44
başının üzerinde deplasman tribününden gelen çakmakların trafiğine rağmen koltuğunu bırakmayanı da vardır. belki statta kendine ait bir yerinin olması kendisini daha da bi mutlu ediyordur. gittiğinde yerini boş görünce '' buyurun, bu koltuğu size ayırdık" hissi kendisini daha iyi hissettiriyordur.
maçı ayakta izlemeyi isteyenlere karışamayacağı gibi, maçı ayakta izlemek istemeyenler de kendisine karışmamalıdır. kendi koltuğunda maç seyretmek istemesi en doğal hakkıdır bence. kendi koltuğunda izlemek istiyor diye tezahüratlara katılmaz, müşteridir, çökçökçüdür, çekirdekçidir, fakirdir de zengin ayakları yapar şeklinde etiketlenmesi de tüm genellemelerin yanlış olması gibi yanlıştır. kimse kimseye tahammül edemez bu ülkede, her şeye hakkı olduğunu sanar ya, ukaladır böyle. e bu da bizim milletin karakteri, ona da yapacak bir şey yok. birini ezip geçersen, yanına kardır. ne vardı bir de? "adaletin bittiği yerde anarşi başlar" mı?
maçı ayakta izlemeyi isteyenlere karışamayacağı gibi, maçı ayakta izlemek istemeyenler de kendisine karışmamalıdır. kendi koltuğunda maç seyretmek istemesi en doğal hakkıdır bence. kendi koltuğunda izlemek istiyor diye tezahüratlara katılmaz, müşteridir, çökçökçüdür, çekirdekçidir, fakirdir de zengin ayakları yapar şeklinde etiketlenmesi de tüm genellemelerin yanlış olması gibi yanlıştır. kimse kimseye tahammül edemez bu ülkede, her şeye hakkı olduğunu sanar ya, ukaladır böyle. e bu da bizim milletin karakteri, ona da yapacak bir şey yok. birini ezip geçersen, yanına kardır. ne vardı bir de? "adaletin bittiği yerde anarşi başlar" mı?