10
büyük takım ağlamaz
maç, bitti, son dakikada yediğimiz golle berabere kaldık. sezon başından beri klasik olmuştu. biz yeneceksek, en az 2 farklı önde girmemiz gerekir son saniyelere. takım sakar şakirlerle dolu. maçın bitiminde yönetim bir ağlamaya başladı ki ne meme yetiyor, ne emzik. ne yapmış maçın hakemi, heniz seyretmedim televizyondan ki lincoln yalandan atlamış. arkadan uyanıklık yapıp topa ayağını uzatmış. son haftalarda dandik atılmalar, takım yakmalar, hakeme takmalar tavan yapmışken, sen laubali bir şekilde, 10 hakemden 8'inin göstereceği kartı görüp atılıyorsan, ne diyelim ki?.
atmasın mı hakem?. yalandan ağlamayı kesin, hakem hata yapmışsa, baros'u, emre aşık'ı atmadığı için yapmıştır. kötü maç yönetmiştir, oyunu sık sık kesip, devamlı bize kendini seyrettirmiştir. mavi üniformasını unutmadığıma göre hakeme çok bakmışım. sen büyük takım değilmisin, kayserispor'a 1-0 öndeyken 10 kişi oynayamıyorsun. tek bir gol pozisyonu üretemeden sıçan gibi son dakikalara girip, kaleyi evliyalara emanet ediyorsun. gol oluncada hakem kabahatli.
ben anlamam, büyük takım hakem karşı tarafı tuttuğunu açıkça söylese bile ezilmez, gerekirse hakemi de yener. sen ofsayt golle kayserispor'u elerken de ağlasana. ben yönetimin açıklamasını manidar buluyorum. yersiz, hocayı, futbolcuyu koruyan bir açıklama. kur dünyanın dolarını harcayarak bir takım, emanet et bakkal çırağına koskoca takımı. bu adam uefa kupasını kazansak bile, benim için çaylaktır, çaylak kalacaktır. bu takımın her zaman söylüyorum ki oynadığı en kötü maç, mutlak oynadığı en son maç olmalıdır.
kriz zamanı yapacak bir şeyi yok, geriye düştüğünde öne geçme ihtimali mucizelere kalmış, kadroyu ekonomik kullanmaktan aciz, arda turan'ı tek bir maç dinlendirmek aklına gelmiyor, mahşerin 4 atlısı şov yapıp, farklı yendiğinde sanki dahli varmış gibi kasılıyor. her maç hastaneye bir futbolcu taşınıyor, sivas'ı 3 maç üst üste yenemiyorsun, eleniyorsun, ligte her maç kritik. ortalama bir maçı koordine edemiyorsun. yarın bu hocayla fener maçına, hiç umudum yok ama yarı final, final maçına nasıl çıkacaksın. uefa finalinde yaser'i mi penaltıya göndereceksin.
takım senelerdir küçüldükçe küçülüyordu, bu sene tekrar büyümeye başladı. bu seferde takım fazla üst düzey memurla dolduruldu. taraftar yenemediği maçtan sonra takımı çağırıyor, arda, emre, ayhan, sabri'den başka gelen yok. takım bu kadar kalmış işte. ilerleyen haftalarda bir şekilde daha fazla geriye düşersek, geçen yıl ki şahlanışı, isyanı kimse beklemesin. fener'in, beşiktaş'ın bu kadar kötü olduğu bir sezonda uzak ara önde olamamışız. sivas'ın, trabzon'un maç kaybetmesine totem yatırıyoruz.
bu yazdıklarımı not edin. ben demedim mi? diye sormayacağım. arda, kewell, lincon baros'u aynı maçlarda oynatamadığı sürece, bu adam yüzünden bu sezonu kaybediyoruz. korkuyorum, arda'nın başına da bir şey gelecek diye. işte o zaman marmara çırası gibi yandığımızın resmidir.
maç, bitti, son dakikada yediğimiz golle berabere kaldık. sezon başından beri klasik olmuştu. biz yeneceksek, en az 2 farklı önde girmemiz gerekir son saniyelere. takım sakar şakirlerle dolu. maçın bitiminde yönetim bir ağlamaya başladı ki ne meme yetiyor, ne emzik. ne yapmış maçın hakemi, heniz seyretmedim televizyondan ki lincoln yalandan atlamış. arkadan uyanıklık yapıp topa ayağını uzatmış. son haftalarda dandik atılmalar, takım yakmalar, hakeme takmalar tavan yapmışken, sen laubali bir şekilde, 10 hakemden 8'inin göstereceği kartı görüp atılıyorsan, ne diyelim ki?.
atmasın mı hakem?. yalandan ağlamayı kesin, hakem hata yapmışsa, baros'u, emre aşık'ı atmadığı için yapmıştır. kötü maç yönetmiştir, oyunu sık sık kesip, devamlı bize kendini seyrettirmiştir. mavi üniformasını unutmadığıma göre hakeme çok bakmışım. sen büyük takım değilmisin, kayserispor'a 1-0 öndeyken 10 kişi oynayamıyorsun. tek bir gol pozisyonu üretemeden sıçan gibi son dakikalara girip, kaleyi evliyalara emanet ediyorsun. gol oluncada hakem kabahatli.
ben anlamam, büyük takım hakem karşı tarafı tuttuğunu açıkça söylese bile ezilmez, gerekirse hakemi de yener. sen ofsayt golle kayserispor'u elerken de ağlasana. ben yönetimin açıklamasını manidar buluyorum. yersiz, hocayı, futbolcuyu koruyan bir açıklama. kur dünyanın dolarını harcayarak bir takım, emanet et bakkal çırağına koskoca takımı. bu adam uefa kupasını kazansak bile, benim için çaylaktır, çaylak kalacaktır. bu takımın her zaman söylüyorum ki oynadığı en kötü maç, mutlak oynadığı en son maç olmalıdır.
kriz zamanı yapacak bir şeyi yok, geriye düştüğünde öne geçme ihtimali mucizelere kalmış, kadroyu ekonomik kullanmaktan aciz, arda turan'ı tek bir maç dinlendirmek aklına gelmiyor, mahşerin 4 atlısı şov yapıp, farklı yendiğinde sanki dahli varmış gibi kasılıyor. her maç hastaneye bir futbolcu taşınıyor, sivas'ı 3 maç üst üste yenemiyorsun, eleniyorsun, ligte her maç kritik. ortalama bir maçı koordine edemiyorsun. yarın bu hocayla fener maçına, hiç umudum yok ama yarı final, final maçına nasıl çıkacaksın. uefa finalinde yaser'i mi penaltıya göndereceksin.
takım senelerdir küçüldükçe küçülüyordu, bu sene tekrar büyümeye başladı. bu seferde takım fazla üst düzey memurla dolduruldu. taraftar yenemediği maçtan sonra takımı çağırıyor, arda, emre, ayhan, sabri'den başka gelen yok. takım bu kadar kalmış işte. ilerleyen haftalarda bir şekilde daha fazla geriye düşersek, geçen yıl ki şahlanışı, isyanı kimse beklemesin. fener'in, beşiktaş'ın bu kadar kötü olduğu bir sezonda uzak ara önde olamamışız. sivas'ın, trabzon'un maç kaybetmesine totem yatırıyoruz.
bu yazdıklarımı not edin. ben demedim mi? diye sormayacağım. arda, kewell, lincon baros'u aynı maçlarda oynatamadığı sürece, bu adam yüzünden bu sezonu kaybediyoruz. korkuyorum, arda'nın başına da bir şey gelecek diye. işte o zaman marmara çırası gibi yandığımızın resmidir.