767
sana herkesin söyleyeceği çok şey varken, benim sana söyleyecek fazla şeyim yok, sana söylenecek her şey, senin değerine az geleceği için..
anılarım vardı benim, daha kazanacağımız maçların veya kupaların umutları, çok istediğimiz maçları kaybetmemizin hüznü, hele ki sevinçler; öyle sevinçler ki 'unutulmaz' demişler..
evet efendim, benim bir arada yaşadığım çok duygum varı ali sami yen hell ile alakalı, evet efendim, bu duygularım yenemedi 'endüstriyel futbol'u, yenemedi, çok istediğimiz maçları kaybettiğimiz gibi..
neden? diye soruyor insan kendine, cevabı basit; yeni stat-yeni heyecan-yeni sevinçler- yeni yeni ye ..
ne demiş mehmet akif?" gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem. "
merak etme ali sami yen, seni unutmayacak taraftarın var..
seni her ali, sami, yen, cehennem kelimelerinin geçtiği ortamda hatırlayacak taraftarın..
yanında geçerken seni göremeyecek olmanın burukluğu var,
çocukken her yanından geçtiğinde ; " acaba hagi orada mı diye? " bakan bir çocuk yüreği,
yol tarafındaki boşluktan bakarken ; " ulan, belki antreman yapıyorlardır he? olamaz mı? " diyen bir genç umudu,
o eski ve demir kapından girdiğinde, stadın çimlerini görünce kalbi atan, ' keşke ben de futbolcu olsaydım ' diyen bir taraftar duygusu,
her gol olduğunda 2-3 sıra öne giden,
gerektiğinde tellere yapışan deliler,
senin maçından sonra eve geldiğinde,
boğazı ağrıyan veya sesi kısılan bir taraftar,
sabaha kadar pankart hazırlayıp seni süsleyen insanlar,
alpaslan dikmen'i sende uğurlayan hüzün kalpler,
sevgilisini, kankasını, yeğenini sana getirip, sarı-kırmızıya aşık ettiren taraftarın var ali sami yen..
ah be ali sami yen, keşke bir gün geri gelsek yeniden..
sana güzel bir şekilde veda edemeyen ruhsuzların yerine, 'elvada..'
son kez bağırıyor kalbim sana ; ' seni yıkacak dozerin ..'
hakkını helal et..
anılarım vardı benim, daha kazanacağımız maçların veya kupaların umutları, çok istediğimiz maçları kaybetmemizin hüznü, hele ki sevinçler; öyle sevinçler ki 'unutulmaz' demişler..
evet efendim, benim bir arada yaşadığım çok duygum varı ali sami yen hell ile alakalı, evet efendim, bu duygularım yenemedi 'endüstriyel futbol'u, yenemedi, çok istediğimiz maçları kaybettiğimiz gibi..
neden? diye soruyor insan kendine, cevabı basit; yeni stat-yeni heyecan-yeni sevinçler- yeni yeni ye ..
ne demiş mehmet akif?" gelenin keyfi için, geçmişe kalkıp sövemem. "
merak etme ali sami yen, seni unutmayacak taraftarın var..
seni her ali, sami, yen, cehennem kelimelerinin geçtiği ortamda hatırlayacak taraftarın..
yanında geçerken seni göremeyecek olmanın burukluğu var,
çocukken her yanından geçtiğinde ; " acaba hagi orada mı diye? " bakan bir çocuk yüreği,
yol tarafındaki boşluktan bakarken ; " ulan, belki antreman yapıyorlardır he? olamaz mı? " diyen bir genç umudu,
o eski ve demir kapından girdiğinde, stadın çimlerini görünce kalbi atan, ' keşke ben de futbolcu olsaydım ' diyen bir taraftar duygusu,
her gol olduğunda 2-3 sıra öne giden,
gerektiğinde tellere yapışan deliler,
senin maçından sonra eve geldiğinde,
boğazı ağrıyan veya sesi kısılan bir taraftar,
sabaha kadar pankart hazırlayıp seni süsleyen insanlar,
alpaslan dikmen'i sende uğurlayan hüzün kalpler,
sevgilisini, kankasını, yeğenini sana getirip, sarı-kırmızıya aşık ettiren taraftarın var ali sami yen..
ah be ali sami yen, keşke bir gün geri gelsek yeniden..
sana güzel bir şekilde veda edemeyen ruhsuzların yerine, 'elvada..'
son kez bağırıyor kalbim sana ; ' seni yıkacak dozerin ..'
hakkını helal et..
