22
sanırım giriş entrysi nedeniyle gereğinden fazla celallenmiş taraftar grubu. aslında galatasaray'ı doksanların ikinci yarısından itibaren daha net bir şekilde takip etmeye başlayan arkadaşları anlamak lazım. devamlı kazanan, kazanarak büyüyen bir takım var orada ve insanda ister istemez her sene şampiyon olma gerekliliği duygusu default mode haline geliyor. bence bunda sorun yok, gayet anlaşılabilir. ancak aynı anlayışın bu arkadaşlar tarafından daha üst yaş gruplarına da gösterilmesi gerekiyor. prekazi'nin ettori'yi avlamasını youtube'dan seyredip hüngür hüngür ağlamakla canlı izleyip kafanı nerdeyse tavana vurduracak bir duygu seline kapılmak aynı şey değil. aynı şekilde bütün 14 yılı şampiyon olmadan geçirenlerle benim gibi son bir kaç senesine denk gelenlerin duyduğu ızdırabın ölçüsü de kıyaslanamaz. sen nasıl yirmi sene sonra bugünkü barcelona'yı çocuğuna anlatırken duyacağın heyecanı, o çocuk asla senin kadar yaşayamayacaksa kırk sene öncesinin ajax'ı, seksenlerin yirmibirinci yüzyıl futbol oynayan dinamo kiev'i, sacchi'nin, capello'nun milanları bugünün barcası ile derwall'in, denizli'nin galatasarayları da, terim'in galatasaray'ı ile mukayese edilemez. biraz empati ile çözeriz bu işleri ama önce cüneyt kaptana kulak vermek gerek...