1353
en az 4 yıl lazım galatasaray’ın tekrar benliğine kavuşabilmesi için. öyle bir durum söz konusu ki şimdi, tsunami tarafından yerle bir edilmiş bir şehir görüntüsü veriyor. 25 milyonluk bir şehir. nerden bakarsan bak yıkılmış viran olmuş durumda. bir parça umut bir parça ekmek için sıraya girmiş beklemekte olan bir halk. bu tsunami doğal yollarla oluşmadı tabiî ki. bir sürü deprem bir sürü artçı deprem gerçekleşti, her hangi bir uyarı sistemi olmadığı içinde tsunami kaçınılmaz hale geldi.
bünyemizde açılan bu izleri silmek kolay olmayacak, hatta bir çoğumuz da bu izler kalacaktır. küçük nesillerde daha kalıcı olabilir ve gençliklerinde bu nu en derin haliyle hissedebilirler. yaşı 25 ile 30 arasında olanlar ve daha büyükler geçmiş yıllarda yaşadıkları başarıların verdiği öz güvenle kendilerini avutabilirler belki. 20 yaşının altında olanlar çok net hatırlamadıkları ve o güven veren atmosferleri yaşamadıkları için sıkıntılı dönemler geçirmeleri söz konusu olacaktır. tabi tarihi okuyup bilgi edinmeleri mümkün ama hepimiz biliyoruz ki tarihle övünmek bir yere kadar mutlu edici, her dakika tarihten bahsetmek tarihle yaşamak bir yerde insanın kendisini kandırması demek gibi geliyor bana. bu gün, şu an, yarın, gelecek mühim olan.
şöyle bir gerçek var hayatın içinde, başarıları elde etmek, büyük hayalleri gerçekleştirmek çok zordur, çok emek ister. çok çalışırsın uzun yıllar alır, 10 yıllar 20 yıllar geçer, çalışırsın çalışırsın ve sonunda elde edersin. ama elde ettiğin başarıların devamını getiremediğinde 3 yıl içersinde sermayen sıfıra iner, tükenirsin. evet uefa kupasını aldın, avrupa’nın alayına giderlendin, süper kupa’yıda aldın, ya devamı ? bunlarla övün bunlarla gururlan tabiî ki, tabiî ki her şey unutulur bunlar unutulmaz, fakat yetmezde, yetmemeliydi !
okuduğumuz ağabeylerimizin büyüklerimizin anlattığı kadarıyla 14 yıllık süreçte bile bu kadar hedefsiz kalınmamıştı. tabi o süreçte teknoloji bu kadar gelişmiş, internet yaygın bir araç olsaydı yine aynı olur muydu dayanma bağımında bilmiyorum. hedefsiz bir takım hedefsiz bir camia, küçülmeye devam eder. bilenler bilir bir söz vardır, “büyümeyen şirket küçülmeye mahkumdur” diye yani sen ben böyle iyiyim benim elde ettiğim başarılar bana yeter kendi yağımda kavrulayım dersen küçülürsün. bırak küçülmeyi orta karar bir hale gelmeyi daha da kötüye gitmesi an meselisi halinde.
başta da dediğim gibi en az 4 yıl lazım sadece yeni bir vizyon oluşturmak için, yeni bir düşünce oluşturabilmek için. yıkılmış viran olmuş bir şehir görüntüsü geliyor hep gözlerimin önüme, sıraya girmiş insanlar umut dileniyorlar, bende sıradayım. dozerler şehre girecek ilk önce enkazı kaldırıp kamyonlara yükleyecek, belki halk için geçici baraka evler yapılabilir tabi ama amaç kalıcı yerleşim yerleri yapılmalı, depreme dayanıklı evler, depreme dayanıklı dev kuleler yapılmalı ki bir gerçek var türkiye depremler bölgesi üzerindedir. hayalsiz yaşanmaz, yeni hayallere yeni yüzlere yeni karakterlere ihtiyacımız var.
bünyemizde açılan bu izleri silmek kolay olmayacak, hatta bir çoğumuz da bu izler kalacaktır. küçük nesillerde daha kalıcı olabilir ve gençliklerinde bu nu en derin haliyle hissedebilirler. yaşı 25 ile 30 arasında olanlar ve daha büyükler geçmiş yıllarda yaşadıkları başarıların verdiği öz güvenle kendilerini avutabilirler belki. 20 yaşının altında olanlar çok net hatırlamadıkları ve o güven veren atmosferleri yaşamadıkları için sıkıntılı dönemler geçirmeleri söz konusu olacaktır. tabi tarihi okuyup bilgi edinmeleri mümkün ama hepimiz biliyoruz ki tarihle övünmek bir yere kadar mutlu edici, her dakika tarihten bahsetmek tarihle yaşamak bir yerde insanın kendisini kandırması demek gibi geliyor bana. bu gün, şu an, yarın, gelecek mühim olan.
şöyle bir gerçek var hayatın içinde, başarıları elde etmek, büyük hayalleri gerçekleştirmek çok zordur, çok emek ister. çok çalışırsın uzun yıllar alır, 10 yıllar 20 yıllar geçer, çalışırsın çalışırsın ve sonunda elde edersin. ama elde ettiğin başarıların devamını getiremediğinde 3 yıl içersinde sermayen sıfıra iner, tükenirsin. evet uefa kupasını aldın, avrupa’nın alayına giderlendin, süper kupa’yıda aldın, ya devamı ? bunlarla övün bunlarla gururlan tabiî ki, tabiî ki her şey unutulur bunlar unutulmaz, fakat yetmezde, yetmemeliydi !
okuduğumuz ağabeylerimizin büyüklerimizin anlattığı kadarıyla 14 yıllık süreçte bile bu kadar hedefsiz kalınmamıştı. tabi o süreçte teknoloji bu kadar gelişmiş, internet yaygın bir araç olsaydı yine aynı olur muydu dayanma bağımında bilmiyorum. hedefsiz bir takım hedefsiz bir camia, küçülmeye devam eder. bilenler bilir bir söz vardır, “büyümeyen şirket küçülmeye mahkumdur” diye yani sen ben böyle iyiyim benim elde ettiğim başarılar bana yeter kendi yağımda kavrulayım dersen küçülürsün. bırak küçülmeyi orta karar bir hale gelmeyi daha da kötüye gitmesi an meselisi halinde.
başta da dediğim gibi en az 4 yıl lazım sadece yeni bir vizyon oluşturmak için, yeni bir düşünce oluşturabilmek için. yıkılmış viran olmuş bir şehir görüntüsü geliyor hep gözlerimin önüme, sıraya girmiş insanlar umut dileniyorlar, bende sıradayım. dozerler şehre girecek ilk önce enkazı kaldırıp kamyonlara yükleyecek, belki halk için geçici baraka evler yapılabilir tabi ama amaç kalıcı yerleşim yerleri yapılmalı, depreme dayanıklı evler, depreme dayanıklı dev kuleler yapılmalı ki bir gerçek var türkiye depremler bölgesi üzerindedir. hayalsiz yaşanmaz, yeni hayallere yeni yüzlere yeni karakterlere ihtiyacımız var.