi.
yazarın notu: sitem olarak ne yazdıysam hepsi gerçekleşti. gerisini sen düşün artık arda. *)