• 1413
    hayat anlardan oluşur ve aradan geçen onca zaman, bir çok tek bir an içinmiş gibi gelir bana. kabaca bakıldığında, bir çocuksundur, önce emeklersin, sonra ayakta durursun bir kaç saniyeliğine, sonra bir adım atarsın, düşersin, kalkarsın, iki adım atarsın, düşersin, kalkarsın, üç adım atarsın, dört olur, beş olur... onca düşmek, tek bir an içindir; düşmeden yürüyebildiğini fark ettiğin an -ki hatırlamazsın bile sonradan onu-. okula gidersin, 6 yaşında başlarsın okula, soğuk okul koridorlarında, tahta ve komforsuz sıralarda 20 yılın geçer ortalama, onca emek, onca çaba, harcanan paralar; ister kabul et, ister etme, tek bir an içindir, diplomayı eline aldığın zaman yaşayacağın haz; ya da korku... bir ilişkin olur, göz yaşı dökersin bazen, belki aylar, belki yıllarını verirsin, tek bir an için, bir öpüş, bir dokunuş; ya da bir karar, evlenmek mesela.. evlenirsin, zordur bir hayatı paylaşmak, eyvallah dersin, yine yıllar geçer, tek bir an için -ki o da belki- bebeğini kucağına aldığın o an... o bebek büyür, uykusuz geçer gecelerin, ağlar, susturusun, yıllar geçer, büyür bebek, bir sürü tek bir an için; ilk yürüyüş, ilk konuşma, ilk maç, ilk sakal, ilk mezuniyet, orada; yanında olmak için... bu arada bir işte çalışırsın ya da kendi işin olur, ezilirsin, yıpranırsın günlerce, tek bir an için geçer o günler, maaşını aldığın an; didinirsin, uğraşırsın yıllarca; yine tek bir an, terfi almak... bir hayat geçer, zayıflamışsındır, ölüm yaklaşır, tek bir an; çevrende hâlâ seni seven, bir kaç kişinin olmasıdır koca ömürden kâr kalan sana.

    geriye dönüp baktığı zaman, iyiyi hatırlar insan, kalan zamanlar boşluk doldurmaca. kötü de unutulur elbet, de zor olan o boşluk doldurma kısmı işte. bir idealin, bir hedefin peşinde koştuğunu düşünürsen o kadar farkında olmazsın o zamanların, kimi okulla, kimi parayla, kimi imanla, kimi eğlenmekle meşgul eder kendini. mutsuzluk, umutsuzluktur aslında. ne zaman umut etmeyi bırakırsın, o zaman mutsuzluk teslim alır seni.

    her şey hep yolunda gidemez zaten, ters gitmeli bir şeyler; yeni umutlar edinmeli, savaşmalı. işte budur yaşamak.

    galatasaray özelinde kendimle galatasaray'ı eşleştirdiğim zaman, bu halini daha çok seviyorum galatasaray'ın. umut edecek bir şey var artık, yeniden doğmak; ki en dozajlısıdır umut aşısının. bırakalım dibe vuralım, bırakalım dağılalım. yeniden dirilişi izlemek daha keyifli olmaz mı? umut katmaz mı bir yeniden diriliş umutsuz hayatlara? yıllarca beklersin, başını öne eğdirecek mağlubiyetler alırsın, sonra hagi kırk metreden bir çakar, ne olduğunu anlamazsın. yükselirken altın kaplama kupa göğe, akar göz yaşların yere doğru. ister inan, ister inanma, chelsea'den beş yemen; ya da 14 yıl beklemen, tüm o zamanlar, o bekleyiş, sadece tek bir gece, o an içindi.

    çile ile, umut ile, başımız önümüzde, bekliyoruz galatasaray; yeniden doğ diye.

    umutsuz hayatlarımıza, umut ol diye.
App Store'dan indirin Google Play'den alın