53
hani yakınınızda bi kız vardır pek dikkatinizi çekmez, onla konuşmak ya da konuşmamak sizin için o kadar önemli değildir. ama onu tanımaya başlarsınız, tanıdıkça sevmeye başlarsınız, aşık olursunuz. işte benim için aynen öyledir galatasaray aşkı.
eskiden bu kadar çok takip etmezdim futbolu, galatasaray'ı. hani oynamayı da pek beceremezdim ondandır belki de. sadece önemli maçları izleme giderdim, aklıma esince puan durumuna falan bakardım. hep galatasaraylıydım ancak o kadar da değildim işte *. bundan uzuuun yıllar önce tatile kuzenlerimin yanına gitmiştik. 2 kuzenim de sürekli futbol konuşuyor, ben fransız kalıyorum mal mal bakıyorum ne diyo la bunlar diye. yok liverpoolmuş chealseaymiş bilmemneymiş. bayağı sıkılıyordum yanlarında. onlarla takılmaktan başka yapabileceğim başka bir şey de yok hiç bi' yer bilmiyorum, kimseyi tanımıyorum. mecbur katlanıyordum bana göre sıkıcı olan muhabbete. ulan konuşmaktan da sıkılmıyorlar arkadaş. gece-gündüz futbol. 2 karı kız muhabbeti yapın amk. ortamlara sokun kardeşinizi. * neyse, o aralar sezon başlamamış ama uefa ön eleme maçları var. bi gün eve geldik akşamüstü. cips falan aldılar akşam maç var diye. ne maçı hangi takım neyin nesidir diye sordum. bana açıkladılar anlattılar baya şöyleydi böyleydi kesin 5 atarız falan. anladım, siktiriboktan bi takım. söylenmeye başladım kendi kendime 'hay mnskym bunlar maç izlicek 2 saat ben napcam lan kendi başıma' diye. akşam oldu maç başlamak üzere ben de oturdum yanlarına. yapcak başka bi' şey yok sıkıcı falan katlancaz. kuzen kanalı açar açmaz ali sami yen'deki inanılmaz tezahurat bi anda tüylerimi diken diken etti. önceden 'ne gerek var salak gibi 1,5 saat orda bağırmaya, salak lan bunlar harbiden' diye düşünürdüm. ama o an, keşke ben de orda olsam diye düşündüm. neyse, maç başladı. atak üstüne atak, atak üstüne atak boğuyorduk rakibi resmen. her pozisyona girdiğimizde kasıyodum kendimi 'ulan o kaçar mı bee' diye söylene söylene. halbuki bi boktan çaktığım yok. ataklara devam ediyor takım, gol kaçtıkça kızıyor, hafif hafif küfrediyordum .'lan bu maç izlemek o kadar da sıkıcı değilmiş ha' diyorum kendi kendime. maç bitiyo yeniyoruz tabi, bende inanılmaz bi mutluluk, salak salak gülüyorum etrafa. babam 'ne la bu halin kime aşık oldun' diye dalga geçiyodu. evet, aşık oldum. o takıma aşık oldum. o sarı kırmızı renklere aşık oldum. o sesi kısılana kadar bağıran taraftara aşık oldum. galatasaray'ıma aşık oldum.
eskiden bu kadar çok takip etmezdim futbolu, galatasaray'ı. hani oynamayı da pek beceremezdim ondandır belki de. sadece önemli maçları izleme giderdim, aklıma esince puan durumuna falan bakardım. hep galatasaraylıydım ancak o kadar da değildim işte *. bundan uzuuun yıllar önce tatile kuzenlerimin yanına gitmiştik. 2 kuzenim de sürekli futbol konuşuyor, ben fransız kalıyorum mal mal bakıyorum ne diyo la bunlar diye. yok liverpoolmuş chealseaymiş bilmemneymiş. bayağı sıkılıyordum yanlarında. onlarla takılmaktan başka yapabileceğim başka bir şey de yok hiç bi' yer bilmiyorum, kimseyi tanımıyorum. mecbur katlanıyordum bana göre sıkıcı olan muhabbete. ulan konuşmaktan da sıkılmıyorlar arkadaş. gece-gündüz futbol. 2 karı kız muhabbeti yapın amk. ortamlara sokun kardeşinizi. * neyse, o aralar sezon başlamamış ama uefa ön eleme maçları var. bi gün eve geldik akşamüstü. cips falan aldılar akşam maç var diye. ne maçı hangi takım neyin nesidir diye sordum. bana açıkladılar anlattılar baya şöyleydi böyleydi kesin 5 atarız falan. anladım, siktiriboktan bi takım. söylenmeye başladım kendi kendime 'hay mnskym bunlar maç izlicek 2 saat ben napcam lan kendi başıma' diye. akşam oldu maç başlamak üzere ben de oturdum yanlarına. yapcak başka bi' şey yok sıkıcı falan katlancaz. kuzen kanalı açar açmaz ali sami yen'deki inanılmaz tezahurat bi anda tüylerimi diken diken etti. önceden 'ne gerek var salak gibi 1,5 saat orda bağırmaya, salak lan bunlar harbiden' diye düşünürdüm. ama o an, keşke ben de orda olsam diye düşündüm. neyse, maç başladı. atak üstüne atak, atak üstüne atak boğuyorduk rakibi resmen. her pozisyona girdiğimizde kasıyodum kendimi 'ulan o kaçar mı bee' diye söylene söylene. halbuki bi boktan çaktığım yok. ataklara devam ediyor takım, gol kaçtıkça kızıyor, hafif hafif küfrediyordum .'lan bu maç izlemek o kadar da sıkıcı değilmiş ha' diyorum kendi kendime. maç bitiyo yeniyoruz tabi, bende inanılmaz bi mutluluk, salak salak gülüyorum etrafa. babam 'ne la bu halin kime aşık oldun' diye dalga geçiyodu. evet, aşık oldum. o takıma aşık oldum. o sarı kırmızı renklere aşık oldum. o sesi kısılana kadar bağıran taraftara aşık oldum. galatasaray'ıma aşık oldum.